Okuduğumuz Kitaplardan En Beğendiğimiz bölümler...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan emine38
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Sana bütün bunları kim öğretti, Doktor?" Yanıt anında geldi. "Acı çekmek."

Albert Camus, Veba
 
İnsanın ruhu felç olmaz. Soluk alabiliyorsanız, düş de kurabilirsiniz.


Tavuk suyuna çorba 
 
Hayata başladığımız yer ile şu an bulunduğumuz yer arasında fark olmalı...
Ne kadar dipden başlarsanız,bulunduğunuz yer o kadar "karizmatik" görünür...
Zirveye çıkan herkesin değil,"sıfırdan" zirveye çıkanların öyküsü daha iyi yazılır..

Önünüzde engeller olmalı...Yürüdüğünüz yolda engel yoksa,o yolun sonuna kadar herkes gidebileceği için,o yolun sonuna gitmiş olmak bir başarı değildir...
Engeller,öyküsü yazılacak olanları,olmayanlardan elemeye yarar...
Engellerinizi sevin ve aşın!



İnsan isterse Azmin zaferi öyküleri 1...Mümin SEKMAN....
 

Daima en iyi ol!


Anıların bile ürkütsün insanları...
Geldiğin gibi gitme...Geçip giderken tozu dumana kat...Birilerinin dudağı uçuklasın...
İnsanlar ne oldu diye paniklesinler,bir şeyleri değiştir...
Hayatını anlatılanlarla değil,bildiklerinle yaşa...
Bir şeyi yaparken en iyisin yap!
Cehennemde yanarken bile en iyi sen yan...
En büyük anın tavlada attığın düşesse,biraz düşünmelisin!


Hiç kimse hayatı bir başkasının bildiği gibi bilmez...
Benzer yaşamlar sergilemeleri inandıkları için değil,etkilendikleri içindir...



Ben dünyanın en akıllı insanıyım...Erdal DEMİRKIRAN...
 
Türk İnsanının her gün kendi kendine sormak ve cevaplandırmak zorunda olduğu sorulardan sadece bir kaçı… :)

İşe Giderken...

Çalıştığı şirketin mali yapısını çok iyi bilir. Şirketin iflas edip etmeyeceğini patrondan daha iyi bilir.  ;)

Psikolojiyi çok iyi bilir. Patronunun yüzüne bakar bakmaz o gün maaşlarının ödenip ödenmeyeceğini anlar.  :)



Hastanede

Hastaneye giderken, ölme ihtimalini mutlaka göz önüne alır ve ailesiyle vedalaşır. Hatta vasiyetini bile yazar öyle gider. :)

Ameliyat olduktan sonra karnında şişliğin, doktor tarafından midesinde unutulan bir şeyden kaynaklandığını bilir. :D

Çocuğu ambulansa atar ama ambulansta oksijen olup olmadığını düşünür… :-\



Yaşarken

İtfaiyeye haber verir ama itfaiye aracında su olmama ihtimalini de hesaplar ve mutlaka 4–5 kova su bulundurur. ;D

Sağlığı için para ayıramadığı için 4 yıl boyunca ağrıyan dişlerle yemek yemeyi bilir ve asla şikâyet etmez. :-*

Her gece deprem olacak korkusuyla yatağına girer ama mışıl mışıl uyumakta kesinlikle zorlanmaz. :)

Kontrol kalemi olmadığı zaman anında bir çözüm yolu bulur ve prizde elektrik olup olmadığını diliyle ıslattığı işaret parmağıyla kontrol eder. :D

Arabasının benzin lambası yanınca, kaç km daha gideceğini anında hesap eder, asla yolda kalmaz. 8)

Parası olmadığı için faturayı yatıramaz belki ama elektriğin kaç gün sonra kesileceğini net olarak bilir. ;D

Pencerelerine demir korkuluk yaptırır, üst kilidi de kilitler ama yine de şüpheli durur. ???

