Günün Haberleri & Aktüalite

  • Konbuyu başlatan nil_92
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde nil_92 tarafından oluşturulan Günün Haberleri & Aktüalite başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 120,220 kez görüntülenmiş, 494 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Günün Haberleri & Aktüalite
Konbuyu başlatan nil_92
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan nil_92
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
crt' Alıntı:
Ortak:) Tamda haber reytingimiz iyice düşüyor bi'şeyler yapmalı diye düşünüyordum ki ..
Kök hücreden böbrek devrimi yapmışlar..
Darısı bizim devrime diyelim :)
:) devamı gelir inş ortak :)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Ortak:)
Bu işler inşallah maşallahla olmuyorki.
Malum piyasa durgun çok çalışmak şöyle daha canalıcı popilist haberler bulmak gerek.
Nihat Doğan bile bizi solladı hane

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
ah be ortak o kadar durum vahim diyosun yani
:)
bizim popilist haberlere ihtiyacımız yok ki ortak boşver onları...
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
23 nisan 2011

Dünyanın 8. harikası bizde mi
Milas'ta, arkeoloji tarihi açısından son 100 yılın en önemli tarihi eserleri olarak gösterilen 2 bin 400 yıllık mezar odasının bulunduğu bölgede yürütülen kazılarda lahdin üzerini örten ve 5 anıtsal basamağı bulunan podyum ortaya çıkartıldı.

Alınan bilgiye göre, geçtiğimiz yıl Milas'ta düzenlenen operasyonda bulunan ve arkeoloji tarihi açısından son 100 yılın en önemli tarihi eserleri olarak gösterilen 2 bin 400 yıllık mezar odasında başlatılan bilimsel çalışmalara, nem oranının korunması amacıyla ara verildi. Lahit ve antik mezarın bulunduğu Uzunyuva bölgesinde, yüzeyde başlatılan çalışmalar ise sürüyor.

Kazı ve koruma çalışmaları hakkında açıklama yapan Kazı Bilim Kurulu Üyesi ve Muğla Üniversitesi Karya Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü Prof. Dr. Adnan Diler, 2 bin 400 yıllık mezar odası ve lahdin üzerini kapatan podyumdaki kazıların büyük oranda tamamlandığını söyledi.

Diler, mezarın yapıldığı bölgedeki tarihi yapının büyük oranda ortaya çıktığına işaret ederek, “Bu sürecin başarılı olmasında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın podyumun üzerindeki kaçak bina ve bölgedeki diğer binaların kamulaştırma çalışmasını çok hızlı yapması etkili oldu. Kamulaştırma çalışması tamamlanan binalar yıkıldı. Uzunyuva'daki çalışmalar, 'Uzunyuva Anıt Mezarı Arkeoparkı ve Ziyaretçi Merkezi Projesi' kapsamında devam ediyor. Proje, o bölgenin bir açık hava müzesine dönüştürülmesini hedefliyor.” dedi.


KAZILAR TARİHE IŞIK TUTACAK

Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri diye tanımlanan Bodrum'daki Halikarnas Mausoleum'u hakkında bilim adamlarının sadece antik kaynaklarda verilen bilgiler doğrultusunda fikir sahibi olduğunu anlatan Prof.Dr. Diler, şunları söyledi:
“Özellikle Bodrum Kalesi'nin yapımı sırasında bu anıtın parçalarının bir bölümü yurt dışına taşındı. Heykeltraşlık eserleri şimdi British Museum'da sergileniyor. Bugün geldiğimiz nota ise çok önemli. Kaçak kazılarda bulunan Hekatomnos'a ait mezar podyumunun çok iyi korunmuş olduğunu gördük. Podyumda 5 anıtsal basamak bulunuyor, bu basamakların her biri 30 santim ve podyum 5 basamağın üzerinde yükseliyor. Bu yapı bize göre antik Milasa kentinin her yerinden görülebilen anıtsal bir yapı. Karya'nın büyük kralının mezarının böyle olması da normal. Bu kazılarda bulunanlar tarihe ışık tutacak.”

DÜNYANIN 8. HARİKASI OLMAYA ADAY

Diler, Bodrum'daki Halikarnas Mausoleum'unun Dünyanın Yedi Harikası'ndan birisi olmasına rağmen bölgeye gelen turistlerin hiç bir şey göremediğini öne sürerek, şunları söyledi:
“Milas'taki 2 bin 400 yıllık mezar odası ve lahdin bulunduğu bölgeyi ziyaret eden turistler ise dünyanın harikasının nasıl bir şey olduğunu görmüş oluyor. Kaçak kazılarda ortaya çıkartılan eserler, 2 bin 400 yıllık mezar odası, lahit ve lahdin üzerini kapatan podyum dünyanın 8. harikası olarak ilan edilmeli. Kazı çalışmaları süren podyum ve altındaki mezar ve lahit muhteşem yapılar.”

