günışığı'nın Kaleminden

  • Konbuyu başlatan günışığı
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Özgün Kalemler kategorisinde günışığı tarafından oluşturulan günışığı'nın Kaleminden başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 11,499 kez görüntülenmiş, 39 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Özgün Kalemler
Konu Başlığı günışığı'nın Kaleminden
Konbuyu başlatan günışığı
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan günışığı
G

günışığı

Kullanıcı
25 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.neclaalptekin.com
Sıkı Tut!

Düşmeye gör, hayatın dalından. Üşüşür leş kargaları. Belki son çırpınışlarının can havliyle kurtulmaya çalışırsın Umutların asılı kalır dikenli dallarda, yırtılmış çiçekli baharların, susuz kalmışlığın titrinde yenik düşer güneşe.
Anıların, olanca ağırlığıyla çöker üstüne… Zamansız, mekansız kalırsın durmuş saatlerin çeyrek vakitlerinde…  Yıkılır  yenik bedenine duvarlar, taş,çakıl,tuğla ne varsa…  Yere en yakın mesafen öpülesi toprak. Aşk şiirlerinin son mısrasına açtığın tırnak “ Son söz sana ait değil”
Beklenmedik başa gelenlerin en kötüsü olsa gerek, dost sandığın tanımaz gözleri, böylesi yakından seyr-i alem etmek… Son tablo senin fırçandan değil, ne de  son şarkı senin besten… Eğer! senin kaleminden çıkmış bir hikaye olsaydı… Yazar mıydın son paragrafı? 

N.Alptekin

 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
sen benim son paragrafım olsaydın o paragrafı hiç tamamlamazdım...
diye devamm edende ben olayım bu mısralara...
 
C

cnslmst

çok güzel bir şiir... paylaşımın için teşekkürler günışığı... bu arada, aramıza hoşgeldin...
 
S

semazen

Kullanıcı
19 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
son paragraf noktayı koymuş zaten ama gözdede harika tamamlamış..yani cok güzel teşekkürler günışığı
 
G

günışığı

Kullanıcı
25 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.neclaalptekin.com
ÖLÜ KUŞLAR MEZARLIĞI (I)


İlahi Azrail!.. Angut kuşu sadakatiyle bakarken yitirdiklerime,  esir olmuş yüreğimi can mı sandın, davetsiz dayandın kapıma. Alacağın bir can olsun, korkum yok!..  Nefesimden öte  son soluk kaldı zaten, mecalsiz ruhumda…
Bütün doğrularım düşmüşken sulara, bütün inandıklarımda belgeli yanılgılarım. Bahara doludizgin koşulu atlarımın, azıya almışken gemini, mevsimler yalancının en alası değil mi?
Sabrım  yok!
Hadi al, tek kalmış kumru bedenimi…
Dertlerim leylek notalarında, lakin; kalbimden yokuş yukarı çıkmaz dilime  güftesi, göç mevsimini de kaçırmışken, yüküm kanatlarımdan ibaret zaten,
“Gel” dersen, gelirim…
Serçe yüreğim, mor boncuklu sevgi sözcüklerine kanmaz olmuşken… Kadifemsi dokunuşun yerini almışken tırtıl avuçlar, siyah gözbebekleri, akbaba bakışlar…
Fazlası yok!..
Eksik olsun bir bıldırcının hikayesi… 
Dileklerimi, bin kere yazdıysam kağıt turnalara… Olmayacak dualara “Amin” dediysem bunca yıl boşu boşuna, Koynunda çıngıraklı yılan beslemekse sevdanın karinesi, umut tacirlerinin elinde bedelsiz, elden ele geziyorsa uçurtmamın ipleri…
Ey Azrail!..
Ve…
Dahi…
Özgürlüğüm senin ülkendeyse eğer!..  Fazla bekletme, bülbül vatanda gerek…
Mayın tarlasındaki korkuluk kadar gereksizken bedenim, kırılmışken tek ayağım, bozulmuşken büyüsü keklik sekmelerimin,
Gör!..
Bak!..
Cilveleşmeye başladı yine kaderim…
Gir içeri …
Seninim…
İlahi Azrail!.. Kartal pençelerim tutunmazken hayata ve boşlukta süzülürken çarelerim, masum düşlerim takılı kalmışken güvercin  kanadına… Ve…korkunun ecele faydası yokken! Ecelsiz gideyim, ziyanı yok! Beklerim kıyameti,  kaybolmuşlar istasyonunda…
Hadi!...
Acele et!..
Kim bilir kaç yürek çırpınır, gözler yollarını…
Kuş cenneti artık , ÖLÜ KUŞLAR MEZARLIĞI…

