D
dideM
Kullanıcı
Oximoron; oxymoron’dan dilimize girmiş, iki, zıt anlamlı, çelişkili, uyumsuz kelimenin bir arada kullanılmasını tanımlayan sözcük. ‘Oxus: keskin, moron: aptalca’ kelimelerinden oluşuyor.
İşte size oximoron örnekleri,
‘Korkunç güzel, sessiz çığlık, yaşayan ölü, farklar aynı, tatlı cadı, sanal gerçeklik, kaçak güreş, adil savaş, kesinlikle güvensiz, kesin tahmin, kesin dedikodu, aktif emeklilik, neredeyse bitti, neredeyse kesin, amatör uzman, Amerikan İngilizcesi, ilkler arasında birinci, anarşik kurallar, belirsiz sonuç, korkunç tatlı, korkunç hoş, dev bebek, kötü sağlık, kötü şans, dazlak saç, sonsuzluktan öte, büyük detay, büyük yudum, yarım büyük, doğum kontrolü, siyah ateş, günahsız suçlu, kör bakış, bulanık görüş, bunaltıcı eğlence, ölürcesine eğlence, parlak gölge, aşağı yukarı, canlı yanmak, hesaplanmış hata, sessiz fırtına, sıradan şıklık, neşeli kötümser, akıllı salak, kapatmak için başlama düğmesine basın, kesinlikle belirsiz kesinlikle karmaşık, kesinlikle anlaşılmaz, arayı kapatmak, soğuk savaş, ortak özgürlük biten araştırma, bütünüyle tahrip edilmiş, tamamen bitmiş, tamamen eksik, bütünleştirici parçalar, istikrarlı saçmalık, istikrarlı düşüş/yükseliş, sürekli kriz, istikrarlı kriz ortamı, uzun süreli belirsizlik, yapıcı eleştiri, sabit değişken, kontrollü heyecan, yaratıcılığı öldürmek, güncel tarih, tehlikeli derecede sakin/uysal, kara gün, kara ışık, kör talih, savunma vuruşu, kesinlikle olabilir, bile bile düşüncesizlik etmek, müthiş ıstırap, afet yönetim merkezi, ayrıştırıcı kurallar, boşluk çizmek, toplu iğne, duygusuz kahkaha, duygusuz ağlama, dinamik istikrar, kolay problem, bilimsel tahmin, seçilmiş kral, eşit farklılıklar, eşit fırsatlar, gerekli lüks, ölümlü hayat, buharlaştırılmış, süt/su, yönetici asistanı, beklenen sürpriz, adil deneme, hatalı gerçek, son versiyon, sonunda tekrar, sağlam tahmin, dipte yüzmek, unutulan hafıza, serbest seçim, serbest ticaret anlaşması, taze kurutulmuş meyve, taze dondurulmuş, arkadaşça savaşlar, dostça mücadele, tam zamanlı hobi, bir yere gitmemek, yarı ölü, mutlu son, sert yastık, zararsız suç, dürüst hırsız, insansı robot, artan düşüş, artan küçülme, ilk sonuç, ilk emeklilik, içsel çıkış, eğlenceli tehlike, hafif ağırlıklar, sıvı metal, yaşayan ölü, ölümcül başlangıç, yerel ağ, yalnızlar kulübü, bağıran sessizlik, büyük azınlık, zorunlu tercih, orta doğu, askeri barış, ufak kriz, ufak felaket, isimsiz şöhret, adsız kahraman, en berbat favorim, negatif büyüme, asla genelleme, yeni geliştirilmiş, yorum yok, yapışmayan tutkal, hiç fazla değil, apaçık sır, tek seçenek, açık kilit, çıldırtan cazibe, organize suç, orijinal kopya, acısız işkence, parçalı başarı, kısmi başarı, pasif direniş, mükemmel bir saçmalık, sevimli aptal, değerli çöp, önceki tarih, ertele hemen, verimlilik komitesi, kamu sırrı, tescillenmiş başarı, çabuk yavaşla, tesadüfen organize olmak, gerçek fantezi, gerçek tahmin, oldukça yeni, sökülebilir yapışkan, kesintisiz uyku, yuvarlak köşeler, hüzünlü gülüş, güvenli silah, bilimsel spekülasyon, deniz çiftliği, ikinci başlık, gizli servis raporları, gizli dedikodu, yarı değerli, yarı özel, yarı kapalı, ciddi komik, az uzakta, sessiz alarm, basit karışıklık, bir çift, yavaş jet, ufak servet, sessizliğin sesi, her şeyde uzman, acayip derecede tanıdık, sentetik doğal gaz, sistematik değişimler, geçici sonuç, traji komik, kabul edilemez çözüm, inanılmaz gerçek, olağanüstü düzenli, sıfır kayıp, beyaz gece, tam bir yarım…’
Çoklukları şaşırtıcı değil mi? Eminim, günlük hayatta bunlardan ve daha aklıma gelmeyenlerden pek çoğunu kullanıyoruz. Çünkü böyle düşünüyoruz. Kelimeler zihnimizin, bakış açımızın yansıması. Çelişkilerle, birbirine zıt gelen şeylerle, değerlerle iç içe yaşayıp gidiyoruz.
