Günün Haberleri & Aktüalite

  • Konbuyu başlatan nil_92
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde nil_92 tarafından oluşturulan Günün Haberleri & Aktüalite başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 118,966 kez görüntülenmiş, 494 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Günün Haberleri & Aktüalite
Konbuyu başlatan nil_92
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan nil_92
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
24 temmuz 2010
ÖSYM Başkanı'na şok saldırı!
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Maltepe Üniversitesi'nin Kayışdağı Yerleşkesi'nde düzenlenen konferans sırasında yumurtalı protestoya uğradı.
Güncelleme:24 Temmuz 2010 22:18
Ünal Yarımağan'ın, “2010 ÖSYS Tercih Dönemi Hakkında Bilgilendirme Konferansı“nda yaptığı konuşma sırasında kendilerine, “Liseli Genç Umut“ adını veren grubun üyeleri, önce pankartlı protesto yaptı. Tercih kılavuzundaki hatalara tepki göstererek, pankart açan grubun bazı üyeleri salonu sloganlar eşliğinde terketti.

Gruba salondaki bazı kişiler de alkışlarla destek verdi. Yarımağan, konuşmasına devam ettiği sırada bir genç daha ayağa kalkarak sınav sistemine tepkisini dile getirdi. Bu kişinin oturduğu sırada ayağa kalkan başka bir protestocu, Yarımağan'a yumurta fırlattı. Yarımağan atılan yumurtalardan kaçarak kurtuldu. Sloganlar da atan öğrencilere güvenlik görevlileri müdahale etti. Öğrenciler yaşanan arbede sonrası salondan çıkarıldı



 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Hadi ya gerçekmiymiş peki haberleri izledim ama görmedim hiç :-X

Bir taraftan haklılar aslında yabancı ülkelerde eğitim sistemınde zorluk yokken Türkiyede olması insnı sinirlendiriyor.Ve birçok gencin önunu kapatıyor
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
gerçek valla haberlerde de gördüm bu gece:)
eğitim sistemini geçtik artık  ama yapılan hatalar kötü oldu ve sonuç işte:)
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
25 temmuz 2010Yarın Berat Kandili 

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Berat Kandili Dolayısıyla Yayımladığı Bir Mesaj Yayınladı. 
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Berat Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda, bu gecenin, ''Bilerek veya bilmeyerek işlenen hata ve günahlardan tövbe ederek, günahların kalplerde bıraktığı kirlilikten arınma, sıkılan ve bunalan ruhların Yüce Rabbimizin rahmetine ve mağfiretine ulaşması adına Müslümanların önüne açılmış bir fırsat kapısı olduğunu'' belirtti.
Bardakoğlu mesajında, 26 Temmuz Pazartesi gününü salıya bağlayan gecenin af, merhamet ve mağfiret gecesi olarak kabul edilen Berat Kandili olduğunu ifade ederek, Hz. Muhammed'in bu gecede Cenab-ı Allah'ın kendisinden bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle yapılan duaları kabul edeceğini müjdelediğini vurguladı.

Bardakoğlu, Ramazan ayının müjdecisi olan bu gecenin, inananların kulluk bilinci ve hesap verme şuuruyla suç ve yanlışlardan kaçınmaları, günahlardan arınmaları ve Yüce Yaratıcı'nın sonsuz rahmet ve merhametine iltica etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlattığını dile getirdi.

Bardakoğlu, ''İbadet ve dualarla Rabbimize yakınlaşmalı, Yüce Mevlaya, ailemize, çocuklarımıza, çevremize, milletimize ve tüm insanlığa karşı olan görev ve sorumluluklarımızı yeniden hatırlayarak yeni bir ümit ve kararlılıkla geleceğe bakma melekemizi güçlendirmeliyiz'' değerlendirmesinde bulundu.


-MEVLİT PROGRAMI-


Bu arada, Berat Kandili dolayısıyla TRT 1'de yarın akşam saat 20.00'da mevlit programı yayınlanacak.

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, Bolu Göynük'teki Gazi Süleyman Paşa Camii'nden yayınlanacak mevlit programına katılacak.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
26 Temmuz 2010
Lice ve Şırnak'ta mayın patlaması: 10 asker yaralı     

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde ve Şırnak'ta PKK üyelerince yola döşenen mayının patlaması sonucu 10 asker yaralandı.

LİCE

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, askeri aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen mayının patlatılması sonucu 6 asker yaralandı.

Lice-Kulp karayolunun 3. kilometresinde, askeri aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK tarafından daha önce yola döşenen uzaktan kumandalı mayın patlatıldı.
Araçta bulunan 6 asker yaralandı.


Yaralı askerler, helikopterle götürüldükleri Diyarbakır Asker Hastanesinde tedavi altına alındı.
Bölgede operasyon sürdürülüyor.


ŞIRNAK

Şırnak'ta teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu 1 astsubay ile 3 er yaralandı.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, 24 Temmuzda, Güçlükonak ilçesinin dağlık arazi kesiminde güvenlik güçleri tarafından icra edilen faaliyet sırasında terör örgütü mensuplarınca araziye döşenen el yapımı mayın patladı.

Patlamada yaralanan astsubay ile 3 er hastanede tedavi altına alındı.



