LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :)

  • Konbuyu başlatan gokhankonuk
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim Ne Söylemiş? kategorisinde gokhankonuk tarafından oluşturulan LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 34,871 kez görüntülenmiş, 104 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim Ne Söylemiş?
Konu Başlığı LAFI GEDİĞİNE OTURTANLAR :)
Konbuyu başlatan gokhankonuk
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan gökteki yıldız
T

tutkumm

yok ya asılmıyor kadına resmen laf koyuyor ;)
karım siz olsaydınız o kahveyi içip ölmeyi yeğlerdim demek istiyor!
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
tutkumm' Alıntı:
yok ya asılmıyor kadına resmen laf koyuyor ;)
karım siz olsaydınız o kahveyi içip ölmeyi yeğlerdim demek istiyor!
Doğrusu bu açıklama.
Asılmaca yok yani:)
Bu arada yeni eklenenler için teşekkürler arkadaşlar, çok hoş bir konu olmuş. Hepinizin emeğine sağlık.
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
AKIL
İmam-ı Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek
kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.
Hazret, düşünmeden cevap vermiş
--Onun boynuzları var, benim ise aklım.

ALANLAR GELSEYDİ
Bir sergide ünlü romancı, ressam arkadaşına: "Kutlarım sergi açılışına bakanlar gelmiş" Bunun üzerine Ressam: "Ne önemi var ki, bakanlar geleceğine, keşke biraz da alanlar gelseydi. " der.

AKŞAM YEMEĞİ Yahya Kemâl, dostlarından birine rastlar:
- Bu akşam yemeğini benimle yer misin?
- Hay hay! Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Y. Kemâl gülümseyerek cevap verir:
- İyi öyleyse bu akşam size geliyorum

BÜLBÜL M. Akif yapmacıklı jest ve mimiklerle şiir okuyanlarda hoşlanmazdı. Bir gün böyle biri, Taceddin Dergâhında Akif'in bülbül şiirini okur. Bu okuyuşa canı sıkılan Akif, şöyle söylenir:
- Bu bülbül bizim Bülbül'e benziyordu ama, adam ne kanadını bıraktı, ne kuyruğunu!..

ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:

-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da

 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
ALANLAR GELSEYDİ
Bir sergide ünlü romancı, ressam arkadaşına: "Kutlarım sergi açılışına bakanlar gelmiş" Bunun üzerine Ressam: "Ne önemi var ki, bakanlar geleceğine, keşke biraz da alanlar gelseydi. " der
.

Adam doğru söylemiş valla bu geçim derdinde :)
 
E

efsane_18

Kullanıcı
12 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Giresun
AKŞAM YEMEĞİ Yahya Kemâl, dostlarından birine rastlar:
- Bu akşam yemeğini benimle yer misin?
- Hay hay! Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Y. Kemâl gülümseyerek cevap verir:
- İyi öyleyse bu akşam size geliyorum


;D ;D
 
S

SUNFLOWERS

AKIL
İmam-ı Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek
kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.
Hazret, düşünmeden cevap vermiş
--Onun boynuzları var, benim ise aklım.


Büyük insanlara hayranım :)
 
S

syn

Kullanıcı
12 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
:) paylaşım için teşekkürler gülşah 
ALANLAR GELSEYDİ
Bir sergide ünlü romancı, ressam arkadaşına: "Kutlarım sergi açılışına bakanlar gelmiş" Bunun üzerine Ressam: "Ne önemi var ki, bakanlar geleceğine, keşke biraz da alanlar gelseydi. " der.
:)
AKIL
İmam-ı Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek
kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.
Hazret, düşünmeden cevap vermiş
--Onun boynuzları var, benim ise aklım.
  :eek:
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
BİZ DE ONLARA YAKLAŞIYORUZ

Sulltan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:

- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.

Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:

- Biz de onlara yaklaşıyoruz.



ALDIĞIMIZ FİYATA

Keçecizâde'nin Rusya'da bulunduğu sıralarda Rus Çarı, Keçecizâde Fuad Paşa'ya takılır:

- Paşa şu Girit'i satsanız!

- Hay hay, satalım ekselans

- Kaça satarsınız?

- Aldığımız fiyata

Girit'in yirmi seneyi aşkın bir zamanda ve binlerce şehitle alındığını bilen Çar sararır.



BİLMEK İÇİN ÖĞRENMEK

Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal) a sormuşlar:

- "Sizdeki bilginin çok azına sahib olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?"

Şöyle cevap vermiş:

- Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için!



DERDİN DEVASIZI...

İbn-i Sinâ ya:

- Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır? diye sorduklarında:

- Derdin devâsızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş.



DERS ALABİLMEK

Lokman Hekim'e:

- "Bilgeliğini kimlerden aldın?" diye sorduklarında:

- Körlerden, cevabını vermiş. Çünkü onlar, yoklamadan adım atmazlar.



FATİH NİYE ÜSTÜN

Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada 'Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti:

Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.



