Zynep'in Kaleminden

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Zynep
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Zynep' Alıntı:
Bülent' Alıntı:
Zynep' Alıntı:
Okuyacak arkadaşlar için bir dip not: Tamamen hayal ürünüdür. Burada bir "aldatma" söz konusu, "yaşadığın bir şey mi?" diye sormayın yani:)
Tam sorumu yazmıştım...
Soruyu göndermeden cevabın gelmesi ilginç.  :)

Ahmet Altan'da "Aldatmak" kitabını yazdı, üstelik bir kadının gözünden... :)
Yazı yazan kişiler belki en çok kendi yaşamlarındaki olaylardan etkilenirler ama aynı zamanda iyi birer gözlemcidirler kuşkusuz.
Her yazılan başımızdan geçenler olsa... tıkanır kalırdık biryerde.
o kadın psikolojik rahatsızları olan biri değil miydi yaw  :-\
zeynep çok güzel yazmışsın bayılıyorum şiir diline (şiir dili diye terim yoksa da ben uydurdum )
tebrikler  ::)
 
Gözde, alıntı yapmıyorum, epey uzun olacak diye:)
Yanıtım sana;
Aldatmak kitabının kadın kahramanıyla ilgili.
Hayır değildi ama oldu, kleptoman oldu yaşadıkları sonucunda.
O kitabın ana teması şuydu; Bir kişiyle evlenecekseniz, ilk gördüğünüz anda sizi etkileyen görünüşünün dışında çok farklı yanları olduğunu unutmayın, ve seçtiğiniz kişinin, kendi işini yaparken görüntüsü çok çarpıcıdır, çünkü orada kahraman O'dur. Ve bu görüntü beyninize "kahramanım" olarak yerleşebilir. Ama gerçek bu değildir, o nedenle evlenirken gözünüzde bu kahraman hayalini canlandırıp hataya düşmeyin.
 
Zynep' Alıntı:
Bir kişiyle evlenecekseniz, ilk gördüğünüz anda sizi etkileyen görünüşünün dışında çok farklı yanları olduğunu unutmayın, ve seçtiğiniz kişinin, kendi işini yaparken görüntüsü çok çarpıcıdır, çünkü orada kahraman O'dur. Ve bu görüntü beyninize "kahramanım" olarak yerleşebilir. Ama gerçek bu değildir, o nedenle evlenirken gözünüzde bu kahraman hayalini canlandırıp hataya düşmeyin.

Çok doğru bir yaklaşım, kitaptaki de Zynep'in sonucu yansıtması da..

Teşekkürler Zynep'cim.
 
Feveran Estomp' Alıntı:
İlk ÖZGÜN KALEM'imizi tebrik ediyorum.. Güzel şiirleri okumak harika..  :)

Teşekkür ederim ama tüm Özgün Kalemler'i birleştiriyorum. :)
Denemek için kendimden başladım, herhangi bi hata olursa üyelerimizin yazılarına bir zarar vermemek için yani.
 
Saatler çoktan gece yarısını vurmuş... yeni bir gün başlamış.

Bekle biraz.
Gün ağarmadan güvercinlere ekmek koyayım camlarımın pervazlarına.

Sana onları anlatırım ya hep... gülümseyerek dinlersin sonra yaramaz çocuklarmışız gibi saçlarımı karıştırırsın. Ve ben şımarırım hani...

Ne güzel seninle yaşamı paylaşmak.
Olmadığında bile seni bende yaşamak...
Yüzüne söyleyemediğim onlarca "iyi geceler"im birikti, ve "günaydınlarım".

"Sevmek ne canımın içinde ki"... derdin ya bana, yüzünde muzip bir ifade.; "Seni sevmek mi?" diye sorardım.
Ciddileşirdin birden...
"Seni sevmek yaşamak" derdin... ve bu kez saçlarıma ellerin bir başka dokunurdu. Bir başka atardı yüreğim.

Di'li zamanları kullanmak yakışmıyor bana. Sen benim di'li zamanlarım değilsin çünkü... geleceğim de değilsin belki. "An"ımsın. Bitmesini hiç istemediğim... "An"larım.

Pencereme o yaramaz güvercin geldi bak. Oysa daha gün ışımadı.
Sen misin?
Kaybolma, uçma...