 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
27 temmuz 2010


Türkiye onu kanserle mücadelesinden ve ataması yapılamayan öğretmenler için kurduğu platform ile tanıdı. Tedavisini devletin karşılayacağı sözü alan Şafak Bay şimdi ABD vizesi engelini aşmaya çalışıyor.

25 yaşındaki Şafak Bay’ın kanserle mücadelesi için başlatılan kampanya önceki hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kadar ulaşmış ve Sağlık Bakanlığı artık açlık grevine başlamış olan Bay’ın tedavisini üstleneceğini açıklamıştı.

Ataması yapılmayan bir öğretmen olan Şafak Bay 2005 yılından beri kemik kanseriyle mücadele ediyor. Bu süreçte bilinen bütün tedavilere karşın hastalığa kesin bir çözüm bulunamadı. Bu noktadan sonra Bay için deneysel tedavi yöntemleri denemeye başladı.


Oldukça pahalı olan bu tedavilerin masraflarının karşılanması için arkadaşları ve sevenleri Şafak için yardım konserleri ve etkinlikler düzenlemeye başladı. Şafak ve ailesinin istediği ise devletin kendisine sahip çıkması ve tedavisini üstlenmesiydi.


Sonunda bu isteği de yerine geldi. Ancak devletin tüm masraflarını karşılayacağını açıkladığı Şafak Bay yaklaşık bir aydır ABD vizesi için bekliyor.


ABD Büyükelçiliği'nden Büyükelçilik Sözcüsü Debrorah Guido ntvmsnbc'ye yaptığı açıklamada vize işlemleri konusunda kesin kurllar olduğunu ve bu bölümün direk olarak Dışişleri Bakanlığı'na bağlı olduğunu belirtti. Guido kendilerinin vize başvuruları hakkında bir açıklama yapamayacağını da zira her başvurunun  gizli olduğunu ifade etti. Guido yine de durumla ilgili olarak kendilerinin de ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını açıkladı.


Kendisine hala neden net bir cevap verilmediğini bilmediğini belirten Şafak Bay ise ntvmsnbc’ye şunları söyledi;


“Bana büyükelçilikten net bir cevap verilmedi. Yaklaşık bir ay önce vize randevusuna gittim ve görüştüm. O günden beri cevap bekliyorum. Bildiğim Dışişleri Bakanlığı bu konuyla ilgileniyor. Dün de Sayın Ali Babacan’ın sekreteri aradı ve Babacan’ın kandilimi kutladığını ayrıca sorunumun çözümü için yardım edeceğini söyledi.


Tedavi masraflarımı devlet karşılayacağını açıkladı, bunun için gerekli girişimlerde yapıldı ancak neden hala vize alamıyorum bilmiyorum. Çok garip bir durum” dedi.


Kendisini pek de iyi hissetmediğini, durumunun giderek kötüleştiğini belirten Şafak Bay yetkililerin bir an önce durumundan haberdar olmasını ve ABD’ye gitmesi için gerekli vizeyi vermelerini dilediğini söyledi.

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
28 Temmuz 2010 Çarşamba

ORTAÖĞRETİMDE BAŞARISIZ OLANLARA MÜJDE


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaöğretimde kurumlarında “ortalama yükseltme” ve “sorumluluk” sınavlarında başarısız olan öğrencilere, başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava girme imkanı tanıdı.

Bakan Çubukçu, yayımladığı genelgede Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği gereğince, ortaöğretim kurumlarında ders kesimini takiben yapılan “Ortalama Yükseltme” ve “Sorumluluk” sınavlarının tamamlandığını bildirdi.

Çubukçu, yapılan değerlendirme sonucunda, az da olsa bir kısım öğrencinin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemediğinin anlaşıldığını belirtti.

Genelgeye göre, bu nedenle 2009-2010 eğitim-öğretim yılına mahsus olmak üzere MEB'e bağlı tüm ortaöğretim kurumlarında Eylül ayında yapılacak olan sorumluluk sınav döneminde; önceki yıllardan sorumlu olunan dersler ile alan değişikliğinden dolayı sorumlu tutuldukları derslerin yanı sıra, ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibariyle sınıf geçip geçemediklerine bakılmaksızın öğrenciler bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacak.

Sınava girilecek dersler, 16-20 Ağustos 2010 tarihleri arasında öğrenci velisi tarafından dilekçeyle okul müdürlüğüne bildirilecek.
Sınav programı, sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. İlgili yönetmelik gereği Eylül ayının ilk haftasında yapılacak olan sorumluluk sınavı döneminde gerçekleştirilecek bu sınavlar, gerektiğinde takip eden haftada da yapılacak. Gerektiğinde Cumartesi, Pazar günleri ile çalışma saatleri dışında da sınav yapılabilecek, ancak aynı günde yapılacak sınav sayısı 3'ü geçmeyecek.

İkinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi sebebiyle 2009-2010 eğitim-öğretim yılı ders kesimi ve ortalama yükseltme sınavları sonu itibariyle okulla ilişiği kesilen öğrencilerden bu genelge kapsamında yapılacak sınavdan yararlanmak isteyenler 13 Ağustos 2010 tarihi mesai bitimine kadar müracaat etmeleri halinde tekrar eski okullarına kayıtları yapılarak sınavlara alınacak.

