Konu hakkında bilgilendirme
D
diegolol
Kullanıcı
- 4 Ocak 2010
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Canan TAN - En Son Yüreklerler ölür
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört / George ORWELL
Bitirmekte zorlandığım kitaplardan bir tane daha(ctr duymasın)
1984 adlı roman anti-ütopik bir dünyada,totaliter bir merkezi tek Parti'nin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkayarak "yenikonuş" adında bir sözlük hazırlatarak halk ve hayatı manipüle edişini sunmaktadır...
Bir yandan siyasi düzene eleştiri yaparken diğer yandan,geçmişin düş kırıklıkları üzerine inşa edilmiş geleceğe dair bir "vasiyet" niteliği taşıyor..."Yenikonuş" sözlüğü ile her yıl biraz daha daraltılık bir kazanç sayılıyor çünkü şeçim alanı daraldıkça,düşünme sisteminide o derece daraltıp somut dünyaya karşı tamamen güçsüz bırakılıyor.. Böylelikle sözlükten çıkardığı-asıl o sözcüğü çıkarmak için bütün bu değişimlere sebeb olduğu sözcük- "özgürlük "kelimesi ile insanların altarnetiften tamamen kaldırıp eylem ve güçlerinden ellerinden almayı planlıyor "okyonusya" denen dünyanın 3 büyük devletinden büyük olanı...
Sonuç ne mi? Sonuç zorla ve zorbalık artı işkence ile herşeyi değişeileceğini romanın ilk sayfalarında üzerine basa basa durduğu "somut gerçekleri işkenceyle sizden sökerler ama amaç yaşamak değil insan kalabilmekse,bunun ne önemi olabilir?Duygularını değiştiremezler,siz kendiniz isteseniz bile değiştiremezsiniz onları...Gönlünüzün derinliğine,işleyişini sizin bile bilmediğiniz o yere el uzatamazlar" diyor ve romanın sonunda insanında ne kadar değiştirilebilir olduğunu sistemin 2kere 2 nin 5 olduğuna şahit oluyoruz..Her insanın dayanma kapasitesini işkenceyle ölçüp kendi kitapların uygun hale getiriyorlar..Uygun hale gelemeyenlerin sonunu yazmama gerek yok!
Bitirmekte zorlandığım kitaplardan bir tane daha(ctr duymasın)
1984 adlı roman anti-ütopik bir dünyada,totaliter bir merkezi tek Parti'nin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkayarak "yenikonuş" adında bir sözlük hazırlatarak halk ve hayatı manipüle edişini sunmaktadır...
Bir yandan siyasi düzene eleştiri yaparken diğer yandan,geçmişin düş kırıklıkları üzerine inşa edilmiş geleceğe dair bir "vasiyet" niteliği taşıyor..."Yenikonuş" sözlüğü ile her yıl biraz daha daraltılık bir kazanç sayılıyor çünkü şeçim alanı daraldıkça,düşünme sisteminide o derece daraltıp somut dünyaya karşı tamamen güçsüz bırakılıyor.. Böylelikle sözlükten çıkardığı-asıl o sözcüğü çıkarmak için bütün bu değişimlere sebeb olduğu sözcük- "özgürlük "kelimesi ile insanların altarnetiften tamamen kaldırıp eylem ve güçlerinden ellerinden almayı planlıyor "okyonusya" denen dünyanın 3 büyük devletinden büyük olanı...
Sonuç ne mi? Sonuç zorla ve zorbalık artı işkence ile herşeyi değişeileceğini romanın ilk sayfalarında üzerine basa basa durduğu "somut gerçekleri işkenceyle sizden sökerler ama amaç yaşamak değil insan kalabilmekse,bunun ne önemi olabilir?Duygularını değiştiremezler,siz kendiniz isteseniz bile değiştiremezsiniz onları...Gönlünüzün derinliğine,işleyişini sizin bile bilmediğiniz o yere el uzatamazlar" diyor ve romanın sonunda insanında ne kadar değiştirilebilir olduğunu sistemin 2kere 2 nin 5 olduğuna şahit oluyoruz..Her insanın dayanma kapasitesini işkenceyle ölçüp kendi kitapların uygun hale getiriyorlar..Uygun hale gelemeyenlerin sonunu yazmama gerek yok!
