TV dizilerindeki tiplemeler üzerine...

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim Ne Söylemiş? kategorisinde Codex tarafından oluşturulan TV dizilerindeki tiplemeler üzerine... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 23,670 kez görüntülenmiş, 62 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim Ne Söylemiş?
Konu Başlığı TV dizilerindeki tiplemeler üzerine...
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Zynep
M

muratozdemir

Kullanıcı
6 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
www.muratozdemir.tr.cx
Bizim ülke olarak ayrı bir eğitimden geçmemiz gerektiğine inanmıyorum o kadarda cahil değil bizim ülkemiz, kendimize bu kadar hakaret etmiyelim, zaten toplumumuzu gerileten esas temelde bu gibi düşüncelerin hakim olması, mesela bir takside yada bir metro istasyonunda bile yabancı biriyle hasber kader sohbete başlasak genelde bu kişilerle yaptığımız sohbet sırasındada bunu yaşıyoruz, ne deniyor? oysa avrupada böylemi diye başlayan ve bizim psikolojimizi bozan bu tür yaklaşımlardan ne kadar uzak durursak ve ne kadar kendimizi geliştirmeye çalışırsak o kadar doğru olacağı kanaatindeyim ve ayrıca bu ülkede çok çeşitli düşünceler birarada yaşıyor herkese aynı şekilde bir doğruyu kabul ettirmek oldukça zor, ha biraz ehlikeyfiz o kadar, eğer böyle söylerseniz size sonuna kadar katılırım...

Ve insanoğlunun azmini kamçılayan o sözede bir kaç cümle ile naçizane eleştri yapmak istiyorum, denedin. yenildin ama yine dene, yine yenil değil’de hedefimiz kazanmak olmalıdır yani dene yenilirsende bırakma devam et dene ve kazan daha doğru gibi geliyor bana... 

Sizinle düşüncelerimiz biraz zıt gibi oldu ama bu benim düşüncem sizinkinede tabiki sonsuz saygım var...


 
M

muratozdemir

Kullanıcı
6 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
www.muratozdemir.tr.cx
Şimdi hepimizin evlerinde televizyon dediğimiz o küçük kutu var ve izleyici sadece o kutunun sahibi olabiliyor, o kutuya hayat verenlerde büyük medya patronlarıdır, izleyici sadece o kutuyu almak için para ödüyor, içindekileri satın alınması mümkün değil malesef, bu durumda izleyicinin karşısına her çıkan programı seyretmek yada seyretmemek gibi öz iradesi ile kontrol edebildiği tercihleri vardır, yani beğendiklerini seyredip beğenmediklerini seyretmemek gibi...

Medya patronlarınada birşey söylemek, sadece onları suçlamak doğru değil çünkü bu söktör milyon dolarlık bir söktör ve bu söktörün doğal olarak tek maddi kazancı reklam olduğuna göre reyting ölçümlerindeki yüksek rakamlar alan program/ dizi/ yarışma prg/ vs... onlara ağırlık verilmektedir çünkü buda bir ticarettir, ayrıca bunun böyle olması reytingleri yüksek program yada dizilerin sn’deki reklam kazancı daha fazladır bu yüzden reyting koşuşturması onlar için vazgeçilemez bir ticari kural niteliğini taşımaktadır...

Eğer izleyici burada anlatıldığı gibi sadece kültürel ve belgesel amaçlı yayıncılıktan yana ise inanın bir süre sonra buda insanı sıkacaktır çünkü eğlenceye ve yaşamları merak ettiğimiz insanlar hakkındada haberler duymak, izlemek isteriz, (Bu Pop Star dahi olsa) ama herşeyin bir normal altı yada üstü olduğu gibi bununda bir denge çizgisi vardır ve bunu izleyici kendi arasında oluşturabilirse işte o zaman istenilen program ve diziler yada her ne ise yükselişe geçecektir ve doğal olarak burada bahsedilen yayıncılıkta ancak bu şekilde hayata geçebilecektir...

Artı çok önemli bir konuda şudurki buda bir gerçektir genelde sokakta halk röportajlarında sorulan sorulara sadece belgesel ve kültürel programlar izliyorum diye cevap veren bir çok izleyici vardırki buna mutakiben izlenen o diğer programları kimler izliyor merak konusudur?

Yani sonuç itibari ile biz bunu izlemek istemiyoruz yada neden şöyle yada böyle yayınlar yapılmıyorki diyerek bir yere varılmayacağında bilinmesi lazımdır.

