LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :)

  • Konbuyu başlatan gokhankonuk
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim Ne Söylemiş? kategorisinde gokhankonuk tarafından oluşturulan LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 34,871 kez görüntülenmiş, 104 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim Ne Söylemiş?
Konu Başlığı LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :)
Konbuyu başlatan gokhankonuk
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan gökteki yıldız
B

busra309

Kullanıcı
22 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
Kayseri
2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

çok güzellll
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Konular içerik olarak aynı olması nedeniyle tarafımdan birleştirilmiştir. Teşekkürler.
 
K

keyman

Kullanıcı
21 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
amerikan başkanı Winston Churchill parlementoda konuşma yaparken bir kadın siyasetçi ona : siz benim kocam olsanız kahvenize zehir koyardım demişş

Churchill ' de ona: karım siz olsanız o kahveyi seve seve içerdim demiş..
;) ;) ;)devamını sizlerden bekliyorumm
 
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
Yazayım ama ya silinecek ya da birleşecekler.  :)


1. Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili,Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

3. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,Churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikincigece de oynarsa."

4. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."

5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü
filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen,kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:- "Ben çekilirim."

6. Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.

7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile: - "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?"

8. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

9. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."

10. Bir filozofa sormuşlar: - "Şansa inanır mısınız?" Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim."
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Aynı içerikteki tüm konular birleştirilmiştir.
Teşekkürler.
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Neyzen Tevfik'ten...

Sert, kavgacı, geçimsiz bir adam olan komşusu Tahsin Bey’le karşılaşır. Tahsin Bey:

- Bugün hanımı dişçiye götüreceğim. Dün gülerken gördüm, ön dişlerinden ikisi çürümüş.

- Yalan söylüyorsun.

- Neden yalan söyleyecekmişim?

- Seninle yaşayan insanın yüzü güler mi hiç?

*******
Basın çevrelerinde tanınmış bir hanım, Neyzen’le karşılaşınca,

- Aşkolsun, benim için aşifte filan gibi sözler söylemişsiniz?

Neyzen elini sinek kovalar gibi sallamış:

- Hanım, sen beni tanımıyorsun. Ben herkesin bildiği şeyleri söylemem.


 
H

hayalhane

benimde en sevdiğim şey birisi bize afedersiniz laf sokmaya çalıştığında bizimde o lfa karşı taşı gediğe koymamızdır. :D
 
B

bir dost

Kullanıcı
19 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
Konya
böyle insanlara her zaman hayran olmuşumdur,tabi ayarı fazla kaçırmadan yapanlara  ;D
 
F

fad_fw_

Kullanıcı
14 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
Manisa
tabi insan zeki olunca böyle oluyor :D ::) :)
 
Z

zisanduman

Kullanıcı
14 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
manisa
ya çok müthiş bunlar bayıldım doğrusu
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Bir tanede ben paylaşayım bari :d

Alexandre Dumas'ya eleştirmenlerden biri sorar:

Bir eserinde "Istırap veren boşluk" diye bir tabir kullanıyorsun. Bu çok manasız doğrusu. Boş şey nasıl ıstırap verir?

Meşhur romancı cevap verir:

Senin başın hiç ağrımıyor mu?
 
Ü

Ünsalaynısın

Kullanıcı
16 Nis 2009
En iyi cevaplar
0
0
Sakarya
:-[ Üzgünüm
:mad:Şüpheciliğim var biraz da,zira bu anektodlar  :'( tarihin çok dar bir bakış açısında kalmış ne yazık ki...
 
I

ibrasin

Kullanıcı
26 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
konya
paylaşımın için teşekkürler..
 
