OKŞAYAN ELİ İTİP,TEKMELEYEN AYAĞI NEDEN ÖPER İNSANOĞLU?

  • Konbuyu başlatan özlem1980
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde özlem1980 tarafından oluşturulan OKŞAYAN ELİ İTİP,TEKMELEYEN AYAĞI NEDEN ÖPER İNSANOĞLU? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,004 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı OKŞAYAN ELİ İTİP,TEKMELEYEN AYAĞI NEDEN ÖPER İNSANOĞLU?
Konbuyu başlatan özlem1980
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Zynep
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
İnsanız ve insan olmanın da sanırım gedikleri var. Onlar bizim açık noktalarımız. Programlama dilinde geçen ‘bug’lar gibi…

“Kaçanın kovalanması, kovalananın kaçtıkça değere binmesi” çoğumuzun defalarca yaşadığı, yaşarken pek anlamasak da, sonradan hep onay verdiğimiz bir önerme.

Doğru. Gönül kaçanı kovalıyor gerçekten.

Birini seviyorsunuz (çokca sevgili anlamında olsa da, bir arkadaş için bile olabilir) o da bunu anlayınca kaçmaya başlıyor sizden.

Taparsan tepilirsin, tepersen tapılırsın (sanırım bu arkadaşlar arasında “4s” olarak geçen kuralın en düzgün yazım şekli!)

Kötü davranmanın prim yaptığını bilen bir kaçan, kötü davranılmaktan keyif alan bir kovalayan!


Oysa sevmekten güzeli var mı? Birini seviyor ve bunu belli ediyorsunuz. Hatta teslim oluyorsunuz. Kartları açık oynadığınız ve içinizden geldiği gibi davrandığınız içinse ızdırap çekiyorsunuz. Veya kaygan zeminde zoru oynayıp, gizemli davrandığınızda kuvvetli taraf olup, bu sefer peşinizden gelinen oluyorsunuz.

Her iki tarafta açık oynasa ya kartlarını demek geliyor insanın içinden…

Peki; okşayan eli itip, tekmeleyen ayağı neden öpüyoruz? Tekmelenmek veya acı çekmek bu sevgi denen şeyin olmazsa olmazı mı? Bilerek, isteyerek, hatta zevk alarak kul köle olmak…

Karşımızdakinin bizim bir dediğimizi iki etmemesi, hep alttan alması, daha sık arayıp sorması sanırım bizde “tamam, artık o benimdir” algısı yaratıyor. Ve biz insanoğlu sahip olduklarımızın değerini bilmiyor, hep sahip olamadığımızı istiyoruz.

Tutkular sahip oluncaya kadar yaşıyor.

İçimizden geldiği gibi, hiç frene basmadan yaşadığımız… Gözümüzü telefondan ayıramayıp çalan her telefonun, gelen her mesajın ondan olsun istediğimiz… Fazlaca üstüne düşüp ve onu tepemize çıkarttığımız zamanlar…

İşte tüm bunlar kaçanın kendini olduğundan daha güçlü ve daha bağımsız hissetmesini sağlamıyor mu? Çünkü artık o her istediğini yaptırabilen bir konumda, hem de sizin kendi tercihinizle. Her istediğinizi yapan, her şeyini feda edebilen kişi ise zayıf karakterlidir önermesi burada devreye giriyor; saygı azalıyor, küçümseme başlıyor.

Kovalayan daha bir hırs yapıyor, artan acı da ondaki motivasyonu tavan yaptırıyor. İstenmemenin bile istenir olmaya tercih edilebileceği bir seviyeye geliniyor. Ve… Kaçanın zorbalıkları kovalayanın tutkusu oluyor. [Girdaba bakın!]

Defalarca “yeter artık” demelerin, anlık mutluluklara tercih edildiği zamanlar…

Kimin söylediğini hatırlayamadığım bir söz özetliyor herşeyi: “insan nedense, kendisine ızdırap çektirenlere yeni ızdırap şansları tanımak konusunda çok hevesli.”

