K
kabeka
Kullanıcı
Bilimsel çalışmalardan elde edilen sonuç: Güzel insan, diğerlerine göre daha kolay iş buluyor ve daha hızlı bir kariyer yapıyor. Ama, çekiciliğin dezavantajlı yanları da var. İşte Focus dergisinin ilginç araştırması...
Hoşumuza gitse de gitmese de, çekici bulduğumuz insanlara diğerlerinden farklı avantajlar sunarız. Harvard Medical School’dan psikolog Doç. Nancy Etcoff, güzellik hakkında şunu söylüyor: "Onu umursamadan yüz çevirmek bedensel ihtiyaçları bastırmak kadar zordur." Profesör Karl Grammer gibi bazı bilim adamları da güzelliğe olan eğilimimizde "insani bir obsesyon" görüyor. Bunun nedeni, psikolog Judith Langlois’in yaptığı deneylerin de gösterdiği gibi doğuştan gelen bir şey olabilir. Langlois, bebeklere daha önce yetişkinler tarafından güzel ya da daha az çekici olarak sınıflandırılmış insan fotoğrafları gösterdi. Sonuçta bebeklerin de güzel diye nitelendirilen insanların fotoğraflarına daha uzun süre baktıkları ortaya çıktı.
Amerikalı psikologlar da bir deney sırasında 75 erkek üniversite öğrencisine çeşitli çekicilikte kadın fotoğrafları gösterdiler. Ardından da bu kadınlardan en çok hangisine kan bağışlamak, eşyalarını taşımak, yanan bir evden kurtarmak gibi yardımlarda bulunabilecekleri soruldu. Sonuçlar sürpriz olmadı. Gençlerin hemen hepsi güzel kadınlar için her türlü yardıma hazırdı.
Güzel insanların daha sağlıklı, daha zeki, daha çalışkan olduklarını ve daha renkli bir cinsellik yaşadıklarını düşünürüz. Bize göre çekici insanlar daha ciddidirler, tartışmalardan daha çok galip çıkarlar, diğerlerine kendi düşüncelerini daha kolay kabul ettirirler.
Deneyler, güzel insanların daha geniş kıta sahanlıkları olduğunu gösteriyor. Metroda ya da sokakta, her zaman onlarla aramızda daha az çekici insanlara göre daha büyük bir mesafe bırakıyoruz. Onları kendimizden daha üstün sayıyoruz; en azından, bilinçaltımızda böyle bir inanç var.
Gel gelelim, güzel sayılan insanlar hiç de cennette yaşamıyorlar. Çünkü bu statünün bir bedeli var ve bu da bazen çok yüksek. Çekici insanlar, beklentiler yüzünden üzerlerinde büyük bir baskı hissediyorlar. Çevrelerinde uyandırdıkları hayranlık, her an kıskançlık ve çekememezliğe dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya. Nancy Etcoff’a göre, güzel kadınlar "diğer kadınlar tarafından pek sevilmezler."
GÜZELLERİN MAAŞI DA YÜKSEK
İşe yeni başlayan çekici insanların şansları da daha yüksektir. "Bir iş başvurusunda dış görünüş, kalifiye özelliklerinden daha önemli olabilir" diye vurguluyor Karl Grammer.
Amerika ve Kanada’da yapılan geniş çaplı bir araştırma da çekici erkeklerin ortalama erkeklere göre yüzde 5 daha fazla gelir elde ettiğini gösterdi. Kadınlarda ise bu oran yüzde 4. Yapılan bir çalışmada, 289 reklam ajansının bilançoları, yönetici kadrolara ait 1.282 fotoğrafla birlikte karşılaştırıldı. Sonuç: Çekici ekiplerin çalıştığı şirketler, birçok durumda daha yüksek gelir sağlıyordu.
Mahkeme önünde bile bir eşitlik yok. "Çekici yetişkinler, suçları ister hırsızlık, ister belgede sahtecilik ya da isterse daha ciddi bir suç olsun; cezadan daha kolay kurtuluyor" diye belirtiyor Nancy Etcoff. Ama, o kıskanılan güzel insanların bu konuda yapacakları bir şey de yok. Onları; güzel oldukları, kendilerine biraz fazla güvendikleri, kendinden emin hareket ettikleri, bir parça ben-merkezcil oldukları ve çevrelerine hakim bir tavır sergiledikleri için suçlayamayız.
