Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Yediği yumruklarla yerde baygın yatıyor. Knock out durumu. Arenada boks maçı izleyen birkaç bin kişi. TV’lerde milyonlarca kişi.
”Rezil olmuşsun, o sırada sen ve yine sen, başka kimse yok. O sırada yalnızsın. Yardım için, o anda yanına kimse gelmez. Çünkü, kaybetmişsin.”
Bu sözler bir önceki dünya ağır sıklet boks şampiyonu İngiliz asıllı Lennox Lewis’e ait. Söylediği sözler, sadece boksta geçerli değil. Her profesyonel meslekte geçerli olan altın öğütler.
Bu yalnızlığı kılcal damarlarına kadar hissettiği için, Attila İlhan vari, ”birikip yeniden sıçraması” iyi biliyor. Yeniden sıçrarken yine yalnız, yine tek başına. Çevresinde ufak ufak toplanmaya başlayanlara rağmen.
*
Geçenlerde elime geçen uluslararası bir boks dergisinde Lewis’in hayat hikayesini okuyorum. Çok az şampiyonda gördüğüm, hele de boks gibi ilk anda insana vahşi gelen bir spor dalındaki şampiyondan her zaman beklenemeyecek sözleri beni etkiliyor. Boksa ve boksörlere karşı, neden olduğunu bilmediğim önyargılarımı silip atıyor. Beni sarsıyor.
Lewis, bende olduğu gibi, herhalde binlerce insanda var olan önyargın, çoktan farkında:
”Bir boksör entelektüel bazı izler taşıyorsa, halkın çoğunluğu onu artık bir savaşçı olarak görmüyor. Halk onu vurup kıran biri olarak görmek istiyor. Oysa, vurup kırmak için, düşünmeye ihtiyaç var, şampiyon olmak için sadece kas gücü yetmez.”
Bu akıllı sözler boşuna değil. Lewis aynı zamanda, sadece boksta değil, her spor dalında gerekli olan akıl yolunu, satranç öğrenmekte buluyor. Satranç ve boks. İlk bakışta, yan yana gelmesi güç. Biri bilek, öteki kafa gücü. Lewis bu ikisini yan yana getirmeyi başarıyor. Ringde rakibi tartabilmek için, akıl yürütmek gerek. Hayatın her alanında olduğu gibi.
*
2002’ye kadar on yıl süreyle dünya ağır sıklet boks şampiyonu. Son olarak, 2002’de Mike Tyson’u deviriyor, unvanı koruyor, ardından boksu bırakıyor. Zirvedeyken bırakmak, kuralı işletiyor.
Daha acemiliği sırasında, hedefini belirliyor. Olimpiyat şampiyonluğu. Olimpiyatlarda ringe çıkabilmek için, tam 400 maç kazanıyor. Yine de, 1984 Olimpiyatları’nda hüsrana uğruyor. Altın madalyaya 1988’de ulaşıyor. Profesyonel boksa ancak ondan sonra geçiyor.
Çok büyük paralar kazanıyor. Dövüşmek ve kazanmak onun için artık o kadar zor değil. Zor olan, boks mafyası içinde hayat bulabilmek. Dönen dalaverenin haddi hesabı yok.
Mafya ilişkilerine yabancılık dışında, bir kusuru daha var. İngiltere’den önce Kanada’ya, sonra Amerika’ya geliyor. Aksanı kötü. Bu nedenle öğrenci iken, okuldan atılıyor. Hayatta aldığı ilk ders. Amatörlük ikinci dersi.
İşin içine mafyanın karışması, profesyonellikle birlikte. Filmlere taş çıkartan mafya sahnelerini bu dönemde yaşıyor. Sporun spor olmaktan çıktığı burada öğreniyor. Öğrenmek, yani düşünmek. Demek ki, hem maçta, hem hayatta düşünmek. Onun için satranç.
*
Boks şampiyonları denildiğinde, gözümün önüne Jack Dempsey, Sugar Ray Leonard, Louis Marciano, Muhammed Ali Clay, Marvin Hagler gibi unutulmaz isimler geliyor.
Muhammed Ali onun idolü. Ali ile birlikte, boks piyasasında borsa yükseliyor. Boksörlerin kazançları Ali sayesinde artıyor. Milyonlarca insan mafya rezaletlerini Ali’nin sayesinde öğreniyor.
Ali, Louisville’de bir kültür vakfı kuruyor. Vakfın kuruluş törenine Bill Clinton, Angelina Jolie, Brad Pitt katılıyor. O da gidiyor törene. Törende kendisinden başka hiçbir sporcu, hiçbir boksör yok. Yenilgi sonrası ringde yalnızlık gibi. Bir ders daha.
On yıllık zirve sonrasında, boksu bırakıyor ve kendine yeni bir uğraş buluyor. Aktörlük. Miami’de sahne kurslarına devam ediyor. Aldığı ilk rol, Ocean’s Eleven gibi iddialı bir filmde. Yeni filmdeki rolü, DJ’lik.
Lewis’in hayat öyküsünü okuduğumda, bir an düşünüyorum. Şu anda dünya ağır sıklet şampiyonu kim? Bilmiyorum.
Bir zamanlar, Clay ile Liston arasındaki şampiyonluk maçı izlemek için, sabahın köründe TV’nin başına geçtiğimi anımsıyorum.
Şimdiki şampiyonun adı bile bilmiyorum.
Bizim boks federasyonunu arıyorum. Aaa, onlar da bilmiyor.
Demek ki, bizim boks federasyonu henüz profesyonel değil.
Akıl ve profesyonellik. Profesyonelliğin hakkı vermek. Lewis’in gizli olmayan sırrı burada.
On yıl süreyle şampiyonluğu onun için kimseye kaptırmıyor.
