Zynep'in Kaleminden

  • Konbuyu başlatan Zynep
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Özgün Kalemler kategorisinde Zynep tarafından oluşturulan Zynep'in Kaleminden başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 115,941 kez görüntülenmiş, 638 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Özgün Kalemler
Konu Başlığı Zynep'in Kaleminden
Konbuyu başlatan Zynep
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan günışığı
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Şöyle yazan yok;

Ne güzel ne güzel
Bugün çok mutluyum
Hayattan umutluyum!
Harika bir eşim
İyi para kazandığım bir işim
Altımda arabam
Dolu deposu
Üstümde bir dam
İçi sevgi kelebekleri dolu!
Zzzzzzzzzzzzzttttttttttttttttttt... :D :D
 
T

tnctrkcell

Ne güzel ne güzel
Bugün çok mutluyum
Hayattan umutluyum!
Harika bir eşim
İyi para kazandığım bir işim
Altımda arabam
Dolu deposu
Üstümde bir dam
İçi sevgi kelebekleri dolu!

:)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Oley oley! Mutluluk şiiirimizde var artık!
Sıra mutlu olmakta!:)
Kapatın Yılmaz Erdoğan'ı filan!
:D :D
 
T

tnctrkcell

Zynep' Alıntı:
Oley oley! Mutluluk şiiirimizde var artık!
Sıra mutlu olmakta!:)
Kapatın Yılmaz Erdoğan'ı filan!
:D :D
fatih ürek açın hay lilililililili liili yar hade hade  ;D :D ;D
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
YAŞAMIMIZDA YENİ KUTULAR!

Kutular... kutular! Rahmetli Cenk Koray'ın derme çatma karton kutularından bu yana televizyonlarımızın vazgeçilmez ve yıllarla daha modernleşen, gelişen objesi!

Son günlerin en popüler kutuları ise sevgili Acun kardeşimizin programının kutuları.

"Geçen programda bu kutudan mavi mi çıkmıştı, kırmızı mı?  Ay neydi... Bilmemne abi? Ne hissediyorsun?... Açalım o zaman!"

Heh bir de burda bu kutu açtıran, yani çok bir emek sarfına giren sevgili insanlarımız, permütasyon kombinasyon hesapları bir yana... bir de mantık ve hisler arasında yaşadıkları o gelgitler... en sevdiği kişinin doğum günü hesapları, evlenme gününün tarihi, aa nişan tarihi unutulmasın... vs vs!

Kardeşim siz salakmısınız? diye sorsam külliyen hakaretten bana dava bile açabileceğinizi, ve büyük bir olasılıkla banker beyin vereceği paradan mahkeme masraflarını karşılayacağınızı düşündüğüm için, "salak" sözcüğünü kullanmıyorum, yazının ilerleyen bölümlerinde kendim için kullanma hakkım saklı kalmak üzere!

Zaten,  aslında görüntüleriniz çok normal kişiler! Çok güzel çok şeker çok şirin görüntüleriniz var. Hatta bazılarınız duygularımızı o kadar altüst ediyorsunuz ki, ciddi ciddi heyecan duyup dua filan ediyoruz sizin için! Kazandığınız her kuruş sanki bizim kesemizde, ya da kazanamadığınız her bir lira bizim hüsranımız!