N.Alptekin

 
K

Kardelen

Kim bilir kaç yürek çırpınır, gözler yollarını…
Kuş cenneti artık , ÖLÜ KUŞLAR MEZARLIĞI…


paylaşımın için tşkler gün ışığı emeğine sağlık ...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Paylaşım için teşekkürler günışığı...

günışığı' Alıntı:
Teşekkür ederim Kardelen.  Yazıya ait birde resim eklemek istedim olmadı:(
Bu link size yardımcı olacaktır sanırım;
http://www.kendinigelistir.com/forum/index.php/topic,657.0.html
 
G

günışığı

Kullanıcı
25 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.neclaalptekin.com
Çok teşekkür ederim. Bu sayfada zaman zaman yazılarımı  hatta  uzun soluklu öykülerimi ve şiirlerimi paylaşmak arzusundayım. Resimlerlede tamamlamayı düşünmüştüm. Bundan sonraki yazılarımda deneyeceğim. İlginize tekrar teşekkür ederim.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
günışığı' Alıntı:
Çok teşekkür ederim. Bu sayfada zaman zaman yazılarımı  hatta  uzun soluklu öykülerimi ve şiirlerimi paylaşmak arzusundayım. Resimlerlede tamamlamayı düşünmüştüm. Bundan sonraki yazılarımda deneyeceğim. İlginize tekrar teşekkür ederim.
Herhangi bir sorun yaşarsanız, bizlerden birisine özel mesajla danışabilirsiniz.
Paylaşımlarınızı okumak bize keyif verir.
Teşekkürler.
 
G

günışığı

Kullanıcı
25 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.neclaalptekin.com


…(!)
Anahtarıyla kapıyı açtığında, çıldırmış bir sesle karşılaştı…

“ Gelme sakın!..Çık git!.. Defol! File çoraplarını, aynanın önündeki; yüzünü tuval gibi boyadığın harçlarını, sevgiden mahrum gözlerine taktığın lenslerini, sarı,kızıl,kumral peruklarını almayı unutma, yastığın yorganın ne varsa topla, Kırmızı; sivri topuklu ayakkabılarını, dekolte iç çamaşırlarını; saçından tek bir tel bile kalmasın!.. Tepeden tırnağa temizlenmesi lazım bu ev!.. Sen kokan her şeyin yıkanması lazım!.. Hatta! ve hatta!  benim bile yıkanmam lazım!..” diye bağırıyordu.
Zümre, loş odada köşe lambasından süzülen ışığa doğru yürüdü. Evet !..Artık gözlerindeki kini görebiliyordu…
“Tontişim sinirlenmiş yine” dedi. Eğildi öpmek istedi. Bedeninin her karesine sıktığı parfüme; kuytularından gelen sperm kokusu karışmıştı. Gırtlağındaki keskin viskiden sızlayan burnuna rağmen hissediyordu.  Boş  kadehini bıraktı, eliyle çenesini sıktı; “Hangi kollardan geliyorsun kim bilir? Beni tükettin!.. Sömürdün!.. Mahvettin!..” dedi
Birden; zifir düşüncelerine, peşpeşe  lila  yıldırımlar düştü. Çay kokusunu özlemişti, Gözleme, beyaz peynir, ve ortadan ikiye ayrılmış kıpkırmızı domates… En çok da un kokulu elleri özlemişti.
Sızdı…
…(!)
Uyandığında ardı arkası kesilmeyen düşüncelerin altında ezilen bitkin vücudunu toplamaya çalışıyordu. Etrafa bakındı; gitmişti. Zaten kalması için de nedeni kalmamıştı. Ki!.. Uğruna feda ettiği her şeyden olmuştu. Her şeyden önemlisi de kendinden, kişiliğinden olmuştu. 
Tam iki yıl evvel;  yine kasım ayında çıkmıştı raydan. Evet!.. Gerçekten hayatını  değiştiren muhabbetti. O zamanlar “İyi ki varsın, iyi ki hayatıma girdin” dediği kadına bakmak bile, midesini bulandırmak için yeterli sebepti.
Soyunmak istiyordu, anılarını, geçmişini soyunmak, aşk sandığı salyangoz sümüğü misali; yapışkan iğrenç duygudan kurtulmak, masumluğunu giyinmek istiyordu. Çocuk beyninden daha küçük, kafasının içinde taşıdığı karmaşık et parçasını avuçlarının içinde mıncıklamak!.. “Tamiri mümkün değil ki, en iyisi atmak!..” diye düşünerek kendini duşun altına attı…
Hangi kudurmuş fikir öfkesine galip gelir, hangi çığlık kaybettiklerini geri getirir, Hangi inanç, hangi hayal, hangi,hangi,hangi!.. Şu an, şu saniye; kötü bir kabus gördüğünü hayal edip, sıcak yatağında uyanmak için neler vermezdi…
  Balkona çıktı…Hatalarını biriktirdiği, kristal kaseleri koydu camın önüne. Kanatlarına umut bağladığı martılar semtinden geçmiyordu. Serçeler göç mevsimini unutmuş olmalıydı. Kuşlardan bir ses duymak istiyordu. Ancak böyle yaşadığını anlayacaktı. Hani sonsuzluğa göçün habercisi Baykuş nerde… Ya!.. Vatan hasretiyle ağıtlar yakan Bülbül?  Karga sesine bile razıydı… Yok!..
Ceketini aldı, son kez de olsa; içinden arkasına bakmak geçmedi. Kapıyı çarparak çıktı kabus ülkesinden. Hızlı adımlarla geçerken sokakları “23 numara” diyordu içinden… Güzergah değişmemişti. 23 numaralı otobüs; bildik; Arnavut kaldırımlı sokağına kavuşturmuştu. Zili çaldı…
“Kim o?”
“Ceren… yok hayır Zeren…” diye düşündü.
En son iki yıl önce duyduğu sesi ayırt edememişti. Kızları o kara günden beri hiç konuşmamıştı. Ceren kapıda öylece kalakaldı. Beklenmedik bir misafirdi. “Hoş geldin”  sözcüğü iltifat sayılırdı. Sessiz kalmayı tercih etti, arkasını döndü ve odasına gitti…  Nutku tutulmuştu, zira bu kapıdan en son çıktığında, yarım kalmış bir tek tümce kalmamıştı. İçeri girdi. Zihninden “Herşey yerli yerinde”  diye geçirdi
Oturma odasından Belgin’in sesi geliyordu. “Ceren kim geldi kızım?”  Son iki yıl hariç otuz yılı devirdiği hayat arkadaşına ne diyecekti. Neden kapıya çıkmadığını düşünerek odaya yöneldi.  Camdan dışarı seyretmekte olan Belgin, tekerlekli sandalyeyi kapıya çevirdi. Göz göze geldiler… Soğuk duşun altında kalmış gibi, birkaç dakika çakıldı kaldı… Ayaklarının ağırlığına yenik düşmemek için birkaç adım attı. Önünde diz çöktü ve ellerinden tuttu…
…(!)
Dudakları,  yıllarca açılmamış çeyiz sandığının pas tutmuş kilidi gibiydi.

