Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur?

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan etki84
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

etki84

Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2007
Puanları
0
Konum
uşak
Kadın, akşam yemeği için masayı hazırlamak ve salata yapmak üzere mutfağa girerken elektrik düğmesine bastı. Işığın yanmasıyla sönmesi bir oldu. Birkaç kez bastı düğmeye, yok, yanmadı. ” Galiba ampul yandı ” diye düşündü. Hemen bir ampul bulup değiştirdi, yine yanmadı. Yapacak başka bir şeyi yoktu. Bu işlerde de o kadar beceriksizdi ki, öyle anlatılır gibi değil. Anahtar sıkışan bir kapı kilidini açmak, radyoda aradığı bir istasyonu bulmak, ocağın tüpünü değiştirmek onun için oldukça zordu. O nedenle şansı zorlamadı, yanmayan ampulle uğraşmaktan vazgeçti. Aspiratörün ışığı yaktı. Yarı aydınlık mutfakta çalışmaya başladı. Nasıl olsa az sonra eşi gelir ve gerekeni yapardı. Eşi, tüm onarım işlerinde çok iyiydi. Ancak birazcık ihmalkârdı ve de unutkan, hatta çok... ” O, bıçağa sap takıncaya kadar, hıyarın vakti geçer.” di.

Salatayı yaptı, yemek masası hazırladı. Derken eşi geldi; yarı aydınlık mutfağa girince, mutfak lâmbasına baktı. Kadın :
-Ampul yanmıyor, dedi.
Eşi hemen bir sandalyeye tırmandı. Ampulü sıkıştırdı yanmadı, gevşetti yanmadı; çıkarıp tekrar taktı, yeniden bastı düğmeye, yok ...... Başka ampul denedi yine yanmadı. Kadına döndü:
-Ampul sağlam, duyu bozuk bunun. Neyse yarın bakarım, bu akşam böyle idare edelim. Birkaç dakikalık bir işi var, o kadar. Hele bir yarın olsun.

Yemeğe oturdular. Loş ışıkta yemeklerini yediler. Aspiratörden yansıyan ölü gözü gibi ışıkta, yemek tabakların üzerinde oynaşıp duran gölgelerin karanlığında lokmaları bulup karınları doyurdular.

Ertesi gün erkek, akşamdan epey sonra geldi eve. Yemek için mutfağa girdiğinde, yanmayan ampülü görünce kadına baktı:
-Hay Allah ! Unuttum duy almayı. Zaten çok işim vardı. Neyse ! Yarın bakarım.
” Bu yarınlar hiç bitmez ya, neyse! ” diye içinden söylendi kadın.
- Akşamları işten geç geliyorsun. Ben yarın bir elektrikçi çağırıp yaptırayım.
Erkek: - Yok yok! Yarın yaparım, iki dakikalık iş, ne olacak ki !
Yine yarı aydınlıkta yemeklerini yediler. Erkek için pek sorun yoktu zaten. Karanlık mutfakta sadece yemek yerken sıkıntı çekiyordu birazcık. Yani onbeş bilemediniz yirmi dakika. Bu kadar kısa sürede insan tilki derisine bile katlanır. Kadın masayı topluyor, kabı kacağı toparlıyor, yemek sonrası kahve yapıyor; böylece karanlık mutfağın sıkıntısı içini daraltıyordu. Olan kadına oluyordu yani.

Daha ertesi gün erkek yine geç geldi işten. Aslında yorgundu zavallı. Ama ihmalciliği ve unutkanlığı da su götürmez bir gerçekti. Bozuk duyu çoktan unutmuştu nasıl olsa. Mutfağa yöneldiğinde yanmayan ampul aklına geldi veya loş ışığı görünce hatırladı belki. Mahcup bir tavırla kadına döndü:
-Yine unuttum duy almayı......İşim de öyle çoktu ki ! Yarın bakarım.

Yanıtlamadı kadın. Bozulan eşyaların, âletlerin günlerce onarılmamasına alışıktı zaten. Su kaçıran musluklar, kapanmayan kapılar, vidaları gevşemiş veya düşmüş sandalyeler , çarpılmış dolap kapakları vs. hep erkeğin ilgisini bekliyordu. Erkek, tamirci çağırmaya gerek olmadığı, bunları onarmanın birkaç dakikalık bir iş olduğunu söylediği için , kadın tamirci de çağıramıyordu . Erkeğe dönüp:
-Ben yarın bir elektrikçi çağırayım, senin vaktin yok. Diye şansı bir kez daha denedi.
Erkek atıldı hemen:
-Yok yok ! Yarın erken çıkacağım işten, yeni bir duy alırım, gelince yaparım. Birkaç dakikalık iş nasıl olsa.

Dördüncü gün yine akşam oldu. Kadın karanlık mutfağa girdi. Aspiratörün yetersiz ışığında sabırla salatayı yaptı, yemek masası hazırladı.....Mutfak öyle karınlıktı ki ! Korku filmi gibi...Hele yemek masası daha da karanlıktı. Masaya büyükçe bir mum koydu, yaktı. Hiç olmazsa aydınlık olsundu biraz. Mum birden aydınlattı masayı ve mutfağı. Kadın da içi aydınlandı mum ışığıyla. Gölgeler oynaşıyordu mutfağın duvarlarında.
-” Ay ! Ne güzel ! Çok da romantik! ” dedi içinden.

