Okuduğumuz Kitaplardan En Beğendiğimiz bölümler...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan emine38
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Gördüğün insanlarla konuş ve onları alamaya çalış.Belki de sen eşinin,dostunun,arkadaşlarınınhiç sevmediği bir şeyi sırf onları mutlu etmek için yapıyorsundur.Biraz daha  dikkatli ol.Her bayramda mesaj gönderdiğin arkadaşın belki de senin mesaj yollamandan rahatsız oluyordur.Ya da her hafta sonu balığa gittiğin çocukluk arkadaşın seni kırmamak için iştirak ediyordu senin bu zevkine.Ya da eşin kalabalık ve gürültülü yerleri sevmemesine rağmen seninle konsere geliyordur.Pikniğe gitmeyi sevmemene rağmen sırf eşin seviyor diye gitme be kardeşim.Ona anlat ,eminim konuşunca ikinizin de çok sevdiği bir yer bulacaksınız ."

Sen Şimdi Gideceksin ya Cehhenem'in Dibine Git./ Erdal Demirkıran
 
gülşah çok güzel bir alıntı.

benim durumumu anlatıyor şimdi biliyormusun... daha dün kendi kendime konuşuyordum bu durumu...

ya ben tatile memleketime gelince  senelerdir görüştüğüm arkadaşlarımın monotonluğundan iyice sıkılmışım.

buluşmak istediklerinde zoraki buluşuyorum. napim kırmak istemiyorum ama bu arkadaşlarda gördüğüm yazıdada belirttiği gibi sürekli aynı tonda yasamayı seven kişiler. ya gittiği cafe bile değişmezmi insanın :)
 
vatan için yaşamak, ülkenin yükselmesi ve ilerlemesi için çalışmak da ülken için ölmek kadar şereflidir. toprağı nasıl işliyor buğdayı nasıl ekip biçiyorsunuz. hayvanlardan ve ormanlardan nasıl yararlanıyorsunuz. erkekleriniz kadınlarıyla nasıl geçiniyor. analar babalar çocuklarını nasıl terbiye ediyor. şimdi geliniz hayatlarını daha akıllıca düzenlemiş toplumlarda bunu  nasıl yapıldığını anlatalım:
niçin herkes;
Bohemya kristallerini, Çekoslavak camlarını, Flamenk(hollanda) balık konservelerini, Frasız şaraplarını, Danimarka tereyağlarını.... tercih ediyor? çünkü bunlar o ülkelerde en iyi şekilde üretilmektedir. sizler de bizim ülkemizde böyle kaliteli ürünler meydana getirmek için çalışın.

bütün bunları kim yapacak?

köylerinizdeki kör kardeşlerinizin ve babalarınızın gözlerini kim açacak?

bataklık ve ormanların ücra köşelerine gitmeyi kim göze alacak?

askerlerine bu uyarıcı, bilinçlendirici soruları yönelten öğretmen subaylar yanıtı yine kendileri veriyorlardı.

sizler! en önce sizler yapacaksınız. işte o zaman aileleriniz köyleriniz sizin vatan için uzun yıllar kışlada kalmanızdan dolayı hiçbir şey kaybetmemiş olacak. aksine kazançlı çıkacaklar.onlardan aldığınızı kat kat onlara geri ödemiş olacaksınız.

.........

sizler futbolun Finlandiyadaki ilerleyişini görerek heyecana geliyorsunuz. "kuvvetli bacak" isimli futbol takımınızın komşularımız olan İsveçliler, norveçlilr ve Danimarkalılar'la  karşılaşmalar yapmasından hatta Macaristan'a gidip orada galip gelmesinden dolayı sonsuz bir sevinç duyuyorsunuz. ama ben sizin sevincinize katılmıyorum.
ben arzu ederim ki bizim sevgili Suomi'mizde şu isimleri taşıyan teşkilatlar dernekler kurulsun.

güçlü düşünce, yüksek işler, üstün girişimler, sağlıklı hayvancılık, en iyi tarım, kaliteli kumaş, temiz vicdan, yeni ufuklar, mekanik başarı, müreffeh millet...

ben isterim ki siz genç Finler, yalnız Macarlar'ı değil Fransızlar' İngilizler'i mağlup edesiniz. ancak yalnız bacak gücüyle değil, bilim, teknoloji, sanat, ticaret, sanayi, hukuk, ülke kalkınması alanında da onlara galip geliniz.