Aksi takdirde insanımız çok büyük aidatlarla tv izlemek durumunda kalıcaktırki cine5, digiturk örneklerinde olduğu gibi bu söktörün öne geçmesi durumunda şu an ön görülen kampanyalar bitecek ve daha pahalı tv izlemek durumunda kalıcaktır (Nede olsa daha kaliteli program daha pahalı çekilir) ayrıca ekmek almaya para bulmakda zorlanan insanlarımız vardırki tv izleme hakları ellerinden alınmış olacaktır, madem elimizde ücretsiz izleyebilme şansımız olan o kutu var o zaman izleyiciye düşen sadece izlemek istediğini izleyip izlemek istemediğini izlememktir inanın bu farkediliyor ve anında kaldırılıyor yada devam ettiriliyorlar...

Ayrıca Zülfü Livaneli çok sevdiğim ve takdir ederek örnek almaya çalıştığım aydınlarımızdan olmasına rağmen ilk sözlerine şaşırmamak elimde değil bunuda ifade etmek istiyorum, çünkü ”televizyon denen o kutu evlere geldiğinden beri insanlar sürekli başkaların top oynaması, konuşması, sevişmesini, yemek yemesini, kavga etmesini seyredip duruyor” sözleri üzerine söylüyorum tv ne işe yarıyor peki diye soruyorum bende, bu açıdan bakarsak kitaplardada başkaların sevişmesini ve kavga etmesini okuyoruz ne yapalım okumayalımmı sayın Zülfü Livaneli...

Sevgiler...

 
G

greenhome

Kullanıcı
6 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
ben şunu anlamıyorum sanatcılıkta bir meslekseki bana göre öyle doktorda mühendiste işcide geleceğini kendini düşünmezse durumu içler acısı olur neden sahip çıkılacak sanatcılar oluyor bize hayır için mi sinema sanatcısı oluyorlar ekmek parası içinse ekmek paraları onlarda biriktirsin kimseye muhtaç olmasınlar biraz karışık oldu ama bence böyle
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
ben çözümü kökten bitirdim. :) evde televizyon adında bi kutu yok :)
 
E

esm@

Kullanıcı
3 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
ist
gercekten dızılerın hıc bır oğretıcı yanı yok ve hepsı bırbırın kopyası aılem tv seyrederken bazen onlarla oturup ızlıyodum ve bır ara butun dızılerde kadınlar hamıleydı otekı bolumde hepsı sevgılısınden ayrılıyodu yanı değisen olaylar değil kısıler . turk ınsanı zekıdır ama bu zekayı kullanmasına engel olan da tv dır bence
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
evden televizyonu atmak en iyisi valla :) bilgisayar var.. nihayetinde boşa gecen zaman.. artısı varmı insanları başarmaları engellemektan başka na işe yarıyor ki..

zaman çok değerlidir... bunu çoğu insan yaşlanınca anlıyor.. buna üzülüyorum..
 
O

okendigelen

Kullanıcı
15 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
izmir
Günümüzde yukarıda belirtilen dizilerin yaşamımızdaki olumsuz etkisine bende katılıyorum.Bu sayede kendi benliğimizcdxen kopmalar başladı.Biz üretemeyiz başkaları üretsin biz uygulayalım mantığına büründük bu ne çıkmaz bu ne gaflettir.
 
H

hot_ice

Kullanıcı
27 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Ali ihsan Martı, uzun emek ürünü bir e-posta yollamış. Açıkça ifade ediyor; “İsimlerin anlamlarını yazarken, yüzde 99’u Müslüman bir ülkede yaşadığımızı hatırladım. Adların geçtiği dizilerin dışında izlemediklerim de var. Bu konuda arkadaşlarımdan bilgi aldım”. Amacı ortada, dini anlamı yüksek olanlara kötü imaj verilmesi. Doğrusu katılırsınız ya da katılmazsınız ama, yazısıyla kesinlikle bilgilenirsiniz. Buyurun okuyun:

Gafur: Kelime anlamı olarak, bağışlamada, merhamette sınır tanımayan anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biri. atv’de yayınlanan Avrupa Yakası dizisinde psikopat, elinde bıçakla dolaşan, kendisinden her türlü kötülük beklenebilen, cinsel sapkınlıklar sergileyen, özürlü giyinen, komşunun karısına göz dikmiş tipleme.