MEZAR ODASINDAKİ ÇALIŞMALARA NEM ENGELİ

Diler, kazılarda ortaya çıkartılan podyumun altında binlerce yıllık geçmişi olan mezarlar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bizim çalışmalarımızın amacı mezarın konservasyonunu yapmayı amaçlıyor. Proje duvar resimleri, lahit ve mezar odasının tamamının korunmasına yönelik hazırlandı. Mezar odasında yapılan mikro biyolojik araştırmanın ön etütlerine göre mezar odasının nemli olması gerektiği ortaya çıktı. Kaçak kazılar esnasında kesilen mermerlerden çıkan tozlar duvar resimlerinin üzerine yapışmış durumda. Bunlar eğer kurursa bir şekilde, bunların temizlenmesi daha da güçleşecek. Bu nedenle mezar odasındaki nemin sabit tutulması gerekiyor. Mezar içerisindeki çalışmaları bu raporlar doğrultusunda durdurduk. Menin sabit tutulması hayati öneme sahip. Alman ve İtalyan bilim adalarından nemin sabit tutulması için yardım alıyoruz. Nemin kontrolü için oraya bir kapı açılması lazım. Ayrıca, mezar odasındaki mikro organizmaların çalışanlara zararlı olup olmadığı da araştırılıyor.”

NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTI?

Jandarma ve polis ekiplerince geçen yıl Milas'ta düzenlenen operasyonda bulunan ve arkeoloji tarihi açısından son 100 yılın en önemli tarihi eserleri olarak gösterilen 2 bin 400 yıllık mezar odası ve lahdin bulunduğu noktaya ulaşmaya çalışan tarihi eser kaçakçılarının mezar odasının bulunduğu noktaya ulaşmak için 2 metre kalınlığındaki mermerleri özel ekipmanlarla deldikleri ve yerin altındaki mezar odasına ulaşmak için ise mermerleri delerek 80 santimetre genişliğinde ve 10 metre uzunluğunda bir tünel kazdıkları ortaya çıkmıştı.

Yaklaşık 1 yıl boyunca geceleri bölgede çalıştıkları iddia edilen 10 zanlı, mezar odasındaki lahdi pazarlamaya çalıştıkları esnada güvenlik güçlerince yakalanmışlar ve adliyeye sevk edilen 10 kişiden 5'i tutuklanmıştı.

AA ekibi tarihi eser kaçakçılarının mezar odası ve duvarlardaki resimlere verdiği tahribatı yakından görüntülemişti. Lahdin üzerindeki kabartmalarda M.Ö 4. yüzyılın ilk yarısına ait “Aslan Avı” sahnesi yer alıyor.

Bölgede yürütülen kazı çalışmaları Milas'ı ziyaret eden turistlerden yoğun ilgi görüyor. Kazı çalışmasının yapıldığı bölge güvenlik güçleri tarafından 24 saat aralıksız olarak korunuyor
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
24 Nisan 2011 Pazar
Alzheimer aşısı iki yıl içinde piyasada olacak
Giderek çoğalan ve “21. yüzyılın hastalığı” denilen Alzheimer’ın ilerlemesini durdurabilecek ve beyne yaptığı olumsuz etkilerde iyileşme sağlayabilecek bir aşının iki yıl içinde piyasada olabileceği açıklandı.

Alzheimer hastalığına karşı aşı geliştiriliyor. Aşının “hastalığın kesin tedavisi bulunduğu anlamına gelmediğine” dikkat çeken uzmanlar, “Buna rağmen aşı, hastalıkla mücadelede çığır açacak bir gelişme” diye konuştular. İngiltere’de Southampton Üniversitesi Hafıza Değerlendirme ve Araştırma Enstitüsü’nden Dr. David Wilkinson, 1990’lardan beri aşı çalışmalarında yer aldığını belirterek “Eğer hastalığın erken safhalarında yapılırsa önemli ölçüde düzelme sağlayabilir, beyinde oluşacak zararı durdurabilir” diye konuştu. Dünyanın en büyük ilaç şirketleri Pfizer, Johnson & Johnson ve Elan Corporation’ın üzerinde çalıştığı Alzheimer aşısı, test sürecinde son aşamaya gelen iki Alzheimer aşısından biri.


10 BİN KİŞİDE DENENDİ
Dünyada 10 bin kişi üzerinde denenen aşının güvenlik kriterlerine uyduğu ve etkili olduğu saptandı. Aşının önümüzdeki yılın sonunda piyasaya sürülmesi için onay verilmesi bekleniyor.

