Hayata dair anektodlar ve yazılar...

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim Ne Söylemiş? kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan Hayata dair anektodlar ve yazılar... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 147,628 kez görüntülenmiş, 278 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim Ne Söylemiş?
Konu Başlığı Hayata dair anektodlar ve yazılar...
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan M
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
İyi bir hayata başlamak için ne yapmak istiyorsun, nereye gitmek istiyorsun?

En iyi yaptığın şey nedir?

Seni en çok tatmin eden şey nedir?

Hayattaki temel amacını sapta!

Arzunu körüklemek için hayal gücünden faydalan!

Aldığın, elde ettiğin şeyin karşılığını ödemeye hazırlan!

Bilinç altına yerinde sinyaller yolla. Bilinçaltı, büyük bir dinamodur. Fakat o, aynı zamanda iyice proglamlanması gereken bir bilgisayardır.

Geçici yenilgiyi kabul et!

Düşünce kuvvetinin herşeyi değiştirebileceğine inan!

Kendine karşı çıkma!

Kendi kendine mazeret bulmak için kısa devre yapma!


Charles A. Beard
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
İspanya'yı aldıktan sonra İspanya kralı ona "Sen para için savaşıyorsun" diye
haykırır."Biz ise şerefimiz için." Napolyon cevap verir "Herkes kendisinde
olmayan şey için savaşır."

Napolyon'un ordusu zor durumdadır,general gelir ve şöyle der."İmparatorum,
savaşamayız düşman 3 katımız gücünde,onlar 150.000 biz ise 50.000 kişiyiz."
Napolyon şu yanıtı verir "Onlar 150.000 biz ise 50.000 bir de beni kat, etti
150.000 eşitiz,savaşıyoruz."

Napolyon.
 
E

ersin1453

Kullanıcı
17 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
Isparta
iran şahı şah ismail yavuza bi sandık gönderir...
içinde mücevherler ve değerli taşlar vardır bir hediyedir bu aslında
yavuz sandığı açtırır ve hediyelri görünce sevinir ama sandık açılınca etrafa kötü bi koku yayılır
anlayamaz kimse ne olduğunu...
sonunda mücevherler çıkarılır ve görülürki sandığın dibinde insan pisliği vardır...
şah aklısıra hakaret etmektedir üç kıtanın hükümdarına....
Yavuz haber salar tüm devlet topraklarında yaşayanlara buna zekice bi cevap vermek gereklidir der herkes düşünsün....
ve cevabı yine kendi bulur...
sandığa o da mücevherler ve taşlar doldurur içine bir gül lokumu ve lokum kutusunun altına da bi not koyar...
Şah sandığı açtırır açtırmak harika bi koku yayılır ortalığa anlayamazlar önce sonra lokum kutusunu görürler askerlerden biri bir adet lokum uzatır Şaha...
Şah lokumu yer ve notu okumasını ister
Cevap gerçektende zekicedir...

"HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER"
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
"HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER"

Neyse fikrin,odur Zikrin... ;)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Öylesine geniş ki yüreğim bir deniz gibi,
Güler yüzün bir güneş ışığınca,
Tatlı ve derin yalnızlığında,
Dalganın dalgaya sessiz karıştığı yerde...
...
Gece mi bastırdı, gün mü yoksa, bilmiyorum.
Güler bana o tatlı, o sevimli güneş ışıltılı yüzün,
Ben bir çocuk gibi mutluyum.
...
Gece yarısı bir de rüzgar
Yavaştan yavaştan pencereme çarpar.
Bir sağanak başlamış inceden,
Damlar odama yavaşça.
Mutluluğumun düşüdür benim,
Rüzgar gibi yalar geçer yüreğimi.
Bir buğudur o bakışında senin.
Bir yağmur tadıyla sarar yüreğimi.

(...Nietzsche)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
“İnsanlar ikiye ayrılırlar:
Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.
Sorun olanlar, çözüm olanlar...
Ümit kıranlar, ümit verenler...
Dert üretenler, deva üretenler...
Şikayet edenler, çare bulanlar...
Aynı havayı soluyan, aynı sıkıntıyı yaşayan, aynı sevince ortak olan iki insandan biri dert küpü olur çıkar, diğeri deva küpü.
Biri şikayet üretir, öbürü çare.
Biri yük olur, öbürü yük taşır.
İç dünyalarında düğümlenir bütün iş..
Afâki âlemden kopup gelen her mâlûmat, her olay, her keyifiyet, bizim ruh dünyamızı, zihniyet dünyamızı, gönül iklimimizi nasıl ve neye göre biçimlendirip işlettiğimize göre dönüşür, değişir.
Ağaç olmalı her insan...
Ağaç gibi olabilmeli her mü’min.
Kötü ortamı mazeret belleyip dönüşmemeli...
Bilakis, dönüştürmeli.
Ağaçlardan ders almalı.
Karbondioksit aldığı ortamlardan bile oksijen üretmeli...
Ve ağaçlar misali, birbirine bakmalı, birbirine destek olmalı...
Orman olmalı...”

