Nazım Hikmet

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan kabeka
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
sen esirliğimsin
hürrİyetimsin...
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin
sen memleketimsin...

sen
ela gözlerinde yeşil hareler
sen büyük güzel
ve muzaffer
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...

sen memleketimsin.....


Demiş nazım usta..
 
Topraktan ateşten ve denizden
doğanların
en mükemmeli doğacak bizden
ve insanlar ellerini
korkmadan
düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak
yıldızlara bakarak
Yaşamak ne güzel şey!
diyecekler
bir insan gözü gibi derin
bir salkım üzüm gibi serin
bir ferah
bir rahat
bir işitilmemiş şarkı söyliyecekler
 
Davet

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!

Nazım Hikmet Ran


 
haziranda_olmek.jpg


Haziran'da Ölmek Zor"...
• 3 Haziran 1963 Nazım Hikmet
• 2 Haziran 1970 Orhan Kemal
• 2 Haziran 1991 Ahmed Arif

Türk edebiyatının üç büyük ustasını, ölüm yıldönümlerinde saygı ie anıyoruz.
fft5_mf98695.Jpeg


    ONUR DA AĞLAR
Gözlerinin pınarında
    Bir bulut,
    Boşandı boşanacak
    Nerdeyse.
    Aklımdan geçenleri
    Okuyorsun su gibi.
    Dünya gördü
    Bizi boğazladılar...

    Tutma gözyaşlarını
    Onur da ağlar...
    Bırak yıkansın gökyüzü,
    Lacivert, yeşil, altın
    Işıkları günbatının.
    İşte şafaktayız gene
    Çırılçıplak
    Ve mavi.
    İşte sanki dağ yeli
    Ve işte sanki meltem...

    Kimse toz konduramaz
    Kesip attığımız tırnağa bile.       
    Sen en güzel kızısın
    Bütün galaksilerin
    Bense tözüyüm artık
    Akkor tözüyüm     
    Prometheus'u yakan
    Kara sevdanın...

    Ne alnımızda bir ayıp
    Ne koltuk altında
    Saklı haçımız
    Biz bu halkı sevdik
    Ve bu ülkeyi.
    İşte bağışlanmaz
    Korkunç suçumuz...

            Ahmed ARİF
 
Ahmed arif, harikadır ya.

İnsana hayata dair en güzel dizeleri  bir kitaba harika bir şekilde sıgdırmış ahmed arif.
Çok değil sadece bir kitap.

İçim bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı, kınsız, uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebeb...


Teşekkürler.
 
BİR DAKİKA
Deniz, durgun göl gibi gitgide genişliyor

Sular kayalıklarda nur'dan izler işliyor,
Engine sarkan gökler, baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim, çarpıyor hızlı hızlı.

Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya

Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya.
Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor,
Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor.

Yakın olayım diye bu gökten gelen ize

Öyle eğilmişim ki, kayalardan denize
Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi.

Bilemem nasıl oldu, geldi ki öyle bir an

Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
Doğruldum atılırken bir dakika titredim.

Bir dakika sonsuzluk doldu, taştı gönlümden

Bir dakika, bir ömrü kurtarmıştı ölümden.


Nazım Hikmet Ran
 
Sende, ben, kutba giden bir geminin serguzestini,
sende, ben, kumarbaz macerasini kesiflerin,
sende uzakligi,
sende, ben, imkansizlgi seviyorum.

Gunesli bir ormana dalar gibi dalmak gozlerine
ve kan ter icinde, ac ve ofkeli,
ve bir avci istihasiyla etini dislemek senin.

Sende, ben, imkansizligi seviyorum,
fakat asla umitsizligi degil...

Naım hikmet..

Kan ter içinde olmasada öfkeli bir şekilde.
İmkansızlığı bende seviyorum.
Hemde ümitsizce.
Gece gece, nazım okumak iyi gelmedi bana..


