T
tnctrkcell
Siz hiç öldüğünüzü düşündünüz mü? ( 08/09/2007 )
Bir anormallik var bugün bizim evde! Herşey neden olması gerektiği gibi?!..Annem her zamanki gibi mutfakta yemek yapıyor,babam benim "vakit çalar" dediğim televizyona hapsolmuş,kız kardeşim ise odasında...
Üzülmeli miyim,sevinmeli miyim karar vermek çok güç..?Daha öleli n' kadar olmuştu ki?..kırkım çıkmış mıydı ki?..Herkes
sanki ben hiç yoktum gibi davranmak için ağız birliği etmiş sanki...
Evde bana ait tek bir eşya dahi yok.Çok sevdiğim aykakkabılarım ayakkabılıkta değil,giysilerim,hırkam ve daha birçoğu olması gereken yerde değiller.Belki bir ihtiyaç sahibine vermişlerdir deyip beli kırık bir teselliyle eğiyorum başımı...
Şimdi orda olsaydım n' yapıyor olurdum acaba?..Babamdan bilmem kaçıncı azarı işitiyordum belki, yine kardeşimle kavga ettiğim için.Veya annem şunlara bak ,"kedi ile köpek gibi kavga ediyorlar sürekli" diye söyleniyor olurdu heralde...Kavga etmeyi bile özledim "Beni öldürsünler ama onun saçının teline zarar gelmesin" dediğim kardeşimle...
Babam her zamanki gibi vakitçalar ile meşgul dedim ya; aslında "vakitçalar la meşgulüm" rolü yaptığına eminim.Oğlunu kaybetmenin acısını içine atmıştır... her zamanki gibi...
Dışarı çıkıyorum sonra.Arkadaşlar toplanmışlar yine, aralarında bir kişi eksik.Ben...Keyifler yerinde maşallah.Beraber gülüp ,eğlendiğimiz şeylerle şimdi "bensiz" gülüp eğleniyorlar.Biri espri yapar öteki güler,ohh ne güzel bir de halısaha maçı ayarlamışlar,offf be aralarında en baba forvetleri yok kesin yenilirler,ohh olsun...
Çok çabuk unutuldum diye söyleniyorum kendi kendime...Ama zaten olması gereken de bu değil mi diye ekliyorum ardından...
Allah unutma yetisini vermiştir maruz kaldığı acılara sabır taşı olsa çatlayacak olan insana...."Ne bitmez arzularımız vardır bizim,ne doymaz isteklerimiz.Her vardığı durakta bir sonraki durağı özleyerek geçen fani bir ömür.Temenniler emele,emeller ihtiraslara karışır gitgide ve bir avuç toprak doyurur en son gözümüzü..."
Bir anormallik var bugün bizim evde! Herşey neden olması gerektiği gibi?!..Annem her zamanki gibi mutfakta yemek yapıyor,babam benim "vakit çalar" dediğim televizyona hapsolmuş,kız kardeşim ise odasında...
Üzülmeli miyim,sevinmeli miyim karar vermek çok güç..?Daha öleli n' kadar olmuştu ki?..kırkım çıkmış mıydı ki?..Herkes
sanki ben hiç yoktum gibi davranmak için ağız birliği etmiş sanki...
Evde bana ait tek bir eşya dahi yok.Çok sevdiğim aykakkabılarım ayakkabılıkta değil,giysilerim,hırkam ve daha birçoğu olması gereken yerde değiller.Belki bir ihtiyaç sahibine vermişlerdir deyip beli kırık bir teselliyle eğiyorum başımı...
Şimdi orda olsaydım n' yapıyor olurdum acaba?..Babamdan bilmem kaçıncı azarı işitiyordum belki, yine kardeşimle kavga ettiğim için.Veya annem şunlara bak ,"kedi ile köpek gibi kavga ediyorlar sürekli" diye söyleniyor olurdu heralde...Kavga etmeyi bile özledim "Beni öldürsünler ama onun saçının teline zarar gelmesin" dediğim kardeşimle...
Babam her zamanki gibi vakitçalar ile meşgul dedim ya; aslında "vakitçalar la meşgulüm" rolü yaptığına eminim.Oğlunu kaybetmenin acısını içine atmıştır... her zamanki gibi...
Dışarı çıkıyorum sonra.Arkadaşlar toplanmışlar yine, aralarında bir kişi eksik.Ben...Keyifler yerinde maşallah.Beraber gülüp ,eğlendiğimiz şeylerle şimdi "bensiz" gülüp eğleniyorlar.Biri espri yapar öteki güler,ohh ne güzel bir de halısaha maçı ayarlamışlar,offf be aralarında en baba forvetleri yok kesin yenilirler,ohh olsun...
Çok çabuk unutuldum diye söyleniyorum kendi kendime...Ama zaten olması gereken de bu değil mi diye ekliyorum ardından...
Allah unutma yetisini vermiştir maruz kaldığı acılara sabır taşı olsa çatlayacak olan insana...."Ne bitmez arzularımız vardır bizim,ne doymaz isteklerimiz.Her vardığı durakta bir sonraki durağı özleyerek geçen fani bir ömür.Temenniler emele,emeller ihtiraslara karışır gitgide ve bir avuç toprak doyurur en son gözümüzü..."