EN SON izlediğimiz filmler ve yorumları
- Konuyu Başlatan Codex
- Başlangıç tarihi
En son sevgili Su perisi tavsiyesi üzerine Keanu Reeves ve Sandra Bullock'un oynadığı Göl Evi filmini izledim ben konuyu anlamaya çalışırken filim bitti.
Filim içinde diyaloglarla verilen mesajlar anlamlı ama konu olarak ilginç olsada okadar dikkatli seyretmeme rağmen filim sonunda bişeymi atladım acaba diye düşündüm çünkü konu aktarılırken sanırım bazı şeyler eksik kalmış.
İkinci korsan kaptan tavsiyesi bir film Nicolas Cage Filmi Next.
Konusu ilginç vede güzel işlenmiş birde Nicolas Cage olunca izlenilicek bir film.
Sinemada izleyecek film bulamayınca dvd ye dadandım ve üçüncü izlediğim izlerken en çok keyif aldığım bence harika bir film olan Jessica Alba, Hayden Christensen, Terrence Howard 'ın oynadığı Anastezi filmi.
Filmin konusu:
Clay (Christensen), geçirdiği açık kalp ameliyatı sırasında 'anestezik fakındalık' adı verilen durumu yaşamaktadır. Yani olup bitenin tamamen farkında olacak şekilde uyanıktır, operasyonu tüm acısıyla hissedebiliyordur ancak yine anestezinin etkisiyle vücudu hiçbir şeye tepki gösteremeyecek şekilde paralize olduğundan, ameliyat ekibinin bundan haberi yoktur.
Clay'in genç karısı Sam (Alba), ameliyat sırasında hayati kararlar vermek zorunda kalırken, Clay'de kendi zihni içinde tekinsiz bir yolculuğa çıkar.
İlk kez yönetmen koltuğuna oturan Joby Haroldun imzasını taşıyan bu gerçeküstü psikolojik gerilim; şimdiden Memento ve Sixth Sense ile karşılaştırılıyor
Filim içinde diyaloglarla verilen mesajlar anlamlı ama konu olarak ilginç olsada okadar dikkatli seyretmeme rağmen filim sonunda bişeymi atladım acaba diye düşündüm çünkü konu aktarılırken sanırım bazı şeyler eksik kalmış.
İkinci korsan kaptan tavsiyesi bir film Nicolas Cage Filmi Next.
Konusu ilginç vede güzel işlenmiş birde Nicolas Cage olunca izlenilicek bir film.
Sinemada izleyecek film bulamayınca dvd ye dadandım ve üçüncü izlediğim izlerken en çok keyif aldığım bence harika bir film olan Jessica Alba, Hayden Christensen, Terrence Howard 'ın oynadığı Anastezi filmi.
Filmin konusu:
Clay (Christensen), geçirdiği açık kalp ameliyatı sırasında 'anestezik fakındalık' adı verilen durumu yaşamaktadır. Yani olup bitenin tamamen farkında olacak şekilde uyanıktır, operasyonu tüm acısıyla hissedebiliyordur ancak yine anestezinin etkisiyle vücudu hiçbir şeye tepki gösteremeyecek şekilde paralize olduğundan, ameliyat ekibinin bundan haberi yoktur.
Clay'in genç karısı Sam (Alba), ameliyat sırasında hayati kararlar vermek zorunda kalırken, Clay'de kendi zihni içinde tekinsiz bir yolculuğa çıkar.
İlk kez yönetmen koltuğuna oturan Joby Haroldun imzasını taşıyan bu gerçeküstü psikolojik gerilim; şimdiden Memento ve Sixth Sense ile karşılaştırılıyor
Göle evi biraz karmaşık biraz zamanı yakalayamayan bir sevginin buluşma yeri 
Next' i bende izledim,bu şey gibi,bilim adamlarının buluşlarını kötü yönde kullanmaya çalışan kötü düşünceli insanların karanlık zihniyetlerini alet etmeleri... bu filmdede açık olarak görmek mümkün..güzeldi...
Aneztesi harika bir gerilimdi...Bu filmi sevdin ise "Kadavra" filminide seveceginden eminim
tavsiye ederim
Next' i bende izledim,bu şey gibi,bilim adamlarının buluşlarını kötü yönde kullanmaya çalışan kötü düşünceli insanların karanlık zihniyetlerini alet etmeleri... bu filmdede açık olarak görmek mümkün..güzeldi...
Aneztesi harika bir gerilimdi...Bu filmi sevdin ise "Kadavra" filminide seveceginden eminim
tavsiye ederim
En son izledigim filmlerden biri Valkyrie - Operasyon digeri Twilight - Alacakaranlık
Önce, Valkyrie - Operasyonun yorumumu yapayım....