Sınav takvimi yapılırken 2010-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve genelge kapsamında sınava girecek öğrencilerin durumlarının dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Çubukçu, sınavların yürütülmesinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi bakımından okul müdürlüklerince öğretmenlere gerekli duyuruların yapılmasını istedi. A.A

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
29 temmuz 2010 perşembe

Elinizdeki YTL'leri değiştirin!


Yıl sonunda YTL ve YKr'li madeni paraların bir yıllık zamanaşımı süresi doluyor.

Kâğıt parada geri dönüşüm yüzde 98 tamamlanırken, 230 milyon liralık bozuk para, kumbara, dilek havuzu ve koleksiyoncuların elinde bulunuyor.

Paradan 'Y' ibaresinin kaldırılmasının üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen madeni paraların dörtte biri henüz geri dönmedi. Zaman'ın haberine göre, 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren piyasada bulunan Türk Lirası madeni para miktarı tutar olarak yüzde 73,34 seviyesinde kaldı. Yaklaşık 230 milyon liralık bozuk para kumbara, dilek havuzu ve koleksiyoncuların elinde bulunuyor. Yıl sonunda YTL ve YKr'li madeni paraların bir yıllık zamanaşımı süresi doluyor. 31 Aralık 2010 tarihine kadar madeni paranın Merkez Bankası ve Ziraat Bankası şubelerinden değiştirilmesi gerekiyor.

26 Temmuz 2010 tarihi itibarıyla TL'ye dönüşümün banknotlarda oran olarak yüzde 98,55 olduğuna dikkat çeken Merkez Bankası kaynakları, "Kâğıt paradaki dönüşüm büyük ölçüde tamamlandı. Madeni parada ise oran tutar olarak yüzde 75'e yaklaştı. Birkaç puanlık daha artış bekliyoruz. Elinde metal parası olan varsa yıl sonuna kadar değiştirsin. Aksi takdirde herhangi bir şekilde kullanamaz." uyarısında bulunuyor. Banka yetkilileri dilek havuzu ve koleksiyoncular gibi yerlerde bulunan madeni paraların geri dönüşümünü ise beklemiyor. Kâğıt paralardaki dönüşümün tamamlanmasına rağmen madeni paraların dörtte birinin vatandaşın elinde kalması Hazine Müsteşarlığı'nın yüzünü güldürdü. Hazine'ye bağlı Darphane Genel Müdürlüğü geri dönüşü olmayan 230 milyon liraya karşılık TL ve kuruş madeni para basmayacağı için bu miktarda kâr yazacak. Öte yandan piyasadaki hareketliliğin göstergelerinden olan emisyon hacmi de artış gösteriyor. Dolaşımdaki kâğıt para miktarını gösteren emisyon hacmi 23 Temmuz Cuma günü, bir önceki güne göre, 891 milyon 838,05 bin lira artarak 44 milyar 192 milyon 550,93 bin lira olarak gerçekleşti. Emisyon hacmi geçen yılın temmuz ayında yaklaşık 34 milyar lira idi.

KOLEKSİYONCULAR YTL İÇİN MERKEZ'İN KAPISINI ÇALDI
Merkez Bankası Türk Lirası'na dönüşüm operasyonunu büyük ölçüde tamamlarken, YTL'nin itibarının yurtdışına kadar gittiği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre yerli ve yabancı birçok koleksiyoncu Merkez Bankası'nın kapısını çalarak Yeni Türk Lirası kâğıt ve madeni para talebinde bulunuyor. Dünyanın önde gelen yabancı koleksiyoncuları Merkez'den "Bize bir miktar YTL madeni para göndermeniz mümkün mü?" talebini iletti. Banka yetkilileri gelen taleplerin fazlalığına dikkat çekerek birçok koleksiyoncunun YTL konusunda ısrarcı olduğunu vurguluyor.

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
30 temmuz 2010 cuma

İstanbul'a iyi haber
UNESCO'nun 'tehlike altındaki dünya mirası' listesine düşmesinden korkulan İstanbul, küme düşmedi ve 'dünya kültür mirası' listesinde kaldı.
Güncelleme:30 Temmuz 2010 13:05
2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un uzun süredir UNESCO'nun 'dünya kültür mirası' listesinden 'tehlike altındaki dünya mirası' listesine düşeceği tartışılıyordu.

Bu karar, İstanbul'un bir alt kümeye düşmesi anlamına gelecekti. Bugün Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamayla İstanbul'un bir alt kümeye düşmeyeceğini duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında UNESCO kararına göre İstanbul'daki tarihi mirasın tehlike altında olmadığının altı çizildi.

Dışişlerinin açıklamasını ajansların flaş haber olarak duyurdu.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
31 Temmuz 2010 Cumartesi
Neştersiz kalp ameliyatı!


Manisa'da ilk kez yapıldı...


Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Talat Tavlı, CBÜ Hastanesinde yatan bir hastanın kalp karıncıkları arasındaki bölmedeki doğuştan delik olan zarını, neştersiz bir operasyonla onardıklarını bildirdi.


Gazetecilere bilgi veren Tavlı, Fatma Erdoğan (31) isimli hastanın nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ağzında ve ellerinde morarma yakınmaları ile hastaneye geldiğini, daha önce gittiği doktorların ameliyat olacağını söylemesi üzerine tedavisine devam etmekten korktuğunu aktardı.