Bakışlarınız, eşsiz yorumlarınızla kutular arasında gelip gittikçe, televizyonlarının sesi kısık olanlar sanırlar ki, açılacak kutunun içinden çıkacak olan rakam döviz piyasasının yeni kuru olacak ve memleket ya iflasa sürüklenecek, ya da o an borsa tavan yapacak ve biz milletçe zenginliğe giden yolu keşfedivericez!
Bir de sizi desteklemek üzere ön sıralara oturtulmuş akraba bilirkişi heyeti var ki... geçenlerde dikkatimi çekti,  sürekli yanlış kutu açtıran ama inatla banka'nın verdiği rakamı reddedip oyunu sürdüren, parayı sürekli riske atan genç bir adama, eşi 70 milyonun (bu rakam Türk Televizyonları yayına başladığından bu yana asla değişmemiştir!) gözü kulağı önünde nerdeyse hakaret edip, parayı almazsa boşanacağından sözediyordu. Neyse sonunda arzu ettiği rakama ulaşabildi adamcağızda, temeli sevgiye, saygıya (!) dayanan bir evlilik kurtuldu!
Bir diğeri; "Valla benim içimden 7 geçiyor ama... kaderini etkilemek istemem!" gibilerinden katılımlarıyla kader tellallığına soyunur, bir diğeri; "ya hislerinle ya mantığınla hareket etmelisin!" tarzı yaklaşımlarıyla eski Türk filmlerinin unutulmaz repliğini anımsatırken...
Karar anı!

"Tamam açalım..."

Siz nerdeyse masa altına girerken açılacak kutudan çıkanı görmek istemezken, biz var ya...  "ayyy nolurrrr..." falan filan...!

Katılan yarışmacı(!) (yarışmacı sözü ne kadar doğruysa?) bizi saçma sapan duygu fırtınalarına sürüklerken, ertesi sabah memleketin tüm derdi sizmişcesine, "ayyyy naptııı? Ben olsam bankanın teklifini reddetmezdim... Yok şansımı bende denerdim... Amannn... vs vs" "Vs'lerin nedeni düzenin yarattığı bu saçmalığı protesto için uzatılmamıştır tarafımdan!

Bakın canım arkadaşlarım, ciddi bir şekilde (lütfen bana kızmayın, kırılmayın) size aşağılayıcı bir söz kullanmak sahi istemiyorum!
Ama...
Umudunuz sahi bir kutu mu?
Yani benim ülkemin umudu bir kutu mu?
Ülkem insanı bir kutuya mı bağımlı?
Peki ya o oyuna katılma şansı elde edemeyen gariban vatandaşımın umudu?
Onun umududa bir kutu aslında! Adına "sandık" dedikleri bir kutu!


Ve bahtına ne çıkarsa razı!

Benim bir can dostum var, bu program başladığı anda, "İzleyecek başka bir şey bulamadın mı?", diye sorar ve yanıma oturur, elinde gazetesi, ama gözü televizyonda!
Kimse alınmasın!
Biz buyuz...
Ve kendi adıma;
Bir kutu için 10'dan geriye sayarak, yaşamdan  bizi 4 saat geride bırakmayı başaran zeki Acun'un salağıyım!


Zynep
 
C

crnkcclr

Kullanıcı
25 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
.... eline sağlık Zynep...
içimden geçenler dökülmüş...
ben kendi adıma vazgeçmeye gayret ediyorum kendi salaklığımdan...
böyleyiz işte...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Teşekkürler Cerencim.
Ama düzen öyle bir kurulmuş ki, birinden vazgeçsen bir diğerine yakalanıyorsun.
İzlemek ayrı bir sorun, insanların artık umudunu bu tip şeylere bağlaması, ve bunların yaygınlaşması bambaşka bir sorun ne yazık ki... :(
 
Y

yigitce

Kullanıcı
23 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
yigitce2007.spaces.live.com
Kardeşim siz salakmısınız? diye sorsam külliyen hakaretten bana dava bile açabileceğinizi, ve büyük bir olasılıkla banker beyin vereceği paradan mahkeme masraflarını karşılayacağınızı düşündüğüm için, "salak" sözcüğünü kullanmıyorum, yazının ilerleyen bölümlerinde kendim için kullanma hakkım saklı kalmak üzere!

