Zynep'in Kaleminden

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Zynep
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Bülent' Alıntı:
Zynep' Alıntı:
Çok eleştirdiniz beni:)

Merhaba Zynep.
Aslında eleştirim şahsınıza yönelik değil, yanlış anlamayın.
Sadece gençlerimizin fiziksel ve ruhsal gelişiminin (özellikle eline büyük taş alan, isabet yüzdeleri düşük olanların :) ) olumsuz etkilenmemesi için konuyu vurguladım.  :)

Zynep' Alıntı:
Çok eleştirdiniz beni:)
Şimdi içimden geldi, farklı bir yazımı paylaşacağım sizinle.
Bu sefer konu "Aşk"!
Hadi bakalım, ne itirazlarla karşılaşacağım bu kez?

"İtiraz ediyorum!"
dermişim.  ;D
Hayır tabi ki, illa her yazınıza muhalet edeceğim diye bir düşüncem yok.  ;)
Hem zaten "Aşk"a kim itiraz edebilir?
Yine de bi okuyayım, belli de olmaz...  8)


Eleştirilmeyen, sadece "teşekkür ederiz" şeklinde bir yorum, "beni" çok mutsuz eder, çünkü "benim nazarımda" bu yazı okunmamış, ya da dikkate değer bulunmamış demektir sevgili Bülent.
Olumlu olumsuz her türlü eleştiriyi bizzat kendim çok yaptığım için, eleştirildikçe, ya da kişiye ters gelen durumlar açıklandıkça, ben çok memnun alıyorum. Çünkü, bu yorumlar beyin fırtınasına yol açar ki, yazı sahibi bu duruma en çok sevinen kişi olur.
Özellikle teşekkür ederim.
Şakalaşmak bazen, kişileri rahatlatır, aklındakileri dile daha rahat getirmelerine yardımcı olur, düşüncesiyle ufak bir şaka yaptım sadece, hoşgörünüze sığınarak:)
Sevgilerimle.
 
Nedense yaşım ilerledikçe yakalıyorum bu mutluluğu  :) mutlu olduğumu sandığım günlerde ne kadar da kalıp içindeymişim. ???
 
yine hoş bi paylasımm olmuş Zeynep...ve bence bunları uygulayann mutlu olurr!!


Ama yılmayın..
Ve asla içinizdeki hüzne esir düşüp yaşama kapılarınızı kapatmayın..
Bilin ki..
Yaşam yaşayanlarla ve yaşananlarla güzel..
Ve hiç bir hüzün kalıcı değil siz istemezseniz..
Hepinize sözleri hüzünlü bile olsa ıslıklı günler.. :-X

 
Söylediklerinden sadece
yolda yürürken ıslık çalma işlemini yapamadım.
hep içimde kalmıştır :-\
ama onu da yapacağım  ;)
paylaşım için teşekkürler
çok güzel bir yazı.. :)
 
duygu yüklü bi yazınn cokk anlamlı Zeynep, yine yapmıssın yapacagınıı :)saolasınn...
 
Hepinize, ufak bir soluk aldıran ve bazı arkadaşlarça "edebi" kabul edilen:), ama aslında, kişisel gelişim anlamında, çok arkadaşımızın, pek çok bilimsel konuda başarılı olduğu halde, duygusal anlamda çelişki yaşadığı bir konuya parmak bastım ben sadece.
Aşk evrenseldir.
Hafife alınacak bir konu hiç değildir, çünkü çok başarılı kişileri yerle bir eden bir duygudur.
Benim yazdıklarım ise, bitmeye mahkum bu duygudan sonra, olması gereken ideal düşünme tarzıdır. Ve bu da, kendini bu anlamda geliştirebilen bir kişinin düşünce tarzı olmalıdır.
Teşekkürlerimle.
 
kalbimtq21gl4.gif


Uyuyamadığın gecelerde onu görebilme umudu ile uyuyabilmek için dua etmektir aşk.
Aşk yaşamaktır  doyasıya sonunu düşünmeden yelken açmaktır bilinmeyen yollara
Beklerken saniyelerin geçmemesi, yanındayken  zamanın hızla akmasıdır aşk
Ayrılırken yarın nasıl olacak zaman geçecek mi diye düşüncelere dalmaktır aşk
Biraz daha beraber olabilmek için yolu uzatmaktır aşk kısa yola girmeden
Evrende sadece iki kişinin yaşadığını düşünmektir aşk.
Ayaklarının yerden kesildiği hissetmektir aşk
Yanındayken onu özleyebilmektir aşk.
Etrafa kulak tıkamaktır aşk..
Hayal kurmaktır aşk.