Masaya kuru çiçeklerden oluşan bir arajman iliştirdi. Mum ışığı ve çiçeklerle güzel bir görüntü oluşmuştu. Sanki özel bir sofra hazırlıyor gibiydi. Her gün kullandığı su bardakları koymadı o akşam, başka bardaklar çıkardı. Daha güzel ve daha yeni.......Masaya şöyle bir baktı, çok hoş görünüyordu. ” İyi ki yanmıyor ampul.” Diye geçirdi içinden. Eşi neredeyse gelirdi artık. Böyle güzel bir masaya, üzerideki günlük giysilerle oturmak istemedi. Hemen yatak odasına indi. Üzerindekileri çıkardı, daha derli toplu bir şeyler geçirdi üzerine . Bir de saçlarına şekil verdi aceleyle. Aynaya baktı, solgundu yine. Ruju benek benek değdirdi yanaklarına, eliyle dağıttı, gözlerine kalem çekti. İyi ! Oldukça güzel görünüyordu. Beğendi aynadaki görüntüsünü. Telâşla yukarı çıktı, mutfağa girdi.

Derken erkek geldi. Her zamanki gibi hemen mutfağa yöneldi. Masadaki yanan mumu, ışıkta parlayan bardakları, çiçekleri görünce şaşırdı.Telâşlandı birden. Sözcükler arkaarkaya döküldü ağzından:
-Bugün özel bir gün mü? Bu masa ne böyle? Biz hangi aydaydık? Ayın kaçı bugün? Yoksa doğum günün mü bugün? Yine mi unuttum?
Kadın gülümseyerek:
-Yok canım ! Ne başka bir özel gün, ne doğum günüm......Duy bozuktu , ampul yanmıyordu ya, unuttun mu? O nedenle mum yaktım ve masaya her zamankinden birazcık daha özen gösterdim, hepsi bu.

Erkek kadına sevgiyle sarıldı, yanağına sıcak bir öpücük kondurdu:
- Kusura bakma, yine unuttum duy almayı. Yarın bakarım. Aslında iki dakikalık iş de, inan onu düşünecek zamanım yok, çoktan unuttum.

Gülümsedi kadın. Mum ışığıyla aydınlanan masaya oturdular. Bu değişik ortamda, her akşamkinden daha zevkli yemek yediler, güzel sohbetler ettiler. O akşam, yemek oldukça uzun sürdü. Hatta erkek, karnı doyar doymaz masadan kalkmadı her akşamki gibi. Kahvelerini yemek masasında içtiler. Eski günlere döndüler, anıları tazelediler. Ne zamandır yapmamışlardı bunu.


( Aradan bir hafta geçti ve o duy hâlâ bozuk. Belki yarın onarılır. Ne olacak canım, nasıl olsa iki dakikalık iş. )

Mutluluğu yakalamak öyle kolay ki!

Kâmuran Esen



 
Sorun çıkarmak yerine, sorunlardan mutluluk çıkarmak.........  ;)KAMURAN ESEN’E  TEŞEKÜR EDERİM...
 
KAMURAN ESEN’E TEŞEKKÜR EDERİM BU KADAR GÜZEL YAPITLAR ORTAYA KOYDUĞU İÇİN...
 
;), ben duygulandım açıkçası, Çok güzeldi, mutlu olmak için birşey gerekmiyor. İnsan yoktan da mutlu olması  bilmeli ve yoktan var etmeli dimi ama  ;)

Teşekküler Etki84

Saygılar
 
evet mutluluğu yakalamak o kadar kolay kii. nedense biz  bu kadar kolay bişeyi başaramıyoruz neden. yazı için teşekkürler çok güzeldi
 
OLUMSUZLUKTAN OLUMLU BİR YÖN ÇIKARMA ....

NE KADAR GÜZEL BİR ÖZELLİK...KEŞKE HER ŞEYE BU ŞEKİLDE BAKABİLSEK....
YÜREĞİNİZE SAĞLIK
 
Valla ben yazı içinde geçen şu cümleyi okuduktan sonra çok romantik düşünemedim açıkcası;

Yanıtlamadı kadın. Bozulan eşyaların, âletlerin günlerce onarılmamasına alışıktı zaten. Su kaçıran musluklar, kapanmayan kapılar, vidaları gevşemiş veya düşmüş sandalyeler , çarpılmış dolap kapakları vs. hep erkeğin ilgisini bekliyordu.

Birisi bana yanıt verebilir mi? Su kaçıran muslukların şıpırtısını yağmur sesi sayıp mutlu mu olsunlar, ya da kapanmayan bir kapının rüzgarda gıcırdamasını ateş böceği sesi olarak mı düşünsünler? vsvs...

Siz siz olun bozuk olan ne varsa tamir ettirin, böylesi ortamları yaratmak içinse yaratıcılığınızı kullanın.
Bence yani... :)
 
Geri
Üst