Hayata dair anektodlar ve yazılar...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden ödün vermek anlamına gelmez...
Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır...
Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır...

(...Marcus Aurelius)
 
(...Ahlaki ilkeler şu beş temel erdemden ibarettir)

1. En geniş bir şefkat (sevecenlik) anlamında kullanılan İNSANLIK..
2. Herkese eşit muamelede bulunmak ve herkese hakkını vermek olan ADALET..
3. İnsanlığı her çeşit gerilemelerden ve bozukluklardan kurtaracağı için, din ve törelere uymayı sağlayan BİLGELİK..
4. Ruhun kurtuluşu ve tehlikeden korunmasını sağlayan DOĞRULUK..
5. İnsanı ikiyüzlülüğe ve yalancılığa götüren yapmacık tavır ve hareketlerden çekinmeyi emreden SADAKAT ve İYİ NİYET..

(...Konfüçyus)
 
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır...
Nasıl bir meyvenin çekirdeği; kalbi “güneş”i görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz...
Ve eğer kalbinizi, hayatınızın günlük akışını hayranlıkla izlemek üzere açarsanız, acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz...
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız...
Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz...
Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir...
Acınız; aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu ilaçtır...

(...H.Gibran)
 
> En iyi şeyler küçük çıkınlarda taşınırmış...
> Küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş...
> Ufak balıklar lezzetli olurmuş...
> Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış... Büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş...
> Sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş...
> Ufacık bir yağmur kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş...
> Muazzam bir aydınlık küçük bir delikten görülebilirmiş...
> Saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş...
> Bütün hasat bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş...
> Büyük bir geminin batması için küçük bir delik yeterli imiş...
> Deve büyükmüş ama ot yermiş, şahin küçükmüş ama et yermiş...
> Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.
> Küçük başlangıçlar olmadan büyük sonuçların sağlandığı vaki değilmiş...

(...Anonim)
 
Dostlarından biri yazar Anatole France’e
sormuş;
“-Sence yazmalı mıyım?...”
France, yazmanın ne olduğunu çok güzel anlatan şu cevabı vermiş:
“-Eğer yazmamayı becerebiliyorsan yazma...”
 
Siz izin vermedikçe; hiç kimse mutlu olmanıza ve elinizden gelenin en iyisini yapmanıza engel olamaz... Unutmayın ki; bir anın öfkesini bastırabilen bir insan,
problemli bir günün önüne geçmiş olur...
Günlük hayatınızda karşılaşabileceğiniz küçük şanssızlıklar
Ve can sıkıcı imaların üzerine gidip büyütülürse
Korkunç zararlara yol açabilirler...
Bunları dikkate almaz ve kafanızdan kovarsanız
Gittikçe üzerinizdeki etkilerini kaybedeceklerdir...
Her yerde kıskanç
insanlar vardır...
Unutmayın ki kıskançlık solucan gibi,
Hep en güzel elmanın peşine düşer...

(...Mandino)
 
Eskiden olduğum çocuk nerede?...
Ardından gittiği bana mı ait, yoksa kendisine mi?...
Biliyor ki onu hiç sevmedim,
...Ve ne de o beni sevdi...
Neden o kadar zaman geçiriyorduk beraber,
Büyüyerek ayrılmak için mi?...
Neden ikimiz de ölmedik,
Benim çocukluğum öldüğünde?...
...Ve eğer ruh onu bana düşürdüyse,
Neden iskeleti takip eden benim?...

(...Pablo Neruda)
 
Su Perisi' Alıntı:
> Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın: yaş, kilo, boy... Doktorunuz düşünsün onları. Bunun için ücret alıyor sizden...
> Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun... Suratsızlar sizi aşağı çeker...
> Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz âtıl kalmasın... Âtıl kafa, hastalığın tezgâhıdır... Hastalığın adı da, alzheimer’dır...
> Küçük şeylerden zevk almaya bakın... Gözyaşları olacaktır... Katlanın, üzülün, başka yaşantılara geçin...
> Sevdiklerinizle doldurun çevrenizi, aile, kuş, balık, müzik, bitkiler, hobiler, ne olursa... Eviniz sığınağınızdır...
> Sağlığınızın kıymetini bilin... İyiyse üstüne titreyin... Bozuksa düzeltin... Siz kendiniz düzeltemiyorsanız yardım sağlayın...
> Vicdan azabından uzak durun... Çarşı pazarda gezin, komşu illerde dış ülkelerde dolaşın, ama sakın suçluluk, pişmanlık duygusuna yönelmeyin...
> Sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin her fırsatta...
> ...Ve hiç unutmayın ki hayat, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür...

