Şiirlerle Bir Ömrün Hikayesi..

  • Konbuyu başlatan crt
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Edebiyat kategorisinde crt tarafından oluşturulan Şiirlerle Bir Ömrün Hikayesi.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 220,414 kez görüntülenmiş, 386 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Edebiyat
Konu Başlığı Şiirlerle Bir Ömrün Hikayesi..
Konbuyu başlatan crt
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan BEYAZ KAZAK
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul

Yürek ehlileşmemişse eğer, bilinçle örülen tüm itirazlara renk ve kalite katar..
İnsanın içinde büyüttüğü özgürlüğü eyleme geçirmesi demek olan aşk ile aynı yüreğin incelik ürünü olan sanat, böyle bir yüreğin ortak refleksi olarak dışa vurduğunda, yaşam yolunda kelepçe tutmaz bir irade oluşur. Özgürlük güzelliği, güzellik özgürlüğü büyütür..

"Bir kurtulalım hele tüm asalaklardan
Nasıl seveceğiz birbirimizi
Şiirler okuya okuya!.."
 

Brecht...




"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için
sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık
görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten
korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor,
reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini
bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey
vermediği için
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı
bilmediği için."

W.Shakespeare

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul

"Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var:
'Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar...'

Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım.."
 
Nazım Hikmet

*****





Yoksun artık  özledim seni babam..!
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul


Yine ağlıyor, Yıldız bakışlı çocuklar, Hayattan vazgeçmişcesine, Sanki yılların tüm yükü üzerlerinde...
Onun gibi bakıyorsunda..
Kaderinde onun gibimi yoksa..



Emek vereceksin yarınların için
Alın terin ile varacaksın ulaşmak istediğin yere
Haksızlığa boyun eğmeyip
Zulüm edene baş kaldıracaksın...!
Dört elle sarılacaksın emeğine
Okuyacaksın..

İnsanı, insanlığı öğreneceksin
Bileceksin, seni beni...ve geçmişini...
Kapatalım pencereyi
Parçalanmış bedenleri
Yoklukları,yıkıntıları
Yıkıntılar arasından sızan gözyaşlarını
Umarsızca eğlenebilen parazitleri
Görmeye dayanamıyorum anne...

ya sen ne olacaksın çocuk?
-astronot olacağım
-niçin astronot olmak istiyorsun sen?
cevap manidardır oldukça
-yıldızlara ulaşacağım
-n’olcak ulaşınca yıldızlara
-en parlaklarını toplayıp anneme vereceğim ..



Bakmayın güldüklerine onların,
Fotoğrafları çeken abileri söylemiş,
gülün diye..
Oysa..




Sen mavilerde bir geleceksin
Sen adın gibi hırçın.. Adın gibi sonsuzsun...
Adın DENİZmiydi senin?
Onun gibi bakıyorsunda..
Kaderinde onun gibimi yoksa..

(alıntı)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
İnsanın içine dehşet verici korkular salmayan ve ölüme karşı cesaratlendiren bu güzel şiiri sizlerlede paylaşmak istedim..
Biliyorum mutlak bir gün ben de öleceğim .. Fazla detaya gerek yok yönüm aydınlığa ,güneşe karşı olsun isterim..!

" Aynı yalınlıkla ölmek isterim
Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.
Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
Yeryüzü uzansın altımda sessiz.

Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında
Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim .."

Jose Marti
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul

*********


Temmuzun sıcağı boğuyor aniden  içim daralıyor.. cehennem ateşini düşünüyorum yine de nasıl dayanırım diye sormuyorum  ..Gözlerim doluyor ama ağlamıyorum..!
 Biliyorumki türküler susmaz ..





"Yumrukluyorum duvarları
yumrukluyorum kara gecenin bedenini
ellerim kan içinde nehirler taşmış yanaklarımdan
otuzyedi can
otuzyedi gül çatlamış susuzluktan sıvas’ın içinde
nasıl uyku tutar gözlerimi?
döne döne semaha dönenler tutuştu önce
sonra türküler
sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına.
sıvas, sıvas... yiğitlik midir emanet cana kıymak?
yiğitlik midir bir tutam ışığı
kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
var mıdır kardelen akında bir avuç inciyi
ateşe tutmak lo?
böyle garip düştüğüme bakma
böyle mahzun durduğuma...
varsın ateşin suskunlukla beslensin
benim de yüreğim gençliğini almış yanına
yürür başı dik
senin de dağların var sıvas, senin de dağların...
dağlarında şahanların...

gün tutuşur canım gece tutuşur
yangınlarda tutsak canlar tutuşur
külüm toprak olur yele karışır
yürür gelir canlar yollar tutuşur

sıvas ellerinde sazım tutuşur
söz tutuşur canım türkü tutuşur
teller bizi söyler diller yarışır
özgürlüğü yazan kalem tutuşur

canlar can olur da eller tutuşur
dost evinde canım sevda tutuşur
pir sultan’lar ölmez binler yetişir
akar gelir canlar tarih tutuşur.."


