Okuduğumuz Kitaplardan En Beğendiğimiz bölümler...

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan emine38
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Bir meslekte yükselmek" asla uyku kaçırıcı bir hedef olamaz...Adı üstünde hedef! Bir hedef göstermen lazım yani...Yükseleceğin yerin bir adı olmalı..."Ben şurayı istiyorum!" demelisin yani...
Aksi halde bir hedefin yok demektir...Ve eğer etkili bir hedefin yoksa az uyumanında bir hedefi yoktur...
Hatta mümkünse git uyu ve bünyen kaldırıyorsa hiç uyanma;çünkü hedefi olmayan bir insanın uyanık olması  hem kendi için hem de insanlık için bir işkencedir...


Erdal DEMİRKIRAN...APTALLAR 8 SAAT UYUR...



                                            Güneş sandığın kadar uzakda değil;keşkesiz YAŞA...
 
''Kızarmanın bilimsel açıklamasını biliyormusun?''

''Evrimsel bir anormallik.Zihnin,kişinin kendisinin değil toplumun yararına hareket eden bölümünün
kontrolünde.Yanlarında birinin hile yapmakta olduğu konusunda insanları uyarır.''

Boynuzlu Adam-James Lasdun
 

Bir adam tuzun üstüne yazı yazmaya çalışıyor,
rüzgar her yazdığını siliyor...
Adam bıkmadan usanmadan,hep aynı harfleri ,
hep aynı özenle ve sonsuz bir sabırla yazıyor...





(...Sylvie Germain,Amber Gece...)
 
Hatta mümkünse git uyu ve bünyen kaldırıyorsa hiç uyanma;çünkü hedefi olmayan bir insanın uyanık olması  hem kendi için hem de insanlık için bir işkencedir...

sevgili ablası...bu kitabı okumak nasip olmadı bir türlü...aslında benide ilgilendiren bir kitap çünkü uyumayı seviyorum ve bu konudaki tartışmalara bayılıyorum :)

''Evrimsel bir anormallik.Zihnin,kişinin kendisinin değil toplumun yararına hareket eden bölümünün
kontrolünde.Yanlarında birinin hile yapmakta olduğu konusunda insanları uyarır.''

bu arada kristal bu yazıda çok ilgimi çekti fakat tam olarak yorumlayamadım...alıntı yaptığına göre düşüncelerini öğrenmek istiyorum bu paragrafla ilgili...

sevgiyle kalın :)
 
Okumanı şiddetle tavsiye ederim. her ne kadar uyumak gibisi yoksada  :D uyumamanında çok faydası vardır.. ÖĞrenmiş olduk:) benim zamanım bana zor yetiyor,bunun 8 saatinide uykuda geçirmeyi düşününce:) bundan sonra zamanımı daha çok kalması ve yapacagım işlerime göre daha iyi değerlendirmeyide öğrendim:))
oss ye girecek kızım var.. Kitabı bitirince hemen ona verdim okuması ve içindeki azim öykülerini görsün diye.. biz ayakta uyurken:) millet rüyasında nasıl çalıştığını bilsin diye.. :)
 
ablası cok güzel konusuyorsun...zaten uzun zaman bakımından düşününce karşına acayip bir zaman kaybı cıkıyor...

ama katılmadığım noktası var ki uyumak ta hayatın en önemli parcası...öğrenilen birçok şey uyanık olunan zaman içinde değil uyumanın verdiği pozitiflik ve dinçlik sayesinde kazanılıyor...

mesela ben günde 12 saat uyurum ama diğer 12 saatimi en etkili biçimde geçirmeye çalışırım ki hayatımın yarısını pozitif şeyler yaparak ve düşünerek geçirebileyim...

hani aslında araştırdım bu konuyu cok...hem hayal kurma açısından çok etkileyici...hemde bazı insanlarda 12 saatten az uyumalar acayip negatiflik yayabiliyor çevreye ve kendisine olumsuz olarak dönüyor...

hayatımızın en azından yarısını tatlı ve verimli bir biçimde geçirebilsek daha ne isteriz biz :)....

sevgiyle kal kocaman :)
 
"Daha fazlasını yapacağım;
Katılacağım.
İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım;
Yardımcı olacağım.
İnanmaktan daha fazlasını yapacağım;
Anlayışlı olacağım.
Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım;
Çalışacağım.
Öğrenmekten daha fazlasını yapacağım;
İlham vereceğim.
Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.
Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.
Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.
Denemekten daha fazlasını yapacağım,
Başaracağım."