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
En korktuğum  hastalık.
İşte yaşlanmayı bunun için hiiiççç istemiyorum.
Umarım biran önce tedavisi bulunur.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
korkma ortak bak aşısı çıkıyormuş (allah korusun tabi herkezi)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Ortak:) Kendim için korkarsam namerdim.
Sizleri düşünüyorum.Böylede paylaşımcı vede iyi kalpliyimdir hane:)
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
 
04 Mayıs 2011 Çarşamba
Dört saat arayla iki kalp nakli
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde dört saat içerisinde gerçekleştirilen ameliyatlarla iki kişiye kalp nakli yapıldı. Antalya'da aynı gün içerisinde ilk defa iki kalp naklinin yapıldığı bildirildi.



Antalya- Afyonkarahisar'da geçirdiği trafik kazası sonucu Burdur'da tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen Recep Erdoğan'ın kalp, karaciğer ve böbreği ambulans helikopterle Akdeniz Üniversitesi Hastanesine getirildi. Erdoğan'dan alınan kalp, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Bayezid ve Prof. Dr. Tuncay Özkan ile ekibi tarafından 4 saat süren ameliyatın ardından 1.5 yıldır kalp yetmezliği çeken ve ileri dönem kalp hastası olan 46 yaşındaki inşaat işçisi Benzat Özünlü'ye başarıyla nakledildi.

Aynı ekip, Özünlü'ye naklin ardından Antalya'da Medical Park Hastanesinde beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşındaki Cihan Bektaş'ın bağışlanan kalbinin nakline geçti. Bektaş'ın kalbi de 51 yaşındaki turizmci Muharrem Arıkel'e nakledildi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Bayezid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aynı gün içerisinde ilk defa iki kalp nakli yaptıklarını bildirdi. Hastaların sağlık durumlarının iyi olduğunu belirten Bayezid, kalp nakli olduktan bir süre sonra hastaların eski hayatlarına döneceğini söyledi. Türkiye'de kalp yetmezliği çeken 800 bin hasta bulunduğuna dikkati çeken Bayezid, şöyle konuştu:

''Türkiye'de ileri dönem kalp hastası olan 80 bin kişi var. Bu kişilerden 3 binine acilen kalp nakli gerekiyor ancak kalp nakli bekleme listelerinde 420 kişi bulunuyor. Yani hastaların birçoğu doğru yönlendirilmiyor ve bilgisiz. Bekleme listelerinde bulunan hastaların yüzde 50'si aynı yıl içerisinde hayatını kaybediyor. Bekleme listelerindekinin sadece beşte birine kalp nakli yapılabiliyor. O nedenle organ bağışının artması gerekiyor.'' Prof. Dr. Bayezid, geçen yıl 12 kalp nakli yaptıklarını bildirdi.


''Yeniden doğmuş gibi hissediyorum"

Nakille yeniden yaşama tutunan evli ve iki çocuk babası Özünlü, kalp büyümesi sorunu yaşadığını ve son bir ay içerisinde üç defa kalp krizi geçirdiğini söyledi. Umudunu kestiği anda kadavradan nakil haberi aldığını anlatan Özünlü, ''Daha önce de hastaneye nakil için gelmiştik ama doku uyumsuzluğu olunca nakil gerçekleşememişti. Sonunda hayallerim gerçek oldu. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum'' dedi.

Dört aydır kalp yetmezliği çeken ve iki çocuk babası Arıkel de organ bağışında bulunan aileye teşekkür etti. Onların sayesinde yeniden hayat bulduğunu anlatan Arıkel, ''Organ bağışında bulunarak çok onurlu bir görevi yerine getirdiler. Kendilerine bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Herkesi organ bağışına davet ediyorum'' diye konuştu.


Derse böbrek nakli arası

Öte yandan, Burdur'da beyin ölümü gerçekleşen Recep Erdoğan'ın bağışlanan böbreği de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsündeki ameliyat ile 26 yıllık öğretmen Musa Gündüz'e nakledildi. 6 yıldır böbrek yetmezliği çektiğini anlatan Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesindeki Cumhuriyet İlköğretim Okulunda görevli sınıf öğretmeni Gündüz, nakil yapılacağı haberini, ders sırasında aldığını söyledi. Ders yaptığı sırada telefonunun çaldığını anlatan Gündüz, şöyle konuştu:

''Telefonu açtım ve böbrek nakli olacağımı öğrendim. Öğrencilerimle bu mutlu haberi hemen paylaştım. Onlara 'böbrek nakli olduktan sonra daha sağlıklı bir şekilde karşınıza geleceğim' diyerek dersi yarıda bırakıp hemen hastaneye geldim. Öğrencilerim benim için dua edeceklerini söylediler.''

Ameliyatın ardından kendisini çok sağlıklı hissettiğini anlatan Gündüz, ''En büyük mutluluğum öğrencilerimden ayrılmak zorunda kalmayacağım. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Organı bağışlayan aileye çok teşekkür ediyorum'' diye konuştu. Karaciğerin ise Antalya'da oto yıkamacılığı yapan 46 yaşındaki Ali Aydıncan'a nakledildiği bildirildi.