Ve her şey  bittiğinde acı çekmektir aşk . kimini şair kimini berduş yapan ey aşk

eyask873lj2no8.jpg
 
Zynep' Alıntı:
Eleştirilmeyen, sadece "teşekkür ederiz" şeklinde bir yorum, "beni" çok mutsuz eder, çünkü "benim nazarımda" bu yazı okunmamış, ya da dikkate değer bulunmamış demektir sevgili Bülent.
Olumlu olumsuz her türlü eleştiriyi bizzat kendim çok yaptığım için, eleştirildikçe, ya da kişiye ters gelen durumlar açıklandıkça, ben çok memnun alıyorum. Çünkü, bu yorumlar beyin fırtınasına yol açar ki, yazı sahibi bu duruma en çok sevinen kişi olur.
Özellikle teşekkür ederim.
Şakalaşmak bazen, kişileri rahatlatır, aklındakileri dile daha rahat getirmelerine yardımcı olur, düşüncesiyle ufak bir şaka yaptım sadece, hoşgörünüze sığınarak:)
Sevgilerimle.
Paylaşımınız ve içten açıklamanız ve için teşekkür ederim. 
Saygılarımla.
 

öncelikle teşekkürler yüreğinizden geçen güzel duygular için. çoğunu yaptım  :-[  :)

Ama yılmayın..
Ve asla içinizdeki hüzne esir düşüp yaşama kapılarınızı kapatmayın..
Bilin ki..
Yaşam yaşayanlarla ve yaşananlarla güzel..
Ve hiç bir hüzün kalıcı değil siz istemezseniz..
Hepinize sözleri hüzünlü bile olsa ıslıklı günler..

ne kadarda güzel belirtmişsin. evet hüzünler acılar mutsuzluklar kalıcı değil yeterki biz sıyrılmak için mücadelele verelim. gün geldi nefret ettim gün geldi çok sevdim bu hayatı. sevmem yılmamam için için rabbim bana neden de verdi her şeye rağmen seviyorum bu hayatı.  :)
 
Arkadaşlar kişisel gelişim sitesindeyiz.
Biten bir beraberliğin ardından mutlu olmasını istemenin neresi kötü.
Kalbi kin ve nefretten arındırmadan nasıl olgunlaşılabilir.Gelişim gösterilebilir.
Çocukluk aşkınız aklınıza geldiğinde yüzünüze tebessüm yayılmıyor mu?Şimdi kimbilir nerde, nasıldır demiyormuyuz. :)
Bence aşk, insanlara hediye edilen  ilahi bir duygudur.
İçinde sevgi,saygı,şefkat barındırır.
 
Kristal' Alıntı:
Arkadaşlar kişisel gelişim sitesindeyiz.
Biten bir beraberliğin ardından mutlu olmasını istemenin neresi kötü.
Kalbi kin ve nefretten arındırmadan nasıl olgunlaşılabilir.Gelişim gösterilebilir.
Çocukluk aşkınız aklınıza geldiğinde yüzünüze tebessüm yayılmıyor mu?Şimdi kimbilir nerde, nasıldır demiyormuyuz. :)
Bence aşk, insanlara hediye edilen  ilahi bir duygudur.
İçinde sevgi,saygı,şefkat barındırır.


Özellikle teşekkür ederim bu yorum için.
Çünkü aranızdan bir arkadaşım, "Edebiyat Bölümü kapalı olduğu halde, edebi bir yazıyı Serbest Bölüm'de bir Yönetici'nin yayınlaması doğru mu?" diye bir soru sorduğunda kendisine bu yanıtı vermiştim bende.
Bu bir aşk yazısı değildir, biten bir aşkın ardından olması gereken "kendini geliştirebilmiş insan" tepkileridir diye.
Teşekkürler Kristal.
 