İkinci dünya savaşında,Nazi Almanyasında yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkarak düzenlenen bir suikastle birlikde başarısız sonuçlanan darbe girişimi ve bir tarafın yıkımı ile sonuçlanan olaylarla birlikde kaçınılmaz son,vatan haini ilan edilip idam edilen yöneticiler..oysa asıl vatan haini ilan edilmesi gereken kişi komutanın başındaki kişi...
film notum 10/8
Twilight - Alacakaranlık:Normalde vampirli filmleri sevmem ama yorumlardan ve konusuyla farklı olacagını düşenerek girdigim film beni yanıltmadı..
Gerilim yerine aşk bulması ayrıca şaşırttı..
Farklı bir bakış açısı ile vampir-kan emme ilişkisinin dışında vampir-insan duyguları ile yaşanan bir aşkın anlatım şekli..
Sevdigini inciltmekden korkan bir vampir,diger tarafdan ölmeyi göze alarak vampire aşık olmuş bir kız...
Filmi gelmeden kitabı geldi ama vampirli olan filmleri sevmedigim için (Blade dışında) alıp okumayı tercih etmedim,izlemek daha cazip geldi..
konusu itibariyle çok güzeldi keşke önce kitabını alıp okusaydım,yine ön yargılı davranmamın pişmanlıgını yaşadım..
Aşk böyle bir şey heralde,sevdigi için sevgisinden vazgeçen bir genç,sevdigi için ölümü gözen alan bir sevgili...
Filmdeki şu replikde çok güzeldi..
Isabella- Ya ailen beni beğenmezse?
Edward: Bir ev dolusu vampirin içine gitmekten değil de onların seni beğenmemesinden mi korkuyorsun?
Film notum:10/9
Önce, Valkyrie - Operasyonun yorumumu yapayım....
İkinci dünya savaşında,Nazi Almanyasında yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkarak düzenlenen bir suikastle birlikde başarısız sonuçlanan darbe girişimi ve bir tarafın yıkımı ile sonuçlanan olaylarla birlikde kaçınılmaz son,vatan haini ilan edilip idam edilen yöneticiler..oysa asıl vatan haini ilan edilmesi gereken kişi komutanın başındaki kişi...
film notum 10/8
Twilight - Alacakaranlık:Normalde vampirli filmleri sevmem ama yorumlardan ve konusuyla farklı olacagını düşenerek girdigim film beni yanıltmadı..
Gerilim yerine aşk bulması ayrıca şaşırttı..
Farklı bir bakış açısı ile vampir-kan emme ilişkisinin dışında vampir-insan duyguları ile yaşanan bir aşkın anlatım şekli..
Sevdigini inciltmekden korkan bir vampir,diger tarafdan ölmeyi göze alarak vampire aşık olmuş bir kız...
Filmi gelmeden kitabı geldi ama vampirli olan filmleri sevmedigim için (Blade dışında) alıp okumayı tercih etmedim,izlemek daha cazip geldi..
konusu itibariyle çok güzeldi keşke önce kitabını alıp okusaydım,yine ön yargılı davranmamın pişmanlıgını yaşadım..
Aşk böyle bir şey heralde,sevdigi için sevgisinden vazgeçen bir genç,sevdigi için ölümü gözen alan bir sevgili...
Filmdeki şu replikde çok güzeldi..
Isabella- Ya ailen beni beğenmezse?
Edward: Bir ev dolusu vampirin içine gitmekten değil de onların seni beğenmemesinden mi korkuyorsun?
Film notum:10/9
GulsahToptas
Kullanıcı
Dün; Hayallerin Peşinde / DiCaprio ve Wesst'in oynadığı filmi izledim.
Film, psikolojik/ dramdı. Sonu beklediğim gibi bitmedi ama güzel mesajlar veren, özellikle ilişkilerde ve isteklerde.
Bir karı-kocanın, eşinin hamile olması nedeni ile küçük bir kasabaya yerleşmesi ile başlıyor. Eşlerden birinin( kocanın) en büyük hayali Paris'e gitmektir a ma cesareti yoktur ve bir doğum gününde adamının eşinin yaptığı süpriz ile "Pris'e gime" hayali tekrar pekişir. Hzırlıklar başlar, biletler alınır fakat hanımın tekrar hamile olması ile planlar değişir. Kadın kürtaj olmak ister, adam iş yerinde terfi teklifi alır ve maaşı çok iyidir. Adam işi seçer ve hayallerinden vazgeçer. Film bailar ve sonu ölüm ile biter.
Güzel bir filmdi, seyrettiğime değdi.
8/10 benim notum .
Film, psikolojik/ dramdı. Sonu beklediğim gibi bitmedi ama güzel mesajlar veren, özellikle ilişkilerde ve isteklerde.