K

karagün

İngiliz lordu ATATÜRK'ün daveti üzerine İstanbul'a gelir.
İngiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk elindeki tepsiyi devirir.
Herkes büyük bir şaşkınlık içinde kalmıştır.Ve ATATÜRK'ün ne tepki vereceği beklenirken;
ATATÜRK İngiliz lorduna dönerek
"Halkım Herşeyi Başarıyorda Birtek Uşaklığı Beceremiyor " der...
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Öğrenci;
-Hocam,diye sormuş.İnsan,maymunun gelişmiş şeklidir''diyorlar.Ne dersiniz? Seyid Ahmet Arvasi cevap vermiş.
-O mantığa göre çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.

-------------------------------------------------

Yahya Kemal'a "Ankara'nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz" diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
-İstanbul'a dönüşünü.

-------------------------------------------------

Lokman Hekim'e:
-Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş:
-Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur.

-------------------------------------------------

Bir Fransız yazar,Mehmet Akif'e:
-Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu?diye sorduğunda Akif:
-Daha önceleri öyleydi,karşılığını vermiş. Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve bir türlü içeri sokamıyoruz.

-------------------------------------------------

Komedyen Eddie Cortar'a,
-Hastalanınca ne yapmak gerekir?diye sorulduğunda:
-Mutlaka doktora gidin demiş. Zira doktorun yaşaması gerek.Verdiği ilacıda alın, çünkü eczanecinin de yaşaması gerek. Fakat ilaçları sakın içmeye kalkmayın, zira sizinde yaşamanız gerek..

-------------------------------------------------

Dolmuşta................
-Yolcu:Işıklarda inebilir miyim?
-Söför:Neden abla?... Yoksa karanlıkdan mı korkuyorsun!!!!

-------------------------------------------------

Dunyanin en buyuk mutefekkirlerindenbiri olan Mevlana,sakallari bembeyaz olmus papaza sorar;
-siz mi daha yaslisiniz,sakaliniz mi?
papaz sakallarinin 18-20 yaslarinda ciktigini dusunerek;
-elbette ben cevabini verdiginde;
-yazik,der Mevlana,cok yazik...sizden kucuk olan sakaliniz agarmista siz hala karanliklardasiniz.

-------------------------------------------------

Grunfeld,cocukken bir profesorden keman dersi aliyormus.bir gun profesor;
-ben senin yasindayken bu parcayi daha iyi calardim,demis.
-Demek ki sizin profesorunuz benimkinden iyiymis.

-------------------------------------------------

Fuzuli ile ruhi çok güzel manzaralı bir mekanda yürüyorlarmış.. atışmayı çok severlermiş kendi aralarıda.. manzaranın en güzel yerinde sıska çelimsiz bir sokak köpeği görmüşler... ruhi durumdan hemen istifade edip "Bu köpek bu manzarada Fuzuli " demiş Fuzuli hemen cevap olarak " o zaman vur kiçina tekmeyi çiksin Ruhi " demiş

-------------------------------------------------

Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalinin canli yayinina konuktur...
Küstah bir spiker vardir ve Barış Manço ile dalga geçmektedir... Sürekli, "iste Türk, yani barbar, vahsi vs..." demektedir... Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yaninizda kâgit para var mi?" diye sorar! Bu soruya spiker sasirir ve "evet var ama n'olacak" der... Barış Manço israr edince spiker cebindeki kâgit paraları çikartir... Bu olaydan az önce Barış Manço canli yayinda "Anahtar" adlı sarkisini söylemistir... Bu sarkinin bir bölümü söyledir:
"Bes Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, bes Fatih-bir Mevlana, iki Mevlana-bir Sinan" (Baris Manço / Anahtar sarkisi / Darisi Basiniza Albümü / 1992)
Bu sarki bir matematik sorusudur ve sarkida adi geçen kisiler o dönemdeki Türk parası olan banknotlarin arkasinda fotografi olan kisilerdir... Baris Manço spikere sorar: "Bu paranizda fotografi olan kisi kim?"
Spiker:
"General......." Barış Manço diger paralardaki fotograflari olan kisileri de sorar,spikerin verdigi cevaplar hep aynidir "General.......", "Amiral...........", "Komutan............."
Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabyndan sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarini çikarir... Spikere der ki:
"Bu parada fotografi olan kisi Mehmet Akif Ersoy'dur. sairdir... Bu fotograftaki kisi Mevlana'dir. Düsünürdür... Bu paradaki fotografi olan kisi Fatih Sultan Mehmet'dir. Adaletin sembolüdür... Bu paradaki kisi ise Atatürk'tür. "Yurtta baris, dünyada baris" diyen kisidir... Bizim paralarimiz bunlar... Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar oldugumuz için paralarimizin arkasına "sairlerimizin", "düsünürlerimizin","bilim adamalarimizin" fotograflarini bastik... Siz Fransizlar kendiniz barbar, vahsi oldugunuz için paralarinizin arkasina hep savas Adamlarinin fotograflarini basmisiniz!" der... Barış Manço nun bu müthis cevabindan sonra televizyon yöneticileri Canli yayini keserler ve spikeri oradan kovarlar, baska bir spiker yerine gelir ve canli yayin yeniden baslar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir...

