Okuduğumuz Kitaplardan En Beğendiğimiz bölümler...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan emine38
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Su Perisi' Alıntı:
Denizin kıyısında durmuşuz, ayaklarımızı suya salmışız Ethel.
Sen diyorsun ki "şu ilerideki elli beşinci dalgaya yüzelim birlikte, bak o dalga ne kadar güzel!" Ben de '"hangisi?"diye soruyorum daha sorumu bitirmeden yer değiştirmiş oluyor senin işaret ettiğin dalga. Bak artık söylediğin yerde değil. Elli beşinci değil de otuzbeşinci olmuş şimdi. giderek yaklaşıyor yani zaten o bu tarafa geliyor, Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında. Şimdi önünde iki seçenek var. Ya atlayacaksın denize, dalgaları filan unutup, sen de bir katre olacaksın onun içinde, ya da kıyıda durup, bekleyeceksin. dalgaların kıyıya vurup, parçalanmasını seyreyleyeceksin. O zaman da onlar birer katre olacak gözlerinin önünde. İki türlü yaşanır hayat eğer bir şeye benzeyecekse. ya kendini yok edeceksin hayatın içinde, ya da hayatı yok edeceksin kendinde.


Elif ŞAFAK / Bit PALAS

yeni mi bu kitap
 
M' Alıntı:
Su Perisi' Alıntı:
Denizin kıyısında durmuşuz, ayaklarımızı suya salmışız Ethel.
Sen diyorsun ki "şu ilerideki elli beşinci dalgaya yüzelim birlikte, bak o dalga ne kadar güzel!" Ben de '"hangisi?"diye soruyorum daha sorumu bitirmeden yer değiştirmiş oluyor senin işaret ettiğin dalga. Bak artık söylediğin yerde değil. Elli beşinci değil de otuzbeşinci olmuş şimdi. giderek yaklaşıyor yani zaten o bu tarafa geliyor, Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında. Şimdi önünde iki seçenek var. Ya atlayacaksın denize, dalgaları filan unutup, sen de bir katre olacaksın onun içinde, ya da kıyıda durup, bekleyeceksin. dalgaların kıyıya vurup, parçalanmasını seyreyleyeceksin. O zaman da onlar birer katre olacak gözlerinin önünde. İki türlü yaşanır hayat eğer bir şeye benzeyecekse. ya kendini yok edeceksin hayatın içinde, ya da hayatı yok edeceksin kendinde.


Elif ŞAFAK / Bit PALAS

yeni mi bu kitap

2002 yayını eski kitabı benim elime yeni geçti ve Elif ŞAFAK hayranı olarak hemen okudum tavsiye ederim:)


Kitabın içinden bir bölüm daha paylaşayım,bu da çok güzeldi..

Kapalı bir sandığın içinde gün ışığına çıkmayı bekleyen , kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben..Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten.Beni keşfetmeye çalışmanı da , Keşfettiğini sanmanı da istemem . Tanımak zorunda değiliz birbirimizi , daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi . Başkaları hakkında edinilen bilgiler , Çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer . Tadına varamayacak olduktan sonra , korkutmak zorunda değiliz beynimizi..
 
Kader yolun tamamını değil sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir...

Elif Şafak Aşk...
 


-Ne yapıyorsun?
-Sence? Merkezin müdürü bizzat kendisi veriyor bize bunu...Doğal bir şey olduğunu söylüyor...Yemekhanenin duvarında "yaşasın kenevir!" yazıyor....Ne tarz değil mi?
-Bunun nöronları öldürdüğünü sana söyleyen olmadı mı?
Volokine dilini sigara kağıdının yapışkan kısmına sürsü ve iki kağıdı birbirine yapıştırdı...
-Benim geldiğim yerde,en az kötü bu...
Kasdan gülümsedi:
Kamerun'da bir laf vardır;Kıçındaki mermi kalbindeki mermiden daha iyidir, derler...
-Kesinlikle!!!

