Bir ben!!
Bugün bir ben yazmayacağım.. Bugün bir SEN yazacağım.. SEN ki güller sultanı, son peygamber Muhammed Mustafa'sın.. SEN dost sen sevgili, SEN arkadaşsın.. Benimle de arkadaş olur musun?? Biliyor musun ya Rasulallah, sen şimdi yoksun ya o kadar çok şey değişti ki.. Hangi birini anlatayım.. Ya da SEN'i nasıl anlatayım bilmiyorum.. Zira SEN'i anlatamamaktan korkuyorum.. Kimse anlatamadı şimdiye dek SEN'İ ben nasıl anlatabileyim.. Ya Rasulullah! Sen yoksun ya güller mahzun, yetimler tam yetim, ümmet feryat figanlarda.. Göz gözü görmüyor.. Karanlıkların tam ortasında buluverdik kendimizi SEN'den sonra.. Yolumuzu şaşırdık, hatta SEN'i unuttuğumuz gibi kendimizi de unuttuk.. Ölmeyecek kadar iyiyiz.. Ey sevgili! O nasıl bir düzendi SEN kurdun?!? İnsanlık hala anlamadın SEN'İ.. Ümmetin bile.. Ah güzel sevgili, rahmet peygamberi, bir bilsen SEN'den sonra neler yaşadık biz.. Bilmek bile istemezsin belki de.. Anlatayım mı?? SEN'den sonra neler olmadı ki.. Televizyon, bilgisayar, gazete, dergi, ve internet diye bir şeyler çıktı.. Mertlik bozuldu demiyorum, zira mertlik yok ki bozulsun.. Günümüzün çoğu televizyonla geçiyor.. Bir görsen, şöyle kara kuru bir kutu.. İçinde her bir şey var.. Kadın var, erkek var, fuhuş var, haber var, spor var, yıldızlar var, ve bir de toplasan sayıları üç yüzü geçmeyecek bir magazin grubu var.. Onlarla yatıyor onlarla kalkıyoruz.. SEN de varsın bazen.. Bazen uıygar diye geçinen meneniyet yoksunlarının SEN'i çirkin gösterdikleri karikatürler yüzünden, ve diğer bazenlerde de hac zamanı ve ramazan ayında.. O da sınırlı.. Zira SEN bedeviydin, SEN çobandın, SEN Arap'tın, Sen son peygamver ve hakk olandın.. Hakk olanı anlatmamak hatta hakaret etmek şimdilerde moda, modern diye bir kavramın arkasınsa saklanmış gariban insanların dünyasında.. Bir de bilgisayar var.. Televizyonun daha gelişmişi.. İnternet diye bir şey var ki, dertlere tuz!.. İçinde daha fazla şeyler var.. Bir de MSN diye bir şey var ki, aman Alllahım o olmasa bu ümmet ne yapardı??? Herkesin bir msn'si var.. Hayatında hiçbir erkekle çıkmamış-çıkma değişik bişey- ümmetin solgun gülleri ablalarımız kardeşlerimiz, saatlerce konuşuyor hiç tanımadığı ve asla da tam olarak tanıyamayacağı onlarca yüzlerce erkekle.. Sokakta konuşmaz, yüz yüze gelmez ama msn denen şeyde hem konuşur hem söyleşir hem de kendini gösterir.. Bazen avatar denen şey yardımıyla bazen de vepkem denen bir alet yardımıyla bir birlerini görerek konuşuyorlar.. Sokakta iken haram olan burda haram kabul edilmiyor ki!.. Biliyorum SEN üzülüyorsun ümmetin düştüğü bu hallerden ama yapacak bir şey de yok, kıyameti beklemekten başka.. Erkekler de aynıdır.. Hatta daha da ileri noktadadırlar.. Saatlerce takılırlar böyle şeylere.. Namaz kılmazlar, bazen oruç bile yerler.. Zira hava sıcaktır ve tutmak zordur.. Ya SEN, SEN o kızgın kumlar arasında yiyecek bir lokma bulamasığın için karnına sabır taşı bağlarken hiç aksatmış mıydın oruçlarını?? Ya da namazlarını?? Yapmamıştın biliyorum.. Çünkü SEN Ahmed-i Faruk'sun.. Yazılanları gördüğümüzde, "ne güzel yazılmış Allah razı olsun. Keşke hepimiz onun öğretisine sahip çıksak" diye hayıflanırız.. Sonra iki dakika içinde çevrimii olan başka şehirden kız arkadaşımızla sohbete dalarız.. Ne namazın geçtiğini anlarız ne de nasıl ir batağa doğru hızla gittiğimizin.. O işlerin önce sözlerde, sonra bakışlarda en sonda da tende bittiğini SEN söylememiş miydin?? Ahh! Ya Rasulullah herkes öyle, ben de! KUr'an-ı Kerim bizim için sadece ramazan aylarında ve bir de mezarlık ziyaretleri ile ölülerden sonra hatırlanan bir kara kaplı kitaptır sadece.. Oysa o Allah kelamıydı.. Hakk olanı anlatırdı.. Dedim ya hakk olanı değil, şer olanı sevdik biz.. Ey Rasul! Fazla bir şey diyemiyorum.. SEN yine de bizi unutma habibim.. Biz ettik SEN etme.. Sana şefaat etmen için izin veren Allah'a bizim için de yalvar.. Bize şefaat et!.. Biz, günahkar olduğu halde günahkarlığını kabul etme yetisini kaybetmiş kaybolmuşlarız.. SEN de bizi bırakırsan biz ne yaparız ki.. Ey şanlı peygamberin ve her şeyin yaratıcısı, SEN bizi affet!.. Günahlarımızı bağışla ve bizi mağfiretine erdir.. amin...
Bir kitap!!
Allah (c.c):
Kur'an-ı Kerim
Kelime oyunlarım!!
Bir büyük Üstad'ın dediği gibi, "Cenneti kazanmak kolay olmadığı gibi, cehennem de boşuna değildir..."