....

eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orda ısırgan otları ve dikenler yetişir.
anne babaların çocukların beynlerini ve kalplerini işlemeden kendi haline bırakmaları akla ve vicdana uygun değildir. hatta böyle bir ihmal ahlaksızlıktır cinayettir. çünkü çocukların iyi terbiye görüp görmeme meselesi yalnız anne babayı ilgilendiren bir mesele olmayıp aynı zamanda tolumu ve devletide ciddi bir şakilde ilgilendiren hayati bir meseledir.

istediğiniz kadar mükemmel anayasalar yapın. özgürlükler alanında da halka istediğiniz kadar haklar tanıyın. sosyalizm ve liberalizmin sihirli gücüne dilediğiniz kadar inanın. eğer çocuklarınız gerektiği şekilde eğitim almazlarsa hayata bir hiç olarak atılırlarsa yasalar ve bütün sosyal haklar varolmasına rağmen toplumsal hayat yine ede ruhsuz ve çökük olacaktır.

bu nesilden gelen devlet adamları bencil ve uyuşuk, devlet adamları ise politik madrabaz olurlar.
millet vekilleri çıkar peşimde koşar.
okullar yeni neslin bilincini körelten ve karartan birer karanlık mağara olur.
basın sokak fahişelerinin albümüne döner.

tok veya aç olan halk kitleleri ise kendilerine yabancı olnan her şeye özellikle varlıklı sınıfa mensup insanlara karşı nefret, kıskançlık ve intikam duygularını beslemeye başlar.

bizim genç ve yeni vatanımız sizden böyle şeyler beklemiyor. Finlandiyanın istikbali büyüktür. kendi hayatınızı ve toplum düzeninizi buna göre şekillendirin.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Grigory Petrov

Not: yazı sonunda sessiz_lik25 tarafından eklenen yorum, siyasi mesajları tetikleyebilecek olmasından dolayı tarafımdan silinmiştir.
 
güven duyularak devralınmak yerine, dış baskılarla ayakta tutulan inanç, şimdi, hatta eskiden de, bilimlerin ve inanç esaslarıyla ters düşen yaşam tecrübelerinin etkisi altında erimektedir ve erimiştir.

...

içimden şunları geçirdim; haydi iyi yaşamak, iyi gün görmek istiyorum.

gel gör ki bu da boştu.

Gülmeye dönüp dedim ki "delisin sen".
Sevince dedim ki "nedir yaptığın"

o zaman gönlümden şu düşünce geçti: 
vücudumu şaraptan çekeyim,
kalbimi bilgeliğe eğiteyim
deliliğin ne olduğunu anlayayım
ta ki insanların gök kubbenin altında yaşadıkları sürece neyi yapmalarının doru olduğunu öğreninceye kadar.


İtiraflarım, Tolstoy
 
su perisi' Alıntı:
seca' Alıntı:
gülşah çok güzel bir alıntı.

benim durumumu anlatıyor şimdi biliyormusun... daha dün kendi kendime konuşuyordum bu durumu...

ya ben tatile memleketime gelince  senelerdir görüştüğüm arkadaşlarımın monotonluğundan iyice sıkılmışım.

buluşmak istediklerinde zoraki buluşuyorum. napim kırmak istemiyorum ama bu arkadaşlarda gördüğüm yazıdada belirttiği gibi sürekli aynı tonda yasamayı seven kişiler. ya gittiği cafe bile değişmezmi insanın :)

Gözün aydın,gülşah senin için,kişisel gelişim kitabı okuyum eklemiş:) her okudugunu kişisel gelişim sanmassın artık seca:)

Bu hangi kitaptan alıntı?
Arkadaşlar lütfen, herkes kendisini ilgilendiren mesajlara yanıt versin ve sayfaların ahengi bozulmasın.
Konuyla ilgisi olmayan mesajlar tarafımdan silinmiştir.
 
Zynepcim,seca benim ekledigim bir kitapdan "kişisel gelişim kitabımı " diye sormuştu,bende Kişisel gelişim olmadıgını belirtmiştim,ve benden sonra gülşah kişisel gelişim kitabından alıntı ekleyince, gözün aydın gülşahın begendigin yazısının kişisel gelişim kitabından oldugunu belirtmek sitedim...Ne var şimdi bunda,ekledigimiz kitaplardaki bölümlerle ilgili konuşamaz mıyız?
Sonuçda burda paylaşım yapıyoruz,ve  yaptıgımız paylaşımlar hakkında soru yada görüşlerimizi sunabiliriz diye düşünüyorum,yanlış mı düşünüyorum?
 
küçük kedi durmadan kuyruğunu kovalıyormuş.
yakalayamadıkça da sinirlenmiş, dahada hırsla atılmış.
bunu gören büyük kedi küçük kediye sormuş
-neden kuyruğunu yakalamak istiyorsun?
küçük kedi cevap vermi.
- bana kuyruğumu yakalarsam mutluluğu bulacağımı söyledilerde ondan.
büyük kedi gülmüş ve demişki.
-yıllar önce bende senin gibiydim. kovaladım kovaladım ama yakalayamadım. . bir gün kovalamaktan vazgeçtim ve yürümeye başladım. o benim peşimden geldi...


ZORLUKLARA KARŞI KENDİNİ ATEŞLE.