---------------------------------------------

bir tiyatro oyunu sırasında seyircilerden bir sahneye hıyar atar nerden bulmuşşsa
hıyarı gören ISMAIL DUMBULLU:
+beyfendi kimliğinizi düşürdünüz der

-------------------------------------------

Yavuz Sultan Selim zamaninda, Iran sahi kiymetli mücevherlerle süslü bir sandik hediye gönderiyor Sultan Selim'e.Sandik açiliyor. Içinden çesit çesit degerli taslar, kiymetli atlas, kadife kumaslar çikiyor.Fakat bir de pis bir koku yayiliyor. Dehset bir koku, herkes burnunu tikiyor. Neyse en alttaki bohçadan insan pisligi çikiyooooor..Yani Osmanliya acayip bir hakaret!!!!!
Cihan padisahi emir veriyor,
"herkes düsünsün, buna ince bir sekilde cevap vermeliyiz"
Ve cihan padisahi yine çözümü kendisi buluyor. Ayni sekilde degerli mücevherve kumaslarla süslü bir sandik hazirlatiyor.Içine o zamanin Osmanli Istanbul'unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazirlatiyor, en altina da küçük bir pusula ve bir satir yazi. Gönderiyor...
Şah sandigi açiyor. Açtikça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayi Sah okuyor:
"Herkes yediginden ikram eder"

-------------------------------------------

osman bölükbaşı meclis kürsüsünde konuşmaktadır.
bir milletvekili:"sende erkek misin be?" der.
osman bölükbaşı:"ben erkekliğimin zekatını versem sen bile erkek olurdun".der

-------------------------------------------

büyük iskender'e biri;
- az bir ihsan eyle..
- az ihsan bana yakışmaz, çoğu da sana..

-------------------------------------------

diyojen'e sormuşlar,
- bir insanın zeki olduğunu nerden anlarsın?
- konuşmasından..
- ya konuşmuyosa?
- o kadar zekisi daha çıkmadı..

-------------------------------------------

Topal ismail'le IV.Mehmet arasında geçmiş yanlış hatırlamıyorsam...Yeniçeri isyanlarından birinde...
Topal İsmail:Abdets alsan iyi olur Mehmet...Çünkü seni bunların elinden ben bile kurtaramam...
IV.Mehmet:Bre İsmail biz Osmanlı evladıyız...Abdestsiz toprağa basmayız...Şimdi sen abdestli olsan iyi olur...Tez kellesi vurula...



--------------------------------------------------------------------------------


İçlerinden paylaşılmış varsa özür dilerim,baktım ama hepsinede bakamadım :)
 
O

ovulkayaalp

Kullanıcı
28 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
Paylaşımlar için çok teşekkürler...
Hepsi birbirinden güzeller...
 
Üst