yine ince zekanla olayi baglamissin zynep...
güzel bir yaziydi...isi biliyorlar,mantigi olmayan konularla bizi oyaliyorlar...
ne cikarsa bahtimiza...
tesekkürler...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Aslında şiir paylaşımları dışında ki konulara pek itibar yok sitemizde...:)
Ama sizinle paylaşmak bana keyif verir. Okuyan okur.:)
Teşekkürler Ceren ve yiğitçe.:)
 
T

tnctrkcell

Daha önce defalarca okuduğundan, defalarca okuduklarından eminim ve ben de kaç defa okuduğumu hatırlamıyorum,ama okuduktan sonra al sana bir bozuk plak daha diye geçiştirirsiniz olur biter...  :)
Sen kutu içerisindeki kutulardan bahsetmişssin ama bence asıl sorun kutuların dışındaki kutu ,yani vakit çalar yani televizyon.Hayatımıza televizyonun(gerçi şimdi tenekeyle[bilgisayar] yarışıyor.)girmesi istisnasız herşeyi çok değiştirdi.Televizyon artık planlarımızın en olmazsa olmazı,belki de herşey burda başlıyo aslında onu olmazsa olmazı yapan bizler o renk cümbüşünden örülü ekrandan kendimizi zamanında alıkoyabilmek için düğmeye basmakta gecikmezsek(ki buda izlemeye değer şeylerin olduğuna kesinlikle katılıyorum anlamına gelir)her şey çok daha güzel olacak ama herşeyi olduğu gibi biz bunuda abartıyoruz.
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
zeynep belirmek isterimki yazdığın yazıları ilgiyle ve severek okuyorum yazdıkların üzerine ekleyecek bişi bulamadığımdan vede bir gülücükle geçiştirmek istemediğimden yorumsuz bırakıyordum kendi adıma söylemek isterimki ilgiyle takip ettiklerimdensin :) ;)
biraz klasik olacak ama kalemin ve yüreğin hiç susmasın :-*
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Teşekkürler canımcımlarım... :)
Bu arada Mustafacım, bu yazı aslında içerik itibariyle siyasi bir yazıydı ve yine tarafımdan kesildi Kurallarımız nedeniyle. Ama kara mizah konusu olarak bilgisayar fena fikir değil, aslında çokca kullanılmasına karşın konu olarak, değişik bir yazı yazılabilir elbette!
Neden olmasın yani? :D ;)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Özlem için...
Ve kalemi kullanmaya cesaret edemeyen tüm arkadaşlarıma.
Elbet herkes yazar olamaz, bu bir meslektir ama herkes yazabilir... kendi türküsünü;