Metin Karabaşoğlu ...
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0


İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır...
“-Erkeğin cesur, kadının iffetli olması...”
Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir fazilet vardır:
“-Vatana, icabında her şeyini feda edecek kadar bağlı olmak...”
Bu meziyetler ve bu fazilet en büyük kahramanlığı; hayatın elemine, kederine karşı fütursuz kalmayı ve ağır hadiselerin acılıklarına göğüs germeyi doğurur...
İşte Türkler bu çeşit kahramanlardır ve ondan dolayı:
“-Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler...”
Türk askerlerini dalkılıç olmaya mecbur edecek kadar üstlerine varmamalıdır...
Bir defa dalkılıç olmayı göze almış birkaç yüz Türk meydana çıkarsa, önlerinde mağlup olmamak mümkün değildir...


(...Napoleon Bonaparte)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Öyle bir başıma göründüğüme bakma...
Karanlıklarımın ardında neler var neler...
Eskimiş yarım sevdalar, miadı dolan kullanılmış hayatlar ve hepsinin bir yerimde kalan acıtan anıları...
Bir çatı katından bakar gibiyim yaşadıklarıma; öyle uzaktan, öyle kayıtsız, ben aşağı inene kadar değişiveriyor her şey...
Hiçbir zaman yetişemiyorum...
Ne zaman son basamağa gelsem, gitmiş oluyor gecelerce beklediklerim...
Bazı hataların bedeli ne büyük oluyormuş meğer...
Öde öde bitmiyor, bitmeyecek...
Her yeni adımda, her yeni solukta nefesini ensemde hissediyorum...
Bırak artık be yakamı, sen de yoruldun biliyorum...
Dışardan baktığında nasıl da sıcak, nasıl da huzur dolu...
Ya içersi; olabildiğine boş ve soğuk...
Günlerdir duruyor verdiğim ilan, kimse arayıp sormadı...
Sahibinden satılık kelepir çatı katı...


(...Simone)

 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Bir manastırda bir piskoposun başında yazılı cümleler aslında başarıyı en güzel şekli ile anlatıyor..


"Genç ve hür iken, düşlerim sonsuz iken, dünyayı değiştirmek isterdim.
Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım. Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir gayret ile, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim, ama maalesef bunu kabul ettiremedim.
Ve şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim. Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim,
kim bilir belki dünyayı bile değiştirebilirdim!..."
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Yaşam, bakış açısıyla belirlenir
Bazen, gözlemleyerek bazende katılarak
Yaşamı gözlemlersek eğer
Kendi bakış açımızı belirleyebiliriz

Yaşam, çalışarak,emekle elde edilir
Bazen, zirvede bazende yerlerde
Emek verirsek eğer
Ulaştığımız zirvede kalabiliriz

Yaşam, yaşayarak öğrenilir
Bazen, mutlulukla bazende acılarla
Yaşadıklarımızı hissedebilirsek eğer
Mutluluğu elimizde tutmayı başarabiliriz
 
A

auvstehen

Kullanıcı
8 Nis 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
KESİN OLAN BİRŞEY VAR

BİRŞEYİN DOĞRULUĞUNDAN ŞÜPHE ETMEK

ŞÜPHE ETMEK DÜŞÜNMEKTİR

DÜŞÜNMEKSE VAR OLMAKTIR

DÜŞÜNÜYORUM O HALDE VARIM

İLK SAĞLAM BİLGİM BUDUR

ŞİMDİ,İSTEDİĞİM TÜM BİLGİLERİ BU BİLGİDEN YOLA ÇIKARAK BULABİLİRİM...