 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
nil_92' Alıntı:

Dört saat arayla iki kalp nakli
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde dört saat içerisinde gerçekleştirilen ameliyatlarla iki kişiye kalp nakli yapıldı. Antalya'da aynı gün içerisinde ilk defa iki kalp naklinin yapıldığı bildirildi.
Sağoalasın ortak:)
Böyle sevindirici haberleri okumak güzeldi.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
rica ederim ortak :) sevindirici haberlere ihtiyamız var.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
8 mayıs 2011

Kemik iliği naklinde Avrupalı oluyoruz!
Erciyes Üniversitesi Kemik İliği Nakli Merkezi, Avrupa tarafından akredite edilen Türkiye'nin ilk ilik nakli merkezi olacak.

Erciyes Üniversitesi Şahinur Dedeman Kemik İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavi Merkezi'nde yaklaşık 1 yıl önce başlatılan Avrupa akreditasyon çalışmaları, denetleme aşamasına geldi.

Avrupa Kemik İliği Standardizasyon Kurumu (JACIE) denetleme komisyonu, merkezde uyum çalışmalarını inceledi. JACIE adına denetleme yapan komisyonun Türk bilim adamlarından oluşması dikkat çekti.

Prof. Dr. Osman İlhan, Prof. Dr. Yener Koç, Prof. Dr. Mutlu Arat ve Doç. Dr. Ender Altıok, JACIE adına denetlemede bulundu.

Denetleme Komisyonu Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Kemik İliği Nakli Bilimsel Komisyon Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu çalışmalar sonucunda artık Türkiye'de yapılan kemik iliği nakillerinin Avrupa'da da geçerli olacağını bildirdi.

Artık, Avrupalı hastaların Türkiye'de JASIE'den ruhsat almış merkezlerde kemik iliği nakli hizmeti alabileceklerini ifade eden İlhan, şu bilgileri verdi:

''Bakanlığımız son 5 yılda kemik iliği nakillerinin önünü açmıştır. Türkiye'de 45 kemik iliği nakli merkezinde yılda bin 500 nakil yapılmaktadır. Türkiye, artık ilik nakli sorununu çözmüştür. Özellikle paket program içinde vatandaşlarımız ücret ödemeden bu hizmetten faydalanabilmektedir. Artık, merkezlerimiz Avrupa seviyesine geldi. Erciyes Üniversitesi Kemik İliği Nakli Merkezi de, bu kapsamda akreditasyon için başvurdu. Denetleme komisyonu olarak JACIE adına denetleme yapmak üzere geldik. Avrupa adına denetleme yapan benimle birlikte 4 kişilik ekibin, Türk bilim adamlarında oluşması da ayrı önem taşıyor. Türkiye Avrupa Birliği'ne henüz girmedi ama Avrupa adına denetçi olarak görev yapıyoruz. Sadece Türkiye'de değil, diğer Avrupa ülkelerinde denetim yapma yetkisine sahibiz.''

Türkiye'ye uluslararası bir kemik iliği nakli merkezi kazandırmanın heyecanını yaşadıklarını dile getiren İlhan, denetlemenin ardından hazırladıkları raporları JACIE'ye göndereceklerini ve daha sonra merkezin ruhsat alacağını kaydetti.

-TÜRKİYE'DE İLK-
Türkiye'de ilk kez bir kemik iliği nakli merkezinin uluslararası akreditasyon kazanacağını anlatan Prof. Dr. İlhan, şunları söyledi:

''Artık Türkiye'deki kemik iliği naklinin dünya standartlarında olduğu anlaşılacak. Bu konudaki başarımız tescillenecek. Türk halkına Avrupa Birliği seviyesinde ücretsiz olarak hizmet verilecek. Aynı zamanda kemik iliği nakli turizminin önü açılacak. Yurt dışından Kayseri'ye nakil için hastalar gelecek. ABD'de 400 bin dolar olan kemik iliği nakli, ülkemizde 75 bin lira civarında maliyetle, üstelik çok da başarılı bir şekilde yapılıyor. Bu sayede ekonomiye de katkı sağlayacak. Özellikle Türk Cumhuriyetlerinden çok hasta bekliyoruz.''

-DÜNYAYA KEMİK İLİĞİ İHRAÇ EDECEĞİZ-
Prof. Dr. İlhan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın önderliğinde sürdürülen çalışmalar sonucunda ''Türkkök'' adı verilen kemik iliği bankasıyla, bağışçılardan alınan iliğin diğer ülkelere de gönderilebileceğini söyledi.

