günışığı'nın Kaleminden

[günışığı]

F/asıldı Düşler

Solgun sevinçler s/üzülmüş yüzlerde
Belli belirsiz kaybolmaya meyilli ifadeler
Arsızca dönünce dünya
Derin mezarlar kazıldı yüreklere
Gömüldü duygular diplere
Huzur mavisi umutlar yağıyordu gökten
Yemyeşil çayırlara…
Eteklerinde savruldu aşkın
Sarı lale, mormenekşe, karanfil ve de gül
Şiirlere d/adandı
T/an yeri kızıllığı vururken yanaklara
Irzına geçildi buselerin, kanıyordu dudaklar
Gamzelere kondu kelebek tebessümü
Kara üzüm gözlerde g/özyaşları
Hıçkırıklara boğuldu nağmeler
Hüznün musikisinde
-----------------F/asıldı düşler

Bir şair yaşadı çatı katı izbelerinde
Tüketmiş yarıdan çoğunu ömrün
Bir ayağı toprağa yakın
Şiirler yazdı aşka dair ne varsa
A/ramak!
Ölüme bir kala
Geride kalanlar
Ve
S/aymak !
Yarıda kalanlar

Hüzün mavisi umutlar düştü suya
Denizler köpürdü,
Boynunun borcu son şiiri
Şair yüreğinde götürdü…


Şair: Necla Güney Alptekin /17.11.2008

 

[günışığı]

Ya ben bu yazıları ve üyeyi bir yerden hatırlıyorum ama nereden.
Neyse...
Güzel yazı ne dim emeğinize sağlık.

Tanıştığımıza ve tanıdığına  memnun oldum korsan. Selamlar

 

[günışığı]

Ya ben bu yazıları ve üyeyi bir yerden hatırlıyorum ama nereden.
Neyse...
Güzel yazı ne dim emeğinize sağlık.

  Sevgili Zeynep; Evet uzun süredir yazıyorum, buradan başka  site  daha var yazılarımı yayınladığım diğer sitelerdeki farklı rumuzlar yazılarımdan alıntı yapıyorlar ancak emeğe saygı duyduklarından olsa gerek adımı yazının altına ilave ediyorlar. Yazdığım sitedeki telif hakları uyarısı da buna neden olabilir. Biliyorsun ki net ortamında yazılarınızı yayınladığınız zaman kopyalanarak paylaşılması her zaman olasıdır. Şikayetçi değilim gerçi, beğenilmiş alıntı yapılmış ne güzel , bu beni mutlandırıyor. Sevgimle.

Pek çok Forum sitesinde kendi imzasıyla ancak farklı rumuzlarla şiirlerini, yazılarını yayınlayan bir arkadaşımız Korsan günışığı. Rastlamış olabilirsin.

 

[günışığı]

Sevgili Zeynep; Evet uzun süredir yazıyorum, buradan başka  site  daha var yazılarımı yayınladığım diğer sitelerdeki farklı rumuzlar yazılarımdan alıntı yapıyorlar ancak emeğe saygı duyduklarından olsa gerek adımı yazının altına ilave ediyorlar. Yazdığım sitedeki telif hakları uyarısı da buna neden olabilir. Biliyorsun ki net ortamında yazılarınızı yayınladığınız zaman kopyalanarak paylaşılması her zaman olasıdır. Şikayetçi değilim gerçi, beğenilmiş alıntı yapılmış ne güzel , bu beni mutlandırıyor. Sevgimle.

 

[korsan]

Tanıştığımıza ve tanıdığına  memnun oldum korsan. Selamlar

Bende memnun oldum efendim.

 

[Zynep]

Şiir ne kadar güzeldi...
Çok teşekkürler.

Ben de tüm haklarımı helal ettim bu arada alıntı yapanlar için, sevmişler almışlar.

 

[günışığı]

UNUTTUM SAY!

Eteklerinde kahverengi tavşanlar olan sarı elbisemi, ham ve ekşi meyvelerini toplamak için kayısı ağaçlarına tırmanışımı hatta dengemi kaybederek düşmemi, yara bere içinde annemin karşısına çıktığımda gözlerindeki ifadeyi unutmadım.

Kızamık, kabakulak ve adını bilmeden geçirdiğim çocuk hastalıklarında ateşler içinde yanışlarımı, ılık duşların altında titreyişlerimi, ne olduğunu anlamadığım iğrenç ilaçları içmemek için ağlayışlarımı unutmadım.

Bahçede bulduğum yavru yılanı elime alarak, “Bu ne?” diye sorarken babacığımın yaşadığı paniği,  erkek çocukların oyununa katılabilmek için ceplerimde taşıdığım rengârenk misketlerimi, yine de  “Sen kızsın olmaz!” diyerek oyuna almadıklarını ve teker teker attığım misketlerin Porsuk çayındaki bana özel yeri unutmadım.