Bir karı-kocanın, eşinin hamile olması nedeni ile küçük bir kasabaya yerleşmesi ile başlıyor. Eşlerden birinin( kocanın) en büyük hayali Paris'e gitmektir a ma cesareti yoktur ve bir doğum gününde adamının eşinin yaptığı süpriz ile "Pris'e gime" hayali tekrar pekişir. Hzırlıklar başlar, biletler alınır fakat hanımın tekrar hamile olması ile planlar değişir. Kadın kürtaj olmak ister, adam iş yerinde terfi teklifi alır ve maaşı çok iyidir. Adam işi seçer ve hayallerinden vazgeçer. Film bailar ve sonu ölüm ile biter.
Güzel bir filmdi, seyrettiğime değdi.
8/10 benim notum .
En son izledigim film Vicky Cristina Barcelona
Senaryosunu ve yönetmenligini Woody Allen'in yaptıgı dram-komedi üzerine çekilmiş hayatta kimsenin tarif edemedigi ama herkesin fikir yürüttügü aşkı farklı bir uslupla bir nevi yapboz olarak düşünen ve o yapbozun kaybolon parçasını bulmak için farklı arayışlar içinde olan bir erkek ve 3 kadının etrafında dönen aşk üçgeni içinde rüzgarın yönüne bırakmış, sevdigi kadınında eksik olan parçayı sürekli başka kadınlarda bulmaya çalışırken ortaya çıkan ilginç durumlarla birlikde aşk mı?sevgi mi? diye sorgulayacagınız bir filmdi...
Film notum 10/7
Senaryosunu ve yönetmenligini Woody Allen'in yaptıgı dram-komedi üzerine çekilmiş hayatta kimsenin tarif edemedigi ama herkesin fikir yürüttügü aşkı farklı bir uslupla bir nevi yapboz olarak düşünen ve o yapbozun kaybolon parçasını bulmak için farklı arayışlar içinde olan bir erkek ve 3 kadının etrafında dönen aşk üçgeni içinde rüzgarın yönüne bırakmış, sevdigi kadınında eksik olan parçayı sürekli başka kadınlarda bulmaya çalışırken ortaya çıkan ilginç durumlarla birlikde aşk mı?sevgi mi? diye sorgulayacagınız bir filmdi...
Film notum 10/7
En son izledigim film Mahsun kırmızıgül'ün hem yönetip,hemde başrolde oynadığı Güneşi gördüm filmi..
Geçen sene "Beyaz melek" adlı filmi ile "2008 en çok izelenen film" ödülünü kaptıgı gibi bu filmi ile de "2009 en çok izlenen film" ödülünü kapacagından eminim..
Terör nedeni ile topraklarını ter etmek zorunda kalan ve kırsal kesimden kente göç ile başlayan dramatik olayların Müzik ses ve agır çekim görüntüleri ile tam bir meladrom havası yaratırken seyircilerin gözyaşlarına :'( hakim olamayagagı sosyal yaraları çok iyi işlenmiş, Türkiyenin acı gerçegini beyaz perdeye yansıtmakdaki ustalıgı ile yine tek kelimeyle Türk filmleri arasında gurur kaynagı olacak harika bir filmdi...Kesinlikle izlemelisiniz...
Filmin son sahnelerinin birinde Siyasi sorunlar nedeni ile memleketini tek etmiş ama gurbet acısıyla halen özlemle yanıp tutuşurken okudugu şiir filmin ana fikrini ne güzelde anlatıyordu...
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
CAHİT SITKI TARANCI
Film notum 10/10
Geçen sene "Beyaz melek" adlı filmi ile "2008 en çok izelenen film" ödülünü kaptıgı gibi bu filmi ile de "2009 en çok izlenen film" ödülünü kapacagından eminim..
Terör nedeni ile topraklarını ter etmek zorunda kalan ve kırsal kesimden kente göç ile başlayan dramatik olayların Müzik ses ve agır çekim görüntüleri ile tam bir meladrom havası yaratırken seyircilerin gözyaşlarına :'( hakim olamayagagı sosyal yaraları çok iyi işlenmiş, Türkiyenin acı gerçegini beyaz perdeye yansıtmakdaki ustalıgı ile yine tek kelimeyle Türk filmleri arasında gurur kaynagı olacak harika bir filmdi...Kesinlikle izlemelisiniz...
Filmin son sahnelerinin birinde Siyasi sorunlar nedeni ile memleketini tek etmiş ama gurbet acısıyla halen özlemle yanıp tutuşurken okudugu şiir filmin ana fikrini ne güzelde anlatıyordu...