Yağmur yağdığında yolların mutlaka kapanacağını bilir ve anında alternatif çözümler icat eder. ::)

Bir yere gidersek o sokaktan girmez. Orada iki yıldır çalışma olduğunu bilir. Daha doğrusu tüm yolları çukurlarıyla birlikte ezberlere bilir.  :P

Birine randevu verir fakat köprü trafiğinden dolayı üç saat rötar yapar ve karşı taraf bunu anlayışla karşılar. ::)

Vergisini en son gün yatırır, hatta bazen yatırmaz bile. Çünkü eninde sonunda affedileceğini bilir. 8)

Parası varken arabasının deposunu fuller, çünkü yarın zam geleceğinden emindir. ;D

Çantasının kapkaççılara kaptırmamak için, çantayı hangi eliyle tutacağına doğru karar vermek zorundadır. :(

Sıradan bir Türk bile önce patatesleri sonra köfteleri yer, bunun daha zevkli olduğu tecrübelerle sabittir.  ;D




Ben dünyanın en akıllı insanıyım...Erdal DEMİRKIRAN...
 
" Sırrım konusunda sessizliğimi korrursam benim eserim olur;eğer ağzımdan kaçırırsam ben onun esiri olurum.Sessizlik ağacında huzur meyveleri yetişir." ( schopenhauer)

çok beğendim bunu TEŞKÜRLER GÜLŞAH :)
 
Ahlaklı olanın gücü olmuyor,çoğu kez güçlü olansa ahlaklı olmaya ihtiyaç duymuyor.Hem ahlaklı olmak,hem güçlü olmak ender bir şeydir ama erdemdir.

Yaşama  Yerleşmek,Üstün Dökmen
 
"Anadolu'nun çocukları erken büyür. Açlıktan belki, belki Ortadoğu'nun kaderi bu; hepsinin yüzü küçük kadınlara, adamlara benzer. Bildikleri çok acı bir şey olduğunu söyler yüzleri, erkenden kadın ve adamdır hepsi. Bu yok-çocukluk, ölümden daha beter gelir bana. Biraz durup bakacak oluyorum çocukların yüzlerine tek tek..."

                                                                                                                Ağrı'nın Derinliği/Ece Temelkuran
 
"Ülkesiz insanlar, ülkesizliklerinin içlerinde yarattığı boşluğa hep bir tutku mu yerleştirmek zorundalar? Hepimiz bir yere mi ait olmak zorundayız? Bir tutkuya?"

"Hatırlamak, bütün olup bitenleri geri çağırmak değildir. Hatırlamak, geçmişi yeniden düzenlemektir. Bugün ayakta kalmamız için gereken bilgiler ne ise, o bilgileri kenara ayırarak bir unutma sürecidir. Hatırlamak budur."


                                                                                                                        Ağrı'nın Derinliği/ Ece TEMELKURAN
 
Ben bu kitabı okumadım henüz ama vaktim olduğunda alıp okuyacağım.