Türkiye'nin bu çalışmalarla birlikte kemik iliği nakli ihraç etmeye başlayacağını vurgulayan İlhan, ''Bağışçılarından oluşan bankayla, artık yakın zamanda Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan başta olmak üzere tüm Avrupa ve dünyaya kemik iliği nakli ihraç edeceğiz. Türkiye'de kemik iliği temininde akraba dışındakiler için hasta başına 25 bin avro ödüyoruz. Kısa süre içinde bu paraları Türkiye'ye kazandıracağız, hem de vatandaşlarımızın kök hücrelerinden tüm dünyaya hizmet vereceğiz. Bu bizim için gurur kaynağı. Dr. Babuna olayı bizleri üzmüştür. Ama, artık Türkiye'de yeni bir Babuna olayı olmayacak'' diye konuştu.

Denetleme Komisyonu Üyelerinden Prof. Dr. Yener Koç da, JACIE adına yaptıkları denetimin, daha çok içerikle ilgili olduğunu ve çalışma kalitesini belgelemek amacıyla yapıldığını bildirdi.

Sadece, bazı dokümanların olup olmadığına bakmadıklarını, aynı zamanda, ekipteki doktor, hemşire, biyolog ve farmalogların sıkı bir eğitimden geçirildiğini bildiren Koç, ''İki gün süreyle yaptığımız denetimlerde 298 maddeden sınav yapıyoruz. Türkiye'de bir ilik nakli merkezi ilk kez Avrupa Birliği tarafından akreditasyon için denetleniyor. Biz de Avrupa müfettişleri olarak bu uygunluğu belirleyerek JACIE'ye rapor etmekle sorumluyuz'' dedi.

Erciyes Üniversitesi Şahinur Dedeman Kemik İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavi Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çetin, merkezlerinde yılda 150 civarında kemik iliği nakli yapıldığını, akreditasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla tüm dünyadan hasta kabul etmeye başlayacaklarını söyledi.

Merkezin JACIE Akreditasyon Program Direktörü Prof. Dr. Ali Ünal da, yaklaşık bir yıldır sürdürdükleri akreditasyon çalışmaları sonucunda, burada yaptıkları kemik iliği nakillerinin tüm dünyada kabul edilebilir seviyeye geleceğini bildirdi
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
10 mayıs 2011 salı
Günde 30 dakika yürüyüş tansiyonu düşürüyor
Hipertansiyon başta kalp damar sistemi olmak üzere pek çok organımızda ciddi hasarlar oluşturabiliyor. Ancak yaşam alışkanlıklarınızda alacağınız basit önlemlerle kan basıncınızın kontrol altında olmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin 30 dakika tempolu yürüyüş yapmak gibi!

Yaşam tarzı açısından geçiş döneminde olan ülkemizde başta tuz tüketimindeki artış olmak üzere beslenme alışkanlıklarının değişmesi, hareket düzeyinin azalması ve obezite sıklığının artması nedeniyle hipertansiyon görülme oranı giderek artıyor. Öyle ki 2008 yılı verilerine göre; ülkemizde yaşayan erişkin nüfusun yüzde 31,8’i hipertansiyon hastası. Üstelik ülkemizde her 4 ölümden biri, hipertansiyon nedeniyle gerçekleşiyor. Uzun süre devam eden kontrolsüz hipertansiyon kalp damar sistemi, beyin, böbrek ve gözlerde ciddi hasarlar oluşturabiliyor, hatta ölüme bile yol açabiliyor.

Bu iç karartan tablo canınızı sıkmasın, çünkü yaşam alışkanlıklarınızda yapacağınız basit düzenlemelerle hafif düzeydeki hipertansiyonu kontrol altına alabilir veya ilaç kullanıyorsanız kan basıncının daha iyi düşmesini sağlayabilirsiniz. Acıbadem Fulya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Zor, kan basıncınızın ideal değerlerde kalması için yaşam alışkanlıklarınızda dikkat etmeniz gereken noktaları şöyle sıralıyor:

1. Düzenli egzersiz yapın:

Haftada 5 gün en az 30 dakika, örneğin orta tempolu yürüyüş gibi, orta tempolu aerobik egzersiz yapın. Eğer egzersiz süresini 1 saate çıkartabilir ve şiddetini artırabilirseniz (hızlı tempolu yürüyüş veya jogging gibi) sporu haftada 3 gün yapmanız yeterli olacaktır. İnsan vücudunun bioritmi açısından en iyi egzersiz saatlerinin öğle-akşam üzeri olduğu düşünülmekle birlikte, bulabildiğiniz her frsatta egzersiz yapmanız önemli. Siz yeter ki buna zaman ayırın. Yine yemekten sonraki ilk 1.5 saat içerisinde yoğun sindirim faaliyetleri nedeniyle yoğun egzersiz önerilmiyor.

