Evlilikte önemli olan tek şey iki insanın ruhen anlaşması bence. Ne yaş ne fizik!
Günümüzde yaygınlaşan genç erkeklerle evlenen ileri yaşlarda ki hanımlarla eğlenen kişilere yanıtım;
"Hz. Peygamber, hemşehrileri arasında iffetli, şerefli ve namuslu bir şahsiyet olarak tanınıyordu. 25 yaşında iken, kendisinden yaşça büyük ve iki defa evlenip dul kalmış olan Hz. Hatice ile evlenmiş; onunla 25 yıl mutlu bir hayat geçirmiştir."
Evlilik için ideal yaşlar ise, kişinin kendisine ait sorunları çözdükten sonra ki, okul, erkekler için askerlik, iş vs vs.., yaşlarıdır. Elbette aile kurmak sorumluluk isteyen bir iştir. Ve hiç bir evlilik hüsranla sonuçlanması için başlatılmaz.
Ve ben diyorum ki;
Hepimiz şu eski Türk filmlerindeki kuru öksürüğünün ardından ağzından kan gelen talihsiz kızın öyküsünü biliriz.
Ölümcül hastalığının ardından sevdiği genci evine davet eder, mümkün olduğunca şuh bir edayla kahkahalar atar, sonra yaşamında başkasının olduğunu söyleyerek sevdiğini kendinden soğutur.
Kızın hastalığından bihaber delikanlı, sevdiği kıza okkalı bir tokat atarak kederinide beraberinde götürür ve başka biriyle evleniverir!
Film tabi ki sevdiğini kendinden nefret ettirmek pahasına da olsa, onu kendi mutsuzluk girdabının içine sürüklemek istemeyen kızın yüce aşkı üzerine kuruludur.
Çünkü sevgi böyle bir şeydir;
onun mutluluğu seninkinden önce gelmeli, herşeyin en güzeline o sahip olmalı, hayatında keder nedir bilmemeli...
Kulağa komik geliyor değil mi?
Artık böylesi sevdalar yok...
Peki ne oldu bu büyük aşklara?
Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun gibi, birbirlerine kavuşmak için ölümü göze alan aşıklara ne oldu?
Neden artık aşklar, jet hızıyla başlayıp, aynı hızla bitiveriyor?
Çünkü artık "önce ben" var...
Fedakarlıkların yerini artık bencillikler aldı.
Çünkü, "acaba bir başkası??..." var akıllarda hep!
Artık güven sonsuz değil...
Sınamalarla yaşanıyor aşklar, ve artık o eski sabırlı insanlar yok.
Ve artık veremli kız için gözyaşı filan da yok, o fedakar kız çoktan "aptalın teki" oldu bile.
Kabul edelim artık efsane aşklar yok!
Kimbilir, Ferhat ile Şirin eğer günümüzde yaşasalardı, çıktıkları Katmandu yolculuğunda daha uçağa binmeden, Ferhat'ın check-in noktasındaki önünde ki 17'lik çıtıra çapkın bakışlar atması yüzünden kavga etmeye başlayacaklardı.
Ve eğer artık aşkı olağan yaşıyorsak...
Aşk için ne çok çabalamalı, ne de onu imkansızlaştırmalıyız.
Hayat artık bizim "keşke, belki, eğer ve ama"larımızı karşılamayacak kadar bencil ve bir o kadar da katı.
O yüzden efsaneleri bir kenara bırakın ve içinizden geleni yapın.
Kimin yanında mutluysanız ve kendiniz gibi olabiliyorsanız onunla olun...