“Biliyor musun ? Angut kuşu gibi bakıyorsun …”


N.Alptekin
 
G

günışığı

Kullanıcı
25 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
www.neclaalptekin.com


Mevsim bensiz, ben mevsimsiz,
Papatyalar açar kar altında
Kuytularda çiğdemler filiz verir
Saklanır kardelenler
Benden bihaber…

Zamansız saatlere
Gündüz on beş! Gece üçte mi?
Takıldı diye…
Çivi gibi çakılır gözlerim
Boz bulanık bakar evrene…
Sol yanımda tortusu, sağ yanımda isyanı hayatın
İpe sapa gelmem bu vakitlerde
Aykırı olurum kendimce…
Derin bir nefes ile çekerken dumanı
Sana, ona, ötekine, bir başkasına
Sevenlere, sevilenlere adarım
Canımdan birkaç mutlu zamanı

Böyle gecelerde
Feminist olma ihtimalini severim
Ya da aşkı yok sayıp fütursuz yaşamayı
Takmamayı, takılmamayı, tutulup, tutunmamayı
İsterim delice…
Sonra sesin çağırır, gözlerine yenilirim
Sazına sözüne yenilir çaresizliğim
Ne yazık ki!
Ellerimde kelepçe
Ayaklarım prangalı
Yolun ırak, yolun duraksız yokuş
Eleyip, erteleyip umutları
“Karakışta, yazda mı?
Dönüşü yok baharda mı gelmeli?” Derim.

Sen bilmezsin, sensizliğimde
Kırılmış, ufalanmıştım sayısız
Şiirler yazmıştım mısrasız, peşi sıra cümlelerde
Velâkin!
Çiğ düşmüş, üşümüş hayaller arsız
Aşk acımasız, aşk insafsız…
Güya!
Nadasa bırakmıştım kendimi
Bin yıl daha yeşermeyecektim…

N.Alptekin
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Ya ben bu yazıları ve üyeyi bir yerden hatırlıyorum ama nereden.
Neyse...
Güzel yazı ne dim emeğinize sağlık.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Korsan' Alıntı:
Ya ben bu yazıları ve üyeyi bir yerden hatırlıyorum ama nereden.
Neyse...
Güzel yazı ne dim emeğinize sağlık.
Pek çok Forum sitesinde kendi imzasıyla ancak farklı rumuzlarla şiirlerini, yazılarını yayınlayan bir arkadaşımız Korsan günışığı. Rastlamış olabilirsin.
 
Üst