2. İdeal kilonuza ulaşın:

Fazla kilolarınızı vermeniz kan basıncınızı düşüreceği gibi sizi diyabet ve kalp hastalıkları riskinden de koruyacaktır. 5-10 kilo kaybı bile kan basıncında anlamlı düşüş yapabiliyor. Çalışmalar kısa vadede kan basıncını düşüren en etkili önlemin kilo kaybı olduğunu, tuz kısıtlaması ve egzersizin etkisinin ise orta uzun vadede ortaya çıktığını gösteriyor.

3. Sağlıklı beslenin:

Özellikle hayvansal yağlardan fakir, karbonhidratı azaltılmış, proteinden zengin ve bol sebze ile meyveden oluşan bir beslenme türünü tercih edin. Şeker ilave edilmiş gıdalardan ve içeceklerden de kaçının. Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da, günlük tuz tüketimini günde 6 gramla sınırlandırmak olmalı.

4. Sigarayı bırakın:

Yapılan araştırmalara göre; sigara içimi sırasında ve sonrasında kan basıncı yükseliyor. Unutmayın ki sigara aynı zamanda kalp damar hastalıklarına da yol açan önemli etkenlerden biri.

5. Alkol miktarını sınırlayın:

Düzenli ve daha yüksek miktarlarda alınan alkol tansiyonu yükseltmenin yanı sıra, diyabet, kalp damar hastalıkları, karaciğer sirozu ve kanser gelişim riskini de artırıyor. Şarap ve benzeri içkiler için günlük miktar erkekseniz 2 kadehi, kadınsanız 1 kadehi geçmemeli.

6. Stresin esiri olmayın:

Stres yeme bozukluklarını tetikliyor, sigara ve alkol kullanımına olan eğilimi artırıyor, hareket düzeyini azaltabiliyor böylece kan basıncı yüksekliğine eğilimi artırabiliyor. Eğer stresin olumsuz etkilerinden korunamıyorsanız sağlık profesyonellerinden, örneğin psikologlardan yardım isteyebilirsiniz.


İlaç tedavisine ne zaman başvuruluyor?

•    Eğer ilk ölçümlerde kan basıncınız 160/100 mmHg’nın üzerinde ise ve bu şekilde devam ediyorsa muhtemelen doktorunuz tıbbi durumunuza uygun bir ilacı size reçete edecektir.
•    Yine başlangıçta ilaç tedavisi gerekli görülmemiş, ancak yaşam tarzı değişikliklerinize rağmen tansiyonunuz 140/90 mmHg’nın üzerinde seyrediyorsa, uzun dönemde oluşabilecek komplikasyonları engellemek için doktorunuz ilaç tedavisine başlar.
•    Özellikle son yıllarda kullanıma giren ve sayıları giderek artan modern tansiyon ilaçlarının yan etki potansiyelleri oldukça düşük olup, ilaçların seçimi eşlik eden tanılara göre değişebiliyor.
•    İlaç kullanımında önemli olan nokta, doktorunuzun sizin için seçtiği ilacı saatinde aksatmadan kullanmanız.
•    Yine ilacın etkinliğini değerlendirebilmek için büyük olasılıkla doktorunuz kan basıncınızı takip etmeye ve sonuçları kaydetmeye devam etmenizi isteyecektir
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
10 mayıs 2011 salı

Mutluluğun genetik şifresi bulundu
İngiltere'deki araştırma, mutlu yaşamın genetik şifresini ortaya koydu. ...

İngiliz Independent gazetesinin internet sitesinde yayımlanan haberde, araştırmanın, 5-HTT adlı genin uzun versiyonuna sahip kişilerin, mutlu doğduklarını ve yaşamlarından daha memnun olduklarını gösterdiği belirtildi.

Araştırmayı yapan ekibin lideri, London School of Economics'te davranışsal ekonomi uzmanı olan Jan-Emmanual De Neve, insanların, 5 ila 10 yılda genomlarını okuyabileceklerini belirterek, böylece bardağın boş tarafını görmelerinin, kalıtımsal olduğunun farkına varabileceklerini kaydetti.

Beyindeki serotonin hormonunu düzenleyen 5-HTT geniyle ilgili olarak 2009 yılında yapılan bir araştırmada da bu genin uzun versiyonuna sahip insanların bilinçaltında negatif görüntülerden kaçınma ve pozitif olanları seçme eğiliminde olduklarını ortaya koymuştu.

Sonuçları "Journal of Human Genetics" dergisinde yayımlanan araştırma çerçevesinde 20'li yaşlarındaki 2500 yetişkine, yaşamlarından mutlu olup olmadıkları soruldu, genin iki uzun versiyonuna sahip olanlar, diğerlerinden yüzde 17 daha fazla hayatlarından çok memnun olduklarını söyledi.
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul


Asıl bunları sansürleyin!