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Üstün DÖKMEN/ Miyase'nin kuzuları
Kişisel gelişim uzmanı ve kitaplarındaki sade dille hayatı anlatan yazarın ikinci romanı..
Kişisel gelişim kitapları kadar etkili ve romanında hayvanların gözünden ve dilinden mercek altına alıyor...
Kitaptaki ana fikir:Haytımızdaki empotansları mercek altına alıp hayatı irdeliyor...Kölelikle kuluk kavramları üzerinde duruyor..İnce dokundurmaları ve hayata dair sözleri ile romanı daha etkili ve canlı kılmış..
Okuduğum bazı bölümlerde siyasi kitap okuyorum hissi verdi-kafamı dağıtmak için okuduğum kitaptada siyasi içerik çıktı ya-
F
Flamingo
Kullanıcı
Cengiz Aytmatov / Beyaz Gemi.
Kitabın giriş cümlesi, aynı zamanda özeti;
İki masal vardı. Biri kendi masalı idi. Onu kimse bilmezdi. Öteki dedesinin anlattığı masaldı. Sonra hiçbir masal kalmamıştı...
Çok hüzünlü, harika bir kitaptı. Edebiyat öğretmenimizin tavsiyesiydi ve iyi ki okumuşum diyorum. Klasik Tür Edebiyatının harikalarından biri.
Yazarın beni ağlatması hiç de zor olmadı. Hayallerin yıkılışını konu alan bir kitap çünkü.
Neyse... uzatmadan, tavsiye ediyorum bu kitabı...
Kitabın giriş cümlesi, aynı zamanda özeti;
İki masal vardı. Biri kendi masalı idi. Onu kimse bilmezdi. Öteki dedesinin anlattığı masaldı. Sonra hiçbir masal kalmamıştı...
Çok hüzünlü, harika bir kitaptı. Edebiyat öğretmenimizin tavsiyesiydi ve iyi ki okumuşum diyorum. Klasik Tür Edebiyatının harikalarından biri.
Yazarın beni ağlatması hiç de zor olmadı. Hayallerin yıkılışını konu alan bir kitap çünkü.
Neyse... uzatmadan, tavsiye ediyorum bu kitabı...
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Okuduğun kitapla ilgili yorumunu sadece kitap ismi yaparak vermediğin ve kişisel görüşünle eklediğin için ve okuduğu kitabı sadece ismi ile değil kendi yorumunuda ekleyen sen -Flamingo-başta olmak üzere teşekkür ediyorum
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Yoğun bir haftadan çıkmam be kafamı toparlamak amacıyla başlamış olduğum roman yazarın daha önceki kitaplarının içinden -kitabın ismi gibi- kağıt helva tadı bırakacak,kağıda yazılıp yüreğe işleyen kısa alıntılarından oluşuyor..
Kitapta geçen olaylara hitaben edilmiş sözleri bire bir okuduğum için geçmişe bakmakla hatırlamakta ayrı bir keyif verdi...
Kitabın ismi Kağıt helva /Elif ŞAFAK..
F
Flamingo
Kullanıcı
Gizlidir Bütün Aşklar / Maeve Binchy.
Tam tamına 510 sayfalık roman ve kaydedeğer hiçbir şey anlatmıyor... Film izlemek gibi bir şeydi, ayrıntılar ve betimlemelere çok yer verilmiş. Son sayfasına kadar ''gelişme bölümü'' bitmedi -dolayısıyla sonuç bölümü yoktu!
