Üzgünüm,sana yüreğimi,yüreğimin taa içini açtığım için. Ve üzgünüm sevdiğim, yüreğinin taaa içine girdiğim,girmyi istediğim için. Konuştum ben ilk defa hiç hesapsız. Tutarsızdım belki de çoğu zaman, ama konuştum,ben ilk defa hayatımda. Kaç yıl sustum, sustukça unutulacak sandım acılarım.
Sustum; saatlerce, günlerce, haftalarca.
Bekledim; aylarca,yılarca.
Sonunda susarak beklmeyi öğrendim.Belki de susmayı. Sonra sen çıkageldin birkaç satır arasında.Tam da ben artık susmuşken ben tamamen mühürlemişken dudaklarımı, sen çıka geldin, bir dost selamında. Ben tamda yüreğimi nadasa bırakmışken.Duyunca sesini, kapandı gözlerim hazırdım sana. Konuştum ilk defa belki de hayatımda hiç korkmadan, ama...
Bir yerde yanlış yaptım yine be gülüm. Takıldı yine ayaklarım bir yelere.Sandım ki, sustukça mutsuz oldum.Sandım ki, şimdi konuşursam mutlu olucam. Olmadı be gülüm olmadı, yine olmadı. Öylesine alışmışım ki susmaya, konuşmayı beceremedim. Birşeyler söyledi dilim, ama ben bile anlamadım. Birilirim zehirdir sözcükler,öldüür sevdiğini. Ah be gülüm, o sözcükler şimdi benim içime akar,zehirler beni.
Sevdiğim, yüreğinin kıymetini bilemediğim için suçlama beni.Ben sana bir yürek verdim,yüreğine karşılık. Susuyorum artık, bir daha hiç kouşmamacasına.İçimde hüznün, içimde sevgin, içimde özlmin, içimde sen. Susuyorum içimin gülen yüzü, HOŞÇAKAL.
Ellerine merhaba diye uzattığım ellerim artık yok. Ben beceremedim işte, beceremedim. Daha sıkı sarılmak isterken sana,ellerimden kaydın gittin.
Üzgünüm;içimin gülen yüzü,içimde gülen yüzün hiç ağlamayacak.Hayat hep gülsün gül yüzüne. Ve sen hayat, şimdi git işine. Bırak beni bana