Oğuz Atay / Tutunamayanlar


Allahım, onu neden yalnız bıraktın? neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? neden, apartmanın bodrumunda saklambaç oynarlarken ayla'yla yalnız kaldığı zaman kıza dokunacak cesareti vermedin ona? oysa, bu çeşit küçük cesaretleri en değersiz kullarından bile esirgememişsindir. isa' yı neden bu kadar geç tanıttın ona? neden günahlarının yükünü taşıyacak gücü ona da vermedin? selim de, kendi çapında birkaç kişiyi kandırabilirdi senin yolunda. meyveleri gösterdin de ağaca çıkma becerikliliğini esirgedin. neden küçük yaştan latince, eski yunanca, fransızca, ingilizce filan öğretmedin ona? (sen ki bütün dilleri ezbere bilirsin). dua etmesini bile öğretmedin ona. evde yalnız kaldığı geceler, karanlıkta yorganı başına çekti ve ter içinde, mısra 193 ile mısra 214 arasında söylediği gülünç yakarmayı uydurabildi o zor şartlar altında. daha iyi bir şeyler söyletemez miydin? neden, onu canı kadar seven annesinin bile selim'i ; 'benim korkak oğlum' diye okşamasına göz yumdun? 'benim akıllı oğlum, güzel oğlum' dediği zaman da neden, şımarmasını önlemedin? bir duvardan duvara çarpıp durdun onu. bir uçtan bir uca itip durdun onu. öğretmeni 'yalan söyleme, bu resmi sen yapmadın,' dediği zaman neredeydin? neden, bir karşılık bulmasına yardım etmedin? oysa, o resmi selim yapmıştı. on bir yaşında, 'benim kızla konuşuyorsun,' diye erdal' dan ilk tokadı yediği zaman, aslında kızla konuşmamıştı. neden, babasının verdiği on liranın üstünü bir kerede yolda düşürmesini sağlamadın da, önce iki buçuk lirayı düşürdü ve koşa koşa dönüp parayı ararken kalan dört lirayı da kaybetti? soruyorum: neden? sonra, neden karakola gönderdin selim' i parayı bulan oldu mu diye sormaya? neden polisleri güldürdün ve selim' i ağlattın? polisler daha mı iyiydi selim'den? biliyorum, isa daha büyük acılar çekti diyeceksin. bu kadar ayrıntılara girmez diyeceksin. asıl, ayrıntılara girmeliydi bence. her şeyi yaşamalıydı. ilkokula göndermeliydin isa'yı da selim gibi. sonra selim senin oğlun değildi ki. olsaydı da bilmiyordu. biliyorum bunlardan daha acıklı sözler yazdı romancılar, diyeceksin. ben daha neler duydum, diyeceksin. demek bunu söylemekle bitiyor her şey. sen onlara inan (ne kaybettiğini bilmiyorsun onlara inanmakla). küçük ayrıntılara daha girme bakalım. isa'nın ikinci gelişiyle durumu kurtaracağını sanıyorsun. selim de ikinci kere gelirse görürsün. yalnız, bu sefer lütfen aynı zamanda gelsinler artık. araya gene binlerce yıllık bir uçurum koyma. sonunda, ilk gelişlerinde yaptığın gibi ikisini de yalnız bırakma.
 
Oguz ATAY'ın Tutunamayanalra dlı kitabı bende mevcud ama okumam için sırasını bekliyor (:

Kitap ve yazar hakkında ufaçık bilgiyi bende okumadan paylaşmak isterim,okudugum zaman da ayrıca paylaşacagım....

Oguz ATAY, Hayat gerçegi,Oguz Atayın hayatla ilgili vazgeçilmez analizleri,hayal kırıklıgı,insanın kendisiyle olan şavasını çok güzel şekilde yansıtabilen,okurken kendini bir an romanın karakteri ile bütünleştirip içinde çelişkilerle bogusurken hissettirebilen harika bir yazardır...

En kısa zamanda okumayı düşündügüm bir roman...
 
"Geç... istediğin gibi şeç...ister ağır aksak,ister koşar adım" dedim bizim itiyara...
"Bu dönüşü olmayan yolculukta ya gideriz,ya gitmeyiz bir bu kadar daha..."
"Yanılıyorsun dostum" dedi ihtiyar; "...kalıcıyım ben...asıl sensin geçen..."

Sonra, sesindeki yakıcılığın farkına vararak belki,kulunuzu teselliye girişti:
"Sana hazırladığım süprize bak:Doğum günündü dün;babalar günü yarın..Babanın oğluydun dün;oğlunun babasısın bu gün...Kıymetini bilirsen hayat,nihayetsiz bir düğün..."
Dedi ve uzaklaştı..
Çevirirken bir kez daha kum saatini baş aşağı...Şükranla fısıldadım ardından adına:
"ZAMAN!..."


Can DÜNDAR...Kırmızı bisiklet...
 
