hayal_12'nin Kaleminden

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan hayal_12
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Susacaktım sevgili 'n_i_s_a' ama 'bir dost'un söyeleyecekleri varmış..  Ben sustum o konuşuyor...  :-X


inandıramadım zaten seni kendime
sen her şey oldun
ve bilmiyorsun
hep yüreğimin bir köşesinde asılı kaldı gülüşün
ilkim sonbaharım oldun
bir yara oldun ki hala kabuk bağlamadın
ve her kabuk bağlayışında ben yeniden yeniden kanattım
eski ama müthiş bi acısın sen..
şimdi bana sadece
GEÇMİŞ OLSUN de
belki öyle geçer..
 
Çek bir bismillah 'n_i_s_a', iyi gelecektir.. Duayla kal.. Kendine iyi bak...
 
SON YAZDIGIN COKK.. GÜZELDİ HAYAL ÖZELLİKLE "bir yara oldun ki hala kabuk bağlamadın ve her kabuk bağlayışında ben yeniden yeniden kanattım"BU SÖZ BENİ FAZLASI İLE ETKİDEDİİ.. TESEKKÜRLER.
 
yaraydın aslında sen
ama ben
her sabah uyandığımda
kanattım onu
eski yarasın işte
bin yıllardır kanatıyorum seni
ve bir beze sarıp
şişeyle denizlere gönderiyorum
bir önceki günden kalanı
bugün kaçıncı şişeyi attım biliyor musun
.
.
ben de bilmiyorum
 
tşkler hayal12 hepsi çok güzel emeğine sağlık hepsi harika çok beğendim içime işlendi yüreğine sağlık iyilikle ve rabbimize emanet kalın .....
 
Biliyor musun mezopotamyam ben dün gece ağladım
Hıçkıra hıçkıra
Dökülen yaşlarım ateş diye döküldü bağrına
Hissettiin mi??
Ya karanlığımı bıçak gibi bölen
O sesler neydi
Söyle mezopotamyam, söyle
Yoksa sen de mi ağlıyordun??
Hıçkıra hıçkıra
Nice aşklar sevdalar çürüdü bedeninde
Mecmun, Ferhat, Zin, Şirin ve diğerleri
Yoksa mezopotamyada aşk
Kavuşamamanın adı mıdır, söyle!
Ağladım işte
Ağlamasını bilmeyenlere inat
Diye değil, içimden geldi
Sesli sesli ağladım
Duydun mu mezopotamyam
Duydun mu??
 
Tam bağrındayım mezopotamyanın.. Fırat bir yanda, murat bir yanda.. Çığlıklar eşliğinde sessiz selamları var sana...  :)
 
passiflora' Alıntı:
Ruhuma dokundu...

Bırak işlesin ruhuna o zaman.. O kadar geniş bir cümle ki kelimelerim yetmiyor, "ruha dokunmayı" yazıp kağıdın gözlerine değdirmek.. Sevgiyle...

"evet bende bekliyorum heyacanla tşkler hayal böyle güzel paylaşımlar için saolll"

Sağol 'kardelen'.. Devamı gelecek elbet, aybettin..  :) Beğenmene sevindim...
 
...

"Çok memnun oldum sizinle tanıştığıma"

"..."
Utangaç ama samimi bakışlar.
"Sağol, ben de öyle. Defteri isterseniz şimdi size verebilirim. Haftasonu okur, pazartesi bana geri getirirsiniz.." diye cevaplıyor beni. Çok seviniyorum. İlk defa bir genç kızın "kendi özel"ini okuyacağım için zaten heycanlıyım ama beni en çok bu kızın "bilgece" yazdıkları ilgilendiriyor. Varsın "özel"i yine onun olsun. Acaba ne yazmış olabilir? Aşk hakkında ne düşünüyor? Tüm ilişkilerini yazmış mıdır? Nasıl bir dil kullanmış? Şiir de var mı defterde?? Ruhunu tam yansıtabilmiş mi? Kafam bu sorularla dolu.