Peki o zaman niye farklı görüşler ortay çıktığında, zaman zaman sanki başka türlüsü yokmuş, olamazmış da mutlak doğru, şu ya da buymuş gibi diretip, kendimize de başkalarına da yaşamı zorlaştırıyoruz? Çözümlere yoğunlaşıp, uzlaşma zeminleri aramak yerine tüm taraflara zarar vereceği kesin, dayatmacı tutumlar sergiliyoruz?
Biraz daha oximoronca düşünebilmeyi başarsak, birbirimizi daha iyi anlayacağız. Daha toleranslı, hoş görülü olacağız. Zengin, farklı bakış açılarının üretkenliğine kavuşup, her şeyi düzeltme iddiasını bırakırsak, dünyayı güzelteceğimize* inanıyorum.
*Güzeltmek, Sevgili Yelda Karataş’tan duyduğum ve çok sevimli bulduğum bir kelime.
Kaynak : www.milliyet.com.tr
Yazı: Tuna Çizenel
İşte size oximoron örnekleri,
‘Korkunç güzel, sessiz çığlık, yaşayan ölü, farklar aynı, tatlı cadı, sanal gerçeklik, kaçak güreş, adil savaş, kesinlikle güvensiz, kesin tahmin, kesin dedikodu, aktif emeklilik, neredeyse bitti, neredeyse kesin, amatör uzman, Amerikan İngilizcesi, ilkler arasında birinci, anarşik kurallar, belirsiz sonuç, korkunç tatlı, korkunç hoş, dev bebek, kötü sağlık, kötü şans, dazlak saç, sonsuzluktan öte, büyük detay, büyük yudum, yarım büyük, doğum kontrolü, siyah ateş, günahsız suçlu, kör bakış, bulanık görüş, bunaltıcı eğlence, ölürcesine eğlence, parlak gölge, aşağı yukarı, canlı yanmak, hesaplanmış hata, sessiz fırtına, sıradan şıklık, neşeli kötümser, akıllı salak, kapatmak için başlama düğmesine basın, kesinlikle belirsiz kesinlikle karmaşık, kesinlikle anlaşılmaz, arayı kapatmak, soğuk savaş, ortak özgürlük biten araştırma, bütünüyle tahrip edilmiş, tamamen bitmiş, tamamen eksik, bütünleştirici parçalar, istikrarlı saçmalık, istikrarlı düşüş/yükseliş, sürekli kriz, istikrarlı kriz ortamı, uzun süreli belirsizlik, yapıcı eleştiri, sabit değişken, kontrollü heyecan, yaratıcılığı öldürmek, güncel tarih, tehlikeli derecede sakin/uysal, kara gün, kara ışık, kör talih, savunma vuruşu, kesinlikle olabilir, bile bile düşüncesizlik etmek, müthiş ıstırap, afet yönetim merkezi, ayrıştırıcı kurallar, boşluk çizmek, toplu iğne, duygusuz kahkaha, duygusuz ağlama, dinamik istikrar, kolay problem, bilimsel tahmin, seçilmiş kral, eşit farklılıklar, eşit fırsatlar, gerekli lüks, ölümlü hayat, buharlaştırılmış, süt/su, yönetici asistanı, beklenen sürpriz, adil deneme, hatalı gerçek, son versiyon, sonunda tekrar, sağlam tahmin, dipte yüzmek, unutulan hafıza, serbest seçim, serbest ticaret anlaşması, taze kurutulmuş meyve, taze