Anne ve babasından oyuncak isteyen çoçuklar,Osmanlı tarihinin en yasakçı,en baskıcı padişahı olan IV.Murat döneminde esnaf alayında canlandırılır;ama bu durum,yenilikçi,hatta resmini devlet dairesine astırdığı için"Gavur padişah" denilen II.Mahmut'u rahatsız eder..
Derler ki,cuma namazı kılmak için Eyüb'e giden II.Mahmut,oyuncakcı dükkanlarının önünden geçerken bir çoçuğun feryat fiyan ağladığını görür..
Çoçuğu üzenin ne olduğunu sorar,oyuncak istediğini ama annesinin almadığını yanıtı verilir..
Çok sinirlenen II. Mahmut,yanındaki Sait efendi'ye tüm oyuncak dükkanlarının kaldırılması emrini verir...
Haftalar sonra yeniden Eyüb'e giden padişah,oyuncakçıların yerli yerinde durduğunu görür Sait efendiye dönerek hiddetle bu durumun hesabını sorar...
Sait efendi,emri yanlış anladıklarını,ama padişahın oyuncakçıların değil,mezarcıların kaldırılması için emir verdiğini söyler..
II.Mahmut şaşırarak karşılık verir:
"Ne? Mezarcıların kaldırılmasını mı emretmişim?"

Sait efendi:
"Evet devletlüm! Oyuncakçıların kaldırılmasını herhalde istemezsiniz;çünkü onlar dünyaya gelenlerin,mezarcılar ise öbür dünyaya gidenlerin yolunu gözlerler..."



Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine....
Bazen tamiri olmaz ikisininde!...


Sunay AKIN...Kule canbazı...
 
maxMESA' Alıntı:
Ben bu kitabı okumadım henüz ama vaktim olduğunda alıp okuyacağım.

Oğuz Atay / Tutunamayanlar
Okumayı çok uzun zamandır istiyorum ama kalınlığından olsa gerek bir türlü gözüm kesmiyor. Burda alıntı yaptığın satırlar gerçekten çok etkileyiciydi Harun beni okumak için heyecanlandırdı gerçektende. :)
 
Özlem' Alıntı:
maxMESA' Alıntı:
Ben bu kitabı okumadım henüz ama vaktim olduğunda alıp okuyacağım.

Oğuz Atay / Tutunamayanlar
Okumayı çok uzun zamandır istiyorum ama kalınlığından olsa gerek bir türlü gözüm kesmiyor. Burda alıntı yaptığın satırlar gerçekten çok etkileyiciydi Harun beni okumak için heyecanlandırdı gerçektende. :)

Öneririm.
 
korku köpek gibidir kaçtıkca kovalar kovaladıkca kaçar.

ateşle kendini ::)
 
Duyduğunuzda sizi güçlendiren,bir şeyler yapma isteginizi kışkırtan bazı şarkılar,şairler mutlaka vardır..
İnsana dayanma gücü veren şiirlerin başında Rudyard Kipling'in ["Eğer"/b] adli şiiri vardır..
Winston Churchill, 2.Dünya SAvaşı'nın en korkunç ve ateşli günlerinde Avam Kamerası'nda "Size kan,ter ve gözyaşından başka bir şey söylemeyeceğim" dediği ünlü konuşmasında yapmış. Bu konuşmada "Eğer" şiirini de okudu.Ecevit bu şiiri çok sevdi ve kendisi de Türkçe'ye çevirdi.Hayatının en zor anlarında okuduğunu söylüyordu! Deniz Baykal bir röportajında Erdal İnönü'ye defealarca yenilmesine rağman tekrar tekrar aday olma cesaretini kendinde nasıl ürettiğini soran gazetecilere "Eğer şiirini okuyarak!" diye cevap vermişti. Bu şiiri size şimdi Nüvit Osmay'ın çevirisiyle sunuyorum..