AMELİYAT KORKUSUYLA TRAVMA GEÇİRDİ


Hastanın ameliyat korkusu yüzünden travma geçirdiğini ifade eden Tavlı, kendilerinin Türkiye'de 2 ya da 3 merkezde yapılabilen kalp karıncıkları arası zar deliğini kalp kataterizasyonu (anjiyo) yöntemiyle hastayı sağlığına kavuşturduklarını söyledi.


Hastaya yapılan tetkikler sonucunda, ''Ventriküler Septal Defekt'' teşhisi konulduğunu ifade eden Tavlı, son dönemde gelişen teknolojinin artık bu tür operasyonları mümkün kıldığını belirtti.


Kalp deliğinin ameliyatsız kapatılması vakalarının, sıklıkla çocuklarda görüldüğünü ifade eden Tavlı, şöyle konuştu:


''Yapılan operasyonun ise bu vakalarla karıştırılmaması gerekir. Bu, erişkin yaşta yeni saptanmış doğuştan kalp deliği olan bir vakadır. Daha nadir olarak karşılaştığımız bir durumdur. Çünkü çocukluk çağlarında bu vakalar tanındığında, kapatılma işlemi uygulanıyor. Erişkin yaşlarda ise çok nadir olarak görülmektedir. Hastamızda da 7 milimetrelik karıncıklar arası deliğin bulunması, bu yaşa kadar da semptomsuz ve belirtisiz seyretmesi ise diğer bir şaşırtıcı durum olarak karşımıza çıkmıştır. CBÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü ekibi olarak benim başkanlığımda, Yardımcı Doç. Dr. Ozan Ütük ile birlikte 45 dakika süren bir operasyonla hastamızı sağlığına kavuşturduk.''


Kulakçıklar arasındaki deliklerin (Atrial Septal Defekt) daha önce birkaç vakada başarı ile kapatıldığını, ancak ''Ventriküler Septal Defekt''in CBÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde ve Manisa'da ilk defa yapıldığını bildiren Tavlı, bu tür neştersiz operasyonda, hastanın bir gün sonra taburcu edildiğini kaydetti.


Başarılı bir operasyonla sağlığına kavuşan Fatma Erdoğan, ameliyat sonrasında kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini belirterek, ''Ameliyat olacağım söylendiğinde çok strese girmiştim. Uykularım kaçmıştı. Kansız, neştersiz ve ameliyat izi olmadan bu operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Talat Tavlı ve ekibine teşekkür ederim'' dedi.


 
Y

yağmur sezgi

Kullanıcı
8 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
1 Ağustos 2010

Japonya'da lanetli dağ

Japonya'da, geçen hafta bir dağcıyı kurtarmaya giden helikopter düştü, 5 kişi öldü. Enkaza ulaşmaya çalışan iki gazeteci de bu sabah ölü bulundu.
TOKYO (A.A) - Nippon televizyonu muhabiri Yuji Kita ile kameraman Jun Kawakami, geçen hafta sonu düşen ve iki pilot, iki kurtarma görevlisi ve bir itfaiyecinin öldüğü helikopter kazasının olduğu bölgeye doğru dün yola çıktılar.
Ancak sabah yola çıkan gazeteciler akşama kadar dönmeyince Nippon televizyonu yetkililere haber verdi.
Gazetecilerin cansız bedenleri bu sabah, Tokyo'nun kuzeybatısına düşen Çiçibu kentinde iki dağ arasındaki 300 metre derinlikteki boğazda bulundu.
Düşen helikopterin kurtarmaya gittiği kadın dağcının da hayatını kaybettiği bildirildi.​

edit:
çok büyük izinlerinizle iki kelam etmek istiyorum bu konuda :):) öncelikle hakkı rahmetine kavuşanlara ALLAH rahmet eyleye..
yanlız tokyolu biraderler sizin neyinize çıkıyosunuz dağlara bayırlara..xD hele şu muhabirlere ne demeli .. dağcımısız adamım siz mesleğiniz belli ikametkah ettiğiniz yer belli size mi düştü o dağcıları aramak xD​

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
02 Ağustos 2010 Pazartesi
Ameliyatta odun kullandılar!


Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi'nde, 12 koyun üzerinde yapılan bir araştırma, ortopedik cerrahide kemik kusurlarının onarımında odun parçasının kullanılabileceğini ortaya çıkardı.

KTÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı bünyesinde, Prof. Dr. Ahmet Uğur Turhan danışmanlığında, Ortopedi Uzmanı Dr. Adem Yıldız tarafından, ''Ortopedik Cerrahide Kemik Kusurlarının Onarımında Odun Kullanımı'' konulu araştırma gerçekleştirildi.

Dr. Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ortopedik cerrahide müdahale gerektiren hasarların, sonuçları bakımından tedavisi zor hastalıklardan olduğunu ve tedavinin maliyetini karşılayan devlet açısından da külfete yol açtığını söyledi.

Çeşitli nedenlere bağlı olarak, kıkırdak ile kıkırdak altında ya da kemikte hasar oluştuğunu, kemiğin erken tedavi edilmediği durumlarda tüm eklemde, eklem dejenerasyonu, eklemde kıkırdak harabiyeti ve beraberinde de toplumda kireçlenme olarak bilinen durumun ortaya çıktığını belirten Yıldız, ''Sonuçta hasta, dizini kullanamaz ve şiddetli ağrı çeker hale geliyor. Tüm dünyada bu konuda çeşitli çalışmalar var. Yürütülen çalışmaların amacı, bu hasarları erken dönemde tedavi edip, dizin bozulma sürecini uzatma, yani nihai sonuca ulaşımı geciktirmeye yöneliktir'' dedi.