 
P

prenses35

Kullanıcı
23 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
36
İzmir
"Hayallerimizin gerçekleşenini unuttuk bile;

Gerçekleştiremedikleriniz ise hep içimizde bir ukde…

Nasıl diyordu Behçet Necatigil;

Çölün ortasında
Birkaç damla suya
Hasret çekeriz…

Geminin bordasında
Gözlerimiz yatar pusuya
Sahil bekleriz…

Bulutsuz gök boşluğunda
Ellerimiz uzanır duaya
Yağmur isteriz…

Sudan uzakta susuz
Suyun içerisinde huzursuzuz,
Bütün bir ömür boyu
Gözyaşıyla doluyuz."
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Silahınsa kalemin ve  haksızlıklara direnebiliyorsan ..
Ve bu Uğur'da mücadele verebiliyor ölümü de göze alabiliyorsan eğer..

"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleştirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır."


diyebilmek ne güzel..
Selam olsun tüm cesur yüreklere..
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
M' Alıntı:
 
Bence dinle ondan sonra teşekkür et  ;)
Canım benim durumu şöyle izah edeyim.. kolay özür dilemediğim gibi..
İş olsun diye de anlamsız teşekkür de etmem..
Üzülme sen müsterih ol :)
Sevgiler
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
M' Alıntı:
:)Kızdın galiba bana
Sevgili M: )
Bu kadar basit şeyler için heen birbirimizi kırar -incintirsek hayatla nasıl mücadele ederiz?
Ben sadece konuya açıklık getirmek istdim..
Daima sevgi ve hoşgörüden yanayım ..Tek nefret ettiğim şeyse kin ve öfkedir..
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
"Ölüm her aklına geldiğinde
Ah edip vah edip inleme
Bu halinle Tanrı'yı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldığı zaman
Evi telaşa verme
O geldiği zaman
Sen gitmiş olacaksın...
KORKMA YÜRÜ..!"
(alıntı)


Bayramlar hüzünlendirir beni ve daha bi'hassaslaşırım..
 Sevdiklerimin yokluğunu dahada derinden hisseder ve  iyi billir ölüm acısını..!
Biraz karamsar bir tablo olduya neyse..
Yüreğinizdeki sevgi tükenmesin..
Hep beraber nice güzel bayramlara ..

 
B

bjkerim

Kullanıcı
8 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Samsun
Oraya gitme demedim mi sana?
Seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim?

Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen
Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma
Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl.
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?...

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Senin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Denin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?

Mevlânâ




Selçuklu Hükümdarı Rüknettin, Moğol Şenliği için Kayseri’ye çağırılır. Rüknettin gidip gitmemekte kararsızdır. Bu yüzden Mevlâna’ya danışır.

Mevlâna ise ondan gitmemesini istemektedir; fakat Rüknettin Kılıç Arslan, Mevlâna’yı dinlemez ve şenliğe gider. Orada Rüknettin’i zehirleyerek öldürürler. Bunun üzerine Mevlâna bu şiiri söylemiştir...
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Şiirin hikayesi gerçekten güzeldi şiir zaten sanar eseri
 
B

bjkerim

Kullanıcı
8 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Samsun
M' Alıntı:
Şiirin hikayesi gerçekten güzeldi şiir zaten sanar eseri
Filminde de güzeldi.. Deli Yürek vardı bilmem hatırlıon mu :D Orda söylendiydi :)
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Evet  hatırlıyorum ama isim olarak hatırlıyorum(= İzlemeedim yani
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
bjkerim' Alıntı:
Oraya gitme demedim mi sana?
Seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim?

Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen
Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma
Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl.
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?...

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Senin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Denin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?

Mevlânâ




Selçuklu Hükümdarı Rüknettin, Moğol Şenliği için Kayseri’ye çağırılır. Rüknettin gidip gitmemekte kararsızdır. Bu yüzden Mevlâna’ya danışır.

Mevlâna ise ondan gitmemesini istemektedir; fakat Rüknettin Kılıç Arslan, Mevlâna’yı dinlemez ve şenliğe gider. Orada Rüknettin’i zehirleyerek öldürürler. Bunun üzerine Mevlâna bu şiiri söylemiştir...
hımm güzelmiş gerçekten :)sağol
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
atlamışım kusura bakma kerim :)
 
Üst