  İnternette uyguladığı sansürü “halkımızı korumak” kisvesi altında meşrulaştıran iktidar, insanların ölümüne neden olan ve hiçbir onayı olmayan altın çilek ile ilgili yüzlerce internet sitesi ve reklam konusunda ise kılını kımıldatmıyor.

Birkaç aydır televizyonlar, gazeteler ve internet üzerinden çığ gibi yayılan altın çilek kapsülleri geçtiğimiz günlerde bir vatandaşımızın ölümüne neden oldu. Ne Sağlık Bakanlığı ne de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan onayı olmayan bu kapsüllerin reklamlarına dair herhangi bir önlem alınmaması dikkat çekiyor.

Eczacılar uyarmıştı...
Altın çilek kapsüllerinin yaygınlaşmasının ardından Türkiye Eczacıları Birliği tarafından yapılan açıklamada durumun ciddiyetine dikkat çekilmişti. “Mucizevi meyve olarak lanse edilen ve neredeyse tüm sağlık sorunlarına deva olduğu iddia edilen söz konusu ürün ile tüm toplum açık bir biçimde, hem de medya kanalı ile kandırılmaktadır” denilen açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:

Bizler ilkesel olarak tüm ilaç ve ilaç etkisi gösteren yani; fizyolojik ya da psikolojik sistemin düzenlenmesinde etkide bulunan ürünlerin tamamının yalnızca Sağlık Bakanlığı onayı ile halka ulaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuattaki boşluklardan faydalanarak, yalnızca daha fazla kâr elde etme hırsı ile toplum sağlığı ile oynayan bitkisel ürün ve takviye edici gıda üreticileri, bu ürünlerin satışı ve kullanımı konusunda tüm toplumu bir kere daha uyarıyoruz.

Altın çileğin kimi yararlarının bilindiği ancak zayıflama konusunda bir etkisinin bilinmediğine dikkat çekilen açıklamada “Dolayısıyla, altın çileği mucizevi ve zayıflamaya yardımcı bir ürün olarak lanse eden kişiler, hepimizi yalnızca yanıltmaktadır” denilmişti.

İnsanların sağlığıyla oynandığına dikkat çekilen açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verilmişti:

Bütün bu bilimsel bulgular bir yana, altın çileğe mevcut yasal mevzuat çerçevesinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından, takviye edici gıda olarak üretim izni verilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bugün internet ve televizyon kanalı ile takviye edici gıda olarak lanse edilen, altın çilek meyvesini içeren tüm ürünler sahtedir. Ya da en iyi ihtimalle iddia ettiği etkiyi gösterme konusunda hiçbir güvenilir yanı yoktur.

Her yerde reklam var...

Sabah gazetesinde yer verilen bir habere göre ülkemizde merdiven altı imalathanelede üretilen ve piyasada yaklaşık 1 milyon kutunun olduğu bilgisine yer verildi. Kapsüllerin tam içeriği bilinmemekle birlikte üretimi konusunda da herhangi bir izin olmayan bu kapsüllerin internet üzerinden yaygın bir şekilde satıldığı biliniyor. Onlarca farklı marka ile piyasada yer alan altın çilek kapsüllerinin satışı için de yüzlerce internet sitesi açıldığı görülüyor.

Bunlar neden sansürlenmiyor?

“Güvenli internet” adı altında 22 Ağustos’tan itibaren internetteki sansürü daha da arttırmayı planlayan iktidarın bu uygulamasını “halkımızı korumak” gibi gerekçelerle savunduğu biliniyor. Sağlığa zararlı olduğu bilinen altın çilek kapsüllerinin satışı için internette oluşturulan yüzlerce site konusunda herhangi bir yaptırım uygulanmaması dikkat çekiyor.

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Ne olduğu belli olmayan bu kapsullerin bir kutusunu yetmiş liraya alanlar ve zayıflayacağına inan insanlar tanıyorum .
Kaç defa söyledim ama  dinletemedim .
Haberi lşimdi onlarada mail olarak atacağım okusunlar bakalım belki ikna olurlar.!
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
27 Mayıs 2011 Cuma
Bor madenlerimiz belki de milyonlarca insanın hayatını kurtaracak
Türkiye Kemik İliği Transplantasyon Vakfı (TKİTV) Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, “Kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ya da element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz” dedi.Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi öncülüğünde, kentte görev yapan doktorlara yönelik kemik iliği kanseri hastalığı, bulguları, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri konulu toplantı düzenlendi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve TKİTV Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan başkanlığındaki toplantıya, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği Şefi Prof. Dr. İmdat Dilek, YYÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim üyeleri Doç. Dr. Cengiz Demir ve Yrd. Doç. Dr. Uğur Türktaş, konuşmacı olarak katıldı.