GENÇ FATİH

Bir genç, "Fatih Sultan Mehmed'in resmini neden hep yaşlı bir insan suretinde çiziyorlar" diye sorunca, bir yazarımız şöyle cevap vermiş:

- Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağını hayallerine sığdıramıyorlar



GÜNLÜK

Bir Hristiyan, Ahmed Vefik Paşa ya:

-Camilerinizde niçin günlük (bir çeşit koku) yakmıyor sunuz? diye sorduğunda,ondan şu cevabı almış:

-Bizimkiler abdestlidirler. Yellenmezler. Onun için günlük yakmıyoruz. mukemmel cevap yaa



KADER

Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:

-"Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz" diye çıkışır.

Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:

-Peder ne der, kader ne der.



KADERİN İCABI

Kenân Rıfâi ye sormuşlar:

- Madem ki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz?

Şu cevabı vermiş:

- Çalışmak da kaderin icabı olduğu için!

 
gencfelsefeci

gencfelsefeci

Kullanıcı
12 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
diyarbakır
lafı hemde nasıl gedige oturtmuşlar ... :)    socratesin hoşdu
 
C

cann35

Kullanıcı
22 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.smf123.net
* 80'li yillarin sonlari, bir Besiktas-Boluspor maci sirasinda Hakem, Besiktas'in net 2 golunu vermez, Boluspor'a havadan bir penalti verir. Mac cigirindan cikmistir. Besiktas'lilar neredeyse sahayi terk etmeyi dusunurler. Boluspor 2. golu de atar. Metin TEKIN santrayi yapmaz bekler. Hakem dudugu bir daha calar, ama Metin hala topa dokunmaz.
Hakem, "Metin neden baslamiyorsun?, bak kart cikartirim!" der.
Metin cevap verir: "Hocam sahaniza gecin de baslayalim."




* Show TV'deki Ates Hatti programinda Reha MUHTAR, Prens Charles'in musluman oldugu yonundeki soylentileri elestirmektedir. Konuyu Diyanet Isleri Baskani ile tartismaktadir:
- Efenim Prens Charles'in musluman oldugunu soyluyorlar, peki ama oyle bir adamdan musluman olur mu?
- Olur tabi neden olmasin?
- Ama efenim nasil olur?
- Reha bey siz musluman misiniz?
- Tabi muslumanim efendim.
- Siz namaz kiliyor musunuz?
- Hayir.
- Oruc tutuyor musunuz?
- Hayir.
- Icki iciyor musunuz?
- Evet.
- Ee sizden nasil musluman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar musluman olur.







* Muhabir: Muslum bey, Hakan Tasiyan icin arabeskin yeni peygamberi diyorlar. Ne diyorsunuz?
Muslum GURSES: Ben oyle bir peygamber gonderdigimi hatirlamiyorum.







* Fatih ALTAYLI, Erman TOROGLU icin:
"o kabzimal futboldan ne anlar ki" deyince E.T.:
"Ben eski futbolcu ve hakemim futboldan anlarim, kabzimalim hiyardan da anlarim"




* Hulya AVSAR: "Hic aynaya baktin mi? Sen de popstar hali var mi?"
Ajdar: "Aynaya degil ama size bakinca kendimi bayagi star gibi hissediyorum"




* Rahmetli Baris MANCO, Fransa'da bir televizyon programina katilir. Hersey gayet guzel giderken, sunucu klasik avrupali edasi ile:
"Siz Turkler barbarsiniz" muhabbetine girer.
Bunun uzerine Baris MANCO sunucuya uzerinde para olup olmadigini sorar.
Sunucu, cebinden birkac banknot cikartip Baris Manco'ya uzatir:
B.M.: Simdi bu paranin uzerindeki kim?
S. : General bilmem ne, bilmem neredeki savasta kahramanlik yapmistir, vs.
B.M : Peki bu?
S : Tegmen bilmem ne, boyle etmistir, soyle etmistir.
Bunun uzerine Baris MANCO cebinden birkac banknot cikarir ve uzerindekileri teker teker anlatir:
B.M.: Bu Mevlana Celaleddini RUMI; unlu bir Turk dusunurudur.
Bu Halit Refik KARAY; unlu bir Turk Edebiyatcisidir.
Bu Mustafa Kemal ATATURK, Turkiye Cumhuriyeti'nin kurucusudur.
Sesizligin uzerine sunucuya bakarak soyle der:
B.M.: Simdi siz soyleyin, kim barbar?




*VE CEVAPLARIN CEVABI, TABIKI BEKLENEN KISIDEN GELIR.....
* Cumhuriyet'in ilanindan sonra, Istanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tum dunya ulkelerinin elcileri ve ataseleri de davet edilir.
Davet guzel bir sekilde devam etmektedir, fakat Ingiliz atasesi olan Binbasinin bakislari Mustafa Kemal'in gozunden kacmaz.
Butun davet boyunca kendisine dik dik bakmistir ve bakmaya devam etmektedir. Ne oldugunu ogrenmek icin yaverini gonderir.
Yaver Mustafa Kemal'e soyle der:
- Pasam; kendisine neden ters bir tavir takindigini sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Canakkale'de babasini oldurdugunu soyledi.
Bunun uzerine Mustafa Kemal soyle der:
- GIT SOR BAKALIM BABASININ CANAKKALE'DE NE ISI VARMIS ?*

 
D

DonJuan

Konu çok güzel bir konu , öncelikle çok teşekkür ederim .
benim de eklemek istediklerim var ,


1. Churchill, kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili,
Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

3. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,
Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa."
Churchill, hemen cevap göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."

4. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış.
Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek
olunca Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."

5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir.
Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
Diyojen,kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- "Ben çekilirim."

6. Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.

7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile:
- "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?"

8. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?"
Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

9. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,
Yavuz ona:
- "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş.
Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde,
Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."

10. Bir filozofa sormuşlar:
- "Şansa inanır mısınız?"
Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim
 
G

Gül46

Kullanıcı
17 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
Türkiye
. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?"
Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"


Emeklerinize sağlık güzel  yanıtlar akıllılık buna derler
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Cumhuriyet'in ilanindan sonra, Istanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tum dunya ulkelerinin elcileri ve ataseleri de davet edilir.
Davet guzel bir sekilde devam etmektedir, fakat Ingiliz atasesi olan Binbasinin bakislari Mustafa Kemal'in gozunden kacmaz.
Butun davet boyunca kendisine dik dik bakmistir ve bakmaya devam etmektedir. Ne oldugunu ogrenmek icin yaverini gonderir.
Yaver Mustafa Kemal'e soyle der:
- Pasam; kendisine neden ters bir tavir takindigini sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Canakkale'de babasini oldurdugunu soyledi.
Bunun uzerine Mustafa Kemal soyle der:
- GIT SOR BAKALIM BABASININ CANAKKALE'DE NE ISI VARMIS ?*


Mustafa Kemal Atatürk'tende bu şekilde bir cevap beklenirdi,teşekkürler paylaşım için...
 
E

ElecTroRevoL

Kullanıcı
21 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Denizli
esranur' Alıntı:
cok güsell cevaplar gercektnn, artk bu zamanda böyle insanlar yok galiba..keşke bizim de aklımıza gelse böyle cvplar..ne güsel olurduu.. ;)
Facebook Profil Bilgilerim :)

Aktiviteler:
    DeLi gibi yürümek,
    DeLi gibi araba kuLLanmak
İlgi Alanları:
    yakLaş kuLağına söyLicem
Sevdiği Müzikler:
    Sen çaL ben dinLerim; )
Sevdiği TV Programları:
    T.V Seyretemeye başLarsam SöyLerim; )
Sevdiği Filmler:
    Pas (O anLamda DeğiL Len) :D
Sevdiği Kitaplar:
    AkLın Gücü - Tony Buzan
    İnsan ve DevLet - Osman Pamukoğlu
    Sivil Örümceğin Ağında - Mustafa Yıldırım
    Ermiş, Sörfçü ve Patron - Robin SHARMA
Sevdiği Sözler:
    Su Akar YoLunu buLur,
    Zaman Akar Emin DuruLur...
Hakkımda:
    Ben biLe kendimi anLayamazken,
    Sen mi beni anLayacaksın? :)
    evet çok biLmişim napim kanımda var huyum kurusun ama aşırı da değilim bea hakkımı yemeyin, iyi hoş sempatik(ulan bu ne küfreder gibi) kendimce biri oLduğuma inanıyorum ama biLemem cemaat benim hakkımda ne düşünüyo :D :p


  ::) :dedikodu ;)
 
E

ElecTroRevoL

Kullanıcı
21 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Denizli
Lise:
    Şehit Öğretmen Yusuf Batur E.M.L '05
İşveren:
    Denizli Belediyesi
Pozisyon:
    Kaldırım Müh.
Çalışma Süresi:
    Haziran 1988 - Halen
Yer:
    Denizli, Turkey
Açıklama:
    Öğrenci Aday Adayıyım... :D ;D
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
ElecTroRevoL, önce merhaba...
Sizin ki sanırım, lafı gediğine oturtma değil de, esprili yanıtlar verebilme yeteneği. Gülümsedim. Teşekkürler. :)
 
E

ElecTroRevoL

Kullanıcı
21 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Denizli
Benim sözlerim çok keskindir bazen,
Sen de biliyorsun ya...
Bazen öyle cümlelerin sonuna nokta koyarım ki;
sanırsın "KURŞUN", deler geçer beynini, yüreğini,
Sen de biliyorsun ya...
Seni de yaraladım ya...
Seni de vurdum ya...
Özür dilerim aşkım
........................Emin

(sen kıza demediğini bırakma sonra bi de peşinden koştur affettircem kendimi die uğraş, eşeklik değil de nedir benimkisi?  :D :D)

Yok yok sokarım sokmak istediğim de lafı o konuda da yetenekliyimdir de övünmek gibi oldu biraz ama neyse  ::)
hee bu arada Merhaba  :)
 
Üst