Burhan: Sağlam delil manasına gelmekte olup Kur’an-ı Kerim’in isimlerinden biri. Avrupa Yakası dizisinde ise psikopat, aptal, cinsel sapkınlıklar sergileyen, dedikoducu, salak tiplerden biri.

Tacettin: Dinin tacı anlamına gelmekte olup Avrupa Yakası dizisinde en şapşal, salak, beyinsiz, herkesin arkasından dalga geçtiği, kolay işletilebilen cahil karakterin adı. Daha çok çocukların seyrettiği Sihirli Annem dizisinde ise köpeğin ismi.

Şaban: Çoğumuzun aklına Kemal Sunal’ın tiplemesi olan İnek Şaban geldi değil mi? Halbuki Şaban İslam dininde Mübarek üç aylardan biri. Bunu kaç kişi aklına getiriyor acaba? Aklımıza ilk gelen saf, herkesin aldattığı, işlettiği ve küçük gördüğü Hababam Sınıfı filmindeki tiplemenin adı oluyor.

Amil: Amel eden, ibadet eden, iş ve Aksiyon sahibi anlamına gelmekte olup Peygamberimiz (S.A.V.)’in isimleri arasında yer almakta. Hayat Bilgisi adlı dizide ise aklı fikri para, sahtekâr, yalancı bir okul müdürünü canlandırmakta.

Mennan: Çok ihsan eden, lütufta bulunan anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biri. Hayat Bilgisi adlı dizide ise üçkâğıtçı, düzenbaz, uyanık, yalancı, ikiyüzlü okul hizmetlisinin adı. Dizide, müdür, “Mennan gel lan buraya hayvan” demekte.

Aziz: En yüce, en üstün anlamına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden. Aziz isimli karakter ise atv’de yayınlanan Beyaz Gelincik dizisinde kadın pazarlayan, psikopat, katil dizi karakterinin adı.

Kadir: Her şeye gücü yeten manasına gelmekte olup Allah’ın 99 isminden biridir. Atv’de yayınlanan En Son Babalar Duyar adlı dizide sahtekâr, yalancı, para için her türlü dalavereyi çevirebilen başrol oyuncusu.

Bu isimler toplumumuzda “Allah’ın kulu” manasına gelen Abdülkadir, Abdülmennan, Abdülaziz şeklinde kullanılırken veya kullanılması gerekirken bu dizilerde Abdül kısmının çıkarılıp doğrudan Allah’ın 99 isminden biri olarak kullanılmaktadır. Dizilerde öne çıkarılan, imrendirilen isimlerin neden yukarıda bahsedilen isimler gibi olmadığı da bir başka soru işaretini aklımıza getirmektedir.

Bundan sonrası artık, dizi senaristlerine kalmış gibi gözüküyor...
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
en iyisi benim :)
ne tv ne dizi seyrederim.

fakat bunlar hiç hoş değil.
 
asyam

asyam

Kullanıcı
7 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
aydın/kuşadası
izliyorum ara sıra zaten işten 8.30 da çıkıyorum eve gidene kadar saat 9 oluyor daha sonra müzik dinliyorum 12.00 kadar daha sonra yatıyorum ama dizi izlemiyorum diyemem izliyorum 
  ayrıca herkesin düşüncesine saygı
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
anlıyorum. benimde evimde televizyon yok ama başka bi yere gittiğimde çekici geliyor. bunu anlatmak istemiştim.
 
A

asikizs

Kullanıcı
7 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
ank
www.beyazdis.tr.cx
Murat bey sözlerinize aynen katılıyorum özellikle son paragrafına, ayrıca sizi ve oyunculuğunuzuda çok beğeniyorum, mütevazi kişiliğinizle biliyorum sizi, burada forumumuzda kimliğinizi gizlemeden açıkca aramızda olmanızda bunun kanıtıdır diye düşünüyorum ve iyi bir oyuncusunuz ve sizin bu konudaki bilgilerinizin daha fazla olacağı düşüncesindeyim, nede olsa bu camianın içerisinde birisiniz...

Bu arada madem sizi buralarda görebiliyoruz ilk ağızdan öğrenmek istiyorum kanal1de ki Yalnız Kalpler diziniz şu an yayınlanmıyor, ben hergün ilgiyle izliyordum, öğrenmek istediğimse dizimiz yaz tatilinemi girdi? yeni bölümleri yeni yayın döneminde yayınlanacakmı? cevaplarsanız çok memnun olurum sevgiler  :)

muratozdemir' Alıntı:
Şimdi hepimizin evlerinde televizyon dediğimiz o küçük kutu var ve izleyici sadece o kutunun sahibi olabiliyor, o kutuya hayat verenlerde büyük medya patronlarıdır, izleyici sadece o kutuyu almak için para ödüyor, içindekileri satın alınması mümkün değil malesef, bu durumda izleyicinin karşısına her çıkan programı seyretmek yada seyretmemek gibi öz iradesi ile kontrol edebildiği tercihleri vardır, yani beğendiklerini seyredip beğenmediklerini seyretmemek gibi...