Prof. İlhan, yaptığı konuşmada, Türkiye'de her yıl bin 500 kişinin kemik iliği kanserine yakalandığını belirterek, hastalığın ortaya çıkmasında beslenme alışkanlıkları, tarımsal ilaçlama, sigara ve bağışıklık bozukluğu gibi faktörlerin etkisini anlattı. Hastalığın, yaşlanmayla doğru orantılı olduğuna dikkati çeken İlhan, Türkiye'de özellikle kanser ilaçlarının kullanımında ücret alınmamasının ve 45 ayrı merkezde ilik naklinin yapılmasının hastalar için avantajını vurguladı.

"BOR EKLEDİĞİMİZDE KANSER HÜCRELERİ ÖLÜYOR"

İlhan, hastalığın genel itibarıyla kemik kırıklarıyla ortaya çıktığına ve ülke açısından azımsanamayacak seviyeye ulaştığına değinerek, şöyle konuştu: “Ülkenin değişik bölgelerindeki bilim insanlarıyla 'bu hastalığa nasıl erken tanı koyarız ve nasıl tedavi yaparız?' diye iş birliği yapıyoruz. Aynı zamanda Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nde de bir toplantı yaptık. 'Bor madeni kullanılarak herhangi bir çalışma yapabilir miyiz' konusunu tartıştık. Bana gelen dosyalara bakıldığında, kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ve element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz. Ama tam tersine siz bu bor maddesini gereksiz yere kullanırsanız belki de yan etki yapacaktır. Şu da gösteriyor ki araştırmalar ilerledikçe yurdumuzdaki metaller ve elementlerden daha fazla faydalanacağız. Bor Enstitüsü bununla ilgili laboratuvar çalışmalarına başladı.”

Laboratuvar çalışmaları kapsamında elde edilen bulguların, yakın zamanda hayvanlar üzerinde test edileceğini anlatan İlhan, söz konusu deneylerde olumlu sonuçların ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

İlhan, kemik iliği kanserinin halsizlik, kemik kırıklığı, kemik ağrıları, böbrekte iltihap, idrarda sorun ve kansızlık gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirterek, bu tür sorunları olan vatandaşların dahiliye doktoruna görünmesi tavsiyesinde bulundu.


Kemik iliği kanserinin yaşlılarda görülmesine karşın Türkiye'de genç nüfusta da rastlandığını anlatan İlhan, şöyle konuştu:
“Ben bunu maalesef düzensiz ve gereksiz tarım ilaçlarının kullanılmasına bağlıyorum. Bakanlık da bu konuda birkaç yıldır farklı çalışmalar yapıyor. Örneğin Meclisimizde bir kanser araştırma komisyonu kuruldu. Artık Tarım Bakanlığımızın genetiği ile oynanmış gıdalara, özellikle tarımda gereksiz hormon ilaçlarının kullanılmasına dikkat etmesi gerekiyor. Böceklere karşı ilaçlanan tarım ürünleri yıkanmadan yenildiği zaman da kanser riski ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle daha dikkatli olmamız şart. Çünkü bu kansere yakalanma riski batı toplumlarında 65 yaş ve üzeri iken ülkemizde 30 yaşa kadar düşmüş durumda.”


İlhan, uygulanacak yöntemlerle genç yaşta kansere yakalanma riskinin ortadan kalkmasıyla Türkiye'deki 65 yaş ve üzeri nüfusta artış yaşanacağını vurguladı. İlhan, Sağlık Bakanlığınca başlatılan aile hekimliği uygulamasının da yaşlı nüfusun artmasına olanak sağlayacağını sözlerine ekledi
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
29 Mayıs 2011 Pazar
Kötü anıları ‘silen’ ilacın ilk deneyleri başarılı
Kötü anıları İlaç acı veren düşünceleri hafifletebiliyor


Kötü anıları hafızadan “silebilen” ilacın yapılan ilk deneylerinde başarı sağlandığı açıklandı.

“Metirapon” adlı ilacın başka bir amaçla yıllarca kullanıldığı, ama artık üretilmediği belirtiliyor.

Vaktiyle hormon bozukluklarının tedavisinde kullanılan ilacın, beyinde hafıza ile ilgili kimyasalların düzeyini düşürdüğü belirtiliyor.

Kanada’da Montreal Üniversitesi bilim adamları, ilacın geçmişteki hormon tedavileri sırasında, hafıza üzerinde az da olsa etkili olduğu bilgisinden sonra yeni deneyler yapmaya karar verdi.

Deneylerde ilacın acı veren düşünceleri hafifletebildiği görüldü.

Bunun, beyinde depolanan anıların değiştirilemeyeceği yönündeki teoriye aykırı olduğu belirtiliyor.

Araştırmacı Marie-France Marin, “Bulgularımız pek çok kişinin anılarının duygusal bölümlerini silme fırsatı sunmaya yardımcı olabilir” diye konuştu.

 
Üst