Naziler..
Toplama Kamplarındaki Cinayet ve İşkenceler
Buchenwald toplama kampında, açlık, hastalık ve Nazi zulmü altında yaşama mücadelesi veren Yahudiler.
Kristal Gecesi'nin ardından, önce Almanya ve Avusturya'daki, sonra da-II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte-Alman işgali altındaki ülkelerdeki Yahudiler aşamalı olarak toplama kamplarına sürülmüşlerdir. Ancak yalnızca Yahudiler değil, Çingeneler, Slavlar, Rus savaş esirleri gibi farklı etnik ve dini kimliğe sahip insanlar Auschwitz, Majdanek, Sobibor, Treblinka, Belzec, Chelmno gibi çoğu Polonya'da yer alan kamplarda toplanmış ve çok kötü şartlarda Alman savaş endüstrisinde köle işçi olarak kullanılmışlardır.
Ancak Nazi zulmü, insanları köle işçi olarak çalıştırmaktan çok daha ileri gitmiştir. Auschwitz'e ve diğer toplama kamplarına götürülen Yahudiler ve diğer tutsaklar, yük trenlerine kilitlenerek günler boyu taşınmış, bazı yaşlı ve zayıf insanlar bu trenlerde açlık, susuzluk ve kabalalık nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Trenlerden indirilen insanlara adeta birer hayvan gibi muamele edilmiş, aileler bölünmüş, en ufak bir direniş gösterenler tereddütsüz ve belki de çocuklarının veya ailesinin gözleri önünde idam edilmiştir.
Bu kamplarda çalıştırılan insanlara hiç bir acıma ve merhamet gösterilmemiş, sadist Nazi subaylarının keyfi hakaretleri, tehditleri, işkenceleri altında yıllarca köle hayatı sürmüşlerdir.
Bu mazlum insanlara, adeta birer hayvan gibi davranılmıştır. Örneğin Auschwitz'in ünlü cani doktoru Mengele tarafından kamp tutsakları arasından "kobay" olarak seçilen yetişkinler ve çocuklar üzerinde, insan vücudunun acıya veya soğuğa ne kadar dayanabildiğini anlamak için korkunç denemeler yapılmıştır. Soğuk kış gününde buz dolu sulara zorla sokulup bekletilen insanların, donmadan önce kaç dakika yaşayabildikleri test edilmiştir. Mengele'nin denekleri üzerinde hiç bir anestezi yapmadan cerrahi operasyonlar yürüttüğü, örneğin insanların kollarını, bacaklarını veya midelerini canlı canlı kestiği bilinmektedir. Mengele'nin en zalim deneyleri ise, kampa gelen ikiz çocuklar üzerinde olmuştur. Mengele kampa gelen tüm ikizleri diğer tutsaklardan ayırmış ve üzerinde farklı denemeler yaparak kalıtımsal faktörlerin etkisini ölçmüştür. Ancak kullandığı metodlar inanılmaz derecede zalimdir. İkizlerin kanını birbirine enjekte ederek tepkiyi ölçmüş, çoğunda ikizlerin biri veya ikisi şiddetli ağrılar ve yüksek ateş yaşamıştır. Mengele göz renginin kalıtsal olarak değiştirilip değiştirilmeyeceğini ölçmek istemiş ve bu amaçla ikizlerin gözlerine mavi mürekkep enjekte etmiştir. Çoğu denek büyük acılar çekmiş ve bir kısmı kör olmuştur. Küçük çocuklara çeşitli hastalıkların mikropları enjekte edilmiş ve bu hastalıklara ne kadar dayanabildikleri ölçülmüştür. Pek çok masum çocuk, Mengele adlı bu Nazi canavarının elinde işkence çekmiş, sakat kalmış veya ölmüştür.
Auschwitz toplama kampındaki Polonyalı masum Yahudi çocukları, 1944.
Toplama kamplarında açlık, salgın hastalıklar ve sistemli Nazi cinayetleri sonucunda, toplama kamplarında milyonlarca masum insan yaşamını yitirmiştir. Bu insanların arasında, Yahudilerin yanında Çingeneler, Slavlar, Ruslar, savaş esirleri, Nazi muhalifi Almanlar da vardır. (Soykırımın Perde Arkası adlı kitabımızda, bu kamplardaki gaz odaları iddiasını incelemiş ve gaz odalarının varlığına dair kanıtların zayıf olduğunu belirtmiştik. Ancak gaz odalarının var olmaması, bir soykırım ve zulüm yaşanmadığı anlamına gelmez. Nazi Partisi, insan öldürmeyi ideolojik bir misyon olarak gören acımasız bir cinayet makinasıdır ve çok daha farklı yöntemlerle-kurşuna dizerek, açlık ve salgın hastalık yoluyla, vs.-gerek Yahudileri gerekse diğer tutsakları kitleler halinde katletmiştir..