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
CAHİT SITKI TARANCI
Film notum 10/10
vega
Kullanıcı
THE BEACH(KUMSAL)
Yapım:2000 ~ ABD
Tür
ram, Gerilim, Macera
Yönetmenanny Boyle
Senaryo:Alex Garland, John Hodge
Senaryo (Kitap):Alex Garland
Yapımcı:Callum Mcdougall, Andrew Macdonald
Görüntü Yönetmeniarius Khondji
Müzik:Angelo Badalamenti, Mobi , John Cale, Brian Eno
Süre:1 saat 57 dk
Gösterim Tarihi:24 Mart 2000 (Türkiye)
Amerikalı genç Richard'ı(Leonardo Di Caprio) macera arayışı ile Tayland'a gelmesine neden olan şey işte bu yapmacık dünyada gerçek bir şey bulma ve ona bağlanma arzusudur. Farklı bir şeyin arayışı içindedir. Bangkok'da ucuz bir otelde Etienne(Gaillaume Canet) ve Francoise (Virginie Ledoyen) isimlerinde bir Fransız çiftle karşılaşır. Aynı zamanda Daffy adında, yılların ve ilaçların etkisi ile çökmüş yaşlı bir gezginle tanışır. Daffy Richard'a turistler tarafından işgal edilmemiş, gizli bir cennetten, bir adadan söz eder.Ve Richard artık bir maceranın içindedir...
bence eğlenceli ve macera dolu bir filmdi ama sona doğru sarktı biraz konusu sonradan toparladılar ama genel olarka aşırı derecede beğendiğim söylenemez,iyi bir filmdi.
10 üzerinden 6 falan diyebilirim
Yapım:2000 ~ ABD
Tür
ram, Gerilim, Macera Yönetmen
anny Boyle Senaryo:Alex Garland, John Hodge
Senaryo (Kitap):Alex Garland
Yapımcı:Callum Mcdougall, Andrew Macdonald
Görüntü Yönetmeni
arius Khondji Müzik:Angelo Badalamenti, Mobi , John Cale, Brian Eno
Süre:1 saat 57 dk
Gösterim Tarihi:24 Mart 2000 (Türkiye)
Amerikalı genç Richard'ı(Leonardo Di Caprio) macera arayışı ile Tayland'a gelmesine neden olan şey işte bu yapmacık dünyada gerçek bir şey bulma ve ona bağlanma arzusudur. Farklı bir şeyin arayışı içindedir. Bangkok'da ucuz bir otelde Etienne(Gaillaume Canet) ve Francoise (Virginie Ledoyen) isimlerinde bir Fransız çiftle karşılaşır. Aynı zamanda Daffy adında, yılların ve ilaçların etkisi ile çökmüş yaşlı bir gezginle tanışır. Daffy Richard'a turistler tarafından işgal edilmemiş, gizli bir cennetten, bir adadan söz eder.Ve Richard artık bir maceranın içindedir...
bence eğlenceli ve macera dolu bir filmdi ama sona doğru sarktı biraz konusu sonradan toparladılar ama genel olarka aşırı derecede beğendiğim söylenemez,iyi bir filmdi.
10 üzerinden 6 falan diyebilirim
vega
Kullanıcı
Interview with the Vampire: The Vampire Chronicles (Vampirle Görüşme)
Yapım:1994 ~ ABD
Türram, Fantastik, Korku, Macera, Suç
Yönetmen:Neil Jordan
Senaryo:Anne Rice
Senaryo (Kitap):Anne Rice
Yapımcıavid Geffen, Stephen Woolley
Görüntü Yönetmeni
hilippe Rousselot
Müzik:Elliot Goldenthal
Filmin Websitesi:interview.beautifulone.net
Süre:2 saat 3 dk
Gösterim Tarihi:20 Ocak 1995 (Türkiye)
Yıl 1791. New Orleans'ta yaşayan Louis karısını kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle, yaşama sevincini kaybetmiştir. Lestat adındaki bir vampir, ona gecelerin yaratığı, yani bir vampir olmasını önerir. Louis bu öneriyi kabul eder.
Lestat, Louis'in ölümcül kanını akıtarak onu da bir vampire dönüştürür. Ancak Louis, vampirliğe alışamaz. Açlığını gidermek zorundadır ama insanları öldürmek istemez. Ona, vampirliği Lestat öğretecektir.
Sıradan vampir filmlerinin dışında bu filde başlar başlamaz sarımsak,hac çıkarma gibi saçmalıklar reddediliyor.Ama filmin en ilgi çeken kısmı tabiki oyuncu kadrosu.başrollerde Brad Pitt ,Tom Cruise,Antonio Banderas ve Kristen dunst oynuyor.Oldukça eski bir film ama yeni izleme imkanım oldu , uzun saçları ve donuk suratlarıyla oyuncular muhteşem ilgi çekiyor.Ben oldukça beğendim , böyle bir oyuncu kadrosuna tekrar raslayamazsınız.
10 üzerinden 8.5
Yapım:1994 ~ ABD
Tür
ram, Fantastik, Korku, Macera, Suç Yönetmen:Neil Jordan
Senaryo:Anne Rice
Senaryo (Kitap):Anne Rice
Yapımcı
avid Geffen, Stephen Woolley Görüntü Yönetmeni
hilippe Rousselot Müzik:Elliot Goldenthal
Filmin Websitesi:interview.beautifulone.net
Süre:2 saat 3 dk
Gösterim Tarihi:20 Ocak 1995 (Türkiye)
Yıl 1791. New Orleans'ta yaşayan Louis karısını kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle, yaşama sevincini kaybetmiştir. Lestat adındaki bir vampir, ona gecelerin yaratığı, yani bir vampir olmasını önerir. Louis bu öneriyi kabul eder.
