Hayata dair anektodlar ve yazılar...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Rüzgar Gibi Geçti"nin Amerikalı yazarı Margaret Mitchell, romanını yayınlayıp, büyük sükse yapıncaya kadar adı sanı duyulmamış sıradan bir ev kadınıdır. Margaret Mitchell'a bu romanından sonra uzaktan yakından kutlamalar yağmaya başlar. Bu arada yazarın komşusu bir kadın kıskançlık duygusuyla karışık bir kutlama sunar:

-Kitabın tahminlerin ötesinde güzel. Kime yazdırdın?

Margaret Mitchell cevap verir:

-Beğendiğine sevindim. Kime okuttun?
 
Her yıldızın kendi yörüngesi vardır ve onunla en yakın komşusu arasında yalnız güçlü bir çekim değil, erişilmez bir uzaklık da bulunur...
Çekimin gücü uzaklığa oranla artarsa, iki yıldız kucaklaşamayıp çarpışır ve yok olurlar...
Bizim de onlar gibi yörüngelerimiz var ve acıklı bir çarpışmayı önleyebilmek için, aramıza erişilmez bir uzaklık koymamız gerekir...
Saygılı davranmanın tüm sırrı birbirinden yeterince uzak durabilmektedir; saygının bulunmadığı toplumda yaşam ne çekilebilir, ne de sürdürülebilir...


(...Bernard Shaw)

 
Kazanmak cesaret ister...
Burada sözü edilen kazanma, yükselme isteği ile başkalarını ezip geçmek değil, hayat zorluklarının üstesinden gelerek kazanmadır...
-Özerkliğin getirdiği özgürlüğü benimsemek cesaret ister,
-Candan olmak ve insanlarla yüz yüze gelebilmek cesaret ister,
-Başkaları tarafından benimsenmeyen bir düşüncede direnebilmek cesaret ister,
-Alınan kararların gerçeğe uygun olup olmadığını her zaman farkedebilmek cesaret ister,
-Kişisel seçimlerin sorumluluğunu üstlenebilmek cesaret ister,
Olduğun gibi görünmek ve kendine özgün insan olabilmek gerçekten
cesaret ister...



(...James Longeward
 



62835435fa0.gif


Güneş kömüre de elmasa da vurur ama
; elmas güneş ışığını binbir güzellikte yansıtırken, kömür kayıtsız kalır ışığa, belki emer ama dışa yansıtmaz. Problem buradadır aslında.
Yürekteki aynayı parlatabilmektir asıl mesele. Bunda ne kadar başarılı olabilirse insanoğlu, etrafına o derece güzellikleri yansıtacaktır.
Bunda başarılı olabilenler başka yüreklerden de yansıyacaklardır.

62835435fa0.gif




 
''Gitmek, burayı dönüştürme fikrinden vazgeçmektir; toprağa bağlılıktan ve aidiyet hissinden feragat etmektir. Gitmek isteyen biz, kuşkusuz iyi insanlarız ve artık bir ümitsizlik fideliğine dönmüş bu topraklarda ayakta kalmamız çok güçleşti, kendimize bir “iyi hayat mekanı” bulmamız gerek, her sabah farklı bir ülkeye uyanmaktan sıkıldık, bunun için denkledik bavullarımızı ve hayat hikayelerimizi. Bizi keşfedecek yeni bir yurdun peşindeyiz, kendimize yeni bir yurt icad etmek derdindeyiz. Ve kulaklarımızda, Cemil Meriç’ten,dinmek bilmeyen, muttarid bir uğultu: “ Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır. " ”Oysa biz kendi zihinlerimizin ördüğü zindandan kaçmaya çalışmıyor muyuz? Ya da, kendimizi hep rahatlattığımız biçimiyle söylersek, muktedirlerin, kodamanların zihinlerimizin etrafında ördüğü o korkunç hapishaneden?''


- Kemal Sayar
 
Bir hayat edinin...
Tuzlu suyun hafif bir rüzgarla kumsala vuran,
kokusunu fark edebileceğiniz...
Kızıl kuyruklu şahinin göl üzerinde daireler çizerek uçuşunu
ve çam ağaçlarının üzerine konuşunu durup izleyebileceğiniz
bir yaşam edinin...
Yalnız olmadığınız bir hayat edinin...
Sevdiğiniz ve sizi seven insanlar bulun ve asla unutmayın:
Sevgi bir lüks değildir, sevgi bir iştir...


(...Anna Quindlen)

 
Su Perisi' Alıntı:
Sevgi hiçbir zaman istemez... O, daima verir... Sevgi, her zaman ıstırap çeker, hiçbir zaman ne gücenir, ne de intikam alır.
...
Bana muhalefet edene sevgiden başka verilecek bir şeyim yoktur...
Onlara sevgiyi sunmakla kendilerini daha yakınıma çektiğimi kabul ederim...
...
Sevdiğiniz insanların şefkatine bağlı sevgi, maddidir...
Halbuki hakiki sevgi şahsi ıstırap olup ihtimam aramaz...
...
Dünyayı ancak sevgi tutar...
Hayat yalnız sevginin olduğu yerde bulunur...
Sevgisiz hayat ölümdür. Sevgi, yüz tarafı hakikat olan akçenin tersidir...
...
Hakikat ve sevgi ile bütün dünya fethedilebilir...
Sevgi, dünyada en ince bir kuvvettir...




