"Şimdi anlaşıldı!" dedi Claude..."Biliyormusun,kadınların açtığı yarayı tedavi etmenin yolu yok gibidir...Hani onun ülkesinde bir söz vardır:İnsanın gerisini kaşıması,yüreğini kaşımasından çok daha kolaydır derler..."
Kemikler sabırlıdır...Kemikler hiç yorulmaz ve hiç kaçmaz...Yıllar önce ölmüş bir adamla karşı karşıya gelirseniz,kemikleri yerli yerinde yatıyordur...Memnundur...Bekliyordur...Ama etleri gitmiş,onu yanlız bırakmıştır...Su da et gibidir...Su hiç hareketsiz durmaz...Hep bir başka yere gitmektedir...Tedirğindir,hareketlidir,konuşkandır,meraklıdır...kapalı kavoozdaki su bile zamanla yok olur...Et de sudur...Taşlar ise kemiktir...Doygundurlar...Sabırlıdırlar...Güvenilir onlara...Söyle o halde Alobar,ölümsüzlüğü elde etmek iiçin suyla mı,yoksa taşla mı rekabet edersin?Etinemi güvenmelisin,kemiklerine mi?
Alabor lamaya bakmış,hiç bir şey söylememişti...Bir kaç dakika sonra lama ona neden sessiz durduğunu sormuştu...Alabor,"Su, taşa bir şeyler söyler durur,"demişti..."Ama taş cevap vermez..."
...Parfümün dansı....Tom ROBBEINS...