Yemek yeme adabı.

  • Konbuyu başlatan Harun
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Harun tarafından oluşturulan Yemek yeme adabı. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,631 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Yemek yeme adabı.
Konbuyu başlatan Harun
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan M
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
Yemek yemenin bir adabı, bir kurallar kitabı, bir düzeni var biliyorsunuz. Arkadaşlarınızla toplanıp DVD seyrederken pizzayı ağzınıza nasıl tıkıştıracağınız fazla önem arzetmeyebilir ama resmi ve şık bir yemek ortamına girecek olursanız şaşkın balığa dönmek de var işin ucunda. Gelin önlemimizi baştan alalım, bunu yaparken de konu hakkında hiçbir şey bilmediğinizi varsayalım…

Sakin, kendinden emin bir şekilde oturun ve varlığınızı belli edin. Beylerin, yanlarına oturan hanımefendinin sandalyesini çekip ona yardımcı olması pek şık olur ama çok da şart değildir, başbaşa çıkılan özel bir yemekte değilseniz elbette. Ayrıca masadan bayanlar kalkarken sandalyeden hafifçe doğrulmak da kesinlikle zorunlu olmamakla birlikte beylere yakışan bir harekettir. Eğer bir evde yemeğe davetli iseniz, evsahipleri oturmadan önce masaya oturmamalı, herkesten önce yemeğe başlamamalısınız. Aynı şekilde evsahiplerinden önce masadan kalkmak da yakışık almaz.

Özellikle kalabalık bir sofradaysanız ve oturma düzeni biraz sıkışıksa, hangi çatal bıçağın, hangi bardağın kime ait olduğu karışabilir. Şöyle bir kontrol edelim: Tam ortada önünüzde duran tabak, onun sağında duran bıçak ve kaşıklar, solunda duran çatallar ve peçete, tabağın sağ üst köşesinde duran bardaklar ve ekmek tabağı size aittir. Varsa salata tabağı da yine sağ taraftadır. Tüm bunları dikkate almayıp “Pretty Woman” tribi yaşayacağım, sevimliliğimle kalpleri kazanacağım diyorsanız, o da sizin kararınız tabii.

Oturdunuz, size ait olan malzemeleri sahiplendiniz, sıra peçetenizi yavaşça açıp kucağınıza örtmeye geldi. Masaya koymayı, tabağınızın altına ya da yakanıza sıkıştırmayı aklınızdan bile geçirmeyin.

Ekmek sepetinden sadece bir parça ekmek alın ve ekmek tabağınıza koyun. Eğer masada tereyağı varsa, bir parça alın, ekmeğin üzerine değil tabağınıza koyun. Bıçağınızın ucuyla dilimin kenarına bir parça sürün ve ısırın. Bu şekilde yemeğe devam edin.

Sıra geldi iştah açıcılara. Tabağınıza en uzakta duran çatal bu iş içindir. Zaten sıra bu şekilde devam eder; sonraki yemek geldiğinde bir içteki çatala geçersiniz. Bıçak ve kaşıklar için de durum aynıdır. Eğer Çırağan Sarayı’nda filan bir yemekte iseniz zaten etrafınızda fır dönen garsonlar kullandığınız ya da kullanmayacağınız çatal bıçakları önünüzden alırlar ama daha mütevazı şartlardan bahsettiğimize göre olayı kendiniz yönetmek zorundasınız. Eğer ne yapacağınıza yine de karar veremedi iseniz bir dakika bekleyip yanınzda oturandan kopya çekersiniz olur biter. Tabii onun da niyeti sizden kopya çekmek ise yine fazla dert etmeyin, kimse kimseyi ayıplayacak durumda değil demektir. Kimse ana yemek çatalı ile salata yemenize bir şey demez ki bu arada salata çatalı daha küçüktür. Siz üzerinize fazla dikkat çekmeyin yeter.

