Öfke ve Öfkemizin Gözlemcisi olmak

  • Konbuyu başlatan se/m@
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde se/m@ tarafından oluşturulan Öfke ve Öfkemizin Gözlemcisi olmak başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,917 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı Öfke ve Öfkemizin Gözlemcisi olmak
Konbuyu başlatan se/m@
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan longcoming
S

se/m@

Kullanıcı
12 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Merhabalar,

Gurubu katılalı biraz zaman oldu sizlere kendi adıma bir şeyler katmak istedim. Bu sebeple bana çok iyi gelen bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.. Umarım sizlerede iyi gelir. Görüşmek üzere


İnsanlar öfkeli insanları sevmez, onlardan uzaklaşmaya çalışır.Öfkelendiğinde insanlar olduğundan daha çirkin olur, yüz hatları gerilir, çizgiler artar, gözler dışarı fırlar.Delirmiş gibi olurlar, doğru düşünemezler, konuşurken dedikleri anlaşılmaz, duruma göre saldırgan da olabilirler.Sanki farklı varlıklar gibi anlatıyoruz ve biz hiç yaşamamış öfkelenmemişiz gibi
Daha önceleri ben çok sakin gibi gözüken ama öfkelendiğinde gözü hiç bir şey görmeyen biriydim. Kapıları çarpar, gözlerimi kocaman açıp, sesimi de son ayara getirip, konuşur veya bağırırdım. Bu sinir krizinden sonra, müthiş bir baş ağrısı olurdu ve doğal olarak hiç mutlu olmazdım ‘’neden öfkemi yenemiyorum’’ ama ben çok haklıyım karşımdaki kişi beni sinir edecek bir şey yaptı veya söyledi. Benim düşünceme göre, hep ben haklıydım, öfkemi yenip sakin huzurlu insan olmak istiyordum.Öfke en zor attığım duygularımdan biri olmuştur.
Evet neden öfkeleniriz? Gerçekten karşı tarafın yüzünden mi, yoksa reiki felsefesinde anlatıldığı gibi biz mi yaratıyoruz. Evet biz yaratıyoruz !!! Ne zamanlar öfkelendiğimize bakalım…
İstediğimiz bir şey yapılmadığında, karşıt düşüncelerimizde, olayı yada kişiyi kontrol edemediğimizde ölduğu gibi. Öfkenin bir çok adını koyabiliriz, yada bizde bir şey yoktur, gayet sakinizdir, karşı taraftan bize saldırı olur ve bir süre sonra sizde patlayabilirsiniz bunu da yaşabilirsiniz.

Öfkemizi yenmenin en iyi yolunun sonsuz sevgi ve anlayıştan geçtğini biliyorsunuz.Bunu nasıl başarmalıyım, nasıl anlayışlı olmalıyım?.Öfkelendiğimiz konulara baktığımızda aslında hepsinde farkında olmadan ben ve EGO duygusu olduğunu görüyoruz. Ben bilirim, benim dediğim doğru gibi… Kişinin deneyimler yaşayan bir insan olduğunu unuturuz, kişiyi büyüyen, olgunlaşan bir bebek gibi göremeyiz, onun seçimlerine saygı duymayız.

Örnekleyelim; kişiye bir şey söyledik, istedik ve bizimle çok farklı konuştu, sizi öfkelendirecek her şeyi söyledi. Bu durumda hemen aklıma iki güzel karakterli insan gelir, biri içki içiyordur, diğeri de alkol almıyordur yada biri vejeteryan diğeri değildir. Birbirlerine ne kadar anlatsalar da ikna edemezler çünkü ikisi de inandığı şeyi yaşantısına geçirmiştir.Bu onları iyi veya kötü yapmaz sadece farklı yapar ve ona saygı duyarız..sizin düşüncenizi onaylamıyorlarsa bilin ki o farklı bir bilinç düzeyinde….