Medya patronlarınada birşey söylemek, sadece onları suçlamak doğru değil çünkü bu söktör milyon dolarlık bir söktör ve bu söktörün doğal olarak tek maddi kazancı reklam olduğuna göre reyting ölçümlerindeki yüksek rakamlar alan program/ dizi/ yarışma prg/ vs... onlara ağırlık verilmektedir çünkü buda bir ticarettir, ayrıca bunun böyle olması reytingleri yüksek program yada dizilerin sn’deki reklam kazancı daha fazladır bu yüzden reyting koşuşturması onlar için vazgeçilemez bir ticari kural niteliğini taşımaktadır...

Eğer izleyici burada anlatıldığı gibi sadece kültürel ve belgesel amaçlı yayıncılıktan yana ise inanın bir süre sonra buda insanı sıkacaktır çünkü eğlenceye ve yaşamları merak ettiğimiz insanlar hakkındada haberler duymak, izlemek isteriz, (Bu Pop Star dahi olsa) ama herşeyin bir normal altı yada üstü olduğu gibi bununda bir denge çizgisi vardır ve bunu izleyici kendi arasında oluşturabilirse işte o zaman istenilen program ve diziler yada her ne ise yükselişe geçecektir ve doğal olarak burada bahsedilen yayıncılıkta ancak bu şekilde hayata geçebilecektir...

Artı çok önemli bir konuda şudurki buda bir gerçektir genelde sokakta halk röportajlarında sorulan sorulara sadece belgesel ve kültürel programlar izliyorum diye cevap veren bir çok izleyici vardırki buna mutakiben izlenen o diğer programları kimler izliyor merak konusudur?

Yani sonuç itibari ile biz bunu izlemek istemiyoruz yada neden şöyle yada böyle yayınlar yapılmıyorki diyerek bir yere varılmayacağında bilinmesi lazımdır.

Aksi takdirde insanımız çok büyük aidatlarla tv izlemek durumunda kalıcaktırki cine5, digiturk örneklerinde olduğu gibi bu söktörün öne geçmesi durumunda şu an ön görülen kampanyalar bitecek ve daha pahalı tv izlemek durumunda kalıcaktır (Nede olsa daha kaliteli program daha pahalı çekilir) ayrıca ekmek almaya para bulmakda zorlanan insanlarımız vardırki tv izleme hakları ellerinden alınmış olacaktır, madem elimizde ücretsiz izleyebilme şansımız olan o kutu var o zaman izleyiciye düşen sadece izlemek istediğini izleyip izlemek istemediğini izlememktir inanın bu farkediliyor ve anında kaldırılıyor yada devam ettiriliyorlar...

Ayrıca Zülfü Livaneli çok sevdiğim ve takdir ederek örnek almaya çalıştığım aydınlarımızdan olmasına rağmen ilk sözlerine şaşırmamak elimde değil bunuda ifade etmek istiyorum, çünkü ”televizyon denen o kutu evlere geldiğinden beri insanlar sürekli başkaların top oynaması, konuşması, sevişmesini, yemek yemesini, kavga etmesini seyredip duruyor” sözleri üzerine söylüyorum tv ne işe yarıyor peki diye soruyorum bende, bu açıdan bakarsak kitaplardada başkaların sevişmesini ve kavga etmesini okuyoruz ne yapalım okumayalımmı sayın Zülfü Livaneli...

Sevgiler...
 
P

prenses_o6

Kullanıcı
5 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Evet çok haklısın Codex ve bu durum her geçen gün kötüye gidiyor....
 
tigerlook21

tigerlook21

Kullanıcı
3 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
Diyarbakır
bu işin ucu uzar da uzar..bu durumu etkileyen ya da tetikleyen onlarca unsur var.. AMA yine de yapılacak bişey var tabii.. O DA televizyon izlerken S E Ç İ C İ olmak..( yani önümüze konulan herşeyin tadına bakmayalım..) olmaz mı ? !
 
Üst