Yıldız, kireçlenmenin tedavisinde bir çok alternatifin bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Ancak bunlar oldukça pahalı yöntemler. 2 santimetrelik bir kıkırdak efektifin otolog kıkırdak implantasyonu yoluyla tedavi ettirmenin maliyeti bugün yaklaşık 10 bin avro. Bu hastalığın en son tedavisi diz, kalça protezleri ya da herhangi bir ekleme protez yapılmasıyla oluyor. Bunların maliyetleri yüksek. Diz protezinin hastanede yatma, ilaç gibi ilk anlık maliyeti 7-8 bin dolardır. Sonraki maliyeti de var. Çünkü malzemenin bir kullanım miadı var, protezler en iyi şartlarda 10 yıl kullanılır, sonra revize etmek, yeniden yerine koymak zorundasınız. Sonraki işlemler ilkine göre daha da pahalıdır.''

-ODUN İMPLANTLA KOYUNLARDA YÜZDE 60 BAŞARI-

Yüksek maliyetli tedavi yöntemlerine kadar işi götürmeden, hastalığı erken dönemde nasıl tedavi edebileceklerine ilişkin çeşitli materyaller üzerinde çalıştıklarını anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

''Vücuda koyulan materyalin, vücuda en az zarar verebilecek nitelikte, yani biyo uyumlu olması gerekir. Çünkü vücuda konulan her türlü materyalin vücuda etkileri vardır. Bizim yaptığımız çalışma, 'vücuda konulan materyalin etkilerinin önüne nasıl geçilebilir' diye yapılan çalışmalardan biri. Literatürde bu konuda çok fazla çalışma yok. Bu çalışmayı 12 koyun üzerinde gerçekleştirdik. Koyun dizlerinde osteokondral defekt yapıldı ve odun implant konuldu. Buradaki amaç özel bir kıkırdak olan ve hyalen kıkırdak da dediğimiz eklem kıkırdağının, yeniden oluşumunu sağlamaktır. Bu çok zordur. Sonuçta koyunlar üzerinde yapılan çalışmalar sayesinde eklem kıkırdağını yüzde 60 oranında oluşturduk.''

Yıldız, koyunlara yaptıkları müdahale sonrasındaki ikinci dört aylık periyotta hyalen kıkırdak oluştuğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

''Bu çalışmayı biz koyun üzerinde yaptık, ancak 'insanda uygulanabilir mi' bu konunun üzerinde çalışılması gerekir. Uygun denekler bulmak, deneklerin bunu kabul etmesi lazım. Bu çalışma insan üzerinde başarılı olur da olmayabilir de. Bu çalışma insan üzerinde başarılı olursa büyük faydalar getirir. Bence böyle bir riske girmeye değer. Zaten çalışılacak denekler sağlıklı olmayacak. Hastalıklı bir dizde çalışmayı yapacaksınız, başarısız olma durumunda bu tedaviden başka tedaviye geçme şansı olduğu için denenebilir. Riske edilebilir, çünkü ucuz bir yöntem. Ucuz olan bu yöntem başarıya ulaşırsa, devlet bu alanda yaptığı çok yüksek harcamadan kurtulabilir.''

-KAYIN AĞACI KULLANILDI-

Odunun biyo uyumlu bir malzeme olduğunu belirten Yıldız, ''Odun, kemiğimiz kadar doğaldır, organiktir. Vücut odunu zaman içinde değiştiriyor, eritiyor yerine kemik yapıyor. O açıdan da etkili bir yöntem. Odun iletim sistemi, kemik iletim sistemiyle benzerlik arz ediyor. Hem iletim, hem destek sağlıyor. Uygun açıyla da koyarsanız iyi nüfus edebilir'' dedi.

KTÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedri Serdar da, araştırmada kullanılan ağacın mikroskopik olarak testinin yapılmasına destek verdiğini, çalışma sonrası kullanılan malzemenin lifleri diğerlerine göre daha ince ve daha sağlam olan kayın ağacından yapılmasına karar verildiğini söyledi.


02 Ağustos 2010 Pazartesi
SBS sonuçları için TIKLAYIN... http://www.meb.gov.tr/sinavlar/sorgu/oks/SBS_2010_Sonuc_6_7_Sinif_wedc23/Ook_Frm_SS_2010.asp



Milli Eğitim Bakanlığı, daha önce 6 Ağustos 2010'da açıklanacağını duyurduğu ilköğretim 6 ve 7. sınıf Seviye Belirleme Sınavı sonuçlarını, saat 17.00 itibariyle internet sitesinden açıkladı.


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) daha önce 6 Ağustos 2010 tarihinde açıklanacağı duyurulan SBS sonuçlarına ilişkin çalışmaları tamamladı. Çalışmaların tamamlanması nedeniyle Bakanlık, sınav sonuçlarının 6 Ağustos yerine bugün açıklanmasını kararlaştırdı.

Sınava katılan öğrenciler, saat 17.00'den itibaren MEB'in internet sitesinden TC kimlik numaralarını girerek sonuçları öğrenebilecek.