                           
 
ve kadınlar bizim kadınlarımız...
memleketimden insan manzaraları gerçekten güzel bi kitabı.. ;)
 

 
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey..
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum



Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum
........


paylaşım için tşk ::)
 
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
 
Nazım Hikmet Ran
 
Ne diyordu eski yurttaş yeni vatandaş Nazım Hikmet:
Tarif kabul etmez, - diyorlar, -İstanbul'un sefaleti...
"Kara haberler geliyor uzaktaki şehrimden
Geliyor gerçekten dostlar….
Bir şey anlıyorsam bu dünyalıların tutumlarından "

 
Güneşin Türküsü
  Biz topraktan, atesten, sudan, demirden dogduk!
Günesi emziriyor cocuklarimiza karimiz,
toprak kokuyor bakir sakallarimiz!
Nes'emiz sicak!
kan kadar sicak,
delikanlilarin rüyalarinda yanan
o «an»
kadar sicak!
Merdivenlerimizin cengelini yildizlara asarak,
ölülerimizin baslar,,na basarak
yükseliyoruz
günese dogru!

Ölenler
dögüserek öldüler;
günese gömüldüler.
Vaktimiz yok onlarin matemini tutmaya!

Akin var
günese akin!
Günesi zaaaptedeceğiz
günesin zapti yakin!.

Nazım Hikmet
 
DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Nâzım HİKMET

003wq3kd0mn8nl8.jpg
 
MOR MENEKŞE, AÇ DOSTLAR VE ALTIN GÖZLÜ ÇOCUK - 

Abe şair,
bizim de bir çift sözümüz var
                                      «aşka dair.»
O meretten biz de çakarız
                                    biraz..

Deli çığlıklar atıp avaz avaz
      burnumun dibinden gelip geçti yaz
                              sarı
                                  tahta vagonları
                                      ter, tütün ve ot kokan
                                                          bir tren gibi.
Halbuki ben
      istiyordum ki gelsin o
          kırmızı bakır bakracında bana
                              sıcak süt getiren gibi...
Fakat neylersin,
          yaz böyle gelmedi,
                yaz böyle gelmiyor,
                    böyle gelmiyor, hay anasını... sey!..

EEEEEEEEEY...
    kızım, annem, karım, kardeşim
                                                  sen
                          başında güneşler esen
                              altın gözlü çocuk,
                                  altın gözlü çocuğum benim;
deli çiğlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti de yaz,
ben, bir demet mor menekşe olsun
                                              getiremedim
                                                                sana!
Ne haltedek,
      dostların karnı açtı
                          kıydık menekşe parasına!
 
 
KADINLARIMIZ

Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

NAZIM HİKMET
 
nazım hikmet memleket
memleket nazım hikmet
çok değerli sanatçı
dediğim dedik çaldığım düdük birisiydi
siyaset görüşünden az kala idam oluyodu muhterem :(
 
Şiir yazmayı seviyorum..
Özetle tam bir Nakım Hikmet hayranıyım .
O'nun tahtına adayım diyeceğimde abartmak istemiyorum
Hani hüsrana uğramak istemem.Neyse: (
"Akın var
günese akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
günesin zaptı yakın!..."

 
crt' Alıntı:
Şiir yazmayı seviyorum..
Özetle tam bir Nakım Hikmet hayranıyım .
O'nun tahtına adayım diyeceğimde abartmak istemiyorum
Hani hüsrana uğramak istemem.Neyse: (
"Akın var
günese akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
günesin zaptı yakın!..."
olsun olsun
düşünmek bile güzel :)
 
hayalhane' Alıntı:
dediğim dedik çaldığım düdük birisiydi
siyaset görüşünden az kala idam oluyodu muhterem :(

  Belkide haklı olabilirsin  .
Baksanıza  neler yazmış . Hele birde
"Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

diye bir şiiri varki...
Neyse : (
Yine de çok seviyorum değerli şaiirin tüm şiirlerini...

Acayipleşti havalar
bir güneş, bir yağmur, bir kar.
Atom bombası denemelerinden diyorlar
Stronsiyum 90 yağıyormuş
aşa, süte, ete, umuda, hürriyete
kapısını çaldığımız büyük hasrete
Kendi kendimizle yarışmadayız gülüm
Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı
Ya dünyamıza
inecek ölüm"
****
Ben bir insan...
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.

Nazım Hikmet 

 
Geri
Üst