Bizi öfkelendirecek ortamlar hazırlayan kişilere her zaman teşekkür edelim. Bu arabada giderken arkamızdan sebepsiz yere korna çalan, küçücük bir olay için bizi sinirlendirip kızdıran kişilere teşekkür edelim. Biz onlara çöp kamyonu diyoruz, içimize attığımız, bastırdığımız öfkeyi dışarı çıkarmak için görevli kişilerdir onlar! Öfkeyi bastırmak, sakin gibi olmak bir nevi NEGATİFİ POZİTİFLE örtmektir. Buda bize fiziki rahatsızlıklar olarak geri döner.Bu kişiler bizi sebepsiz yere öfkelendirdiğinde, bizim öfkemizi boşaltmamızı sağlar, onlarla her karşılaştığımızda teşekkür edelim.

Evet yaşamda deneyimleri yaşarken bir şeylere kızıp öfkelenebiliriz, ama bunu en aza indirmeye çalışalım..Öfkelendiğinizde kişilere bağırıp çağırmayın, bu sorununuzu hiçbir zaman çözmez. Eğer kişiye öfkeniz varsa, sessiz bir odaya gidin, elinize bir yastık alın ve onu kızdığınız kişi yapın, bağırın, çağırın, ağlayın ne istiyorsanız onu yapın.

Sakinleşince, öfkeyi şöyle düşünün, kişiyi anlamaya çalışın, kızdığınız kişinin bakış açısından görmeye çalışın. başlangıçta zor olabilir ama bir kaç denemeden sonra yapabiliyorsunuz. Artık onu ve kendinizi anlıyorsunuz.

Sanki karşınızdaymış gibi onu hayal edin ve ona ‘ sana her ne yaptıysam özür diliyorum, seni seviyor ve affediyorum, seni özgür bırakıyorum’ diyebilirsiniz ve bunu gönülden hissedin.
Kişiyle aranızın düzeldiğini veya o kişinin hayatınızdan gittiğinizi göreceksiniz ve sizi öfkelendirecek kişilerle karşılaşmayacaksınız. Kızmaya devam ettiğiniz takdirde hayatınızda benzer olaylar ve kişiler tekerrür edecektir.

Size birisi kızgın ve öfkeli hal ve hareketler sunuyorsa tepkisiz kalın, hiç cevap vermeyin sizi o anda anlayamayabilirler. Öfkeyi hediye olarak görebilirsek !!!

SİZE BİRİSİ HEDİYE GETİRDİ, EĞER ALMAZSANIZ, HEDİYE KİMDE KALIR!!!!!!
 
S

spiritualsigns

Bu yazan kişinin öfkesini kontrol şekli... Benim şeklim değil...

Öfke son derece insani ve normal bir duygu durumu... sadece kontrolsüz öfkenin kişide yaratacağı tahribatları önlemek kontrol altına almaktır aslolan... bu da kişiye ve kişinin yaşayışıyla ilgili faktörlere bağlı olarak değişir... yani bana göre öfkeye sebep olan faktöre teşekkür etmek benim öfkemi kontrol şeklim olamaz... herkesin kendi belirleyeceği farklı bir yöntem vardır bana göre... bu yazılanın her öfke şeklini kontrol etmeye veya sonlandırmaya faydası olabileceğini düşünemeyiz... 

ayrıca konu ile ilgili birkaç benzer konu okumuştum...
 
T

tezcan

Kullanıcı
7 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ah bir de sakin olmayı becerebilsek. Teşekkürler arkadaşım.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Hediyeye bah sen.. Of bu düşünceler öldürücek bir gün beni.
Kabul etmiyorum ben hediyenin ölesini..Öfkeliyim öfkeli olduğum zamanlarda kendimi gözlemleyebiliyorum.
Öfkemide seviyorum.. bazı şeylere öfke duymak gerekir. insani duygulardan birtanesidir istediğiniz yolu deneyin arınmanız zor gibi.
Neyse..
 