Nancy Etcoff’a göre, genel bir eğilim olarak kendimizden üstün gördüğümüz ve onlarla aynı fikirde olmayı arzuladığımız; onlara iyilikler, hoşluklar yapmak istediğimiz güzel insanlar, tümüyle otomatik bir şekilde güçle bağlantılı birtakım ayrıcalıklara sahip oluyorlar. İş yaşamında da, birlikte çalıştığı insanların arasından sivrilip daha hızlı yükseliyorlar.
Eğer güzellik, iş yaşamında ve mahkemede alınan ciddi kararları etkiliyorsa, o zaman belki gelecekte, hepimizin özlediği ve ulaşmaya çalıştığı güzelliği daha farklı bir gözle ele almak gerekebilir. "Güzellik bizi eşitsizleştirir" diyor Karl Grammer, "Ve bu aslında anti-demokratiktir."
İdeal yüz: Gerçek olamayacak kadar güzel
Bir yüzü güzel yapan nedir? Regensburg Üniversitesi profesörleri bunun yanıtını verebilmek için bir deney yaptı. Deneyin sonunda, kadınların özellikle çocuksu büyük ve yuvarlak gözlerle daha güzel bulunduğu açığa çıktı. Kahverengi bir cilt, dolgun dudaklar, çıkık elmacık kemikleri, ince bir burun ve koyu, ince kaşlar, kadın güzelliğinin önemli işaretleriydi. Şaşırtıcı olan, erkekler için de aynı özelliklerin güzellik göstergesi olmasıydı. Denekler bir yüzü ne kadar güzel buluyorlarsa, onlara o oranda olumlu karakter özellikleri atfediyorlardı. Bunların daha cana yakın, başarılı, sempatik, zeki ve heyecan verici oldukları tahmin ediliyordu.
Bel kalınlığı kalçanın yüzde 70’i olmalı
Devendra Singh, 18 farklı kültürden gelen erkeklerden çeşitli çizimler arasından ideal kadın figürünü seçmelerini istedi. Çizimler üç farklı ağırlık (zayıf, normal, şişman) kategorisine ve üç farklı bel-kalça orantısına sahip kadın figürlerinden oluşuyordu. Erkeklerin çoğunluğu normal ağırlıkta, dolgun kalçalı ve ince belli kadınları tercih etti; bu vücut yapısı ise Singh’e göre doğurganlığı işaret ediyordu. Bu açıklamayı kanıtlamak ya da çürütmek pek mümkün değil; ama en çok tercih edilen bel-kalça oranının 0,7 olduğu kesin. Yani, bel kalınlığının kalçanın yüzde 70’i olması gerekiyor.
Ç"alıntı"
Hoşumuza gitse de gitmese de, çekici bulduğumuz insanlara diğerlerinden farklı avantajlar sunarız. Harvard Medical School’dan psikolog Doç. Nancy Etcoff, güzellik hakkında şunu söylüyor: "Onu umursamadan yüz çevirmek bedensel ihtiyaçları bastırmak kadar zordur." Profesör Karl Grammer gibi bazı bilim adamları da güzelliğe olan eğilimimizde "insani bir obsesyon" görüyor. Bunun nedeni, psikolog Judith Langlois’in yaptığı deneylerin de gösterdiği gibi doğuştan gelen bir şey olabilir. Langlois, bebeklere daha önce yetişkinler tarafından güzel ya da daha az çekici olarak sınıflandırılmış insan fotoğrafları gösterdi. Sonuçta bebeklerin de güzel diye nitelendirilen insanların fotoğraflarına daha uzun süre baktıkları ortaya çıktı.
Amerikalı psikologlar da bir deney sırasında 75 erkek üniversite öğrencisine çeşitli çekicilikte kadın fotoğrafları gösterdiler. Ardından da bu kadınlardan en çok hangisine kan bağışlamak, eşyalarını taşımak, yanan bir evden kurtarmak gibi yardımlarda bulunabilecekleri soruldu. Sonuçlar sürpriz olmadı. Gençlerin hemen hepsi güzel kadınlar için her türlü yardıma hazırdı.
Güzel insanların daha sağlıklı, daha zeki, daha çalışkan olduklarını ve daha renkli bir cinsellik yaşadıklarını düşünürüz. Bize göre çekici insanlar daha ciddidirler, tartışmalardan daha çok galip çıkarlar, diğerlerine kendi düşüncelerini daha kolay kabul ettirirler.
Deneyler, güzel insanların daha geniş kıta sahanlıkları olduğunu gösteriyor. Metroda ya da sokakta, her zaman onlarla aramızda daha az çekici insanlara göre daha büyük bir mesafe bırakıyoruz. Onları kendimizden daha üstün sayıyoruz; en azından, bilinçaltımızda böyle bir inanç var.