  CENGİZ ERŞAHİN


daha öncedende mutlaka okumuşsunuzdur bu kısa hikayeyi sadece hatırlatmak istedim. çünkü ben ne zaman okusam içim daha bir mutlu oluyor. ayrıca gülümseten bir hikaye :)

sevgiyle kalın kocaman :)
 
Gülşah' Alıntı:
Yalnız benim ekleme yaptığım alıntı Kişisel Gelişim Kitabından alıntı değildir. :)

Kitap adı alıntı yazının altında belirtilmiştir.

" Sen Şimdi Gideceksin ya Cehhenem'in Dibine Git./ Erdal Demirkıran" dan bahsediyorum Gülşahcım,O kitap kişisel gelişim kitaplarının en iyisidir..
 
seca' Alıntı:
ben birşey anlamadım son mesajlardan arkadaşlar :)

Büyüyünce anlarsın:) Ayrıca paylaştıgın yazıyı daha önce bende resimli şekilde siteye eklemiştim:)Her okudugumda gülümserim,teşekkrler şeker:)
 
su perisi' Alıntı:
seca' Alıntı:
ben birşey anlamadım son mesajlardan arkadaşlar :)

Büyüyünce anlarsın:) Ayrıca paylaştıgın yazıyı daha önce bende resimli şekilde siteye eklemiştim:)Her okudugumda gülümserim,teşekkrler şeker:)

Anlamak için neden büyümesi gerekiyor bende bunu anlayamadım.

Burdan yazmak istemezdim konu dağılmasın diye ama şunu belirtmek isterim; alıntı yaptığım kitap Kitle İLetişim Serisidir.

 
savrulduk kara bir yelde
yaman bedeller ödedik
70li olamamışken 80lere prangalandık 90lar beraatimiz oldu
dönüşte savaş baltalarımız gömdüğümüz yerleri kaybettik
temsili resimlerini çizdik faillerimizin
kendimize benzedi

(can dündar kırmızı bisiklet)
 
... süzüldüm imbiğinden..
piştim o ihtiyarın dergahında..
babamın oğluydum ekiden
oğlumun babası oluverdim birdenn..

can dündar kırmızı bisiklet
 
sevdiğiniz işi yapmalı yada yaptığınız işi sevmelisiniz

bildikleriniz işe yarasaydı başarısız olmazdınız

başardılar çünkü başarılamayacağını bilmiyorlardı

herşey seninle başlar mümin sekman

yapan yapıyor şekerim çetin altan :)
::)
 
Gülşah' Alıntı:
su perisi' Alıntı:
seca' Alıntı:
ben birşey anlamadım son mesajlardan arkadaşlar :)

Büyüyünce anlarsın:) Ayrıca paylaştıgın yazıyı daha önce bende resimli şekilde siteye eklemiştim:)Her okudugumda gülümserim,teşekkrler şeker:)

Anlamak için neden büyümesi gerekiyor bende bunu anlayamadım.

Burdan yazmak istemezdim konu dağılmasın diye ama şunu belirtmek isterim; alıntı yaptığım kitap Kitle İLetişim Serisidir.

Bu nazik uyarıya bir uyarı daha eklemek istemiyordum, ancak yanıt gelebileceği ve konunun uzayacağı endişesiyle;
Su Perisi, lütfen bölüme kitaplardan alıntılar ile devam edelim. Bu platform, kişilerin yaklaşımları, beğenileri, tarzları, kişilikleri  ile ilgili yorumlar yapmak için değil, alıntıları eklemek içindir.
Seca, sizde burada sizin görüşünüze uyan, uymayan bölümleri alıntı yaparak, yorumlarınızı sohbet sayfamızda yapınız lütfen.
Bu konuyla ilgili son uyarımdır. Lütfen başlığa sadık kalalım!
Teşekkürler.
 
Konuyu geyik yada başka türlü yazılarla bende doldurmak istemem...
Konuyu daha fazla dallandırıp budaklandırıp birbirimizi kırmadan devam edelim....





İnsanları izlerken,daha önce hiç görmediklerini görebilir,hiç hissetmediklerini hissedebilirsinPinhan...
İnsanları uzakdan seyrederken,onlara her zamankinden daha yakın olabilirsin...
Eğer bakmayı bilirsen gözlerin sana oyun etmez,dosdoğru görürsün...
İçte saklı olanı,acıtanı,kanatanı görürsün...
O vakit anlarsın ki o dediğin sensin,seyrettiğin kendi bedenin,kendi suretin;ağladığın kendi acıların..


(Elif ŞAFAK...PİNHAN...)


Bir söz var "İnsan kendini insanda tanır." Doğru imiş...Kendimizi tanımak için karşıdakine bakmasını bilmeliymiş insan...
 
Olman gereken yerde yoksun.Kendini tüm varlığınla orada hissetsen de yetmez.Yüreğinin derinliklerinde bir yerler ağlar,susturamazsın.

Yüreğim senı çok sevdi-Canan Tan
 
Sararan çimenlerin yeşilliğini,
    Solan çiçeklerin güzelliğini,
    Hiçbir şey yerine getiremez.
    Ama her şeye rağmen
    Hayat üzülmeye değmez.. ;)
 
Geri
Üst