Milli bayramlarda okulun gözde öğrencisi olarak okuduğum Atatürk ve Bayrak şiirlerini, hayatın hiçbir kesitinde işime yaramayan kimya dersindeki tepkimeleri öğrenebilmek için yaptığım başarısız deneyleri unutmadım.

Yüzmeyi öğrenirken sudaki çırpınışlarımı, Fizik dersinde denge konusunu öğrenmeden, bisiklette dengeyi kavrayışımı, ilk araba kullanırken; burnumun ucuna kadar gelmiş bir damla teri direksiyonu bırakmamak için silemediğimi ve bütün ilklerimi unutmadım.

Geçmişimi, vurgunlarımı, yangınlarımı, kaybettiklerimi, kazandıklarımı, geldiğim noktayı, kaldığım noktayı, senin ve Azrail’in ilk öpücüğünü, düşe kalka gittiğim yollarda, dizlerimde kapanmayan yaraları, hala tavan arasında sakladığım oyuncaklarımı, hayatımın parça bölük kesitlerini ve gizemli köşelerinde kalmış anılarını; hiç birisini unutmadım. Bir de seni sevgili!


Adına şiirler yazarken tükenmez denilen kalemin gözlerimin önünde tükenişini, kendi tükenişimi, ardından karakalemle çizdiğim portrelerini, kulağıma fısıldadığın yarım yamalak sevgi sözlerini, zihnimde tamamlayarak yaşadığım mutluluğu unutamadım sevgili!


Olurda bir gün; bunları unutursam eğer…
Bil ki! Seni de unuttum sevgili…
Şimdiden unuttum say!
Dönmeyeceğine göre
Ne fark eder…

 

[yigitce]

Hüzün mavisi umutlar düştü suya
Denizler köpürdü,
Boynunun borcu son şiiri
Şair yüreğinde götürdü…

siiriniz  güzeldi...
tesekkütrler...

 

[günışığı]

Hüzün mavisi umutlar düştü suya
Denizler köpürdü,
Boynunun borcu son şiiri
Şair yüreğinde götürdü…

siiriniz  güzeldi...
tesekkütrler...

  teşekkür ederim.

 

[günışığı]

VAHŞET ON KURUŞ


Siyonizm hortladı asırların kiniyle
Katliama tanık, kırık k/alemler bile
Yazmadan duramadı!
Kararmaya meyilli gayrı ufuk
Kan revan içinde çoluk çocuk

Kendi cesedini çiğniyor olsaydı
Ağzında çiklet seyr halinde koca kabile
Ah keşke!
Gözlerinde gece tez doğmuş sabi
Toprakta s/iz olsaydınız

S/aymadan binin yarısı hesaplar
S/us
Nerde kalabalıklar
D/uysun
Vahşet on kuruş artık
Alan k/almasın!


05.01.2009 / 04.10

Necla Güney Alptekin

 

[yigitce]

duyarsiz kalmayip duygunu sekillendirdigin icin tesekkürler...
insanlik bes paralik oldu...

 

[günışığı]

Lanetlemek kınamak az gelir ya bazen!!! öfkeye  Elimdeki tek silah kalemim dedim bende...  :'(

 

[Zynep]

Kaleminize ve doğruyu görebilen duyarlı yüreğinize sağlık Necla...

 

[günışığı]

Kaleminize ve doğruyu görebilen duyarlı yüreğinize sağlık Necla...

Kalemime olan ilgine ve bütün yazılarıma zaman ayırıp okuduğun için tekrar teşekkürler Zeynep, Üzülme kınama aşamalarını aşmak lazım artık, insanlığın insanlığından utanır oldum...  Sitede o kadar bulunmama rağmen rastlaşamadık; bir de aynı anda online olabilsek ne iyi olurdu. Sevgilerimle

 

[günışığı]

Adı Soğuk Ölümün!
Adı soğuk ölümün
Gel gör ki;
Düştüğü ocağı yakar /yıkar

Tırnağının ucunda asılı kalır yaşam
Alnının tam ortasına ılık bir buse
Kondurduğunda ölüm!
Tükenir üşümeler!
Küser acılar /acımasız
Acılar firarda!
Dudağında donar / terennüm izi
Sadece kalanlar ağıttalar…

Her bir denklem çözümsüz kalır
Ne yolcu ne hancı
Devriâlem sırasız
Yol alır…
Vedalar zamansız
Hatta vedasız
Umutlar yarım
Sessiz harflerin sesli çığlığı
Kelimeler lal

“Rengi mor ölümün”


27.03.2009 /NGA

 

[yigitce]

siirinizi yine cok begendim...
kaleminize saygilar...