Jean- Christophe Grange / KOLONİ /
 
Birde bunlar var beğendiğim...

Bir tarikat ile bir din arasındaki tek var,yandaşlarının sayısıdır..

İnsanlardan nefret ettiğinde onları daha iyi tanıyorsun!


Jean- Christophe Grange / KOLONİ /
 
monalisa gülüşü' Alıntı:
Kader yolun tamamını değil sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir...

Elif Şafak Aşk...
şu an bu ktabı okuyorum ya.
Kayboldum içinde  :) ne güzel bir kitapmış...
 
Bu dünyanın adaleti neredeydi? Mantık neredeydi? Olayların, mantıklı bir insanın hayatta başarılı olmasını sağlayacak makul, malum, akla yatkın izah edilebilirliği neredeydi?

Luke Rhinehart / Zar Adam'ın Peşinde...
 
Saman dolu yüz kafa nasıl ki hiç bir zaman bir akıllı kişiye eşit olamazsa yüz korkak adamdan da hiçbir vakit kahramanca bir karar beklenemez..

Adolf HİTLER-Kavgam
 
Tanıdıklarımız, sevdiklerimiz vardır ki ayrı bulunduğumuz zamanlarda sık sık düşünürüz; iftirakın sevgimizi büyüttüğünü duyarız. İlk görüşeceğimiz gün içinde nadide tahassüslerhayal ederiz. Fakat vakta ki kavuşma zamanı gelir. Onlar yabancı bir tavır ile, lakayt bir bakışla bizi karşılarlar. Anlarsınız ki sizi ona yakınlaştıran firkat, onları sizden uzaklaştırmıştır. Şimdi ayrı bulunduğunuz zamanlardan çok daha birbirinize uzaksınız.

Reşat Nuri GÜNTEKİN / Akşam Güneşi
 
O gün Diane için sıradan bir alışveriş günü olmuştu... Yeni bir gömlek almıştı...Gömleğini annesine gösterirken,üstündeki 1100 dolarlık etiketi ondan gizlemişti...Annesi gömleğin üzerindeki etiketine baktıktan sonra kızına sormuştu:

-Dünkü gazetede Paris'te düzenlenen müzayidenin haberini okudun mu, Diane?
-Yok! Neden sordun anneciğim?
-Descartes'in yeleği 120.000 dolara alıcı bulmuş da...
-Yaaaa! İyi ki gitmemişiz...Sen satın almazdın,benimde içimde kalırdı..Hem bak,benim gömleğim kesin onun yeleğinden daha şıktır...
-Bu konuda haklısın yavrum...Senin gömleğin Descartes'in yeleğinden çok daha şık...Descartes'in yeleği ne ipek,ne de kaşmir ne Donna karan,ne de Prada..Hatta bir mağazaya götürsen,beş dolara bile etmez...
-Eee,o kadarda olsun anne...Fiat makul o yeleği Descartes giymiş sonuçta...
-Doğru...Descartes gibi insanlar,giydikleri kumaş parçalarına değer kazandırıyorlar...Bir de tam tersini düşünsene...
-Ne gibi?
-Kumaş parçalarının insanlara değer kazandırdığını!


Kayıp gül / Serdar ÖZKAN
 
Bunlarda birer cümle olarak geçen altını çizdiğim,verdiği mesajla düşündüren satırlar..

Sevgi sevgi değildir,seven karşılık beklerse...


Düşler gerçekleşecek olanın mayasıdır...


Zaman ileriye doğru akıp gittiği sürece,büyülendiğimiz" gelecek" el değiştirmiş "geçmiş" ten başka bir şey değildir...