dondurulmuş, arkadaşça savaşlar, dostça mücadele, tam zamanlı hobi, bir yere gitmemek, yarı ölü, mutlu son, sert yastık, zararsız suç, dürüst hırsız, insansı robot, artan düşüş, artan küçülme, ilk sonuç, ilk emeklilik, içsel çıkış, eğlenceli tehlike, hafif ağırlıklar, sıvı metal, yaşayan ölü, ölümcül başlangıç, yerel ağ, yalnızlar kulübü, bağıran sessizlik, büyük azınlık, zorunlu tercih, orta doğu, askeri barış, ufak kriz, ufak felaket, isimsiz şöhret, adsız kahraman, en berbat favorim, negatif büyüme, asla genelleme, yeni geliştirilmiş, yorum yok, yapışmayan tutkal, hiç fazla değil, apaçık sır, tek seçenek, açık kilit, çıldırtan cazibe, organize suç, orijinal kopya, acısız işkence, parçalı başarı, kısmi başarı, pasif direniş, mükemmel bir saçmalık, sevimli aptal, değerli çöp, önceki tarih, ertele hemen, verimlilik komitesi, kamu sırrı, tescillenmiş başarı, çabuk yavaşla, tesadüfen organize olmak, gerçek fantezi, gerçek tahmin, oldukça yeni, sökülebilir yapışkan, kesintisiz uyku, yuvarlak köşeler, hüzünlü gülüş, güvenli silah, bilimsel spekülasyon, deniz çiftliği, ikinci başlık, gizli servis raporları, gizli dedikodu, yarı değerli, yarı özel, yarı kapalı, ciddi komik, az uzakta, sessiz alarm, basit karışıklık, bir çift, yavaş jet, ufak servet, sessizliğin sesi, her şeyde uzman, acayip derecede tanıdık, sentetik doğal gaz, sistematik değişimler, geçici sonuç, traji komik, kabul edilemez çözüm, inanılmaz gerçek, olağanüstü düzenli, sıfır kayıp, beyaz gece, tam bir yarım…’
Çoklukları şaşırtıcı değil mi? Eminim, günlük hayatta bunlardan ve daha aklıma gelmeyenlerden pek çoğunu kullanıyoruz. Çünkü böyle düşünüyoruz. Kelimeler zihnimizin, bakış açımızın yansıması. Çelişkilerle, birbirine zıt gelen şeylerle, değerlerle iç içe yaşayıp gidiyoruz.
Peki o zaman niye farklı görüşler ortay çıktığında, zaman zaman sanki başka türlüsü yokmuş, olamazmış da mutlak doğru, şu ya da buymuş gibi diretip, kendimize de başkalarına da yaşamı zorlaştırıyoruz? Çözümlere yoğunlaşıp, uzlaşma zeminleri aramak yerine tüm taraflara zarar vereceği kesin, dayatmacı tutumlar sergiliyoruz?
Biraz daha oximoronca düşünebilmeyi başarsak, birbirimizi daha iyi anlayacağız. Daha toleranslı, hoş görülü olacağız. Zengin, farklı bakış açılarının üretkenliğine kavuşup, her şeyi düzeltme iddiasını bırakırsak, dünyayı güzelteceğimize* inanıyorum.
*Güzeltmek, Sevgili Yelda Karataş’tan duyduğum ve çok sevimli bulduğum bir kelime.
Kaynak : www.milliyet.com.tr
Yazı: Tuna Çizenel