 

[günışığı]

Söz Dizimi
Kendi buharında demlendi demir / geçmişe gerildi sis
Adına lütuftur, lügatten atılmışlık
Sana dair sözcüklerin üzeri çizilmiş
Merhaba - Hoşça kal arasında
Bir an dilimi
Dudak kıvrımında takılmışlık
Söz gelimi

İnanmıyorum! Tükenince bütün mevsimler
Kum saatini başa çevirdiniz
El yordamı aranan sözcükler, el olmuş yüzler
Galiba konuşmanın sustuğu yerdeyiz
Pardon! Kimdiniz?

Başka ülkelerde, gün görmemiş başkalıklar
Peşindeydiniz
Doruklardan süzülerek inen /mavilerde yüzerken
Kim bilir ne kentler geçtiniz
Ağlamak için geç, gülmek için erken
Ki nelere güleriz
İyi bilirsiniz…


Arzına devir veren
Hızına akıl ermez dünyanın…
İpini iplemeyen deli rüzgâr
Yıkılmış gecekondu kalıntıları
Son damlayla ıslanırken yanaklar
Kurur gözpınarları…


Nesnelere çarpıyor, düşünce sağanağı
Yeniden yeşermez derinden budarsan
Gülün yaprağı…
Terleyince toprak, çağladı ırmak
Köpüğe saklanmış umutlar
Hâlâ ak/pak

Gözlerimin elasında dans eder menevişler
Kızıl dudaklı harda, yüreğimin yanışıydı
---------------Sevda----------
Son çiçeğin de terk ettiği bu diyarda
Bülbüller küs
Yeniden filiz verirmiş meğer
Kurumuş fışkından kaktüs
Boş gidişlere revadır / hoş gelişler
Bilmezsiniz…


Şubat/2009-NGA

 

[günışığı]

Hep K/al !
Hani demiştin ya!

Ağlama sus artık, sil yanaklarını! Ağlarsan açmaz yaban çiçekleri mateme bürünür. Rahmet yağmurları yağmaz olur, gözyaşlarına nispet. Taze gelin küser duvağına, allar bağlar yaşmağı. Mecnuna yapılan tüm abideler, iner baş aşağı…

Sildim sevdiğim!


Hani demiştin ya!

Akasya çiçeğinden gülücükler kondurdum dudağına. Gün ertesi düşlerimi taktım gamzelerine. Tek tek nefes alacak gayrı, solgun hücrelerin. Dokunsam eğreti hüzünlerin s/açılacak ortaya. Bir vaha, bir hayal ki sana sunduğum; ötesi, berisi yok!

Güldü gözlerim!


Hani özlemiştim ya seni!

Ta uzaklardan görünürdü gözlerinin kıyıları. Öylesine bir sakinliğe demir atmış gemiler. Yosun bakışlarına yürürdüm doludizgin. Hareli umutlar açardı gözbebeklerinde. Tan vakti düş/müş yanı başıma. Umutlara dikili kaldı gözlerim,uzaklara ; gerisi yok!

Ve…
Hani gelmiştin ya!

Ah delirtircesine kokun sinmiş can evime! Odamdaki aynada asılı kalmış yüzün. Özlemin diğer adıdır gözlerine sevdalanmak. Posta güvercinleri yolladım ardından. Kanadına taktım dizelerimi. Adını sakladım satırların gizemli hecelerine…

Ara / bul diye

Ah yar! Hani bendeydin ya!

Duygularım silkindi gamından. Karanfil kokuyor içinde hayallerimi s/akladığım ceviz, çeyiz sandığım. Öyle bir ağırlaştı ki rüzgârın kanatları, mecali kalmamış yağmur yüklü bulutları itmeye… Gör, bak!
Ağlamıyorum artık!


Ey yar!
Ben kentinin tek sahibi, hayatıma yorgun düş/sen adam. Hani diyorum: Akşamları eskitip, kapatsan gözlerime geceyi. Acemi ruhum deliksiz uykular uyuyacak dizinde…

Gitme hep k/al!

Gidersen bütün duvarları ağlar sokaklarımın. Koşar çırılçıplak /küçük ayaklarıyla ardından bir kadın… Yankısız sessizliğinde/ sensizliğinde, her adımda uzadıkça uzar, sana varan yollar… Yıkanır gözyaşlarıyla kaldırımlar. Yıkılır en görkemlisi anıların… En iyisi mi?

Gel /hep gel!
Hep K/al!


Necla Güney-Alptekin
Mart/2009

 

[yigitce]

hep k/al!...
su gibi akti gecti...
kalemine saygilarimla...

 

[günışığı]

hep k/al!...
su gibi akti gecti...
kalemine saygilarimla...

Çok teşekkürler sevgiler.