Dr.Charles C.Lever/ Hayata Yön Veren Sözler
 
anlayışlı olmak, dost olmak, büyümek, bararılı olmak gerçekten hepside kusursuz harika sözler :)...

güzel bir alıntı canımcım emeğine sağlık :)
 
seca' Alıntı:
bu arada kristal bu yazıda çok ilgimi çekti fakat tam olarak yorumlayamadım...alıntı yaptığına göre düşüncelerini öğrenmek istiyorum bu paragrafla ilgili...

sevgiyle kalın :)
Zihin bilinçli olarak kızaramaz,irademiz dışında gerçekleşen bir olaydır.
Çeşitli etkenleri olsa da yalanı anlaşılır şekilde eleveren kızarmaktır.Kitapta da yalan üzerine kızarmak söz konusuydu.İlginç geldiği için alıntı yapmıştım aslında. :)
İlgin için teşekkür ederim.

Utanma duygusunu kaybetmiş yalancılar istisna tabikii. :)
 
işte şimdi anladım...açıklaman için teşekkürler...

ama sadece o paragrafa bakılarak fikir yürütmek cok zor geldi bana kitabın ana fikrini tam bilmediğim için...

ilgimi çekti kitap...bir bakıma beden dili gibi birşey...yani tam olarak değilde bedensel ifadelere yer verilmesi bakımından...

Utanma duygusunu kaybetmiş yalancılar istisna tabikii.

ama şunu hep merak ederim ben...bu kişiler alışkanlık sonucu mu bu hale geliyorlar...yani bu kadar rahat davranabiliyorlar...yoksa genetik birşey mi diye...

yani bu kişilerin iradeleri zihinlerinin kızarmasını nasıl olupta engelleyebiliyor? ???
 
seca' Alıntı:
ablası cok güzel konusuyorsun...zaten uzun zaman bakımından düşününce karşına acayip bir zaman kaybı cıkıyor...

ama katılmadığım noktası var ki uyumak ta hayatın en önemli parcası...öğrenilen birçok şey uyanık olunan zaman içinde değil uyumanın verdiği pozitiflik ve dinçlik sayesinde kazanılıyor...

mesela ben günde 12 saat uyurum ama diğer 12 saatimi en etkili biçimde geçirmeye çalışırım ki hayatımın yarısını pozitif şeyler yaparak ve düşünerek geçirebileyim...

hani aslında araştırdım bu konuyu cok...hem hayal kurma açısından çok etkileyici...hemde bazı insanlarda 12 saatten az uyumalar acayip negatiflik yayabiliyor çevreye ve kendisine olumsuz olarak dönüyor...

hayatımızın en azından yarısını tatlı ve verimli bir biçimde geçirebilsek daha ne isteriz biz :)....

sevgiyle kal kocaman :)
12 saat uykumu:)) hımm sen kaç yaşındasın şeker... Kitabı okuduğunda da anlayacaksın,aslında bazı alışkanlıklarımızın bize alıştırıldığı için doğru bildiğimiz yanlışlar olduğunu görüyoruz...Büyüdükçe uyku süremizi daha az tutmamız gerektiğini,az uyduğumuz zaman  daha dinç,çok uyuduğumuz zaman uyuşuk sersem olduğumuzu düşününce,Erdal beye hak vermemek elde değil... Yani ben kendi açımdan baktığımda hak verdim...Yetişkin bir insan için ideal uyku saati 8 diye öğretilmiş,bu öğretiyi çoçuklarımada öğretmiştim:) şimdi ise daha farklı,çok uyumak degil verimli vucudun gereksinimi kadar uyumak yeterli olduğunu öğreniyorum...
Ne kadar az uyku,o kadar dinç bir kafa.... :)
Kitabı bitirince hemen kızımın okuması için verdim ki,kızım bu sene oss ye hazırlandığı için yuku süresi zaten değişkenlik gösteriyor,bir gün az bir gün çok...Ama kitabı okuduğu gün ne olmuşdersin:) Erdal beyinde anlattığı gibi 6 saat uyku bir yetişkin için ideal uykudur diye söyleyişinden olsa gerek,o gün kızım uykuya daldıkdan 4 saat sonra kendiliğinden uyanmış:) sanki 8 saat uyumuş uykusunu almış gibi dinç:)))
Ortanca kızım içinde söylüyorum kitabı ablan bitirince sıra sen oku diye.. Şu an 7. sınıfa gidiyor kızım bana dediği şu oldu..."Anne sen normal uyku saatinin 8 saat olduğunu hep söylemiştin( banada öyle ögretilmişti ne yapabilirim:)) şimdi de az uyumak normalmiş diyorsun:) kafamı karıştırdın" diye söyleyince:) diyecek söz bulamadım.. Kitabı oku ondan sonra tekrar konuşalım prenses dedim:))
Az uyuyarak beynin daha dinç olduğunu kitabın içindede geçen bilim adamlarının uykudan firar edip kimsenin başaramadıklarını,başarı öykülerini okuduğunda beni daha iyi anlayacağını biliyorum.. Oku gel ondan sonra tekrar kitap ve uyku üzeri konuşalım oldumu şeker.. :)
 
Caine'in yeteneklerinin sırrını bilmiyordu,bunu öğrenmekte istemiyordu...Adam yeteneklerini kullanmayı öğrendiğinde neler olabileceğinden korkuyordu...

