cahit sıtkı tarancı

  • Konbuyu başlatan aylinyalnız
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde aylinyalnız tarafından oluşturulan cahit sıtkı tarancı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,047 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı cahit sıtkı tarancı
Konbuyu başlatan aylinyalnız
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan crt
A

aylinyalnız

Kullanıcı
15 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
Hatay
Cahit Sıtkı Tarancı, (d. 4 Ekim 1910, Diyarbakır - ö. 13 Ekim 1956, Viyana). Şair. Melankoli yüklü dizeleri ile tanınmış, "Otuz Beş Yaş" şiiri ile özdeşleşmiştir.
İlkokulu Diyarbakır'da bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesi'nde okudu. Asıl adı Hüseyin Cahit'tir. Fransızca çok iyi öğrenerek Baudelaire, Rimbaud, Mallarmê'yi özümsedi. Mülkiye öğrenimini Türkiye ve Paris'te yaptı. İkinci Dünya Savaşının çıkması üzerine okulunu tamamlayamadan yurda döndü. 1946'da CHP Şiir Ödülü'nde birincilik aldı. Anadolu Ajansı ve Çevirme Bakanlığı'nda tercüman olarak çalıştı. 1953 yılında, genç yaşta ağır bir hastalığa yakalandı. 1956 yılında tedavi için Avrupa'ya götürüldü; fakat iyileşemedi. Aynı yıl Viyana'da öldü.
'Sanat için sanat' ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere başvurmuştur.
Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur.
Ölümünden sonra yayınlanan eserleri şunlardır :
Şiir Kitapları:
Ömrümde Sükût (1933),
Otuz Beş Yaş (1946),
Düşten Güzel (1952).
Sonrası (1957).
Çeşitli gazetelerde tefrika edilen hikâyeleri 1976 yılında yayınlandı. Ayrıca mektupları da "Ziya'ya Mektuplar" (1957) başlığı altında kitaplaştırıldı.

Şiir Anlayışı
Cahit Sıtkı Tarancı

‘Otuz Beş Yaş’ şiiriyle özdeşleşen Cahit Sıtkı Tarancı 13 Ekim 1956′da aramızdan ayrılmıştı. Şairin acısı yalnızlık…

Cahit Sıtkı Tarancı şiirinde bireysellikteki evrenselliği yakalayabilmiş olmasıyla, şiiri yararcı mecrasına çekmeden, devinim, ses, biçim birlikteliğiyle yoğurarak kitlelere ulaştırmayı başarabildi. Bu politize olmamış dünyasal bir şiirdi.
Cahit Sıtkı Tarancı, zaman, Türkçe, şiir, ölüm dolayımından ilerleyerek, üzerinde “divan şairi kokusuyla hece ve garip akımı ekseninde seyreder. O, “Türkçe ağzımda anamın sütü gibidir. Suda sabun gibi eriyor zaman. Ölüm bir at olmuş, kişner kapımda” ve “Şiir sözcüktür” dedi. Fakat, sözcük nedir? Gene kendi deyişiyle “Dost, kadeh, sevgili, özlem, düş, anlam gölgesi, arada rengi olan, insanoğlundan haber veren bir derinliktir” . Asıl önemlisi, doğayı, tüm yaşamı emerek usa indirir, gönle düşürür. Hele de söz, sanatlarla şerbetlendirilirse, dünyanın en varsıl açılımını o rtaya çıkartarak cevher olur, yüreğe akar gider. İlkokulu Diyarbakır’da bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesi’nde okumaya başlaması, çok bilgili, görgülü, irfan sahibi laik öğretmenler elinde yetişmesi bir şanstır. Fransızcayı öğrendiğinden Baudelaire, Rimbaud, Mallarmê ‘yi tanıdı, çözümledi. Mülkiye öğrenimini Türkiye ve Paris’te yaptı. 1946′da CHP Şiir Ödülü’nde birincilik aldı. Dağlarca ve A. İlhan , ilk üçe giren diğer şairlerdi.

İçe dönük bir Şair
Masmavi gölgeler bile ses vermiyordu çığlığına. Kendini Haşim gibi çirkin bulması, kız arkadaş edinememesi, yalnızlığını katlıyordu. Kırılgan, ürpertili ve tedirgin oluşu, doğal ki, şiirini derinleştiriyordu.