(...George Carlin)


mükemmel
 
Su Perisi' Alıntı:
Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir...
Güç ister, yürek ister, körlük ister...
Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki;
Uçurumun üstünden sıçramak ister...
Düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu...


(...Jean Paul Sartre)


sözcükler kitabı müthişdi sonra akıl çağıda güzeldi sartre mükemmel yazar
 
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
— Konuşmadan önce dinleyin
— Yazmadan önce düşünün
-Harcamadan önce kazanın Dua etmeden önce bağışlayın
— İncitmeden önce hissedin
— Nefret etmeden önce sevin
— Vazgeçmeden önce çabalayın
— Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

William Shakespeare
 
Demek ki ;
Evini bir parti sonrası temizlemek için uğraşıyorsan;
Birçok arkadaşın var demektir.
Faturalarını ödeyebiliyorsan;
Bir işin var demektir.
...Pantolonun biraz sıkıyorsa;
Aç kalmıyorsun demektir.
Gölgen seni izliyorsa;
Güneş ışığını görüyorsun demektir.
Otobüsten indiğin yerden, işyerine yolu uzun buluyorsan;
Yürüyebiliyorsun demektir.
Yanındaki adamın sesinden rahatsız oluyorsan;
Duyuyorsun demektir.
Camları silmen, çatıyı onarman gerekiyorsa;
Bir evde yaşıyorsun demektir.
Doğalgaz faturan yüklü geliyorsa;
Isınıyorsun demektir.
Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa;
Yığınla giyeceğin var demektir.
Çalar saatin sabahın köründe çalıyorsa;
Yaşıyorsun demektir.

Ve tüm bunların farkına varabiliyorsan, mutlusun demektir.
Mutluluk;
Sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği demektir

 
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin…
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin…
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için “alo “de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa…
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla ,köpek görürsen okşa ,
çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak.


Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
Arkadaşım,
hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!



Can Yücel
 
Üstün Dökmen

İçinizde bu 3 şeyi taşıyorsanız hayat güzeldir..

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.
Bu İNANÇ tır.

Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşübileceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu GÜVEN dir.

Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ÜMİT tir.

Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir....
 
Eğer yenildiğini sanıyorsan yenilmişsindir.
Girişmeye cesaretin yoksa girişemezsin.
Başarmak ister ama başaramayacağını sanırsan,
hiç şüphen olmasın, başaramazsın!
Harpte muhabereleri kazananlar,
her zaman daha güçlüler veya
daha hızlı koşanlar değildir.
Er veya geç, başarmış bir kimse,
başaracağına inanmış bir insandır.
Anonim
 
Bazen hayal kırıklıkların hançer gibi saplanır yüreğine SUSARSIN..
Bazen herşey için artık çok geçtir SUSARSIN..
Bazen hiç kimseye hiçbir yere ait olmadığını anlarsın SUSARSIN..
Bazen yitip giden geçmişine lanet ederek SUSARSIN..
Bazen de gerçekten konuşmaya gücün kalmaz,kelimelerin tükenir SUSARSIN..
İşte ozaman susmanın da konuşmak kadar ihtiyaç olduğunu anlarsın...


Alıntı.
 
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Nereden bilebilirsin
Hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Şems-i Tebrizi
 
''Hayata tepeden bakarsan insanların sa.dece tepesini görürsün. Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak; o zaman insanların hem yüzünü, hem kalbini görürsün.
Şems Tebrizi



İnsan, hayata iki anlam yükler,
Biri ağlarken, diğeri gülerken.
Ve tek bir kere kıymet bilir,
O da elindekini kaybederken.

F. Dostoyevsky


 
Geri
Üst