Bıçağı sağ, çatalı sol elinizde tutacağınızı biliyorsunuzdur. Solaklar için ise doğal olarak durum tam tersidir. Önünüzdeki yemeği küçük parçalar halinde kesmelisiniz. Kocaman lokmaları yutmaya çalışmak takdir edersiniz ki bu şık ortama pek uymaz. Ayrıca yemeği bir seferde parçalara ayırıp bıçağı bırakmayı ve çatalı sağ ele transfer etmeyi unutun, bu son derece uygunsuz olacaktır. Kes, ye, kes, ye. Sıra bu şekilde olmalı. Ayrıca bıçağın keskin yeri çatala oldukça yakın olacak şekilde kesmelisiniz ki tam başarılı sonuç alabilin.

Genel bir kural da şudur: Kullanılan çatal, bıçak ya da kaşık işiniz bittikten sonra masaya konmaz. Yere de atamayacağınıza gore, yapmanız gereken kibarca tabağınıza koymak.

Çorba ile ilgili de söyleyeceklerimiz var. Çorba kaşığı asla bütünüyle ağzın içine sokulmaz. Kaşığın dörtte üçünü çorba ile doldurun, tabii ki höpürdetmeden kibarca içmenizi söylemeye gerek yok, sonra tabağınızın kenarına yaslayın. Çorba içmenin esas keyfi, tabağı devirerek içinde kalan tüm çorbayı almaya çalışmak da bu ortamlarda hoş değil. Birazı dibinde kalıversin.

Aslında hangi çatalı kullandığınızdan çok masada nasıl oturduğunuz dikkat çeker. Arkaya ya da öne doğru çok eğilmek, dirsekleri masaya koymak, bunlar hiç hoş değil arkadaşlar. Şöyle dik oturun, kendinize güvenin.

Yere düşen bir şeyi alıp masaya kesinlikle koymayın. Eğer birisi sizden bir şey uzatmanızı isterse masanın karşısına yetişmeye çalışmayın, yanınızda oturan kişiye verin, bu şekilde iletilsin. Eğer birisi sizden tuzu isterse aynı şekilde gönderin ama yanına biberliği de ekleyin. Yeri gelmişken, tatmadan önce yemeğinize tuz ya da biber dökmek evsahibine kabalık anlamına gelir. Elbette restoranda iseniz şefin sizi görüp alınacağını sanmıyoruz ama belli mi olur, garsonlardan biri yetiştirirse ya! Şaka bir yana, özellikle bir eve davetli iseniz bu konuya mutlaka dikkat edin.

Peki ya kazayla bir şey dökerseniz ya da hapşırıp ağzınızdakileri tabağınıza püskürtüverirseniz? İnsanlık hali, olmaz demeyelim. O zaman yapılacak tek şey var: Karizmanızı koruyun. Gayet pişkin bir şekilde ama nazikçe özür dileyip hayata devam edin. Olgun davranın. Eğer kazayla yanınızdakinin üzerine bir şey döktüyseniz sakın ha peçeteyi kapıp silmeye çalışmayın. Temizleme ücretini ödemek istediğinizi söylemeniz daha şık olur.

Peçeteniz ile ağzınızı bastıra bastıra silmeniz hiç şık olmaz. Filmlerde gördüğümüz gibi, dudaklarınızın üzerine pıt pıt dokundurmanız kafi.

Gelelim bir şey yerken el kullanma meselesine. Şöyle düşünün; elle yenip yenemeyeceğine karar veremediğiniz bir şeyi elle yemeyin, olsun bitsin. Şu minik liste, elle yenebilecek yiyecekleri içeriyor: kuşkonmaz, cips, sandviç, kurabiye, minik meyveler, kızarmış patates, hamburger, patlamış mısır, salatalık turşusu. Eh zaten pilavı elinizle yemeye çalışmayacağınızı tahmin etmiştik.

Son olarak, lokmalarınızı sakin ve yavaş çiğnemenizi, ağzınız dolu iken konuşmamanızı, yerken ses çıkarmamanızı, sofradan kalkmamanızı ama illa ki şartsa özür dileyerek izin istemenizin gerektiğini hatırlatalım.