TANIDIK ŞİİRLER TADIMLIK YAZILAR

Bir şarkıyı ilk kez dinleseniz bile, kolaylıkla eşlik edebilirsiniz bir sonra gelecek dizeyi adeta bilircesine ve hatta nakarat kısmında sesiniz yükselebilir.
Ve bazen bir film izlerken, bir tiyatro oyununda ya da bir televizyon dizisinde bir sonraki cümleyi tahmin edebilirsiniz kolaylıkla, ya da bir sahne sonra olabilecekleri kestirebilirsiniz az çok.
Ve... iddia bile edebilirsiniz; "Benden ne şair olur aslında be abi!", ya da; "Ben yazsam ancak bu kadar yazardım işte!" diye harika bir yazar olabileceğinizi bile iddia edebilirsiniz.
"Ben böyle biteceğini tahmin etmiştim..." diyen çoktur bir filmden çıkarken.
Sıradan yaşamlar...
Klişeleşmiş basmakalıp yaşanmışlıkların zorla dayatılması!
Ya da alıştığımız düzeni baltalamadan herkesi mutlu memnun etmek endişesi diyelim.
Benim gençlik yıllarım...  Alain Delon'un flmleri revaçtaydı, ki çoğu genç bu efsaneyi tanımaz bile, artık sinema tarihine veda zamanlarıydı belki ama her filmi hala olay oluyordu. Filmleri hep şaşırtan sonlarla biten yakışıklı Fransız aktör. Acaba kendisi mi böyle isterdi, yoksa asıl marifet senaristlerinmiydi?
Bir filminde hayatı çok hızlı yaşayan bir adamdı, öyle ki hamileliğin 7.ayında artık bebeğin doğuma hazır hale geldiğini araştırıp buluyor ve karısını erken doğuma zorluyordu, bir diğerinde tüm film sıradan bir mutluluk öyküsü üzerine kuruluyor ve siz gülümseyerek imrenirken Delon birdenbire tren raylarına dikkatsizce giriyor ve süratle gelen trenin arabasını parçalaması sonucu yaşamını yitiriyordu.
Ve tüm bu filmler çekilirken, bazı şairler, umutsuz beklentilerinden sözediyordu, gelmeyecek olana sitemlerle...
Ve farklı mekanda bir film çekiliyordu; fakir kız edebiyatında, ya da işte anladığınız gibi biri zengin diğeri fakir iki kahramanın filmi, davulun bazen dengesiz vurduğunda bile kulağa hoş gelebileceğini kanıtlamak istercesine.
Yabancısı olmadığımız sözcüklerle!
Ve oysa, sıradışı birileri beklenmedik zamanda sahneye fırlıyorlar, tüm bu şiirleri bu filmleri bu diyalogları yerle bir edercesine yaşamımızı allak bullak ediyorlardı, "Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni" bizi gülümsetiyor, "şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek..." dizeleri ile sarsılıyorduk. Alain Delon'un zamansız sarsışları gibi...
Elimizde sevgiliye özlemimizi anlatacak kalem... kalakalıyorduk öylece.
Sanki basitleşiveriyordu bu sıradışılık karşısında bizim o yüce duygularımız, çocukca karalamalar oluveriyordu bir anda. Cesaretimiz kırılıyor, kalemi kağıdı yalnızca kendimize hapsediyorduk.
Birileri artık bu duyguları ti'ye almaya başlıyordu köşe yazılarında ama bir diğeri inatla sürdürüyordu aşka dair yazmayı, üstelik bir milyon eski Türk Lirası değerinde satılacak sokak tezgahlarının yazarı olarak.
Doğru neydi?
"Sen türkülerini söyle..."


Ben bir yazarım!
Aranan, okunan ve çokca sıradışı bir yazar.

Şu anda bir türkü söylemek istiyorum, gönlümden geçen...

Seni seviyorum
Sen beni aramasanda
Seni düşünüyorum
Sen beni yoksaysanda
Ellerim ellerinde
Gözlerim gözlerinde erisin istiyorum
Ama sen yoksun
Sen yoksun
Ben yaşamıyorum
Seni...
Sadece seni düşlüyor
Seni seviyorum...


Oysa ben sıradışı bir yazarım!


Yaz sende içinden geldiğince ve hiç unutma; bir insanın söyleyebileceği en güzel türkü kendi türküsüdür her zaman...

Zynep

 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Sanki basitleşiveriyordu bu sıradışılık karşısında bizim o yüce duygularımız, çocukca karalamalar oluveriyordu bir anda. Cesaretimiz kırılıyor, kalemi kağıdı yalnızca kendimize hapsediyorduk.
Birileri artık bu duyguları ti'ye almaya başlıyordu köşe yazılarında ama bir diğeri inatla sürdürüyordu aşka dair yazmayı, üstelik bir milyon eski Türk Lirası değerinde satılacak sokak tezgahlarının yazarı olarak.
Doğru neydi?
"Sen türkülerini söyle..."
Burayı çok sevdim ben.. Teşekkürler Zynep.
 
Y

yigitce

Kullanıcı
23 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
yigitce2007.spaces.live.com
belkı herkez herseyı yazabılır...
ama cok az kısı yazdıklarını okuyucuya okutabılır...
kalemıne saglık...
tesekkürler Zynep...
 
Üst