Gel gelelim, güzel sayılan insanlar hiç de cennette yaşamıyorlar. Çünkü bu statünün bir bedeli var ve bu da bazen çok yüksek. Çekici insanlar, beklentiler yüzünden üzerlerinde büyük bir baskı hissediyorlar. Çevrelerinde uyandırdıkları hayranlık, her an kıskançlık ve çekememezliğe dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya. Nancy Etcoff’a göre, güzel kadınlar "diğer kadınlar tarafından pek sevilmezler."
GÜZELLERİN MAAŞI DA YÜKSEK
İşe yeni başlayan çekici insanların şansları da daha yüksektir. "Bir iş başvurusunda dış görünüş, kalifiye özelliklerinden daha önemli olabilir" diye vurguluyor Karl Grammer.
Amerika ve Kanada’da yapılan geniş çaplı bir araştırma da çekici erkeklerin ortalama erkeklere göre yüzde 5 daha fazla gelir elde ettiğini gösterdi. Kadınlarda ise bu oran yüzde 4. Yapılan bir çalışmada, 289 reklam ajansının bilançoları, yönetici kadrolara ait 1.282 fotoğrafla birlikte karşılaştırıldı. Sonuç: Çekici ekiplerin çalıştığı şirketler, birçok durumda daha yüksek gelir sağlıyordu.
Mahkeme önünde bile bir eşitlik yok. "Çekici yetişkinler, suçları ister hırsızlık, ister belgede sahtecilik ya da isterse daha ciddi bir suç olsun; cezadan daha kolay kurtuluyor" diye belirtiyor Nancy Etcoff. Ama, o kıskanılan güzel insanların bu konuda yapacakları bir şey de yok. Onları; güzel oldukları, kendilerine biraz fazla güvendikleri, kendinden emin hareket ettikleri, bir parça ben-merkezcil oldukları ve çevrelerine hakim bir tavır sergiledikleri için suçlayamayız.
Nancy Etcoff’a göre, genel bir eğilim olarak kendimizden üstün gördüğümüz ve onlarla aynı fikirde olmayı arzuladığımız; onlara iyilikler, hoşluklar yapmak istediğimiz güzel insanlar, tümüyle otomatik bir şekilde güçle bağlantılı birtakım ayrıcalıklara sahip oluyorlar. İş yaşamında da, birlikte çalıştığı insanların arasından sivrilip daha hızlı yükseliyorlar.
Eğer güzellik, iş yaşamında ve mahkemede alınan ciddi kararları etkiliyorsa, o zaman belki gelecekte, hepimizin özlediği ve ulaşmaya çalıştığı güzelliği daha farklı bir gözle ele almak gerekebilir. "Güzellik bizi eşitsizleştirir" diyor Karl Grammer, "Ve bu aslında anti-demokratiktir."
İdeal yüz: Gerçek olamayacak kadar güzel
Bir yüzü güzel yapan nedir? Regensburg Üniversitesi profesörleri bunun yanıtını verebilmek için bir deney yaptı. Deneyin sonunda, kadınların özellikle çocuksu büyük ve yuvarlak gözlerle daha güzel bulunduğu açığa çıktı. Kahverengi bir cilt, dolgun dudaklar, çıkık elmacık kemikleri, ince bir burun ve koyu, ince kaşlar, kadın güzelliğinin önemli işaretleriydi. Şaşırtıcı olan, erkekler için de aynı özelliklerin güzellik göstergesi olmasıydı. Denekler bir yüzü ne kadar güzel buluyorlarsa, onlara o oranda olumlu karakter özellikleri atfediyorlardı. Bunların daha cana yakın, başarılı, sempatik, zeki ve heyecan verici oldukları tahmin ediliyordu.
Bel kalınlığı kalçanın yüzde 70’i olmalı
Devendra Singh, 18 farklı kültürden gelen erkeklerden çeşitli çizimler arasından ideal kadın figürünü seçmelerini istedi. Çizimler üç farklı ağırlık (zayıf, normal, şişman) kategorisine ve üç farklı bel-kalça orantısına sahip kadın figürlerinden oluşuyordu. Erkeklerin çoğunluğu normal ağırlıkta, dolgun kalçalı ve ince belli kadınları tercih etti; bu vücut yapısı ise Singh’e göre doğurganlığı işaret ediyordu. Bu açıklamayı kanıtlamak ya da çürütmek pek mümkün değil; ama en çok tercih edilen bel-kalça oranının 0,7 olduğu kesin. Yani, bel kalınlığının kalçanın yüzde 70’i olması gerekiyor.
Ç"alıntı"