I

ismayin

Kullanıcı
24 May 2009
En iyi cevaplar
0
0
SİZE BİRİSİ HEDİYE GETİRDİ, EĞER ALMAZSANIZ, HEDİYE KİMDE KALIR!!!!!!



çok güzel ve mantıklı tebrikler...
 
longcoming

longcoming

Kullanıcı
10 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
Adana
Yazıya pek katıldığımı söyleyemem.
Öfkemizi yenmenin en iyi yolunun sonsuz sevgi ve anlayıştan geçtğini biliyorsunuz
Oldukça poliyannıcı bir yaklaşım diyecem,Poliyannacılık bile alınacak,ben böyle birşeyi kabul edemem.
Maalesef hayat yazıda anlatıldığı gibi tozpembe değil,hiç olmadı,hiç de olmayacak.
Evet neden öfkeleniriz? Gerçekten karşı tarafın yüzünden mi, yoksa reiki felsefesinde anlatıldığı gibi biz mi yaratıyoruz. Evet biz yaratıyoruz !!! Ne zamanlar öfkelendiğimize bakalım…
Bir aşırı genelleme örneği.Bir örnekten yola çıkarak bütün olayları aynı değerlendirme yanılgısı.
Bunu nasıl başarmalıyım, nasıl anlayışlı olmalıyım?.Öfkelendiğimiz konulara baktığımızda aslında hepsinde farkında olmadan ben ve EGO duygusu olduğunu görüyoruz. Ben bilirim, benim dediğim doğru gibi… Kişinin deneyimler yaşayan bir insan olduğunu unuturuz, kişiyi büyüyen, olgunlaşan bir bebek gibi göremeyiz, onun seçimlerine saygı duymayız.
Hadi diyelim ben bunları düşündüm.Karşı taraf da bunları düşünmedikten sonra ne önemi var ki benim düşünmemin.
İletişim karşılıklıdır.
Bizi öfkelendirecek ortamlar hazırlayan kişilere her zaman teşekkür edelim. Bu arabada giderken arkamızdan sebepsiz yere korna çalan, küçücük bir olay için bizi sinirlendirip kızdıran kişilere teşekkür edelim. Biz onlara çöp kamyonu diyoruz, içimize attığımız, bastırdığımız öfkeyi dışarı çıkarmak için görevli kişilerdir onlar! Öfkeyi bastırmak, sakin gibi olmak bir nevi NEGATİFİ POZİTİFLE örtmektir. Buda bize fiziki rahatsızlıklar olarak geri döner.Bu kişiler bizi sebepsiz yere öfkelendirdiğinde, bizim öfkemizi boşaltmamızı sağlar, onlarla her karşılaştığımızda teşekkür edelim.
Evet öfkemizi boşaltmamızı sağlarlar doğru.Fakat herşeyden önce bizi öfkelendirenler de onlardır.
Evet yaşamda deneyimleri yaşarken bir şeylere kızıp öfkelenebiliriz, ama bunu en aza indirmeye çalışalım..Öfkelendiğinizde kişilere bağırıp çağırmayın, bu sorununuzu hiçbir zaman çözmez. Eğer kişiye öfkeniz varsa, sessiz bir odaya gidin, elinize bir yastık alın ve onu kızdığınız kişi yapın, bağırın, çağırın, ağlayın ne istiyorsanız onu yapın.
bence direk o kişiyle konuşup,hiçbirşeyi saklamadan ve yalana kaçmadan(samimiyetten bahsediyorum) duygularımızı ve düşüncelerimizi anlatmayalız.
Kavga,tartışma iyi birşey gibi gözükmeyebilir.
Ama bazen insanların kavga etmeleri de gerekir.
Sahte bir poliyannacılığı aynamaktansa.
İncinenler olabilir,ki zaten şimdiden var:siz
Sakinleşince, öfkeyi şöyle düşünün, kişiyi anlamaya çalışın, kızdığınız kişinin bakış açısından görmeye çalışın. başlangıçta zor olabilir ama bir kaç denemeden sonra yapabiliyorsunuz. Artık onu ve kendinizi anlıyorsunuz.
Söylediğim gibi karşıdakinin de bunları düşünebilmesi gerekir.
Yoksa siz çalar siz oynarsınız.
Sanki karşınızdaymış gibi onu hayal edin ve ona ‘ sana her ne yaptıysam özür diliyorum, seni seviyor ve affediyorum, seni özgür bırakıyorum’ diyebilirsiniz ve bunu gönülden hissedin.
Kişiyle aranızın düzeldiğini veya o kişinin hayatınızdan gittiğinizi göreceksiniz ve sizi öfkelendirecek kişilerle karşılaşmayacaksınız. Kızmaya devam ettiğiniz takdirde hayatınızda benzer olaylar ve kişiler tekerrür edecektir.
Bunları okuyunca doğrusu Zeynep'in Poliyannacılık ve Panik Atak isimli yazısı geldi aklıma ve Zeynep'e daha da hak verdim.
Size birisi kızgın ve öfkeli hal ve hareketler sunuyorsa tepkisiz kalın, hiç cevap vermeyin sizi o anda anlayamayabilirler. Öfkeyi hediye olarak görebilirsek !!!

