M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
”Hayat kısa, sanat uzundur. Fırsat hemen kaçar. Tecrübe aldatıcı, karar vermek zordur.”
Hipokrat.
Hekimlik çok kutsal bir meslektir. Yaratılmışların en mükemmeli insandır. Hekim olmak demek ancak ” iyi hekim olmak ” demektir. Hekimlik sadece bilgi bilmek ve uygulamak değildir. Hekimin insanı sevmesi ve kendini onun yerine koyması şarttır. Yanlızca bedenin rahatlaması değilde ruhun da sakinleşmesi gerekir. Bu sebeple hasta neşelendirilmeli ve iyileşeceği konusunda ümitlendirilmelidir. Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat örnek bir şahsiyettir. Kendini mesleğine adamış iyi bir hekimdir.
Günümüzden 2500 yıl önce tıbbın özellik arzeden bir sanat olduğunu benimsemesi, tıbbı deneme yanılma metodundan gözleme medotuna dayanarak geliştirip sistemleştirmek, bu sanatla uğraşacak olanları belli bir yemin etrafında toplamak... Hipokrat Hz. İsa’dan 460 yıl önce bugün Yunanistan’a bağlı İstanköy ( Kos ) adasında doğmuştur. Hekim Heraklidies’in oğludur.Tıpla ilgili ilk bilgileri babasından almış, çok gezmiştir. 85 yılında Larissa’da ölmüştür.
Zatürre ve çocuklardaki sara hastalığı ilk tanımlayan hekimdir. Düşünce ve duyguların kalpten değil, beyinden kaynaklandığı fikrini ilk ortaya atan hekimdir. Kos adasında bir tıp okulu kurup düşüncelerini öğretmiştir. 70’i bulan çalışmaları daha sonra kıtap haline getirilmiş ve tıpta klâsik eser olareak 18. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Psikolojik tedaviyle de ilgilenmiştir.
Hipokrat meslektaşları şu sözlerle uyarır.” Hastanıza karşı katı olmamanızı ve ayrıca onun durumunu dikkate almanızı tavsiye ederim. Önceki kazançları ve içinde bulunduğun tatminkâr durumu düşünerek bazen karşılıksız hizmet götür. Maddi sıkıntı içinde bulunan kişiye hizmet vermek fırsatı çıkmışsa, bu gibilere her türlü yardımı yap. İnsan sevgisinin bulunduğu yerde sanat aşkıda bulunur. Durumların öldürücü olduğunun farkında olan bazı hastalar hekimlerinin iyi tutumlarından dolayı iyileşmişlerdir. Hastayı iyileştirmek ve şifa bulmuş olanın kendisini iyi hissetmesini sağlamak için gözlem altında bulundurmak isabetlidir. Ayrıca bir hekimin neyin uygun olduğunu belirleyebilmesi için kendisine de dikkat etmesi gerekir.”
Ona göre tıbbın ilk kuralı ” Primum nil nıocere!, yani” Önce zarar verme!” şeklindedir.Yine kurallarından biri de ” Bilmiyorsan uzak dur! ” şeklindedir.
Hekim-hasta ilişkisini temel dayanağı GÜVEN’ dir. Bu güven hekimin hastasına faydalı olması, en azından zarar vermemesi, sırları açıklamaması gibi durumlarda sağlanablir. İşte hekim, hastasına bu şekilde davranacağına inandırabilmesi için andiçer. İki bin yıldan beri mesleğe adım atan bütün hekimlerin okuduğu Hipokrat Andı sanilanın aksine Hipokrat’ın kendisi tarafından değil, muhtemelen oğlu ya da öğrencilerinden biri tarafından yazıya dökülmüştür. Hipokrat Andı hekimlik sanatın en önemli sembollerinden biridir.