Lestat, Louis'in ölümcül kanını akıtarak onu da bir vampire dönüştürür. Ancak Louis, vampirliğe alışamaz. Açlığını gidermek zorundadır ama insanları öldürmek istemez. Ona, vampirliği Lestat öğretecektir.
Sıradan vampir filmlerinin dışında bu filde başlar başlamaz sarımsak,hac çıkarma gibi saçmalıklar reddediliyor.Ama filmin en ilgi çeken kısmı tabiki oyuncu kadrosu.başrollerde Brad Pitt ,Tom Cruise,Antonio Banderas ve Kristen dunst oynuyor.Oldukça eski bir film ama yeni izleme imkanım oldu , uzun saçları ve donuk suratlarıyla oyuncular muhteşem ilgi çekiyor.Ben oldukça beğendim , böyle bir oyuncu kadrosuna tekrar raslayamazsınız.
10 üzerinden 8.5
En son izledigim film Davetsiz Gelen 2 - No Man's Land: The Rise of Reeker/
Son zamanlarda izledigim korku filmleri içinden fena degildi...
Filmin konusu Gece ve gündüz; yaşam ve ölüm arasında doğaüstü bir evrende sıkışıp kaldıklarını anladıkları anda canlarıda tehlike ile Korkunç bir şekilde sakatlanmış gizemli ölüler... Etrafına mide bulandırıcı kesif çürük kokusu yayan bir şeytandan ve iki dünya arasında sıkışmış ruhlarının verddigi mucadeleyi anlatıyor..
Korkunç cinayetleri işleyen şeytanı yakaladıklarında Neden böyle yapıyorsun dediklerinde,"pratik yaparak uzmanlık kazanıyorum,uzman oldugum an burdaki görevim bitip ruhum özgürlüge kavuşacak" diyor ve cinayetler başlıyor..
film notum 1076 fena degildi,hatta idare edecek akdar gerilim vardı
Son zamanlarda izledigim korku filmleri içinden fena degildi...
Filmin konusu Gece ve gündüz; yaşam ve ölüm arasında doğaüstü bir evrende sıkışıp kaldıklarını anladıkları anda canlarıda tehlike ile Korkunç bir şekilde sakatlanmış gizemli ölüler... Etrafına mide bulandırıcı kesif çürük kokusu yayan bir şeytandan ve iki dünya arasında sıkışmış ruhlarının verddigi mucadeleyi anlatıyor..
Korkunç cinayetleri işleyen şeytanı yakaladıklarında Neden böyle yapıyorsun dediklerinde,"pratik yaparak uzmanlık kazanıyorum,uzman oldugum an burdaki görevim bitip ruhum özgürlüge kavuşacak" diyor ve cinayetler başlıyor..
film notum 1076 fena degildi,hatta idare edecek akdar gerilim vardı
vega
Kullanıcı
Lanetliler Kraliçesi Queen Of The Damned
Yapım:2002 ~ ABD, Avustralya
Tür:Fantastik, Korku, Müzikal
Yönetmen:Michael Rymer
Senaryo:Anne Rice, Scott Abbott
Yapımcı:Jorge Saralegui
Görüntü Yönetmeni:Ian Baker
Müzik:Richard Gibbs
Süre:1 saat 40 dk
Gösterim Tarihi:22 Şubat 2002 (Türkiye)
Tabutunda yıllarca süren uykusundan uyanan vampir Lestat dünyanın çok değişmiş olduğunu görür. Bu dünyanın bir parçası olmak istemektedir. Zamanla bir rock yıldızı olan Lestat müziğinin yüzlerce yıl önce yasamış olan Kralice Akasha’yı hayata döndürdüğünü keşfeder. Akasha Lestat’tan kralı olmasını istemektedir
Normalde Vampirle Görüşme isimli romanın üçüncü serisine çekilmiş olan bu filmi Vampirle Görüşme isimli film kadar etkileyici ve devamı niteliğinde olmasını bekliyordum ama beklentilerimin çok çok çok altında bir filmdi .Vampirle Görüşmede olduğu gibi Lestat rolünde Tom Cruisenin oynaması için kaç kez keşke dediğimi hatırlamıyorum.Aynı yazarın başka bir romanının çok daha az imkanla çok daha muhteşem bir şekilde çekildiğini görmek(bknz:Vampirle Görüşme) beni inanılmaz üzdü.Kesinlikle tavsiye etmiyorum.