SBS'ye 6. sınıf öğrencileri 12 Haziranda, 7. sınıf öğrencileri de 6 Haziranda katılmıştı.







 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
 
05 Ağustos 2010 Perşembe

Midesiz yaşıyorlar!


Ailelerinde beş kişi mide kanserinden öldü diye midelerini aldırdılar!

BBC'nin haberine göre, Ravindra ve Meeta Singh isimli kızkardeşler, ailelerinde beş kişinin mide kanserinden ölmesi üzerine önlem olarak midelerini aldırdı.

İngiltere'de yaşayan Hint asıllı kızkardeşlerden 30 yaşındaki Ravindra, midesini aldırdığında zaten mide kanseri olduğunu söylüyor. Diğer kardeş Meeta ise sadece önlem olarak bu ameliyatı olduğunu belirtiyor.

Sık sık yorgunluk hissettiğini ve başının döndüğünü söyleyen Ravindra, "Ama ilk aylara göre çok iyiyim. Tabii midesiz yaşamanın bazı yan etkileri var" diyor. Şimdi ameliyat öncesinde, yani mideleri varken yedikleri yemeğin üçte biriyle yetindiklerini söyleyen kardeşler, aşırı yedikleri zaman sindirim sorunları yaşadıklarını belirtiyor.

İki kardeş de ameliyattan sonra yüzde 20 oranında kilo kaybetmiş. Meeta'yı ameliyat eden Dr. Simon Dexter bunun zor bir operasyon olduğunu ve insanın midesiz de yaşayabileceğini söylüyor: "Bağırsaklar yukarıdan aşağı inen boru gibidir. Mide de işte bu borunun ortasında bir şişkinlik. Mideyi alınca, aradaki boşluğu dolduruyorsunuz. Midenin asıl işi besin depolamaktır. Sonrasını düşünmemeniz için büyük miktarda yemek yiyebilmenizi sağlar. Ama mideniz yoksa siz de fazla sayıda küçük öğünle idare edersiniz." "Midedeki asit, yiyeceklerin sterilize edilmesine yardımcı oluyor. Ama günümüzde bu o kadar da çok önemli değil. Nihayetinde yerden bulduğumuz şeyleri yemiyoruz. Ayrıca mide asidi demir ve B12 emilimine yardımcı olur. Bu nedenle dışarıdan takviyeye ihtiyaç var. Gerekli mineralleri temin ettiğiniz sürece genel sağlığınız üzerinde çok ağır bir etkisi olmaz" diyor.




 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
 
06 Ağustos 2010 Cuma
İki ayda 205 kişi Müslüman oldu


Birleşik Arap Emirlikleri'nde geçen iki aylık süre içerisinde 205 kişinin Müslüman olduğunu açıkladı.


Birleşik Arap Emirlikleri'nde geçen iki aylık süre içerisinde farklı milletlerden 205 kişinin Müslüman olduğu duyuruldu . İslami Bilgi Merkezi başkanı Yusuf El Said, yeni müslümanların sayısında artış gözlediğini kaydetti. Yetkili, Haziran'da 105, Temmuz'da ise 100 kişinin İslamiyet ile şereflendiğini açıkladı. El Said, Dar El Bir adlı merkezde samimi ve tolerans dolu bir ortamda İslam dini ile ilgili bilgi verildiğini ve dinin prensiplerinin basitleştirilmiş kitap ve sesli yayınlarla aktarıldığını söyledi.


Merkez tarafından Kur'an-ı Kerim meali ve bazı gerekli bilgiler Çince, Rusça, İngilizce, Filipince ve Urdu (Pakistan) dillerinde hazırlanıp dağıtılıyor. Dar El Bir, şubeleri vasıtasıyla geçen iki ay içerisinde 10 binin üzerinde kitap ve ses kaseti dağıttı.


 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
06 Ağustos 2010 Cuma

Nükleer Üniversite kurulacak


‘Nükleer anlaşma’nın içine üniversite kurmak da giriyor.   
 
Türkiye’de kurulacak nükleer enerji santralları için nükleer teknolojiye uzman yetiştirmek üzere üniversite de kurulacak.

Bir dizi temas ve açılışlar için Trabzon’da bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız; Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral için Güney Koreli KEPCO şirketinin temsilcileriyle görüşmenin devam ettiğini belirterek, “Uluslararası yatırımcıya nükleer santralle alakalı bir üniversite kurmasını da teklif ediyoruz” dedi.

Yıldız, Güney Koreli KEPCO şirketi temsilcileriyle geçen hafta Ankara’da biraraya gelerek görüştüklerini bildirdi ve “Önümüzdeki hafta tekrar biraraya geleceğiz. Bu ayın sonuna kadar mutlaka bir mutabakat noktası yakalamamız lazım. 4-5 tane temel konu var. Bir kısmında henüz anlaşmış değiliz. Sonunda da anlaşamayabiliriz” ifadelerini kullandı. Akdeniz ve Karadeniz’de birer nükleer santral kurulmasının enerjide güç dağılımı açısından dengeli uygulama olacağı kanaatinde olduğunu söyleyen Yıldız, Güney Korelilerin de uzlaşma gayreti bulunduğuna inandığını kaydetti.

