Yanlış anlaşılmak

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde Harun tarafından oluşturulan Yanlış anlaşılmak başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,007 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Yanlış anlaşılmak
Konbuyu başlatan Harun
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan superisi23
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
Anlaşılmamak can sıkıcıdır ama yanlış anlaşılmak ise insanı kahreder.

Düşünsenize çok sevdiğiniz ve saydığınız adeta yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen bir tanığınıza veya arkadaşınıza söylediğiniz bir söz tamamen farklı yani yanlış anlaşılırsa
Üzülürsünüz değil mi?

Bu durum birçok şeyden kaynaklanabilir. Ya o yanlış anlaşılmanın olduğu zamanlarda kafamız karışıktır. Veyahut yanlış anladığımız kişinin hakkımızda doğru düşünmediğine hükmederiz. Onun tamamen samimi olarak söylediği bir şeyi biz çok yanlış anlar ve algılarız
Hakkımızda hiçbir art niyeti olmayan arkadaş veya dostumuzu gereksiz yere üzmüş oluruz.

Necip Fazıl yıllarca kitaplarında ve gazetelerdeki makalelerinde yazarak yeni bir nesil yetiştirmek için çalışıp dururken bazı gençlerin kendisini yanlış anlamalarını vurgulamak için yıllardır çalışıp duruyorum beni tek birisi anladı lakin o da yanlış anladı demiş.

İki liseli arkadaş, liseyi bitirdiklerinde yurt dışında eğitimlerine devam etmek üzere yıllardır harçlıklarını biriktirmişler. Bu birikimlerini yıllarca her şeyden mahrum kalarak, fedakârlıklar göstererek yapmışlar. Liseyi beraber bitirdiklerinde Milli Eğitim Bakanını ziyarete gidip, yurtdışında okumaya gönderilmelerini talep etmişler... Ancak, Bakan gençlerden birini dışarı çıkartmış ve içerdekine,
— Seni gönderebilirim, ama arkadaşını gönderirsem dedikodu olur 'oğlunu gönderdi derler'hiç kimsenin beni yanlış anlamasını istemem onun için onu gönderemem der. Bu durum dışarıdaki öğrenciye de söylendiğinde, durumu algılamasının ardından arkadaşına,
— Madem öyle benim biriktirdiğim parayı da sen al, hiç olmazsa biriktirme amacımı kısmen gerçekleştireyim, der ve yıllardır fedakârlıklarla biriktirdiği tüm parayı arkadaşına verir. Evet, bu Milli Eğitim Bakanı; Hasan Ali YÜCEL dir. Dedikodu olmasın diye göndermediği oğlu ise, bugünün ünlü şairi Can YÜCEL dir.
Bu gerçek hikâye henüz bitmedi.
Arkadaşı, İsviçre’ye gider ve burada tıp eğitimi alır. O kadar başarılı olur, o kadar başarılı olur ki, dünyada O'nun adını duymayan bir tıp adamı kalmamıştır. Bu Profesör Türk olduğunu her fırsatta haykırmış, kendi icat ettiği, tasarladığı ameliyat aletlerine; Ayşe, Ceylan, Leyla, Eşek Semeri gibi Türkçe isimler vermiş ve konusunda ki her tıp adamı bu isimleri kullanmaya başlamıştır. Tahmin edeceğiniz üzere bu kişi Türkiye de bir hastane açmak istemiş; ama Türk Bürokrasi duvarını aşamamış ve halen bunu gerçekleştirememiştir. Oysa İsviçre; ülkede 60 yaşını aşan doktorlara ameliyat izni verilmemesine karşılık iki sene üst üste yasalarını değiştirerek ona bu hakkı tanımıştır. Evet, arkadaşlar bu hikâyeyi hiç unutmayacağım. Bu ünlü cerrah sonunda Türkiye de tüm üniversitelerimizden takdir edildi ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez, TBMM tarafından "Onur Madalyası" aldı. Bu kişi; Profesörlerin Profesörü, GAZİ YAŞARGİL di.
Hikâye hala bitmedi,
Ünlü Şairimiz Can YÜCEL’İN oğlu, Yeni Can YÜCEL doktor olarak mezun oldu ve babası onu can arkadaşı Gazi Yaşargil'e gönderdi. O da onu beyin cerrahi olarak yetiştiriyor. Şu an Doç. Dr. Yeni Can YÜCEL.

Aksi İspat Olana Kadar Kişinin Söylediği Geçerli Olmalı

Karşınızdaki muhatabınız yanlış anladığınız şeyi o maksatla söylemediğini sizin kendisini yanlış anladığınızı söylüyorsa sizin de yok yok be senin ne manada söylediğini bilmez miyim şimdi kıvırma demeniz de adil ve iyi bir yol değil bence. Bir kişi herhangi bir özür farklı manalarda söylemiş olsa bile daha sonra sen beni yanlış anladın ben o manada söylemedim diyorsa bu söz bir özürdür ve uzatmamak gerek diye düşünüyorum.

Fatma Ozan / istanbul times


Ben de öyle düşünüyorum Fatma hanım :)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Evet yanlış anlaşılmak kadar zor bir durum yoktur. Bazen bizim anlık bir davarnışımız bile, karşımızdakinin bizi yanlış anlamasına, değerlendirmesine yol açabilir...
Ve yanlış anlaşılmanın verdiği huzursuzluk ne kötüdür bilirim. Bir kaç kezz başıma geldi iyi bilirim bu duyguyu  :)

Karşınızdaki muhatabınız yanlış anladığınız şeyi o maksatla söylemediğini sizin kendisini yanlış anladığınızı söylüyorsa

diye yazmış ya Fatma Hanım, burada katılmadığım bir şey var; karşımızdakini eğer iyi tanıyorsak, zaten neyi ne demek istediğini, iyi mi demek istedi, kötü mü demek istedi anlarız zaten...
keza ben devamlı özür dileyenlerden de haz almam, bunun yerine hareketlerine yansıtıp, düzelten kişiliklerden yanayım.
Güzel bir konu teşekkürler paylaşım için Harun...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Yanlış anlaşılmaktansa, anlaşılmamayı yeğler oldum.

Örnek, bildiğimiz bir örnek ama yeniden okumak yine aynı hazzı verdi, saolasın.

Gülşah'ta özür dileme konusunda çok mantıklı bir örnek vermiş;

bunun yerine hareketlerine yansıtıp, düzelten kişiliklerden yanayım.
Bu çok doğru yaklaşım, sana da teşekkürler Gülşah.

 
superisi23

superisi23

Kullanıcı
30 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
Gerçektende yanlış anlaşılmak çok kötü. Çoğu insan kendini ifade edemez ve yanlış anlaşılır.
Paylaşımınız için teşekkürler.
 
Üst