10 üzerinden 4
Yapım:2002 ~ ABD, Avustralya
Tür:Fantastik, Korku, Müzikal
Yönetmen:Michael Rymer
Senaryo:Anne Rice, Scott Abbott
Yapımcı:Jorge Saralegui
Görüntü Yönetmeni:Ian Baker
Müzik:Richard Gibbs
Süre:1 saat 40 dk
Gösterim Tarihi:22 Şubat 2002 (Türkiye)
Tabutunda yıllarca süren uykusundan uyanan vampir Lestat dünyanın çok değişmiş olduğunu görür. Bu dünyanın bir parçası olmak istemektedir. Zamanla bir rock yıldızı olan Lestat müziğinin yüzlerce yıl önce yasamış olan Kralice Akasha’yı hayata döndürdüğünü keşfeder. Akasha Lestat’tan kralı olmasını istemektedir
Normalde Vampirle Görüşme isimli romanın üçüncü serisine çekilmiş olan bu filmi Vampirle Görüşme isimli film kadar etkileyici ve devamı niteliğinde olmasını bekliyordum ama beklentilerimin çok çok çok altında bir filmdi .Vampirle Görüşmede olduğu gibi Lestat rolünde Tom Cruisenin oynaması için kaç kez keşke dediğimi hatırlamıyorum.Aynı yazarın başka bir romanının çok daha az imkanla çok daha muhteşem bir şekilde çekildiğini görmek(bknz:Vampirle Görüşme) beni inanılmaz üzdü.Kesinlikle tavsiye etmiyorum.
10 üzerinden 4
Ay karantina diye bir film izledim :d
Bir apartmanda başladı bitti yav, nasıl böyle saçma bir kurguya imza atmışlar anlamadım.
Tuhaf bir senaryo, giriş saçma, alakalandırılan durumlar saçma.
Klasik saçma bi gerilim filmi olmuş.
Tavsiye etmiyorum.
Ayrıca mide bulandırıcı sahneleri var, ışık berbattı, müzik bile yoktu :d
Anca çığlık atıp birbirlerine saldırıodu insanlar.
Yok yok iyi film yapmıyorlar artık.
Bir apartmanda başladı bitti yav, nasıl böyle saçma bir kurguya imza atmışlar anlamadım.
Tuhaf bir senaryo, giriş saçma, alakalandırılan durumlar saçma.
Klasik saçma bi gerilim filmi olmuş.
Tavsiye etmiyorum.
Ayrıca mide bulandırıcı sahneleri var, ışık berbattı, müzik bile yoktu :d
Anca çığlık atıp birbirlerine saldırıodu insanlar.
Yok yok iyi film yapmıyorlar artık.
Korsan' Alıntı:
Bu yazın izledigim Rec: Ölüm Çığlığı - [Rec] filminden bahsediyorsun sandım..Konusu ve içerigi o kadar çok benziyordu ki acaba dedim benim izledigimle aynımı,ismi ingilizcemi yanılıyor muyum...Baktım yanılıyormuşum ama konu ve çekimler olarak aynı görüşdeyim..
Bu hafta Angelina Jolie'nin son filmi Sahtekar"ı izledime fırsatını yakaladım...
Öncelikle belirtmek isterim bir anne olarak bir çok sahnesinden etkilendim,onun dışında Angelina Jolie nin performasını ve şuanki sıfır beden hali ve çoçugu kayboldugunda bile dudagından eksik olmayan kırmızı ruju ile çok yapmacık ve eksik buldum...
Konusunu ele alırsak,Düşüncesi bile ürtütücü,bir gün eve geliyorsunuz çoçugunuz kayıp ve sokaklarda gezen bir seri katil tarafından kaçırılıp öldürülmüş,ve her gün çoçuklar kayboluyor kimse bulamıyor..Bulununcada kötü işlere bulaşmış LAPD çalışanlarını son derece gerçekçi konuyu örtbas ederek filmi biraz heyecanlandırıyorlar ve istedikleri an kanunları kullanarak yüksek mevkidekilerinin neler yapabilecegini çok iyi yansıtmış Clint Eastwood...
Film notum her ne kadar aksiyon sahnelerinde ve güzel haliyle görmeye alışmış olsakda Angelinayı vasat ve eksik buldugumu tekrar belirterek sadece konusu için 10/7 veriyorum..
Filmin genelini begenmedim ama konu itibari ve
Öncelikle belirtmek isterim bir anne olarak bir çok sahnesinden etkilendim,onun dışında Angelina Jolie nin performasını ve şuanki sıfır beden hali ve çoçugu kayboldugunda bile dudagından eksik olmayan kırmızı ruju ile çok yapmacık ve eksik buldum...