Sana anlatacaklarım var çok...

Ya da dur, konuşmayalım.
Sen bana bak
ben sana
sessizlikte...

Ben seni duyuyorum.
Ve sen de beni...

Seni yaşadıkça sen de beni yaşıyorsun. Hissediyorum.
Çünkü karanlıkta pencereme konan güvercin ekmek kırıklarına değil...
Bana bakıyor.

Seni seviyorum...
Di'li geçmişler de değil...
Yine sulardayım...


Sularda seninle seni yaşamak. Ve ben gülümsüyorum. Suya adını yazmak...
Hiç ama hiç acıtmıyor ki canımı.
ben aşk ne bilirim sudaki sevdam...
aşk...

Aşk... Yani Zühre sevmese Tahir'i, ya da Mecnun çöllere düşmese Leyla için...

Biliyor musun? Ah nereden bileceksin?
Ayşe vardı, komşumuz, hani şu Ali'ye sevdalı Ayşe, hatırladın mı?
Gülerdin hani, "Dişlek Ayşe" filan derdin, ben de sana, "sus" derdim.
O Ayşe... dişlek Ayşe gitti...
Sorma. O Ayşe bilemedi. Zühre Tahir'i sevmese bile...
bile... işte.

Aşk... O'dur ki...
gülümsemek belki...
hissetmek.
ve
fısıldamak suya...

Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden Zühre onu sevmeseydi...
Ya ben?
Ne kaybederim... aşkımı sana değil... suya anlatsam?
Ben sana aşığım suya yazılı sevdiğim...
ve ne kaybederim?
Beni anlama, duyma hiç...

Ayşe herhangi bir yaya geçidinin yasağında karşıya gelen onca arabaya aldırmadan yavaş yavaş yürüdü caddede...

Yok...
Ayşe aşkını suya bile yazamadı.

Tahir ne kaybederdi Zühre onu sevmeseydi?

Seni suya yazdım...


Ve...
suya fısıldadım;
gülümseyerek...

Sana aşığım... ben.

Zeynep




Not: "Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden Zühre onu sevmeseydi" sözül Nzım Hikmet'indir.
 
Yüreğine sağlık Zeynep :)
Her zamanki gibi muhteşemsin yine.
Yanlız bunu okurken bir an için Yılmaz Erdoğan şiiri okuyormuşum gibi hissettim.Yani bana o lezzeti verdi ;)
 
bıldırcın' Alıntı:
Yüreğine sağlık Zeynep :)
Her zamanki gibi muhteşemsin yine.
Yanlız bunu okurken bir an için Yılmaz Erdoğan şiiri okuyormuşum gibi hissettim.Yani bana o lezzeti verdi ;)

Teşekkür ederim.
Büyük ustayı anımsatabildiysem ne mutlu bana. :)
Yılmaz Erdoğan... çok sevdiğim ve çok severek okuduğum bir yazar gerçekten. Benzeyen yönleri ben kendim araştırdım hatta ve buldum bıldırcın. Cümle yapıları öncelikle, ve sözcüklerin kullanımı sanırım.
Tuhaf bir şekilde konuşmalarımızda benzeşiyor kendisiyle:)
 
Di'li zamanları kullanmak yakışmıyor bana. Sen benim di'li zamanlarım değilsin çünkü... geleceğim de değilsin belki. "An"ımsın. Bitmesini hiç istemediğim... "An"larım.

Güzeldi Yüreğine sağlık :)
 
NoRanynn' Alıntı:
Di'li zamanları kullanmak yakışmıyor bana. Sen benim di'li zamanlarım değilsin çünkü... geleceğim de değilsin belki. "An"ımsın. Bitmesini hiç istemediğim... "An"larım.

Güzeldi Yüreğine sağlık :)

Di'li zamanlar üzer insanı bazan :(
Oysa söz konusu, "an"ları severek paylaştığım bir kişiyse, gelecek yoksa bile, bana kalan "o anların" bana yaşattığı mutluluk olmalı diye düşünürüm ben hep.
Derler ya, şu meşhur replik hani:) Aşk hiç bir zaman pişman olmamaktır...
 
Geri
Üst