Ama hakkını da vermek lazım, betimlemeler de hoştu. Ancak işte olay örgüsü neticelendirilmemiş. Farklı türde bir kitap, değişik bir tarz denemiş oldum.
Pişman değilim
Tam tamına 510 sayfalık roman ve kaydedeğer hiçbir şey anlatmıyor... Film izlemek gibi bir şeydi, ayrıntılar ve betimlemelere çok yer verilmiş. Son sayfasına kadar ''gelişme bölümü'' bitmedi -dolayısıyla sonuç bölümü yoktu!
Ama hakkını da vermek lazım, betimlemeler de hoştu. Ancak işte olay örgüsü neticelendirilmemiş. Farklı türde bir kitap, değişik bir tarz denemiş oldum.
Pişman değilim
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
İtiraf ediyorsun yaniPişman değilim
B
blt.cemile
Kullanıcı
- 11 Ara 2008
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Canla bağışla
Senai Demirci
Her birimizi sessizce kül eden 'SözYangını'nı haber veren Senai Demirci, şimdi de bu yangını söndürmek için Canla Başla infaka çağırıyor bizi.
Her birimizi gül edecek bir fırsat olarak anlatıyor 'verme'yi. 'İnsan insanın kurdudur' diyerek krizler üreten küresel vurdumduymazlığa inat, 'insan insanın yurdudur' gerçeğini hatırlatıyor.
Zekât, en yapışkan kirimiz bencillikten aklıyor bizi. Sadaka, en büyük belâmız kibirlenmekten kurtarıyor bizi. Seve seve vererek, ebedî sevinçler kazanıyoruz. Canla başla kendimizden eksilterek, canımızı sonsuzluğa taşıyoruz, başımıza 'ebed kuşu' konduruyoruz.
Canla başla okuyacağımız satırlar, tebessümümüze muhtaç, tesellimize aç çaresizleri; yardımımızı bekleyen, ikramımızı uman yetim, öksüz ve yoksulları 'cennet'imiz olarak yeniden tanıştırıyor bizlere
Senai Demirci
Her birimizi sessizce kül eden 'SözYangını'nı haber veren Senai Demirci, şimdi de bu yangını söndürmek için Canla Başla infaka çağırıyor bizi.
Her birimizi gül edecek bir fırsat olarak anlatıyor 'verme'yi. 'İnsan insanın kurdudur' diyerek krizler üreten küresel vurdumduymazlığa inat, 'insan insanın yurdudur' gerçeğini hatırlatıyor.
Zekât, en yapışkan kirimiz bencillikten aklıyor bizi. Sadaka, en büyük belâmız kibirlenmekten kurtarıyor bizi. Seve seve vererek, ebedî sevinçler kazanıyoruz. Canla başla kendimizden eksilterek, canımızı sonsuzluğa taşıyoruz, başımıza 'ebed kuşu' konduruyoruz.
Canla başla okuyacağımız satırlar, tebessümümüze muhtaç, tesellimize aç çaresizleri; yardımımızı bekleyen, ikramımızı uman yetim, öksüz ve yoksulları 'cennet'imiz olarak yeniden tanıştırıyor bizlere
H
hayalhane
Ben en son Aziz Nesinden - Yedek Parça'yı okumuştum sanıırm oda yaz tatilinde
çoğu kitabım yarıda kladı okuyamadım
çoğu kitabım yarıda kladı okuyamadım
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Ben de başladığım kitabı sonuna kadar bitirmeden başkasına başlamak içime sinmezprenses35' Alıntı:bende hiç başladığım kitabı yarım bırakamamhayalhane' Alıntı:Ben en son Aziz Nesinden - Yedek Parça'yı okumuştum sanıırm oda yaz tatilinde
çoğu kitabım yarıda kladı okuyamadım
Demek oluyorki,başladığım her kitabı bitiririm-bir kaç kere zorlansamda bitirdim-
S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Son okuduğum kitap Dan Browm - Kayıp Sembol
Yorum için bknz: http://www.kendinigelistir.com/forum/index.php/topic,16867.0.html
İki gün önce bitirdiğim kitap ise Sabaattin ALİ'nin Kuyucaklı yusuf edebi romanıdır..