” Şifa verici Allah’a andolsun ki, elimden geldiği ve aklımın erdiği kadar bu yeminimi bütünüyle yerine getireceğim. Tıp hocamı anam, babam kadar aziz tutacağım. Elimde avucumdakini onunla paylaşacağım. Eğer bir ihtiyacı olursa yardımına koşacağım. Oğullarına kendi kardeşlerim gözüyle bakacağım. Eğer isterlerse bu sanatı ücretsiz ve kendilerinden hiçbir karşılık beklemeden öğreteceğim. Öncelikle kendi oğullarıma , sonra hocamın çocuklarına, nihayet tıp kanunları uyarınca yazılı taahhüt ve andla beni hocalığa seçen öğrencilerime , yalnız bunlara mesleğimi öğreteceğim. Aklımın erdiği kadar bu sanatın kaidelerini sözlü ve hasta başında derslerle öğreteceğim. Gücümün yettiği, aklımın erdiği kadar tedavi ve perhizlerini onların menfaatlerine uygun olarak idare edeceğim; bütün fenelıklar ve adaletsizliklerden kaçınacağım. Ne isteyenlere ne de kendiliğimden kimseye zehir vermeyeceğim gibi kadınlara da çocuk düşürmek için vasıtalar temin etmeyeceğim. Mesaneden taş çıkarma ameliyatı yapmayacağım. Bu işi onunla meşgul olanlara bırakacağım. Girdiğim her eve ancak o evdeki hastaların faydası temin için gireceğim. Her türlü fena ve ahlak bozan hareketlerde bulunmayacağım; kadın ve erkek, hür veya esir hastaları iğfalden kaçınacağım. Gerek sanatımın icrası, gerek sanat icrası dışında görüp işittiklerimden açıklanmasına lüzum olmayanları sır olarak saklamayı ödev bilip ifşa etmekten kaçınacağım. Eğer bu yemini ve taahhüdü bozmadan yerine getirirsem, hayattan ve sanatımdan alacağım zevk ve insanlar arsında göreceğim saygı ve riayet bana helâl olsun! Eğer bu yeminimi tutmazsam ve yalan yere yemin etmişsem, hayat ve sanattan alacağım zevk bana haram olsun ! İnsanlar arasında şeref ve itibara erişmeyeyim !”
Hipokrat Andı nın günümüzdeki şekli ise şöyledir:
” Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma; hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma; insan hayatına mutlak saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık alayhine kullanmayacağıma; mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma; hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime; din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farkların görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime; mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzeriene yemin ederim! ”
En Meşhur Sözleri:
*Kullanılan genişler, kullanılmayan kaybolur.
*Aldığın besin ilacın, aldığın ilac da besinin olsun.
*Yediklerimiz ilaçlarımızdır.
*Yürüyüş insanın en iyi ilaçıdır.
*İnsan bilmelidir ki; neşe, hoşnutluk, gülme, acı, üzüntü, karamsarlık ve matem yalnızca beyinden gelir.Bununla özel bir tarzda sezip bilgiyi elde eder, görür ve işitiriz. Aynı organla deli ve çılgın olunur, korkular ve dehşet bazen gece bazen gündüz bizi etkisine alır.
*Önce hastana zarar verme !
*Diyetle iyi edebileceğiniz hallerde ilaç tavsiye etmeyin!
*Bir hastalığın en iyi çaresi, o hastalığa yakalanmamanın yolları öğrenmektir.
*Kuzey rüzgârları öksürük, boğaz ağrısı, kabızlık, idrar kesikliği meydana getirir.
genç beyin kasım 2003 ayı sayısından derlenmiştir.
Hipokrat.
Hekimlik çok kutsal bir meslektir. Yaratılmışların en mükemmeli insandır. Hekim olmak demek ancak ” iyi hekim olmak ” demektir. Hekimlik sadece bilgi bilmek ve uygulamak değildir. Hekimin insanı sevmesi ve kendini onun yerine koyması şarttır. Yanlızca bedenin rahatlaması değilde ruhun da sakinleşmesi gerekir. Bu sebeple hasta neşelendirilmeli ve iyileşeceği konusunda ümitlendirilmelidir. Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat örnek bir şahsiyettir. Kendini mesleğine adamış iyi bir hekimdir.
Günümüzden 2500 yıl önce tıbbın özellik arzeden bir sanat olduğunu benimsemesi, tıbbı deneme yanılma metodundan gözleme medotuna dayanarak geliştirip sistemleştirmek, bu sanatla uğraşacak olanları belli bir yemin etrafında toplamak... Hipokrat Hz. İsa’dan 460 yıl önce bugün Yunanistan’a bağlı İstanköy ( Kos ) adasında doğmuştur. Hekim Heraklidies’in oğludur.Tıpla ilgili ilk bilgileri babasından almış, çok gezmiştir. 85 yılında Larissa’da ölmüştür.
Zatürre ve çocuklardaki sara hastalığı ilk tanımlayan hekimdir. Düşünce ve duyguların kalpten değil, beyinden kaynaklandığı fikrini ilk ortaya atan hekimdir. Kos adasında bir tıp okulu kurup düşüncelerini öğretmiştir. 70’i bulan çalışmaları daha sonra kıtap haline getirilmiş ve tıpta klâsik eser olareak 18. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Psikolojik tedaviyle de ilgilenmiştir.
Hipokrat meslektaşları şu sözlerle uyarır.” Hastanıza karşı katı olmamanızı ve ayrıca onun durumunu dikkate almanızı tavsiye ederim. Önceki kazançları ve içinde bulunduğun tatminkâr durumu düşünerek bazen karşılıksız hizmet götür. Maddi sıkıntı içinde bulunan kişiye hizmet vermek fırsatı çıkmışsa, bu gibilere her türlü yardımı yap. İnsan sevgisinin bulunduğu yerde sanat aşkıda bulunur. Durumların öldürücü olduğunun farkında olan bazı hastalar hekimlerinin iyi tutumlarından dolayı iyileşmişlerdir. Hastayı iyileştirmek ve şifa bulmuş olanın kendisini iyi hissetmesini sağlamak için gözlem altında bulundurmak isabetlidir. Ayrıca bir hekimin neyin uygun olduğunu belirleyebilmesi için kendisine de dikkat etmesi gerekir.”