Konusunu ele alırsak,Düşüncesi bile ürtütücü,bir gün eve geliyorsunuz çoçugunuz kayıp ve sokaklarda gezen bir seri katil tarafından kaçırılıp öldürülmüş,ve her gün çoçuklar kayboluyor kimse bulamıyor..Bulununcada kötü işlere bulaşmış LAPD çalışanlarını son derece gerçekçi konuyu örtbas ederek filmi biraz heyecanlandırıyorlar ve istedikleri an kanunları kullanarak yüksek mevkidekilerinin neler yapabilecegini çok iyi yansıtmış Clint Eastwood...
Film notum her ne kadar aksiyon sahnelerinde ve güzel haliyle görmeye alışmış olsakda Angelinayı vasat ve eksik buldugumu tekrar belirterek sadece konusu için 10/7 veriyorum..
Filmin genelini begenmedim ama konu itibari ve
Jemas bond'u izledim :d
Klasic bond filmiydi işte, filde hoşuma giden bi yer vardı :d Biir gizli örgütün ne kaddek gizli olduguna dair :d
Maşallah hepsi aynı operaya gelmişti, kulaklıklarlada birbirleriyle konuşuyorlardı :d
E bond abi de malum oradaydı.Aksiyon sahneleri fena değildi, bi kaçı görevimiz tehlikden araklama gibi geldi,bond kızları her zamanki gibi harikaydı :d
Hele hele bolivyalı olan :d mı5 se girsem netsen diye düşünmedim deel :d
Yani kısaca zilenebilir bir film.Hem bu bond'u ben tuttum valla, diğerleri gibi ana kuzusu tipi yok :d
Adamlar 50 yıldır bond serisi yapıolar :d Biz hala kara murattan bir başkasına geçemedik :d
Isıya duyarlı ok kullansa nolur yani :d Atı kuyruk sokumundan füze fırlatsa heheh :d
Evet komik olur :d
Neyse..
Klasic bond filmiydi işte, filde hoşuma giden bi yer vardı :d Biir gizli örgütün ne kaddek gizli olduguna dair :d
Maşallah hepsi aynı operaya gelmişti, kulaklıklarlada birbirleriyle konuşuyorlardı :d
E bond abi de malum oradaydı.Aksiyon sahneleri fena değildi, bi kaçı görevimiz tehlikden araklama gibi geldi,bond kızları her zamanki gibi harikaydı :d
Hele hele bolivyalı olan :d mı5 se girsem netsen diye düşünmedim deel :d
Yani kısaca zilenebilir bir film.Hem bu bond'u ben tuttum valla, diğerleri gibi ana kuzusu tipi yok :d
Adamlar 50 yıldır bond serisi yapıolar :d Biz hala kara murattan bir başkasına geçemedik :d
Isıya duyarlı ok kullansa nolur yani :d Atı kuyruk sokumundan füze fırlatsa heheh :d
Evet komik olur :d
Neyse..
Bu hafta bekledigim bir kaç film birden izledim...
Öncelik sırasına göre hemen başlayalım...
Gran Torino
Sinemaya girerken önyargılı davranarak konusu itibariyle beni çekmeyen ama oyuncusu için izlenir dedigim her filmden çıkarken etkisinden kurtulamadığım-kurtulamayacağım bir filmdi diyebilirim... :-[ Özellikle final sahnesinde yapmış oldugu fedakarlık ile...
Filmin adı bir zamanların ünlü arabası ve filmde hikayenin başlamasını sağlayan Gran Torino marka araba.
Hem yönetip hem başrolde oynayan,sert,inatçı ve huysuz birini oynayan ama yüregi o kadar da sert olmayan,60 larda kalmış,yenilige kapalı,ailesiyle iletişimi zayıf,eşi öldügü için kendi ile baş başa kalmak zorunda kalan bir adam Clint Eastwood..
klasik Amerikan ailesi..Kopuk ilişkiler,çekirdek aile modeli ile dışlanmış bir büyükbaba..Eşi öldügü için yaşlılar yurdanda kalmaya zorlanan bir baba,ve bu olaylar arasında ayakda durmaya çalışırken kendi ailesinden görmedigi yakınlıgı hiç sevmediği Çinlilerden gören kore gazisi bir adam ve iki zıd kutupda birleşen yüreklerin çok iyi anlatıldıgı bir film Gran Torino
"Milyonluk Bebek filmi" adlı film kadar etki bırakmasada,final sahnesi ile etkilenmeyecek kişi oldugunu sanmıyorum...
10/8
Diger izlediğim ve izlerken büyük keyif aldıgım Bir çılgının içinde adlı film Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram, Komedi, Macera...Yok yok içinde
Kısaca konusu:Uzaylıların kendi dünyalarını kurtarabilmek için dünyaya robot gibi içinde kendilerinin oldugu bir insan tipi ile gelişleri ve bu yabancısı oldukları gezegende insanların hareketlerine verdikleri tepkilerle birlikde geliş nedenlerini unutup insanlarla yakın bir bag kurmalarını ele almış harika bir komediydi diyebilirim... Eddie Murphy sevenler için kesinlikle tavsiye edebilirim,özellikle bir sahne varki,dünyalıların gülümsemesini taklid ederek yapmış oldugu mimikleri ;D
10 üzeri 10
Ve sonuncusu Oğul odası..Tematik içerigi sakin,derin ve ufuk açan psikoanalist bir baba ve ergenlik çagında iki çoçugu arasında geçen olayların uçurumları...Bir söz vardır,"terzi kendi sökügünü dikemez" diye,bu filme çok uydu desem yeridir..