"Ben Türkçe okuyorum; ikinci sınıf" sözü beni kendime getiriyor. "Öyle mi?", "Ben de Fizik okuyorum; ikinci sınıf" gözümü defterden alamıyorum. Ama o sanki, "gözlerimin içine bak" dercesine yüzüme bakıyor. "Bak orda sen varsın" Bakıyorum. Yine kızarıyorum. İlk defa karşı cinsten biriyle bu kadar yakın oluyor ve ilk defa bu kadar "bana bak" diyen gözlerle karşılaşıyorum. Gözleri o kadar derin ki, sanki sayısız millet toplanmış ve göğün göğsüne bir delik açmış gibi. Sol üst dudağındaki küçük beni yeni farkediyorum. Ona farklı bir kimlik sağlıyor sanki. Küçücük, ona özel, ona uyumlu ve her dudağını büzdüğünd eşekilden şekile giren bir ben.

"Benim derse yetişmem lazım. kendinize iyi bakın. Defteri merak etmeyin. Pazartesi yine burda görüşelim" diyorum heyecanlı bir şekilde. "Tamam, siz de kendinize iyi bakın. Yalnız sizden bir ricam var. Orda tamamiyle benle ilgili olan, asla bir başkasına söyleyemeyeceğim özel şeyler var. Yani 'çok özel.' Ne olur bir başkasına söz etmeyin. Ve lütfen beni 'en özelini okutacak kadar düşük biri' olarak algılamayın. Sizi çok samimi gördüm ve inanın defteri size vermek içimden geldi gerçekten.." dedikten sonra yüzüme bakıyor, "Ne dersin?" bakışları bunlar, anlıyorum. "Merak etme. Kimseye söz etmeyeceğim. Çok fazla özeline girdiğin yerler gelirse karşıma ve ben onlar olduklarını anlarsam okumadan atlarım" diyorum onu biraz rahatlatmak için.

"Çok iyisin Yavuz ve de anlayışlı.."

"Teşekkür ederim. Sen de öylesin Asya.."

Ve gidiyor. Ardından bakakalıyorum. Bir yandan da "Acaba ben olsaydım günlüğümü hiç tanımadığım birine okutur muyum? Ha bi de karşı cinsten biri olsaydı acaba tavrım ne olurdu" diye düşünüyorum. Yavaş yürüyor. Sanki bir ara dönüp bana baktığını sanıyorum. Baktı. Ya da bakmadı, ben öyle sandım, hani filmlerde olur ya. Uzaklaşıyor, görüntüsü giderek silikleşiyor. Kayboldu. Gitti.

Akşamı zor ediyorum. Gıcık matematik hocası, geveze sınıf arkadaşları ve kantindeki cılız "beğeni" bakışları. Aklım defterde. Kimseye baktığım da yok, dinlediğim de. "Hıı.. Ne dedin, duymadım Selim ya.." "Lan olum neyin var senin? Sabahtan beri almışsın eline kırmızı bir defter, çocuğun gibi koynuna almışsın. Bırak şunu da biraz bize takıl. Bak, İsmail kral nasıl da çapkınlık yapıyor" diyor Selim; halimi ancak bu cümlelerle anlatıyor. Dersler bitiyor. Kimseyi beklemeden eve koşuyorum. Yol bitmek bilmiyor.

"Yemek yemiyor musun Yavuz? Sofra hazır" Söyleyen teyzem. "Hayır yemeyeceğim. Ben okulda bir şeyler atıştırdım" diyorum. Tabi küllüyen yalan. Sabah kahvaltısı bile yapmamışım. Ne öğle yemeği ne de akşam yemeği. Aklım sadece defterde. Bir an önce odama kapanıp, kapıyı da kilitleyerek okumak istiyorum defteri, Asya'yı. Üst baş değişimi derken, işte defterle başbaşayım yine. Ama artık "okuma" iznim var. Okumamam için bir sebep yok. Var aslında; akşam namazı! Namazı kılıyorum ama aklım defterde ne yazık ki! "Affet Allah'ım!"