Birden aklına çoçukken sirke gidip de filleri ilk gördüşü gün geldi...Üç tane fil vardı ve bu altı tonluk canlıların kaçmaması için ayaklarına ince birer halat bağlamışlardı sadece...Nava'nın aklı karışmıştı...Babasına neden hayvanların ipleri koparmadıklarını sorduğunu hatırlıyordu...


Bu koşullanmaları ile ilgili bir şey,diye açıkladı babası....
"Filler daha bebekken kalın demir zincirlerle bağlanırlar...O ilk aylar boyuncada ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar,bu zincirleri kıramadıklarını görürler".. .


"Ama ipler zincirlerden daha ince,"dedi Nava..."Filler ipleri koparabilirler."


"Evet...Ama eğiticiler filler zincirleri kıramayacaklarını öğrenene kadar ip kullanmazlar...
Bak Nava,aslında o filleri orada tutan ipler değil,kendi akıllarındaki koşullanma...İşte bu yüzden bilği önemlidir...Eğer bir şey yapabileceğini düşünürsen,aslında bu mümkün olmasa bile yapabileceğini görürsün...Eğer yapamayacağın düşünürsen, o zaman da çoğunlukla yapamazsın,çünkü denemezsin bile yapmayı."

İşte bu Caine'in durumunu çok iyi açıklıyordu..O eskiden bir zincirle bağlanmıştı,ama şimdi bir ipti onu tutan...Şimdiden ipi esnetebileceğini öğrenmişti;ama ya koparabileceğini keşfettiğinde-o zaman ne olacaktı? Nava ürperdi...

...OLASILIKSIZ....Adam FAWER...
 
Silah hocası Mikhail tek bir el ateş ettirmeden önce,her tabanca veya tüfek parçasının ne işe yaradığını öğrenmesi ve her bir hareketi bilmesi konusunda ısrar etti...


9 abanca tüfek mermilerin milimetrelik bir yarı otomatiğin ne işe yaradığını öğrendi...Bunun namlu çıkış hızı yüksekti,göreceli olarak sessiz ateşlemesi vardı ve neredeyse istisnasız olarak hedefi tutturuyprdu,ayrıca geri tepmesi az ve mermi haznesi genişti...Hngi işlere yaramadığını da gördü:Çok kan revan içinde bırakmayan,fazla derin olmayan yaralar açıyordu...

Tanja tek bir mermiyle bir adam nasıl alaşağı edilir öğrendi...Kan kaybından ölebilirdi,kafası dağıtabilir veya kalp ya da ciğer gibi bir hayati orğanı parçalanabilirdi... Bu da başka bir destanedindiği bilgiyde...Mesela,22kaliprelikle birini öldürmek istiyorsa kafasını hedeflemeliydi;çünkü düşük kalipreli bir silahla kafa tası delinirdi ve çıkış yarası olmazdı,yani beyne saplanan mermiiçeride hasara neden olacak şekilde haraket ederdi...45 kaliprelik kullanınca da bedeni hedeflemek gerekirdi;çünkü böyle bir tabancayla organlarını delip geçebilirdin...

Domdom kurşunlarının neden iç bükey olduğunu,bedene giren kurşunun orğanları ğarçaladığını gördü...Bir glaser güvenli mermisinin,içi sıvı teflon dolu bir bakır kovanla ve kurşun şaçmalarladolu bir plastik kapakla kapandığını öğrendi...Çarpma anında kapak anında eriyor ve böylece merminin içindeki maddeler enerjiyle yükleniyordu...Bunun üzerinde teflon veya şaçmalar genişliyor ve dağılarak bir damara isabet etme olasılığı artıyordu...Ayrıca,bu,merminin sekmeyeceği ve hedefin çevresindekiler için bir tehlike arz etmiyordu...

Sonunda da Michael ona farklı modelleri öğretti...Avusturya yapımı Glock,Alman yapımı Heckler&Koch,İşviçre yapımı SIGSauer,Amerikan tabancaları-Smit&Wesson,Colt ve Browning ve italyan Beretta'ları ve tabi ki Rus yapımı Gyurza ve Tokarev'ler ...