Çokta tavsiye etmiyorum,biraz sessiz ve sıkıcı gelebilir.Bana öyle geldi.. :
Öncelik sırasına göre hemen başlayalım...
Gran Torino
Sinemaya girerken önyargılı davranarak konusu itibariyle beni çekmeyen ama oyuncusu için izlenir dedigim her filmden çıkarken etkisinden kurtulamadığım-kurtulamayacağım bir filmdi diyebilirim... :-[ Özellikle final sahnesinde yapmış oldugu fedakarlık ile...
Filmin adı bir zamanların ünlü arabası ve filmde hikayenin başlamasını sağlayan Gran Torino marka araba.
Hem yönetip hem başrolde oynayan,sert,inatçı ve huysuz birini oynayan ama yüregi o kadar da sert olmayan,60 larda kalmış,yenilige kapalı,ailesiyle iletişimi zayıf,eşi öldügü için kendi ile baş başa kalmak zorunda kalan bir adam Clint Eastwood..
klasik Amerikan ailesi..Kopuk ilişkiler,çekirdek aile modeli ile dışlanmış bir büyükbaba..Eşi öldügü için yaşlılar yurdanda kalmaya zorlanan bir baba,ve bu olaylar arasında ayakda durmaya çalışırken kendi ailesinden görmedigi yakınlıgı hiç sevmediği Çinlilerden gören kore gazisi bir adam ve iki zıd kutupda birleşen yüreklerin çok iyi anlatıldıgı bir film Gran Torino
"Milyonluk Bebek filmi" adlı film kadar etki bırakmasada,final sahnesi ile etkilenmeyecek kişi oldugunu sanmıyorum...
10/8
Diger izlediğim ve izlerken büyük keyif aldıgım Bir çılgının içinde adlı film Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram, Komedi, Macera...Yok yok içinde
Kısaca konusu:Uzaylıların kendi dünyalarını kurtarabilmek için dünyaya robot gibi içinde kendilerinin oldugu bir insan tipi ile gelişleri ve bu yabancısı oldukları gezegende insanların hareketlerine verdikleri tepkilerle birlikde geliş nedenlerini unutup insanlarla yakın bir bag kurmalarını ele almış harika bir komediydi diyebilirim... Eddie Murphy sevenler için kesinlikle tavsiye edebilirim,özellikle bir sahne varki,dünyalıların gülümsemesini taklid ederek yapmış oldugu mimikleri ;D
10 üzeri 10
Ve sonuncusu Oğul odası..Tematik içerigi sakin,derin ve ufuk açan psikoanalist bir baba ve ergenlik çagında iki çoçugu arasında geçen olayların uçurumları...Bir söz vardır,"terzi kendi sökügünü dikemez" diye,bu filme çok uydu desem yeridir..
Çokta tavsiye etmiyorum,biraz sessiz ve sıkıcı gelebilir.Bana öyle geldi.. :
Zafer ve Gurur...
Konusu: "New York’ta bir polis katili serbestçe dolaşıp, polisleri öldürmektedir. Ray bu polis katillerini bulmaya çalışmaktadır. Daha sonra teşkilat içinde sızmalar olduğunun farkına varacaktır."
Colin Farrell, Edward Norton, Jon Voight için bile izlenecek kalitede, Emniyet teşkilatı içinde gerçekleşen bir rüşvet skandalında karşı karşıya gelen bir aile...Piçağın kemiğe dayandığı an..."Devlet içinde devlet" Teşkilat içinde teşkilat" diye tabir edilen bir üçgen....(devlet,aile,emniyet teşkilatı)
Sürükleyici ve duygusal bir yapım.
Kesinlikle tavsiye ederim...
Konusu: "New York’ta bir polis katili serbestçe dolaşıp, polisleri öldürmektedir. Ray bu polis katillerini bulmaya çalışmaktadır. Daha sonra teşkilat içinde sızmalar olduğunun farkına varacaktır."
Colin Farrell, Edward Norton, Jon Voight için bile izlenecek kalitede, Emniyet teşkilatı içinde gerçekleşen bir rüşvet skandalında karşı karşıya gelen bir aile...Piçağın kemiğe dayandığı an..."Devlet içinde devlet" Teşkilat içinde teşkilat" diye tabir edilen bir üçgen....(devlet,aile,emniyet teşkilatı)
Sürükleyici ve duygusal bir yapım.
Kesinlikle tavsiye ederim...