Bu yöne, tarih açısından bakıldığında, yaratı ve donatmak sanatının, yansıtma yoluyla yaşamın boşluklarını giderme konusunda, sanatın özüyle işlevine ters düşmeyen, birbirini tümleyen bir dolayım oluşturmak istediği görülebilir. Fakat, Tarancı şiirlerinde, olanı, sorularıyla tırtıklarken, olabilir olan şeyi pek de görüp söylememiştir. Çağa özgü az güvenilirliği, bozulmayı içerikle beslerken, doğuş koşullarını, temel kavramlar üzerinden sanat gerçeğinin yansısıyla duymuş olması gerekirken; aynalarda kendini daha çok görmek istememesi uğruna, bu korkuyla olsa gerek, öznelliğin iç dünyasından gene bu ikircikliğiyle vazgeçmektedir. Tarancı, esrarlı yollara kolayca sapmaz gözükse de, sürekli içe gider. Şiir içte gezdirilen bir aynadır da ona göre.

Ölüm korkusu

Turgut Uyar’a bakarsak, o hiçbir şeye, hiçbir şey katmamış, salt olanı vermiş, gelip geçmiş bir yaşamdır diyor. Yaşam zaman zaman insanla dalga geçer. Buysa kişiyi çok üzer. Bir yanı düşten güzel bu yaşamın, bir yanı da biçim ve içerik yetingenliği ve yetkinliğinin kanıtıdır. Sürer gider.

Gizli, açık, kapalı havasının insanlarını yansıttı. Şiirinde bireysellikteki evrenselliği yakalayabilmiş olmasıyla, şiiri yararcı mecrasına çekmeden, devinim, ses, biçim birlikteliğiyle yoğurarak kitlelere ulaştırmayı başarabildi. Bu politize olmamış dünyasal bir şiirdi. Söyleminde stepe denk gelen, sarkan yanları var mıydı, ölüm korkusunun?

Gün Eksilmesin Penceremden

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
Pervam yok verdiğin elemden
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!



 
P

prenses35

Kullanıcı
23 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
36
İzmir
en çok otuz beş yaş beni çok etkiliyor ,çocukluk şiiride güzeldir...

ÇOCUKLUK

Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!



Cahit Sıtkı TARANCI
 
A

aylinyalnız

Kullanıcı
15 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
Hatay
OTUZ BEŞ YAŞ


Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylesin ölüm herkezin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.


Cahit Sıtkı Tarancı
 
A

agokalper

Kullanıcı
9 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
otuz beş yaş şiirini yıllar önce lisedeyken bi dinletide söylemiştim.. geçmişe götürdü beni. tşk.ler :)
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.



Gerçektenn yolun yarısı mıdır? yaşayıp görürüz ömrumuz yeterse :)
 
A

aylinyalnız

Kullanıcı
15 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
Hatay
DALGIN ÖLÜ

Dün güzel bir kadın geçti
Kabrimin yakınından
Doya doya seyrettim
Gün hazinesi bacaklarını
Gecemi altüst eden
Söylesem inanmazsınız
Kalkıp verecek oldum
Düşürünce mendilini
Öldüğümü unutmuşum

CAHİT SITKI TARANCI
 
A

aylinyalnız

Kullanıcı
15 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
Hatay
ANNE NE YAPTIN?

Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim.

Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?

Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?

Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim
Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?

CAHİT SITKI TARANCI
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
aylinyalnız' Alıntı:
Cahit Sıtkı Tarancı,
Gün Eksilmesin Penceremden

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
Pervam yok verdiğin elemden
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!

Bu çok güzel..
 
G

gökteki yıldız

Kullanıcı
13 May 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
prenses35' Alıntı:
en çok otuz beş yaş beni çok etkiliyor ,çocukluk şiiride güzeldir...

ÇOCUKLUK

Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!



Cahit Sıtkı TARANCI
Ne güzel bir şiir böyle ::)teşekürler
 
Otu Çek Köküne Bak

Otu Çek Köküne Bak

Kullanıcı
21 Ara 2009
En iyi cevaplar
0
0
"Alemde gündüz gönlüme işkencedir;bence bayram ufukta gün bitincedir..
günün geçit vermez karlı dağlarını sanki sihirbaz bir el eritincedir..bütün gün beklediğim bahar ki gece gökte yıldızların da ümidincedir..yollar,yollarda nihayet içime denk,sonsuzlaşarak başıboş gidincedir..ben ister güleyim ister ağlayayım,sesimi yalnız kendim işitincedir..."

Cahit sıtkı tarancı.

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Sonum "Yaş 35 yolun yarısı eder" diyen 46'sında ölen şairin sonuna benzesin istemem
35 yaşı aşıp yolu yarılayan bir kişi olarak fazlasına gerek yok çaresi olsaydı bir ömür alırdım ..!
 
 
Üst