hayal_12 bende senin gibi okudum... bir satırında keşke ben yazsaydım, keşke bende yapabilsem dedim... bir başka satırında yeni bir şey öğrendim, öteki satırında vay be bunları yapabilenlerde varmış demek dedim... ama okuduğum her cümle yüreğime dokundu... içimi sızlattı... son zamanlarda önemini farketmiş olsamda önceleri çokta dikkate almadığım chat konusu balyoz gibi indi beynime... :-[ hiç bulaşmamam gerken bir illet, uzak kalmamış olmama rağmen şimdi son verdim çok şükür. evet asya çok şey anlatıyor, çok mesajlar veriyor... O'nun güzel yüreğine ve bizimle paylaştığın için sana çok teşekkür ederimhayal_12' Alıntı:...
Asya'nın günlüğünü okumaya devam ediyorum. Herbir kelimesi ayrı ayrı sarıyor beni. Günlük hayatta çoğu zaman yaşadığım, karşılaştığım, tanıdığı olduğum basit şeyler bile o kadar güzel anlatılmış ki, hayran kalıyorum dizelere ve dizelerin sahibesine. Okuyup bitiriyorum günlüğü 2.5 günde! Çok şey öğrendim. Çok şeyi farklı anladım. Çok şeyle ilgilendim. Çok şeyi "vay be!" diyerek okudum. Ve çok şeyi, "ah keşke ben yazsaydım" deyip iç geçirerek okudum. Şimdi isterseniz sevgili 'meraklı' okuyucularım, Asya'nın Yürek Dilekçesi olarak tanımladığı günlüğünden bazı bölümleri kısa kısa özet olarak yazalım. Haydi hep beraber okuyalım:
AŞK
"Aşk. Koca deniz. Görülmemiş dünyalara açılan seçkin kapı. Ilık yaz yağmuru misali ruha dokunan sıcak öpücük. Aşk. Merhamet, sevgi, sadakat, duygulara boyun eğmek, ters yüz edilmiş hayatların sadece besini. Aşk. Peri masallarındaki hayali ışık. Aşk. Korkmamak, aşksız kalmaktan korkmak. Sevgisizliğe, sıradanlığa meydan okumak. Yalnız geçirilen bir ömürde tadılması gereken en nesif duygu yoğunlu. Yalnızların ekmeği. Unutulmuşların umut kaynağı. Aşk. Akla değil, yüreğe sorulması gereken şey. Aklın iflası, kalbin zaferi. Korkusuzluk. Meydan okumak. Aşk. Ruhumdaki yangının adı. Kimsenin bilmediği, bilmeyeceği yanmışlıklarımın adı. Hayallere sardığım zamanlarda yürek mektuplarımın adı. Aşk. Yalnız olmak. Bir olmak. Tek olmak. Bir'e ulaşmak. Ahh, AŞK ÇOK GÜZEL ŞEY..."
EVLİLİK
"Evlilik güzel şey bence. Yalnız olmamak demek. İki iken bir olmaktır. Birbirini tamamlamaktır. Sabah uyandığınızda koynunuzda kocaman bir ruhsuz boşluk değil de, sıcacık gülümsemesiyle 'sevdiğinizin' oluşu. Evlilik, günahlara bulaşmamanın en güzel yolu. Gözlerinizi açıyorsunuz, ve o tam karşınızda, sevdiğiniz. Onun için ölmek istersiniz gerektiğinde. Ve gerektiğinde sizin için ölmek isteyecek birinin varlığının verdiği o tatlı huzur. Güven duygusudur evliliği besleyen. 'O benim sevdiğim, kocam, karım, eşim, her şeyim' diyebilmek. Kendibaşınalığın verdiği o anlamsız huzursuzluğun yerini, kocaman yürekli bir sevgi alır; adı da evlilik. Mutluluğa açılan kapı evlilik. Çift iken, tek olmak, kendini tamamlamak. Kaybedilmiş diğer yarını bulup ona sahip çıkmak. Sadakat şefkat huzur ahlak..."
ANNE
"Ah anneleri anlatmak çok zor. ONLAR BİZİM HER ŞEYİMİZ. Sıcacık koynu dünyanın en huzurlu odası gibidir. Şefkati sonsuzudr. Anne olmak, yüce bir duygu. Bir tavuğun yavrusu için köpeğe saldırması, anneliğin ulviliğini anlatmakta az bile kalır. Hele ki insan için! Annesiz bir hayat düşünülemez. O yoksa hiçbir şey yok. Onun şefkat dolu kucağına kendinizi bırakırsınız ve 'annecim' dersiniz, oh ya Rabb ne güzel bir duygu. Dert ortağımız, sevgilimiz, ruhumun esin kaynağı. Tek idolümüz. Ya annesi olmayanlar? Annesi bir hastalıkta vefat etmiş olanlar. Ah Tanrım onların hissetiklerini hissedemem ben. ANNESİZLİĞİ ANCAK ANNESİZ OLANLAR BİLİR. Bana sadece susmak düşer. Ey ölmüş ve kalmış tüm anneler, hepinizi çok seviyorum ben..."