Teknoloji için
Nükleer teknolojinin öğrenilmesi bakımından üniversitenin şart olduğunu kaydeden Yıldız, Türkiye’de halen Hacettepe Üniversitesi’nde Nükleer Mühendislik ve Nükleer Fizik konularında lisans programı, ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi’nde ise lisansüstü eğitim programları bulunduğunu, bu üniversitelerin Türkiye’ye çok önemli katkı yaptıklarını, ancak bunların yeterli olmadığını vurguladı. Yıldız, “İki nükleer santral kurarsak, bu eğitim programları yeterli olmayacak. Çünkü çok ciddi bir insan kaynağı ile bunları yapacağız. Bu nedenle uluslararası yatırımcıya nükleer santralle alakalı bir üniversite kurmasını teklif ediyoruz” diye konuştu.
Elektrik tüketimi arttı.

“Rus tarafına da teklif edecek misiniz” sorusu üzerine Bakan Yıldız, “Bir nevi şart oluşturacağız” karşılığını verdi. Bakan Yıldız, Türkiye’nin makro büyüklüklerini etkileyecek bir enerji yatırımı yapmak istemediklerini de belirterek, nükleer santralde kamu payını en çok yüzde 25 öngördüklerini söyledi. Özel sektörün önde gelen elektrik üreticilerinden Akenerji’nin, Trabzon’un Araklı ilçesinde 124 milyon dolara kurduğu Akocak HES’in açılış törenine katılan Taner Yıldız, Türkiye’nin elektrik tüketiminde temmuz ayında yüzde 13’lük büyüme yakaladığını bildirdi.


Taner Yıldız, çevrecilerin eleştirilerine ‘Yalnızca sizin dediğinizi yaptık, sadece doğalgaz, sadece nükleer veya sadece yenilenebilir yaptık, ama vatandaşı iki saat elektriksiz bırakacağız’ deme lüksleri olmadığını kaydetti. Yıldız, “Biz her türlü abone haklarıyla beraber 73 milyona olan sorumluluğumuz gereği kesintisiz enerji için bu yatırımları gerçekleştirmek zorundayız” diye konuştu. Bakan Yıldız, özellikle Karadeniz’de gerçekleştirmek istenilen 123 proje olduğunu, bunun da 4-5 milyar kilovat saate denk geldiğini kaydederek, Akocak HES projesine ilişkin ise “Şantiyeden gelen bir mühendis olarak burada farklı bir heyecan hissettim. Çevredeki köylerde 450-500 kişinin evine götürdüğü ekmeğe, coğrafyaya bir katkısı oluyor” dedi.

Köktaş: Doğduğum yere büyük yatırım yapılıyor

TRABZON Of doğumlu Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, “Doğduğum, büyüdüğüm topraklara çok büyük yatırım kazandırılıyor. Bölge insanlarına yeni iş imkânları sağlanması, suyun etkin kullanımı için önemli çalışmalar yaptık. Enerji ve çevre birbirinin alternatifi olamaz. Bu anlayış ile tüm enerji kaynaklarımızı doğaya en az zarar verecek biçimde çalışıyoruz. Akocak HES bu bilinçle yapıldı. 124 milyon dolara malolan tesiste, yıllık 257 milyon kilovat saat elektrik üretilecek” dedi.

Baykal’a ‘HES’ teşekkürü

ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Hidroelektrik santral (HES) düşmanlığı içine kendinizi kaptırmayın” diyen CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a teşekkür etti. Yıldız, Antalya İl Meclisi toplantısında “ HES’i bir düşman görüp ‘Aman ha ülkeyi tahrip’ gibi bir anlayışın içine girmek de doğru değil” açıklaması yapan CHP eski Genel Başkanı Baykal’a teşekkür ediyorum. Diğer arkadaşlara da tavsiyelerde bulunacağını düşünüyorum” diye seslendi.

124 milyon dolar harcandı 420 işçi 48 ay çalıştı

AK Enerji’nin Çek ortağı Cez ile kurduğu Akocak HES, Trabzon Araklı-Karadere havzasının orta bölümüne inşa edildi. 81 megavat kurulu güçteki santral, yılda 257 milyon kilovat saat elektrik üretecek. Akocak HES, 761 metrelik düşüşüyle Türkiye’nin düşüşü en yüksek üçüncü HES’i olma özelliğini taşıyor. Erikli-Akocak Regülatörü ve Akocak HES inşaat çalışmalarında, yaklaşık 48 ay boyunca her ay 420 işçi mesai yaptı” diye konuştu.

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul

Çernobil felaketi hortlayabilir
Yangınlar, Rusya’nın “radyoaktif mezarlığı” olan Bryansk bölgesine doğru ilerliyor.

Çernobil hortlayabilir Kontrol edilemeyen yangınlar, Rusya’nın “radyoaktif mezarlığı” olan Bryansk bölgesine doğru ilerliyor. Çernobil felaketi hortlayabilir.

Bir diğer tehlikeli gelişme ise dünyanın tahıl ambarı olan Rusya’nın buğday ihracatını kuraklık yüzünden yasaklaması.