..Adam FAVER....OlAsIlIkSıZ...


Önemli not(: Tabanca,tüfek,ve mermilerin nasıl  ne  ve ne işte kullanıldığını bilmek isteyenler için burasınıda eklemek istedim(: Sakla bilgiye,lazım olur belki  :P
Dom dom kurşununun şarkısını bilirdim de ne işe ve nerde kullanıldığını görünce eklemek istedim... :)
 
konuşalım oldumu şeker..

oldu şeker ablası okuyunca burada yazarım bende tartısırız senle... :)...

ama helal olsun diyorum ben 4 saat uyuyan kızına ablası...hayatta yapmam ben bunu ;D ;D ;D...

düsünsene yaa 20 saat uyanık geziyorsun... ;D ;D  cok sıkıcı...uyumalıyım ::) ::) ::)
 
seca' Alıntı:
konuşalım oldumu şeker..

oldu şeker ablası okuyunca burada yazarım bende tartısırız senle... :)...

ama helal olsun diyorum ben 4 saat uyuyan kızına ablası...hayatta yapmam ben bunu ;D ;D ;D...

düsünsene yaa 20 saat uyanık geziyorsun... ;D ;D  cok sıkıcı...uyumalıyım ::) ::) ::)

Gez gez nereye kadar  diyorsun.. :ahah
 
Aklı evvel konuştu:Türkler psikoloğa gitmiyorlar...Kalbi için,dişi için,ciğeri için doktora gider de,ruhu için doktoro gitmez,bizim milletimiz...
Amerika ve avrupada en çok para kazananlar psikoloğlar...Çünkü onlar,ruhlarınında hasta olabileceğine inanıyorlar...Bizde nerede?...


Arif olan cevap verdi:Bizim milletimiz psikologa gitmiyor,doğru...Çünkü bizim dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar çok gelişmiş bir dostluk anlayışımız var...
Benim canım sıkıldığında ya da halk dilinde "Ruhum daraldığında", hemen Burhan'ı arıyorum...
Eğer bir gün Burhan benim derdime çare olmazsa,o zaman psikoloğa giderim...SÖZ...


Çarpıcı not: Avrupalı psikoloğa gitmesin de ne yapsın? Alman usulü diye bir şey var mesela:"Senin hesabına ben karışmam..."
Birde türk usulü var:"Bendensiz!"



...Adam dediğin benim gibi olur...Erdal demirkıran...



         
Bütün hayatını başkalarının öğrettiği gibi yaşadı adam...
Son nefesini verirken farketti:
Ölümü kendi bildigi gibi olacaktı,tıpkı doğumu gibi... 
 
Gez gez nereye kadar  diyorsun..

aynen öyle ablası...aslında ben sadece kendim icin söyledim...bu 12 saat bana yetiyorda artıyor bile canımcım ya...

yapabileceklerimin hepsini sığdırıyorum zaten...dolu dolu geçiyor dinlenmek uyumak istiyor bünye bi süreden sonra :D :D...

bu arada bu son kitabın harika ablası...bende yaklaşık 20 sayfasını inceleme fırsatını buldum ama ilk fırsatımda onu okumalıyım...

ruhsal bozuklukların ne kadar önemsiz olduğunu anlatıyor...bizde psikoloğa gitmek acizlik ve delilik olarak algılanıp küçümseniyor...eğitim şart :)...

sevgiyle kal :)
 
"Son sayfaya bir kaç satır not edip kaldırdım. Son sayfadakiler, geçmiş yılların belki de en iyi satırlarıydı. Neden durmadan geçmişi özlediğime bir anlam veremedim bir daha okuduğumda.
Her bir yıl öncekinden gelen tecrube sayesinde daha iyi damıtılırken üstelik...
Sizin yaşamınızda böyle değil mi? Eski fotoğrafları, günlükleri, bir kenarda unutulmuş notları görüp "eski siz"le karşılaştığınızda tuhaf bir utanma ya da küçümseme yaşamaz mısınız? Gülmez misiniz halinize?...
Bugün hayallerimin hepsi "bitti" sanıyorum.
Belki beş yıl sonra bunları okuduğumda da "bugünkü ben" e güleceğim... En kötüsü nedir biliyor musunuz, olduğun yerde saymak. Korkarsam bundan korkarım... "

İclal Aydın
Gördüğüme Sevindim
 
sevdiklerinize karşı duygularınızla sevmediklerinize karşı mantığınızla hareket ederek devranınsorgulayan denemeler kitabından
 
Geri
Üst