Ben aşık oldum ....evlendım...
Yavaş yavaş fark ettım aşk sevgiye yol açtı...
Sevgi+saygı=Mutluluk demek...
6 sene geçtı ardından....ve ....ben hala eşime aşığım....deliler gibi.....
Aşk ateşi canlı tutmak için bizim ellimizde...hiç unutmayın...
Bazen bir söz yeterli.....bazen bir bakış....
;)
 
Ah bu aşk yok mu? aşk..  :)

Çok güzel bir paylaşımdı,teşekkürler..
 
ABD’li şair ve yazar Charles Bukowski yaşamına giren kadınları şöyle anlatıyor; “Çok kadınım oldu ama. Sayısız, ama her biri tek ve eşsiz, her biri “bir”, hepsi tam ve eksiksiz. Her kadını teniyle, kokusu, sıcağıyla sevdim. Hepsini tek tek, elimden gelen en büyük özenle, yoğun bir istekle, sarhoş bir şehvet ve nefretle sevdim kadınlarımı. Bütün bahçelerimi kasıp kavuran yangınlar oldu aralarında, beni ölüme yaklaştıranlar, ölüme yakıştıranlar, ölüme yakışanlar oldu. Beni hayatımdan alıp çakalların ortasına kemiksiz bir et yığını gibi fırlatanlar oldu. Beni öldürenler, benim için ölenler oldu. Ama hiçbiri bende ölmedi, onlar yeraltındaki kasabamın en güzel kızları şimdi, acımasız baştan çıkarıcılıklarıyla sokağa çıkmaları yasaklanmaları gereken kadınlarım.”

Şairin yaşadığı deneyimlere bakar mısınız?  Eğer bu ilişkileri yaşamamış olsaydı belki de bu kadar ünlü bir yazar olamazdı. Aynı konuyu Ahmet Altan da İçimizdeki Bir Yer isimli kitabında  işlemiş. “Nice aşk yitirdim ben. Kışkırtıcı bir bakışıyla çılgına döndüğüm, bir dudak büküşüyle ağulu acılar çektiğim, kahkahalarıyla şenlenip gözyaşlarıyla kederlendiğim, bir tanrıça katına çıkartıp tapındığım, kutsal mabetlerinin sunaklarına hayatımı bir adak gibi bırakmayı arzuladığım, memelerinde, kasıklarında, kalçalarında, bacaklarında, boyunlarında adanmış topraklarda dolaşan bir sofu gibi vecd içinde kendimden geçerek dolaştığım, ayaklarına kapandığım, göğüslerinde ağladığım, saçının bir teline halel  gelmesin diye fütursuzca ölüme yürüyeceğimi hissettiğim, bazen öldürmeyi şiddetle istediğim, onda yok olup onla var olduğum, bana her defasında aşkı, acıyı, sevinci, hayatı ve ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim ben.
Kızıl bir kor gibi örslerine bıraktığım ruhumu bazen sert darbelerle, bazen yumuşak dokunuşlarla şekillendiren, benden bir başka ben yaratan, onun her şeyi, babası, oğlu, kardeşi, kocası, sevgilisi olduğum, onu her şeyim yaptığım, varlığıyla her şeyin tadına, kokusunu, görüntüsünü değiştiren, sıradan birçok davranışı olağanüstü maceralara dönüştürüp olağanüstü maceraları olağanlaştıran kadınlar.”

Yaşadığımız büyük aşkların bir gün biteceğini bilmek belki de bazı zor koşullara kendimizi hazırlamak açısından faydalı olabilir. Hiç bitmeyen aşk yok mu? Tabii ki var. Ama onlar azınlıkta olduğundan istisnalar kaideyi bozmaz demek zorundayım. İlişkilerin biteceğini Ahmet Altan da kabul ediyor;

“Biz üç kişiyiz.
Ben, sevdiğim ve ilişkimiz.
Beni sevdiğime bağlayan ilişki, bir zaman sonra beni sevdiğimden ayırıyor.
Yitirmenin ne olduğunu biliyorum.”diyor.
 
“Biz üç kişiyiz.
Ben, sevdiğim ve ilişkimiz.
Beni sevdiğime bağlayan ilişki, bir zaman sonra beni sevdiğimden ayırıyor.
Yitirmenin ne olduğunu biliyorum.”diyor.

Çok doğru..  ;)
 
Geri
Üst