RUSYA tarihinin kayıtlardaki en feci yangınları 47 gündür sürüyor.
Ülke çapında 180 bin hektarlık alana yayılan ve en az 50 cana malolan yangınların 588 adeti kontrol edilebilmiş değil. Son 24 saat içinde 248 yangın daha çıktı. 2000 km çapında bir alan felaket bölgesi..
Başkent Moskova başta olmak üzere birçok şehir dumana boğulunca halka maske dağıtılmaya başlandı.


Görüş mesafesi 100 metreye kadar düştüğü için tüm uçuşlar iptal edildi..
Meteoroloji Müdürlüğü ise dumanların yeryüzünden 15 bin metre yükselerek stratosfere ulaştığını duyurdu..
Uzmanlar,
sera etkisi oluşturan bu “kalkan” yüzünden hiçbir alçak basınç cephesinin Moskova üzerine ulaşamayacağını, bu yüzden kentteki duman ve aşırı sıcakların en az beş gün boyunca süreceğini belirtiyor.
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
 
07 Ağustos 2010 Cumartesi

Çubukçu, kız ve erkeklerin ayrı okumasına prensipte ‘evet’ dedi


Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, kız ve erkek çocuklarının ayrı okullarda okuma önerisine prensipte ‘evet' dedi.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında kız ve erkeklerin ayrı okullarda okuduğunu belirten Bakan Çubukçu, “Bu meseleyi çağdaşlık, çağ dışılık, harem- selamlık olarak değerlendirmek herşeyden önce eğitim planlaması açısından bilimsel değil. Ben buna prensipte karşı olmadığımı açıkça ifade etmek istiyorum” dedi.

Uçakla Muş'a gelen Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu Vali Erdoğan Bektaş, Belediye Başkanı AK Parti'li Necmettin Dede, kamu kuruluş temsilcileri, ve çok sayıda kişi karşıladı. Bakan Çubukçu, havaalanında kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda eğitim görmesi konusunda plan olup olmadığını soran gazeteciye sürekli aynı soruyla karşılaştığını söyledi. Bakan Çubukçu, İzmir'de bilim insanlarının da katıldığı çalıştay yapıldığını belirterek, şöyle dedi:

“Bu tür öneriler her zaman yapılıyor. Özellikle belli bölgelerde kız çocuklarının okullaştırılması açısında eğitim- öğretimin orta öğretimde ayrı planlanması konusunda öneriler her zaman yapılıyor. Türkan Saylan da bunu öneriyordu. O zaman ona tepki gösterilmiyordu ama Milli Eğitim'in benimsediği ve yürürlüğe koyacağı politika olarak sunulması ve ‘Milli Eğitim'i böyle düşünüyor' diye sunulması hatalı. Ama bunun savunulabilir bir görüş olduğunu ben söylüyorum. Özellikle belli bölgelerde orta öğretimde kız çocuklarının okullaşmasının teşvik edilmesi konusunda önemli buluyorum. Geldiğimiz bölgede Türkiye genelinde kız çocuklarının orta öğretimde okullaşma oranı yüzde 65'ken burada yüzde 24. Yani siz şimdi bölgesel faktörleri tamamen göz ardı ederek eğitim planlayamazsınız. Eğitimin planlanması veya böyle tedbirlerin önerilerin yerine getirilmesinde uygulanmasında doğrusunu isterserinz sakınca görmüyorum. Kız öğrencilerin bir okulda, erkek öğrecilerin bir okulda okuma uygulaması Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren uygulanmış bir proje. Dünyanın her yerinde uygulanan bir proje. Bu önerinin de bu kadar mesele yapılacak bir yönü olduğunu düşünmüyorum açıkçası.”

BİTLİS'E GELDİ

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Muş'tan Bitlis'e gitti. Bitlis'te Belediye Başkanı AK Parti'li Fehmi Alaydın'ı makamında ziyaret eden ve onuruna verilen yemeğe katılan Bakan Çubukçu, Bitlis'in eğitim şehri olma yolunda ilerlediğini, atılan temeller ve yapılan açılışlarında bunun göstergesi olduğunu söyledi. Bakan Çubukçu, Bitlis'teki Eren Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mahmut Doğru'yu ziyaret edip üniversite hakkında bilgi aldıktan sonra, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'nce yaptırılacak 24 derslikli lise ile 300 kişilik öğrenci yurdunun temel atma törenine katıldı. Bakan Çubukçu, daha sonra Milli Piyango İdaresi'nce yaptırılan Milli Piyango İlköğretim Okulu'nda incelemelerde bulundu. Çubukçu, Bitlisli işadamı Nezir Gencer tarafından annesi Necibe Gencer adına yaptırılan Kız Meslek Lisesi’nin açılışını da yapacak
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
nil_92' Alıntı:
 
Çubukçu, kız ve erkeklerin ayrı okumasına prensipte ‘evet’ dedi
 
 Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında özgürleştirici bir eğitim hedef alınarak bu dönemde bilimsel ve halkçı eğitimin kapılarını açan önemli adımlar atılmış..
Köy Enstitüleri kurulmuş..
Ve işte ülkenin eğitimde geldiği son durum..
21.asırda haremlik-selamlık gerçekten  harika :)
 
mabed528

mabed528

Kullanıcı
3 Nis 2009
En iyi cevaplar
0
16
Ankara
Kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda olması eğitim kalitesini nasıl artıracak anlamadım, acaba öğrencilerin karşı cinsleri olmayınca derse daha iyi odaklanacaklarını mı düşünüyorlar?
 
Üst