Sık olmasa da, tersine dönebildiği de oluyor bu durumun. Kaçanın kovalayan, kovalayanın kaçan rolleri alması. Kovalayan kendiyle “samimi” olabilmiş ve gerçekten yeter demiştir artık. Şimdi acı çektirmekten keyif alan, acı çekmekten keyif alır hale gelecektir.

Kaçan veya kovalayan… Bu hepimizin hayatta en az bir kere gireceği, doğru insanı bulana kadar da kafamızı karıştırmaya devam edecek bir girdap.

Sadece karşılıklı ve gerçek aşklarda bu söz konusu olmuyor. Her iki tarafın da zaten gözü bir şey görmediği için, kaçma kovalama gizem vs gündem dışı kalıyor.

Şimdi diyeceğim ki “size değer vermeyene siz de vermeyin” ancak bu öyle bir kaç kez yaşanmadan öğrenilecek bir şey değil. Dibine kadar yaşanmalı da.

Bu sonuçta bizim biz olmamızı sağlayan bir “bug.” Bu bizim doğal halimiz. Kaçan da, kovalayan da olmuş biri olarak diyorum ki; iyi ki var bu zayıflıklarımız. Gönül sevmek ister, güvenmek ister. Aşkını pamuklara sarmalayıp sarmak ister!

Peki o zaman ne öğrendim bunca sene?

İzin vermediğimiz kişilerin bizi üzemeyeceğine…

ALINTI
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Şimdi diyeceğim ki “size değer vermeyene siz de vermeyin” ancak bu öyle bir kaç kez yaşanmadan öğrenilecek bir şey değil. Dibine kadar yaşanmalı da.

Bu sonuçta bizim biz olmamızı sağlayan bir “bug.” Bu bizim doğal halimiz. Kaçan da, kovalayan da olmuş biri olarak diyorum ki; iyi ki var bu zayıflıklarımız. Gönül sevmek ister, güvenmek ister. Aşkını pamuklara sarmalayıp sarmak ister!

Peki o zaman ne öğrendim bunca sene?

İzin vermediğimiz kişilerin bizi üzemeyeceğine…


Size değer vermeyeni,sizden kaçandan sizde kaçın diyecektim ki:) harbiden öyle olmuyor işte,bir söz vardır" İlk aşk aşı gibidir. İnsanın ikincide hastalanmasını önler.. " O yüzden  değilmidir,kaçanı kovalamak,ama ikinci sefer kalp bağışıklık kazanınca kovalamakdan vazgeçip kaçmak:) yada gidene kal dememeyi öğrenmek..Biraz zorda olsa kal dememek,ama diyebilme gücüne sahip olacak kadar güçlü bir kalbe sahip olmak,sonuçta Ne güzel açıklanmış sonunda,ne öğrettiğine dair, İzin vermediğimiz kişilerin bizi üzemeyeceğine… :)


"en güzel aşk zor olanmış" diyorsa da şarkılar;zor olanın gün gelip "usandıran da olabileceği" hiç mi hesaba katılmaz?

Teşekkürler özlem enfes derecede işte bu dedirten bir konuya degindiğin için...
 
morkiz

morkiz

Kullanıcı
10 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
evet..yani kısaca:İzin vermediğimiz kişiler bizi üzemez.  :)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Öncelikle teşekkürler paylaşım için Özlem :)

Ne yazık ki bazen izin vermesekte bizi üzüyorlar.Bu garip bir kısır döngü galiba.
Düşününce ne kadar doğru ,gönül hep kaçana ilgi duyuyor elde edincede " zaten bizim" diyoruz.
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Öncelikle beğenmenize sevindim arkadaşlar
Bu sözü bende zaman zaman kullanır etrafını kıran döken insanların yanında sesini çıkarmayan ama yumuşak bir yüz gördülermide iyi niyetini sonuna kadar kullanan insanlara kızar söylenirim.
Fakat bazı insanlarda aşırı ilgileriyle karşılarındakini boğuyor, kendi benliklerini ortaya koyamadıklarından yada kendilerine ait bir benlikleri olmadığından karşılarındakinin benliklerine bürünüp her yaptıklarını onaylıyor. Sevilen kişi tarafından artık kabul görmez hale gelincede çok sevdim ondan oldu diye bir söylem tutturabiliyolar.
Ozaman sen izin vermiş oluyorsun kafadan karşındakinin seni üzmesine ağlamak söylenmek niye.