Kısaca özetlersem;Bir yetimin romanı ve romanın baş karakteri Yusuf'un hayatındaki olayları-Anne babasının gözünün önünde öldürülmesi- kendi kafasında otutturamayıp ayrı bir dünyada yaratması ve içine sadece sevgiyi barındırmasının yansımaları,hüznü,kederi,aşka bakışı,askından kaçısı,aşkını affedişindeki merhametinin en sade halidir Yusufun yüreği..
1937 yılında yazıldığı düşünüldüğüne dilinin sade olması okuyucuyu sıkmadan romanın içine almasıda geçmişten geleceğe uzanacak edebi bir roman olarakta yerini pekiştiriyor...Ayrıca Dönemin toplumsal sorunlarının bireyler üzerindeki etkikerinide çok iyi gözlemlemiş,betimleme şekli ilede kurgusunu sağlamlaştırmış,basma kalıplıktan kurtarmış..
Yerleşik tabulara başkaldırı, genel bir kadercilik,çaresizlik, eylemsizlik,kaya gibi sert yüreğinin içinde kopan fırtınalarıyla birlikte, aşkın en yalın en lirik halinin yansımasıdır Kuyucaklı yusuf tasfiri...
Romanda fark ettiğim bir noktada sonlara doğru okuyucunun kendi açısından romanın gidişatını kafasında yönlendirmesi ama yazarın şaşırtıcı finali ile şok etkisi yapmasıdır-ben bunu hissettim,bakış açım ve algımdan farklı bir yönde süpriz yapması-Ruh incelemelerin az oluşunun eksikliği davranışlardan kişilerin psikolojisine girişiyle romanı canlı halde tutup edebi roman haline getirmesini sağlıyor...
Yorum için bknz: http://www.kendinigelistir.com/forum/index.php/topic,16867.0.html
İki gün önce bitirdiğim kitap ise Sabaattin ALİ'nin Kuyucaklı yusuf edebi romanıdır..
Kısaca özetlersem;Bir yetimin romanı ve romanın baş karakteri Yusuf'un hayatındaki olayları-Anne babasının gözünün önünde öldürülmesi- kendi kafasında otutturamayıp ayrı bir dünyada yaratması ve içine sadece sevgiyi barındırmasının yansımaları,hüznü,kederi,aşka bakışı,askından kaçısı,aşkını affedişindeki merhametinin en sade halidir Yusufun yüreği..
1937 yılında yazıldığı düşünüldüğüne dilinin sade olması okuyucuyu sıkmadan romanın içine almasıda geçmişten geleceğe uzanacak edebi bir roman olarakta yerini pekiştiriyor...Ayrıca Dönemin toplumsal sorunlarının bireyler üzerindeki etkikerinide çok iyi gözlemlemiş,betimleme şekli ilede kurgusunu sağlamlaştırmış,basma kalıplıktan kurtarmış..
Yerleşik tabulara başkaldırı, genel bir kadercilik,çaresizlik, eylemsizlik,kaya gibi sert yüreğinin içinde kopan fırtınalarıyla birlikte, aşkın en yalın en lirik halinin yansımasıdır Kuyucaklı yusuf tasfiri...
Romanda fark ettiğim bir noktada sonlara doğru okuyucunun kendi açısından romanın gidişatını kafasında yönlendirmesi ama yazarın şaşırtıcı finali ile şok etkisi yapmasıdır-ben bunu hissettim,bakış açım ve algımdan farklı bir yönde süpriz yapması-Ruh incelemelerin az oluşunun eksikliği davranışlardan kişilerin psikolojisine girişiyle romanı canlı halde tutup edebi roman haline getirmesini sağlıyor...