ARADIĞIM ERKEK
"Yazarken utanıyorum biliyor musun günlüğüm. Bir erkeği özlemek. Onun kokusunu, onun sevgisini, onun şefkatini, onun korumacılığını düşünmek, yazmak. Çok zor ya! Benim hiç erkek arkadaşım ya da sevgilim olmadı. Olmasını ben istemedim aslında. Zira sevmek istedim hep. Sevmek, evet! Gözlerine vurulmak, tatlı sözlerini hayran hayran dinlemek. Çok isterim elbet ama ben İNANCIM gereği, zamane çoğu kızın yaptığı gibi yapamam. BANA ANCAK MEŞRU OLAN LAZIM. O nasıl biri olmalı diye sorulsa şöyle derdim sanırım: O çok yakışıklı olmayabilir. O çok zengin de olmayabilir. Ama o çok efendi olmalı. Terbiyeli olmalı. bana saygı duymalı, benim çoğu zmaan şımarıkça isteklerimi hoş karşıyabilmeli. Özür dilemesini, teşekkür etmesini ve gönül almasını iyi bilmeli. Beni kıskanmalı aynı zamanda. Eğer olsaydı onun kalbine en ufak bir şey gelmesin diye, erkeklerle asla konuşmazdım. YETER Kİ O ALINMASIN. Beni kıskanmasını severdim ben. Kıskanması sevdiğinin belirtisidir. Beni çok sevmesini, sarıp sarmalamasını, korumasını, bazen şımartmasını, bazen de kırmasını isterdim. O kırdıkça beni ne kadar çok sevdiğini anlardı belki de. Ve ben onu daha çok sevecektim. Beni anlamalı, beni hatalarımla değil, sevgimle yargılamalı. Var mı öyle biri bilmiyorum ama ÇOK UMUTLUYUM!O, birgün mutlaka karşıma çıkacak ve aklımı başımdan alacak, biliyorum..."
CHAT
"Hiç chatleşmedim ben. Yapmayacağım da inşallah. Bazı kız arkadaşlarım anlatıyor; işte İzmir'den, Samsun'dan, Trabzon'dan, Kars'tan, Malatya'dan, Antalya'dan erkeklerle konuşuyorlarmış da, o erkekler kendilerini çok şımartıyorlarmış da, hep övüyorlarmış da, yok bilmem neler neler.. Ve bunları diyenler de genelde inancı gereği bedel ödemeye mahkum olanlar. Dışarda bir erkekle çok sıkı fıkı olunmaması gerektiğini söyleyenler, internette o inançlarının gereğini bile yapamıyor, saatler o ekrana takılıp kalıyorlar. Bazen kendilerini kamerda onlara gösteriyorlar, onların o aptalca övgülerine için için sevinerek karşılık veriyorlar. Dışarda onlara göre 'uygun' olmayan, internette her nedense 'uygun' oluveriyor. Erkeklerinde çok farklı olduğunu sanmıyorum. Saatlerce chat ve arkadaşlık sitelerinde kız avına çıkıyorlar, sınıf arkadaşlarımdan anladığım kadarıyla. Çok yazık! Allah'Im sen beni, o chat denen illetten koru. Ve bir gün eğer karşıma sevecek birini çıkaracaksan bu, lütfen cahatten anlamayan biri olsun..."
MUSALLA TAŞI
"Oldum olası musalla taşından korkarım. Düşünmesi bile insanın korkması için yeterli. Oraya konuluyorsunuz ve biraz sonra karanlık, soğuk, dar bir kabre; toprak altına gireceksiniz. Sevdikleriniz geride kalacak, yani o musalla taşının gerisinde. Dualar okunur ve siz orda öylece uzanmışsınız. Hayat bitmiştir yani sizin için. Çok acı ve çok kederli bir şey olsa gerek. belki d eöyle dğeildir bilemiyorum. Belki de o sonzsuz rahmete kavuşmak için son duraktır musalla. AMA BEN YİNE DE MUSALLA TAŞINDAN VE ÖLÜMDEN KORKUYORUM..."
Hayal'in Notu: Dördüncü ve hikayenin son parçası da birkaç gün içinde gelecektir inşallah. Bence Asya kısaca özetlediğim bu başlıklar altında 'çok şey' anlatıyor. Hayırlı okumalar. Sevgiyle kalın dostlar...
hayal_12' Alıntı:bir an yeter
erkek için, sevmeye
sonra asırlar
gerekir unutmaya
demişti
sevdiğim bir şair*
ben de diyorum ki
bir bakış yeter, sevmeye
erkek bayan herkese
sonra ölüm
gerekir unutturmaya
öyle ya
insan bu
sevdi mi yüreğini açar
açıldı mı yürek
ölüm gerekir unutturmaya
ey korkup sinmiş biçareler
sözüm size
haydi kalkın ve silkinin
yaratan öyle bir şey
koydu ki içinize
adı sevgi diye
ne zaman dinler
ne mekan
ve ne de
korku
dinlemez işte
nedir bu ısrar öyleyse
haydi kalkın ve silkinin
sevgiye adanmış bir ömür için
yaşayın ve
ve
ölün
Bu sitenin çalışması için temel çerezleri ve deneyiminizi geliştirmek için isteğe bağlı çerezleri kullanıyoruz.