                                                                              RENE DESKARTES
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
 
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
Arzu öyle bir şeydir ki, hiç doymak bilmez; bir çok insanların hayatı, arzuları doyurma yollarını aramakla geçer.
Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.
Umut, uyanık adamın rüyasıdır.
Fazileti olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.
Adalet önce devletten gelir.
İyi, basit; kötü ise çok yönlüdür.
Mevkilerini para ile satan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler

(..Aristoteles)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Bu konu daha çok, diğer başlıklar altında paylaşılan;
" Her güne bir söz/ Düşünüpte söylemişler/ Ünlü düşünürlerden sözler vs...." konusuna benzemeye başladı.
Ve zaten bu tarz okuduklarımızı, farklı başlıklar altında paylaşıyoruz.  :-\
 
Y

yalnızada

Kullanıcı
12 Mar 2009
En iyi cevaplar
0
0
Düzce
Savaşçı tanrının yalnızlığı başkalarıyla nasıl birlikte yaşanacağımızı bize öğretmek için kullandığını öğrenmiştir.
Gazabı bize barışın sonsuz değerini göstermek amacıyla kullanır tanrı
Can sıkıntısını serüvenin ve içinden geleni yapmanın önemini vurgulamak amacıyla kullanır.
Tanrı, sessizliği sözcükleri sorumluluk duyarak kullanmayı bize öğretmek için kullanır.
Yorgunluğu uyanmanın değerini bilelim diye kullanır.
Sağlıklı olmanın nasıl bir lütuf olduğunu anlayalım diye hastalığı kullanır.
Tanrı bize suyun önemini öğretmek amacıyla ateşi kullanır.
Havanın değerini bilelim diye toprağı kullanır.
Hayatın önemini bize göstermek için de ölümü kullanır.

                                            IŞIĞIN SAVAŞÇISININ EL KİTABI
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Gülşah' Alıntı:
Bu konu daha çok, diğer başlıklar altında paylaşılan;
" Her güne bir söz/ Düşünüpte söylemişler/ Ünlü düşünürlerden sözler vs...." konusuna benzemeye başladı.
Ve zaten bu tarz okuduklarımızı, farklı başlıklar altında paylaşıyoruz.  :-\
Senin söylemek istedigini anladım,en son eklediğim yazıda dedigin gibi  bir ekleme oldu..
Eklerken aklıma da gelmedi degil,diger bölüme mi eklesem diye...
Daha çok içerige uygun eklemeler yapmaya  gayret edecegim Gülşah,umarım  beğeneceğin anetodlar  okursun.. :)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ne yazık ki sabun köpüklerine takılıp havalarda uçmuyoruz mutluluk içersinde...
Hayatlarımızda hep bir önce ve sonra var ve bu önce ile sonra, bir av üzerine atılan bir ağ gibi konuyor üzerimize...
Bir zamanlar okuduğum bir kitaba göre bütün güç kaderin elindedir, irade gücü yalnızca bir bahanedir...
Bunu okuduktan sonra içimi müthiş bir huzur kaplamıştı...
Ertesi gün birkaç sayfa okuyunca, kaderin geçmişteki davranışlarımızın bir sonucu olarak oluştuğunu gördüm...
Böylece baslangıç noktasına geri döndüm...
Bu düğümün çözüm noktası nerededir diye sordum kendime...
İpin hangi ucu çözer yumağı?...
Bir ip mi yoksa zincir mi söz konusu?...
Kesilip koparılabilir mi, yoksa bizi sonsuza dek sarıp sarmalar mı?...

(...Susanna Tamaro)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Su Perisi' Alıntı:
Gülşah' Alıntı:
Bu konu daha çok, diğer başlıklar altında paylaşılan;
" Her güne bir söz/ Düşünüpte söylemişler/ Ünlü düşünürlerden sözler vs...." konusuna benzemeye başladı.
Ve zaten bu tarz okuduklarımızı, farklı başlıklar altında paylaşıyoruz.  :-\
Senin söylemek istedigini anladım,en son eklediğim yazıda dedigin gibi  bir ekleme oldu..
Eklerken aklıma da gelmedi degil,diger bölüme mi eklesem diye...
Daha çok içerige uygun eklemeler yapmaya  gayret edecegim Gülşah,umarım  beğeneceğin anetodlar  okursun.. :)
:)
Beğenmediğim için bu yorumu yapmadım Superisi :)
Önemli olan kişisel olarak beğenip, beğenmemek değil. Yanlış anlaşıldım sanırım.
Demek istediğim, bu tarz paylaşımlarda bulunduğumuz bir çok konularımız var ve aynı şeyler, aynı yazılar birçok bölümde tekrarına paylaşılmakta.

Konuyu daha fazla dağıtmayayım.
 
Üst