Geçmiş olsun, yemeği sağ salim tamamladınız. Çatal ve bıçağınızı tabağın içine birbirine paralel olacak şekilde bırakın (abartmak isterseniz bunu saat 11:00 istikametinde yapın), peçetenizi tabağınızın yanına koyun, evsahiplerine teşekkür edin ve eve gidip ayaklarınızı masaya uzatıp televizyon seyredin. Afiyet olsun…

alıntı
----------

Ne kadar çok kural varmış ya haha :). Ben bunları yapsam yediğim boşa gider ama öğrenmek lazım tabi. Bir gün lazım olabilir  ;D ;D
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Çorba kaşığı asla bütünüyle ağzın içine sokulmaz.
Peçeteniz ile ağzınızı bastıra bastıra silmeniz hiç şık olmaz.
;D ;D ;D
Çok komik geldi birden:)))

Faydalı bilgiler, özellikle ciddi iş yemeklerinde bazı durumlar çok gülünç olabiliyor:)

Teşekkürler Harun.
 
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
dideM' Alıntı:
Çorba kaşığı asla bütünüyle ağzın içine sokulmaz.
Peçeteniz ile ağzınızı bastıra bastıra silmeniz hiç şık olmaz.
;D ;D ;D
Çok komik geldi birden:)))

Faydalı bilgiler, özellikle ciddi iş yemeklerinde bazı durumlar çok gülünç olabiliyor:)

Teşekkürler Harun.
Yaa benim böyle ciddi yemeklerde elim ayağım birbirine dolanır. içtiğim su bile nereye gittiği belli olmuyor  ;D ;D

Normalde rahat yiyen bir insan olduğum için sıkıntı çekebilirim. Babam diyor," sen kızla evlenene kadar sakın yemeğe götürme. yoksa kız senle evlenmez". hahhahahahha  ;D ;D ;D ;D
 
K

karagün

Harun' Alıntı:
Bıçağı sağ, çatalı sol elinizde tutacağınızı biliyorsunuzdur. Solaklar için ise doğal olarak durum tam tersidir. 
Gerçektende yararlı bir paylaşım olmuş teşekkürler.
Bana göre en zor olan kural ,bıçağı  sağ el ile kullanmaktırki
(kendimden biliyorum başta zorlanmıştım ama sonunda başardım)
  Her n ekadar doğal olmayı seviyor isekte öyle ortamlar vardırki yemek yemek işkencedir.
Eğer bu kurallar günlük yaşantıda uygunanır ise kendiliğinden rutin hale dönüşür ve yemek yemek işkence olmaktan çıkar.
Kendinizi her ortamda rahat hisseder ve kolayca yemeğinizi yersiniz .
Artık kim tutar sizi Çırağan'da bile rahatlıkla  davete katılabilirsiniz : )
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
" sen kızla evlenene kadar sakın yemeğe götürme. yoksa kız senle evlenmez".
hahaha yuh! O derece yani:)) En şpapırtılısından yiyorsun herhalde:))

Eğer bu kurallar günlük yaşantıda uygunanır ise kendiliğinden rutin hale dönüşür ve yemek yemek işkence olmaktan çıkar.
Evet haklısın. Tabii hepimiz rahata alıştığımız için alışana kadar da pek bi işkence oluyor bu tip durumlar.:))
 
E

emosin

Kullanıcı
18 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
Bursa
paylaşım için teşekkürler...

Geçmiş olsun, yemeği sağ salim tamamladınız. Çatal ve bıçağınızı tabağın içine birbirine paralel olacak şekilde bırakın (abartmak isterseniz bunu saat 11:00 istikametinde yapın), peçetenizi tabağınızın yanına koyun, evsahiplerine teşekkür edin ve eve gidip ayaklarınızı masaya uzatıp televizyon seyredin. Afiyet olsun… 

çok hoş yaa  ;D ;D en sonunda bitirebildik yemeğimizi...
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Ay bi adab-ı muhaşeret konusu daha. illa düzgün bir şekilde yemek yemek vs vs vs lazımda.
Neyse.. Ben gidip şöle kendime bol yağlı bir dürüm söleyeyim yağları dirseklerimden ahsın az :d
Gıcığım böle durumlara :d hani yemek yemesini bilmediğimden deel başka sebepleri varda. Onlarda bende kalsın iyisimi.
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ağız şapırdatılmadıktan,ekmek elle ağıza itilmedikten,yemek yerken hapşırılmadıktan sonra bi sorun yok  ;D

Yazarken aklıma Recep İvediğin Kızla Suşi yediği sahne geldi :ahah
 
Üst