Eğer

“Etrafında herkes şaşkına dönmüş, yollarını şaşırmış ve bundan seni mesul tutarken, sen kendi tuttuğun yoldan ayrılmaz ve başını dik tutabilirsen.
Eğer beklemeyi bilir ve beklemekten yorulmazsan, başkaları seni aldatırken sen yalanla iş görmezsen veya onlar senden nefret ederken, sen nefret etmeye yanaşmazsan ve bütün bunlara rağmen fazlasıyla iyi görünmez ve fazlasıyla hakimane konuşmazsan.
Hayal kurabilir ve hayallerinin esiri olmazsan.
Düşünebilir fakat kendi düşüncelerine körü körüne bağlanmazsan.
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşabilir ve bu iki boş şeye karşı aynı şekilde kayıtsızca hareket edebilirsen.
Söylediğin hakikatlerin reziller tarafından akılsızları aldatmak için değiştirilerek kullanıldığını işitmeye tahammül edebilirsen.
Yapmak için bütün hayatını verdiğin şeylerin bir an içinde yıkıldığını görür de tekrar eğilir, yorgun vücudun ve yıpranmış aletlerinle onları yeniden yapabilirsen.
Hayatta elde ettiğin tüm kazanç ve başarıları bir yığın yapar ve hepsini bir yazı-tura bahsi için feda edebilirsen ve kaybeder, sonra da baştan başlayabilirsen ve bütün talihsizliklerini unutup kimseye bundan bahsetmezsen.
Eğer kalbin, sinirlerin ve kasların bitmiş, içinde yalnız “dayan” diyen iradenden başka bir şey kalmamışsa ve sen onları tekrar çalıştırabilirsen.
Halkla gezerken kişiliğini, krallarla gezerken halkla ilişiğini koruyabilirsen.
Ne düşmanların ne de dostların seni incitebilirse.
Herkes sana güvenebilirse, fakat bu güven de sınırsız olmazsa.
Eğer ömrünün her saatine 60 dakikalık değer verebilmişsen.
İşte o zaman içindekilerle beraber bütün dünya senin olur, hatta bundan daha da önemlisi, sen bir insan olursun oğlum.”


Mümin SEKMAN Kişisel ateleti yenmek​
 
Başarı için gereken ideal ruh ve kişilik hali nasıldır?
Başarılı kişi,kayıtsız kalmayacak akdar kaygılı,korkmayacak kadar sakin;
Hareketsiz kalmayacak kadar yoğun ama yaşam yorğunu olmayacak kadar dingin;
Olduğu yerde durmayacak kadar hırslı ama kaybedince kendi kendini yemeyecek kadar da kalender;
İşi başarabileceğine inanacak kaar kendine güvenen ama her şeye yetebileceğini düşünüp ego yapmayacak kadar hadini bilen insan olmalıdır...
 





T.Henry Huxley'in "Her alanda bir şeyler bilin,bir alanda her şeyi bilin" Kuralını izleyin..Bir konuda uzman olun ama her konudan da bir şeyler öğrenin...

Kitap okuma oranının düşüklüğü entelektüel ateletin Türk toplumunda ne kadar yaygın olduğunun bir göstergesidir. '' Kurnaz insanlar okumayı küçümser.Basit insanlar ona hayran olur.Akıllı insanlar ise ondan faydalanır. '' diyen Bacon, nasıl okumak gerektiğini şöyle anlatıyor :
''Yalanlamak ve reddetmek için okuma.İnanmak ve herşeyi kabul etmek içinde okuma.Konuşmak ve nutuk çekmek içinde okuma.Tartmak , kıyaslamak ve düşnmek için oku. ''

Mümin SEKMAN Kişisel ataleti yenmek..
 

"Hata yapmanın eleştirilecek bir tarafı yok. Hatalar yaşamın bir parçasıdır ve gelişme için gereklidir". Bu şöyle söylemeye benziyor. “Mutluluk doğru kararlarla, doğru kararlar deneyimle ve deneyim yanlış kararlarla gelir.. Ancak aynı hataları tekrar tekrar, her gün yinelemenin kabul edilebilir bir tarafı yok".



                              Ferrasini Satan Bilge Robin SHARMA
 
Geri
Üst