(...Gandhi)
 
bütün paylaşımlar çok güzel özellikle de senin emeğine sağlık superisi bir çok yazı ilaç gibi geldi
gerçi burada da paylaşılmıştı ama yine de düzeltmek isterim kusuruma bakmazsan  alıntısını yaptığım şiiri Mümin Sekman kitabında yazmış olabilir şahsen bilmiyorum ama Rudyard Kipling tarafından yazılan bir şiir olup türkçeye Bülent Ecevit tarafından çevrilmiştir. 

Su Perisi' Alıntı:
Eğer

“Etrafında herkes şaşkına dönmüş, yollarını şaşırmış ve bundan seni mesul tutarken, sen kendi tuttuğun yoldan ayrılmaz ve başını dik tutabilirsen.
Eğer beklemeyi bilir ve beklemekten yorulmazsan, başkaları seni aldatırken sen yalanla iş görmezsen veya onlar senden nefret ederken, sen nefret etmeye yanaşmazsan ve bütün bunlara rağmen fazlasıyla iyi görünmez ve fazlasıyla hakimane konuşmazsan.
Hayal kurabilir ve hayallerinin esiri olmazsan.
Düşünebilir fakat kendi düşüncelerine körü körüne bağlanmazsan.
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşabilir ve bu iki boş şeye karşı aynı şekilde kayıtsızca hareket edebilirsen.
Söylediğin hakikatlerin reziller tarafından akılsızları aldatmak için değiştirilerek kullanıldığını işitmeye tahammül edebilirsen.
Yapmak için bütün hayatını verdiğin şeylerin bir an içinde yıkıldığını görür de tekrar eğilir, yorgun vücudun ve yıpranmış aletlerinle onları yeniden yapabilirsen.
Hayatta elde ettiğin tüm kazanç ve başarıları bir yığın yapar ve hepsini bir yazı-tura bahsi için feda edebilirsen ve kaybeder, sonra da baştan başlayabilirsen ve bütün talihsizliklerini unutup kimseye bundan bahsetmezsen.
Eğer kalbin, sinirlerin ve kasların bitmiş, içinde yalnız “dayan” diyen iradenden başka bir şey kalmamışsa ve sen onları tekrar çalıştırabilirsen.
Halkla gezerken kişiliğini, krallarla gezerken halkla ilişiğini koruyabilirsen.
Ne düşmanların ne de dostların seni incitebilirse.
Herkes sana güvenebilirse, fakat bu güven de sınırsız olmazsa.
Eğer ömrünün her saatine 60 dakikalık değer verebilmişsen.
İşte o zaman içindekilerle beraber bütün dünya senin olur, hatta bundan daha da önemlisi, sen bir insan olursun oğlum.”

Mümin SEKMAN 
 
syn' Alıntı:
bütün paylaşımlar çok güzel özellikle de senin emeğine sağlık superisi bir çok yazı ilaç gibi geldi
gerçi burada da paylaşılmıştı ama yine de düzeltmek isterim kusuruma bakmazsan  alıntısını yaptığım şiiri Mümin Sekman kitabında yazmış olabilir şahsen bilmiyorum ama Rudyard Kipling tarafından yazılan bir şiir olup türkçeye Bülent Ecevit tarafından çevrilmiştir. 

Su Perisi' Alıntı:
Eğer

“Etrafında herkes şaşkına dönmüş, yollarını şaşırmış ve bundan seni mesul tutarken, sen kendi tuttuğun yoldan ayrılmaz ve başını dik tutabilirsen.
Eğer beklemeyi bilir ve beklemekten yorulmazsan, başkaları seni aldatırken sen yalanla iş görmezsen veya onlar senden nefret ederken, sen nefret etmeye yanaşmazsan ve bütün bunlara rağmen fazlasıyla iyi görünmez ve fazlasıyla hakimane konuşmazsan.
Hayal kurabilir ve hayallerinin esiri olmazsan.
Düşünebilir fakat kendi düşüncelerine körü körüne bağlanmazsan.
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşabilir ve bu iki boş şeye karşı aynı şekilde kayıtsızca hareket edebilirsen.
Söylediğin hakikatlerin reziller tarafından akılsızları aldatmak için değiştirilerek kullanıldığını işitmeye tahammül edebilirsen.
Yapmak için bütün hayatını verdiğin şeylerin bir an içinde yıkıldığını görür de tekrar eğilir, yorgun vücudun ve yıpranmış aletlerinle onları yeniden yapabilirsen.
Hayatta elde ettiğin tüm kazanç ve başarıları bir yığın yapar ve hepsini bir yazı-tura bahsi için feda edebilirsen ve kaybeder, sonra da baştan başlayabilirsen ve bütün talihsizliklerini unutup kimseye bundan bahsetmezsen.
Eğer kalbin, sinirlerin ve kasların bitmiş, içinde yalnız “dayan” diyen iradenden başka bir şey kalmamışsa ve sen onları tekrar çalıştırabilirsen.
Halkla gezerken kişiliğini, krallarla gezerken halkla ilişiğini koruyabilirsen.
Ne düşmanların ne de dostların seni incitebilirse.
Herkes sana güvenebilirse, fakat bu güven de sınırsız olmazsa.
Eğer ömrünün her saatine 60 dakikalık değer verebilmişsen.
İşte o zaman içindekilerle beraber bütün dünya senin olur, hatta bundan daha da önemlisi, sen bir insan olursun oğlum.”