Kaynak : www.hurriyet.com.tr
Yazan: Yalçın Doğan
”Rezil olmuşsun, o sırada sen ve yine sen, başka kimse yok. O sırada yalnızsın. Yardım için, o anda yanına kimse gelmez. Çünkü, kaybetmişsin.”
Bu sözler bir önceki dünya ağır sıklet boks şampiyonu İngiliz asıllı Lennox Lewis’e ait. Söylediği sözler, sadece boksta geçerli değil. Her profesyonel meslekte geçerli olan altın öğütler.
Bu yalnızlığı kılcal damarlarına kadar hissettiği için, Attila İlhan vari, ”birikip yeniden sıçraması” iyi biliyor. Yeniden sıçrarken yine yalnız, yine tek başına. Çevresinde ufak ufak toplanmaya başlayanlara rağmen.
*
Geçenlerde elime geçen uluslararası bir boks dergisinde Lewis’in hayat hikayesini okuyorum. Çok az şampiyonda gördüğüm, hele de boks gibi ilk anda insana vahşi gelen bir spor dalındaki şampiyondan her zaman beklenemeyecek sözleri beni etkiliyor. Boksa ve boksörlere karşı, neden olduğunu bilmediğim önyargılarımı silip atıyor. Beni sarsıyor.
Lewis, bende olduğu gibi, herhalde binlerce insanda var olan önyargın, çoktan farkında:
”Bir boksör entelektüel bazı izler taşıyorsa, halkın çoğunluğu onu artık bir savaşçı olarak görmüyor. Halk onu vurup kıran biri olarak görmek istiyor. Oysa, vurup kırmak için, düşünmeye ihtiyaç var, şampiyon olmak için sadece kas gücü yetmez.”
Bu akıllı sözler boşuna değil. Lewis aynı zamanda, sadece boksta değil, her spor dalında gerekli olan akıl yolunu, satranç öğrenmekte buluyor. Satranç ve boks. İlk bakışta, yan yana gelmesi güç. Biri bilek, öteki kafa gücü. Lewis bu ikisini yan yana getirmeyi başarıyor. Ringde rakibi tartabilmek için, akıl yürütmek gerek. Hayatın her alanında olduğu gibi.
*
2002’ye kadar on yıl süreyle dünya ağır sıklet boks şampiyonu. Son olarak, 2002’de Mike Tyson’u deviriyor, unvanı koruyor, ardından boksu bırakıyor. Zirvedeyken bırakmak, kuralı işletiyor.
Daha acemiliği sırasında, hedefini belirliyor. Olimpiyat şampiyonluğu. Olimpiyatlarda ringe çıkabilmek için, tam 400 maç kazanıyor. Yine de, 1984 Olimpiyatları’nda hüsrana uğruyor. Altın madalyaya 1988’de ulaşıyor. Profesyonel boksa ancak ondan sonra geçiyor.
Çok büyük paralar kazanıyor. Dövüşmek ve kazanmak onun için artık o kadar zor değil. Zor olan, boks mafyası içinde hayat bulabilmek. Dönen dalaverenin haddi hesabı yok.
Mafya ilişkilerine yabancılık dışında, bir kusuru daha var. İngiltere’den önce Kanada’ya, sonra Amerika’ya geliyor. Aksanı kötü. Bu nedenle öğrenci iken, okuldan atılıyor. Hayatta aldığı ilk ders. Amatörlük ikinci dersi.
İşin içine mafyanın karışması, profesyonellikle birlikte. Filmlere taş çıkartan mafya sahnelerini bu dönemde yaşıyor. Sporun spor olmaktan çıktığı burada öğreniyor. Öğrenmek, yani düşünmek. Demek ki, hem maçta, hem hayatta düşünmek. Onun için satranç.
*
Boks şampiyonları denildiğinde, gözümün önüne Jack Dempsey, Sugar Ray Leonard, Louis Marciano, Muhammed Ali Clay, Marvin Hagler gibi unutulmaz isimler geliyor.
Muhammed Ali onun idolü. Ali ile birlikte, boks piyasasında borsa yükseliyor. Boksörlerin kazançları Ali sayesinde artıyor. Milyonlarca insan mafya rezaletlerini Ali’nin sayesinde öğreniyor.
Ali, Louisville’de bir kültür vakfı kuruyor. Vakfın kuruluş törenine Bill Clinton, Angelina Jolie, Brad Pitt katılıyor. O da gidiyor törene. Törende kendisinden başka hiçbir sporcu, hiçbir boksör yok. Yenilgi sonrası ringde yalnızlık gibi. Bir ders daha.
On yıllık zirve sonrasında, boksu bırakıyor ve kendine yeni bir uğraş buluyor. Aktörlük. Miami’de sahne kurslarına devam ediyor. Aldığı ilk rol, Ocean’s Eleven gibi iddialı bir filmde. Yeni filmdeki rolü, DJ’lik.
Lewis’in hayat öyküsünü okuduğumda, bir an düşünüyorum. Şu anda dünya ağır sıklet şampiyonu kim? Bilmiyorum.
Bir zamanlar, Clay ile Liston arasındaki şampiyonluk maçı izlemek için, sabahın köründe TV’nin başına geçtiğimi anımsıyorum.
Şimdiki şampiyonun adı bile bilmiyorum.
Bizim boks federasyonunu arıyorum. Aaa, onlar da bilmiyor.
Demek ki, bizim boks federasyonu henüz profesyonel değil.
Akıl ve profesyonellik. Profesyonelliğin hakkı vermek. Lewis’in gizli olmayan sırrı burada.
On yıl süreyle şampiyonluğu onun için kimseye kaptırmıyor.
Kaynak : www.hurriyet.com.tr
Yazan: Yalçın Doğan