Ona göre tıbbın ilk kuralı ” Primum nil nıocere!, yani” Önce zarar verme!” şeklindedir.Yine kurallarından biri de ” Bilmiyorsan uzak dur! ” şeklindedir.
Hekim-hasta ilişkisini temel dayanağı GÜVEN’ dir. Bu güven hekimin hastasına faydalı olması, en azından zarar vermemesi, sırları açıklamaması gibi durumlarda sağlanablir. İşte hekim, hastasına bu şekilde davranacağına inandırabilmesi için andiçer. İki bin yıldan beri mesleğe adım atan bütün hekimlerin okuduğu Hipokrat Andı sanilanın aksine Hipokrat’ın kendisi tarafından değil, muhtemelen oğlu ya da öğrencilerinden biri tarafından yazıya dökülmüştür. Hipokrat Andı hekimlik sanatın en önemli sembollerinden biridir.
” Şifa verici Allah’a andolsun ki, elimden geldiği ve aklımın erdiği kadar bu yeminimi bütünüyle yerine getireceğim. Tıp hocamı anam, babam kadar aziz tutacağım. Elimde avucumdakini onunla paylaşacağım. Eğer bir ihtiyacı olursa yardımına koşacağım. Oğullarına kendi kardeşlerim gözüyle bakacağım. Eğer isterlerse bu sanatı ücretsiz ve kendilerinden hiçbir karşılık beklemeden öğreteceğim. Öncelikle kendi oğullarıma , sonra hocamın çocuklarına, nihayet tıp kanunları uyarınca yazılı taahhüt ve andla beni hocalığa seçen öğrencilerime , yalnız bunlara mesleğimi öğreteceğim. Aklımın erdiği kadar bu sanatın kaidelerini sözlü ve hasta başında derslerle öğreteceğim. Gücümün yettiği, aklımın erdiği kadar tedavi ve perhizlerini onların menfaatlerine uygun olarak idare edeceğim; bütün fenelıklar ve adaletsizliklerden kaçınacağım. Ne isteyenlere ne de kendiliğimden kimseye zehir vermeyeceğim gibi kadınlara da çocuk düşürmek için vasıtalar temin etmeyeceğim. Mesaneden taş çıkarma ameliyatı yapmayacağım. Bu işi onunla meşgul olanlara bırakacağım. Girdiğim her eve ancak o evdeki hastaların faydası temin için gireceğim. Her türlü fena ve ahlak bozan hareketlerde bulunmayacağım; kadın ve erkek, hür veya esir hastaları iğfalden kaçınacağım. Gerek sanatımın icrası, gerek sanat icrası dışında görüp işittiklerimden açıklanmasına lüzum olmayanları sır olarak saklamayı ödev bilip ifşa etmekten kaçınacağım. Eğer bu yemini ve taahhüdü bozmadan yerine getirirsem, hayattan ve sanatımdan alacağım zevk ve insanlar arsında göreceğim saygı ve riayet bana helâl olsun! Eğer bu yeminimi tutmazsam ve yalan yere yemin etmişsem, hayat ve sanattan alacağım zevk bana haram olsun ! İnsanlar arasında şeref ve itibara erişmeyeyim !”
Hipokrat Andı nın günümüzdeki şekli ise şöyledir:
” Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma; hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma; insan hayatına mutlak saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık alayhine kullanmayacağıma; mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma; hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime; din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farkların görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime; mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzeriene yemin ederim! ”
En Meşhur Sözleri:
*Kullanılan genişler, kullanılmayan kaybolur.
*Aldığın besin ilacın, aldığın ilac da besinin olsun.
*Yediklerimiz ilaçlarımızdır.
*Yürüyüş insanın en iyi ilaçıdır.
*İnsan bilmelidir ki; neşe, hoşnutluk, gülme, acı, üzüntü, karamsarlık ve matem yalnızca beyinden gelir.Bununla özel bir tarzda sezip bilgiyi elde eder, görür ve işitiriz. Aynı organla deli ve çılgın olunur, korkular ve dehşet bazen gece bazen gündüz bizi etkisine alır.
*Önce hastana zarar verme !
*Diyetle iyi edebileceğiniz hallerde ilaç tavsiye etmeyin!
*Bir hastalığın en iyi çaresi, o hastalığa yakalanmamanın yolları öğrenmektir.
*Kuzey rüzgârları öksürük, boğaz ağrısı, kabızlık, idrar kesikliği meydana getirir.
genç beyin kasım 2003 ayı sayısından derlenmiştir.