Daha önce açtığım ilk sayfasını elim titreyerek açıyorum. Üstte büyük harflerle "Yüreğimin Dilekçesi Günlüğüm" yazıyor. Hemen altında mavi kalemle yazılmış, kimisi eğri büğrü kimisi düzgün harflerle 9-10 satırlık yazı. En altta da Asya ...... yazıyor. Ve imzası. Günün tarihi ve yazının yazılış saati dakikası. İlk satırları adeta harf harf kelime kelime heceleyerek okuyorum. Her cümlenin sonunda duruyor, Asya'yı hayal ediyorum. Yazılan cümle ile onun arasında bir bağ kurup onu daha iyi tanımak istiyorum. Günlüğün önsüzü diyebiliriz buna. "Acaba ben yazmıştım günlüğümün ilk sayfasına?" diye düşünüyorum. Hatırlamıyorum tabi. Birlikte okuyalım ey okur:

"Aşk denen şey büyük bir hayal kırıklığıdır aslında. Elinize geçer kıymetini bilmezsiniz, elinizde olmaz köşe bucak ararsınız. Ya arayan hayal kırıklığına uğruyor ya da bulan. Ben de öyleyim. Arıyorum ve artık hayal kırıklığına uğradığımı itiraf edebilirim. Günlük tutma fikri aşkı yazma fikriyle geldi bana. Aşkı yazmak için günlük tutuyorum. Hiç tatmadığım ama yüreğimin derinliklerinde yanarak yaşadığım aşkı yazacağım ben. Belki kimse okumayacak, belki herkes okuyacak. Olsun, ben yazayım da içimde kalıp beni yakmasın da. Ne olur kızma bana günlüğüm. Belki her gün yazamayacağım ama bil ki sana yazdıklarım, kendime bile itiraf edemediğim, diğer insanların asla bilmedikleri şeyler olacak. Taki 'okumayı hakkeden biri' çıkana dek saklayacağım seni. Ruhuna yazıp dilekçe adı vererek vicdanlara havale edeceğim seni. Kararı onlar versin. Ben yaşıyor muyum, yoksa yaşamıyor muyum aşkı, diye..."


Meraklısına Not: İkinci hikade de sanırım çok fazla şey yazamadım. Okurlar beni mazur görsünler. Bundan sonra yazacağım ve elbette ki artık son olacak olan iki 'devam'ı daha yazıp bitireceğim. Sabredip okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim. Sevgiyle.. Yavuz...
 
tşkler yavuzzz tamam mazur görelim :) şaka yaf bence gene anlam ifade eden çok şey yazmışsın emeğine sağlık devamı dahhaa olarak devam edecek galiba :) ve bitecek :( bekliyoz tşk ederim rabbbe emanet kal....
 
Anlam ifade eden o çok şeyi farketmek çok kolay değil.. Sen anlamışsın anlayacağını, tebrikler  ;) Evet iki tane daha var bunun devamı.. Sonra bitecek.. Ve sonra yeni hikayeler..  :) Sevgiyle kal 'kardelen'...  
 
çooookkkk tşkler yeni hikayeler hiç bitmesin inş çünkü ciddi manada söylüyorum bir harika kalemin var okumak çok güzel ve gerçekten insana birşeyler katıyor buda kolay bişi değil yüreğine sağlık :) bizimle paylaştığın için bu hikayenin bitişini merak ediyorum gerçi anlam taşıyan cümleler içinde sankim sonunu kafamda canlandırıyor ama yinede bu güzel hikayenin sonu bende merak konusu :) sevgiyle...
 
Bence tahmin etme 'kardelen' yazık olur sonra..  :) Neyse hadi merak edin bakalım.. Bir iki gün içinde devamını eklerim inşallah...
 
Geri
Üst