Kayıp gül / Serdar ÖZKAN
 
     Deneyimlerimle, içine aşk karışmamış her ilişkinin iyi gittiğini, aşkın ise bütün ilişkiyi karmakarışık hale getirdiğini anlamıştım, buna rağmen kendimi tutamayıp gene aşkın o çetrefil, hırpalayıcı, karışık, acılarla dolu, vahşi, bencil ve düşmanca yollarında gezinmeye dalıyordum, iyinin ve kötünün bu kadar açık bir biçimnde önümde durduğu bir seçimde neden kötü olanı, yani aşkı seçtiğimi kavrayamıyordum. Tek bildiğim, aşk, bütün buı tehlikeleri göze aldıracak kadar çekiciydi ve o çekiciliğin kenarında dolaşıp biraqz eğlenip sonra yoluma devam ederim dersen, farkına bile varmadan sınırı geçip aşkın ormanlarına dalıveriyordun.
      Kendi yazdığım kitabın kahramanı Zübeyde' nin bir sözü ise aklıma takılıyordu:
      'Aşk, biri bana âşık olduğu zaman eğlencelidir, ben âşık olduğumda ise eğlence dayanılmaz bir ıstıraba döner.'
                                                                               Ahmet ALTAN / Tehlikeli Masallar (syf:198)
 


-Zincirle bağlanacak derecede mecnunumuz var mı bizim?

-Evet,üç zincir bendimiz var...Fakat ben hiç bir hastanın zincirlik deli olduğu kanatini taşımıyorum...
Aşkın bütün halleri derece derece bir ilgi ve alaka meselesidir çünkü...
Bazı aşıklar akıllarının bir kısmını,bazıları yarısını,bazılarıda tamamını sevgiliye yönlendirirler ve bu orana göre biz onlara deli ,yarı deli,zırdeli gibi isimler koyarız...Oysa burada yitirilen akıl değil,belki irade ve hükmetme derecesidir...
Bu durumda duygular öne çıkar,akla baskın olur...

-Nasıl yani?Aklın yerini duygular alır,onun vazifesini üstlenir öyle mi?

-Böylede denilebilir...Kişinin aklı diline hakim olmalı,dili aklına hakim olan kişi helak olur!


İskender PALA / Katre-i Matem
 
-Niçin ağlıyorsun?
-Hiç! Ağlamak esirliğin en büyük hakkıdır...Biz o özgürlüğe sahibiz!"Ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan gücün çığlığıdır. ağlayamadığımız zamanlar, bizde o gücün de yok olduğu zamanlardır ki, onun yerine geçen etkili sessizlik, en şiddetli acının yarattığı göz yaşlarından daha yakıcıdır."


Sergüzeşt /Samimpaşazade SEZAİ
 
*Eger mutluluk bedenin hazlarından ileri gelseydi,tıkanmak için bezelye bulan sıgırları mutlu saymak gerekirdi*                                                                                                                                                                                              Ephesoslu Herakleitos-Sokratesten Önce Felsefe                       
 
Herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz...

(Kızıma okurken söz birden beynimde yankılandı..)

Rapunzel masalından...
 
-O gece,babamın çalışma odasının önünden geçerken,Rahim Han'la konuştuğunu duydum...Kulağımı kapıya yapıştırdım...
-"Sağlıklı olduğu için şükretmelisin," diyordu ya Rahim Han...
-Biliyorum,biliyorum...Ama sürekli kitap okuyor ya da uykuda yürür gibi evin içinde dolanıp duruyor.
-Eee?"
-Ben öyle değildim...Baba'nın sesinden hayal kırıklığı,hatta kızgınlık yansıyordu...
-Rahim Han güldü..."Çoçuklar boyama kitabı değildir...Onları en sevdiğin renklere boyayamassın...Her çoçuğu kendi renğiyle kabul etmelisin.."


Uçurtma Avcısı romanından...
 
Yanılmıyorsam çok okuyan bir kişisiniz  ?
Kitap tanıtımları  için teşekkürler ...
 
crt' Alıntı:
Yanılmıyorsam çok okuyan bir kişisiniz  ?
Kitap tanıtımları  için teşekkürler ...
ne çok okuyanı Allah bilir dünde kaç kitap hatmediyo arkadaş yahu anlamıyorum ki:) :D :D :D :D
 
Geri
Üst