Mümin SEKMAN 

Bilgilendirme için teşekkürler canım..Mümin SEKMAN'ın kitabında geçtiği doğru ve tırnak içine alınışı ilede başka birine ait oldugu belli ama kimin yazdıgını bulamamıştım...
Tekrar teşekkürler.. :)
Beüenmenede sevindim  :)
 
Fazla durgun olma, aklını kullanıp ölçüyü bul...
Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını...
En başta gözeteceğiniz şey;
Yaradılışa, tabiata aykırı olmamak...
Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun amacından ayrılmış oluruz...
Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir?...
Dünyaya bir ayna tutmak...
İyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek
Çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak...

(...William Shakespeare) 
 


O sabah da her gün olduğu gibi periyodik sabah yürüyüşümü yapıyordum, ta ki çok eski bir kamyonet tam önümde durana kadar...
Kamyonetin sürücüsü penceresini açıp, elindeki bir kağıt parçasını uzatarak bana doğru seslendiğinde, adres soracağını düşünmüştüm...
Oysa ki bana henüz dört - beş yaşlarında gözüken çok şirin bir erkek çocuğunun resmini uzatmıştı...
Kamyonetin sürücüsü yaşlı gözlerle;
“-Bu benim torunum” dedi... Sonra bir an duraksadı ve;
-Şimdi o hastanede yaşam destek ünitesine bağlı yaşamaya çalışıyor, dedi...
Çok duygulanmıştım adamın bir sonraki adımının, torununun hastane masrafları için katkı isteyebileceğini düşünerek elimi cebime atmış, yapacağım yardım için cüzdanımı çıkarıyordum...
Fakat adam benden paradan daha önemli bir şey istedi... Bana döndü ve;
“-Bu günlerde herkese onun için dua edip edemeyeceklerini soruyorum... Bayım sizden de rica etsem acaba torunumun yaşaması için dua eder misiniz?...”Onun için dua ettim ve o sabahtan sonra artık bana kendi sorunlarım o kadar ağır gözükmedi ve hayata daha başka bir gözle bakmaya başladım...

- Lee Ryan Miller -
 
Gülmenin moda olduğu bir devirde ağlıyorum...
Genç olmanın moda olduğu bir devirde yaşlıyım...
Seni sevmenin daha az cesaret istediği bir devirde,
Senden nefret ediyorum...
Korktukları için entelektüelleşir insanlar,
Ümitlerini yitirdikleri için değil...
...Ve korkmakla ümitsiz olmak arasındaki fark
bir entelektüeldir...
Bizzat insan ırkı üzerine yazarken bile
Onlardan uzak kaldığımda kendimi daha iyi hissediyorum...
İki santim uzakta olmak bile iyidir,
İki mil uzakta olmak harika,
İkibin mil uzakta olmaksa mükemmel...

- Charles Bukowski -
 
Kızılderililer’in şöyle bir deyişi vardır:

“-Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun makosenleriyle yürü...”
Dışarıdan bakınca pek çok hayat yanlış, mantıksız, delice görünebilir...
Dışarıda kaldığın sürece insanları ve ilişkileri yanlış yargılayabilirsin...
Yalnızca içinden, yalnızca gökte üç ay değişene dek onun makosenleri içinde yürüyerek; dürtüler, duygular, insanı farklı davranmaya yönelten nedenler anlaşılabilir...
Anlayış, bilgiçliğin kibriyle değil, alçakgönüllülükle doğar...
 
Heyecan ve duygularınızı kontrol altında tutmalısınız...
Örneğin, kızdığınız zaman tansiyonunuz altı derece artar...
Bunun kalbiniz üzerindeki zararlı baskısını bir düşünün...
Bir kimseyi hatasından dolayı suçladığınız zaman da o insanın kalbi üzerinde büyük bir baskı yapmış olursunuz...
Bir problem yüzünden sinirlenir veya kızmaya başlarsanız hemen bu problemi kafanızdan atıp gevşemeye bakın...
Bu sayede iç huzursuzluğunuzu ortadan kaldırırsınız...
Kalbimiz; duygularını kontrol edebilen, neşeli ve huzurlu insanlardan hoşlanır.

(...Dr. Charles Miner Cooper)
 
Geri
Üst