SİZE BİRİSİ HEDİYE GETİRDİ, EĞER ALMAZSANIZ, HEDİYE KİMDE KALIR!!!!!!
Bu da Poliyannacılığın başka bir boyutu.
Öfkeden bahsediyoruz,hediyeden değil.
Yaptıklarıyla sizi öfkelendirmiş bir zaten size hediyesini çoktan vermiştir.
Bunu almamak gibi bir lüksün yok.

Bence öfkelendiğinizde bunu karşı tarafa ifade edin.
Nasıl ifade edeceğini herkes en iyi kendisi bilecektir.
Ama içinizde tutmayın bence.
Sonra daha büyük öfke patlamalarıyla karşılaşabilirsiniz.
Öfkenizi ifade etmenizden rahatsızlık duyup bunu size karşı kullancak birinden zaten dost da olmaz,başka birşey de olmaz sizin için.

Öfkesini içinde tutanlar bir volkanın enerji birikiminden kaynaklanan patlaması gibi,öfke patlamaları yaşayacaklardır.
Ve bu oldukça daha kötüdür.

Bir Nasreddin Hoca Fıkrası:
Borcunu ödeyemeyen Nasreddin Hocanın gözüne uyku girmez.
Gidip borçlu olduğu komşusunun kapısını çalar ve kapıyı açan komşusuna:
Sana bir borcum vardı ya!Eee işte o borcu vermeyecem haberin olsun dedim der.

Fıkra belki uç bir örnek ama verdiği mesaj güzel.

Bir söz vardır:

Öfkenizi ortaya koymak kolaydır.
Önemli olan herkese hakkettiği kadarını gösterebilmektir.

Yani öfkenizi erteleyerek bir yere varamazsın diyor.
Sonra öfkeni başka birine fazlasıyla gösteriyorsun.(Öfkenin başka bir tarafa yönelmesi)

Freud Depresyonun içe yönelmiş öfke olduğunu söyler.
Gerekten de hayatta duygularını,düşüncelerini içe atan,içe dönük olarak niteleyebileceğim insanlar depresyon gibi rahatsızlıklara daha yatkınlar.

Dediğim gibi  bazen tartışmak,kavga etmek de gerekyor hayatta.
Bunları herzaman olumsuz olarak düşünmemek gerekiyor.
En azılı tartışmalardan sonra(Herkes kurtalarını döktükten sonra) hala dost kalabilenler(Başka bir sebep yoksa) erdemli davranabilenler olcaktır.
 
Üst