Sabaattin ALİ /Kürt Mantolu Madonna
"(...)her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir? Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?"(.)
Sabaattin ALİ’nin tavsiye üzerine okuduğum-iyiki tavsiye etmişsin- ikinci Kitabı-ilkinden çok daha etkili ve daha derin izler bıraktı…İfadeler o kadar samimi roman olmasına rağmen kurgusuyla yaşayan bir yanı olan,hayata dair insan ilişkiler üzerinde derin izler bırakan,beni derinden etkileyen bir aşk hikayesidir…
1943 yılında yazılması ve bu güne ulaşmasını sağlayan yayınevlerinin kitabın özüne sadık kalarak çok değişiklik yapmadan okuyucusuna özden uzaklaşmadan ve insan psikolojisini,kişilik tahlillerini irdeleyip en derine,en kuytu köşelerinde gezinirken, aşkın en güzel,en sıcak en samimi,en içten,en saf, hali,şimdiki zamanda bayalaşmış,basitleştirilmiş,kirletilmiş aşkın en yalın halini,en acı hisle tutkulu ama temiz,yaşama bağlayıcı ama ölüme yazgılı bütün hisleri içinde barındıran, okuyucuya hemen hemen her duyguyu insanın her döneminde yansıtmayı başararak okuyan herkeste iz bırakacak kadarda büyüleyici-büyük konuşmuyorum okursanız sizde benimle aynı şeyleri hissedeceksiniz-bir roman..
Okurken bitmesini hiç istemediğiniz kitaplar vardır,yada bitsede her cümlesi aklınızda geri dönüşler yaptırır,işte bu romanda öyle ve üzerinden kaç yıl geçerse geçsin öylede kalacaktır…
(Ne kadar çok "en" kullandığımın farkındayım ve daha çok yazsam bile az gelen bütün enleri taşıyacak kadarda edebi olan bir anlatım ve insanın dışarı yansıtamadığı iç zenginliğinin göz doyurucu zenginliğiyle birlikte anılacak,unutulmayacak,kuşaklardan kuşaklara aktarılacak,başı hiçlik,ortası mutluluk,sonu yoklukla biten bir roman..