Gönül sevmek ister, güvenmek ister. Aşkını pamuklara sarmalayıp sarmak ister.
Sev pamuklarada sar ama kendi benliğinden kişiliğinden taviz vermeden sev, pamuklara sar karşı taraf sınırlarını bilsin herzaman.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
OKŞAYAN ELİ İTİP,TEKMELEYEN AYAĞI NEDEN ÖPER İNSANOĞLU?

Ya riya ya biat başka bir şey değil
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bu yazıyı aylar önce okumuştum ama yorum yazmamıştım, kaçan kovalanıyor gerçekten, ben de hep kendime bunu sorarım, erişilmez olmak mıdır kişiyi cezbeden diye?
Ben bu yazıda anlatılanlardan bütünüyle kendimi uzak tutamıyorum itiraf etmem gerekirse.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Akşam Gazetesi yazarlarından Aycan Saroğlu'nun yazısı diye yazarını belirteyim önce merak eden arkadaşlarım için.

Kaçmadım, kovalamadım, kovalanmadım ve benden kaçan olduğunuda hatırlamıyorum. İlişkilerimi doğal yaşıyorum, doğal yaşamayan, kendisine olduğundan farklı imaj yaratmak isteyen kişilerle bazen çakıştığımızda, genellikle kaçan karşı taraf olduğu için yaşamımı etkilemiyor.
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Bende sonradan başka bir yerde baktım  yazarı Tunç Kılıç isimli bir yazar görünüyor Zeynep artık hangisi doğrudur bilemiyorum :)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Özlem' Alıntı:
Bende sonradan başka bir yerde baktım  yazarı Tunç Kılıç isimli bir yazar görünüyor Zeynep artık hangisi doğrudur bilemiyorum :)
Önce yazarın hakkını teslim edelim o zaman Özlemcim. :)
Bu yazı,  27 Ekim 2008  Pazartesi  günü Akşam Gazetesi'nde Aycan Saroğlu imzası ile yayınlandı.
 
E

efsane_18

Kullanıcı
12 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Giresun
kAÇIYORUM KOVALANIYORUM Bİ GÜN KACANI KOVALAMKTAN KORKUYORUM :D

ne kovalanmak ne kovalamak isterim en iyisi orta noktada buluşmak yaaa.. benım felsefem budur.. yazara katılıyorum :D :D
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Zynep' Alıntı:
Özlem' Alıntı:
Bende sonradan başka bir yerde baktım  yazarı Tunç Kılıç isimli bir yazar görünüyor Zeynep artık hangisi doğrudur bilemiyorum :)
Önce yazarın hakkını teslim edelim o zaman Özlemcim. :)
Bu yazı,   27 Ekim 2008  Pazartesi  günü Akşam Gazetesi'nde Aycan Saroğlu imzası ile yayınlandı.
Tunç Kılıç'ın ise kendi sitesinde 11 Ekim 2007 de yazmış gözüküyor :-\
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Paylaşım için teşekkürler...
Fazla naz,aşık usandırır cümlesinin arkasındayım,ikili ilişkilerde arkadaş olsun,eş olsun,akraba olsun vs...Kimse vazgeçilmez değildir.Kovalamaca bir yerde noktalanır...
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Özlem' Alıntı:
Zynep' Alıntı:
Özlem' Alıntı:
Bende sonradan başka bir yerde baktım  yazarı Tunç Kılıç isimli bir yazar görünüyor Zeynep artık hangisi doğrudur bilemiyorum :)
Önce yazarın hakkını teslim edelim o zaman Özlemcim. :)
Bu yazı,   27 Ekim 2008  Pazartesi  günü Akşam Gazetesi'nde Aycan Saroğlu imzası ile yayınlandı.
Tunç Kılıç'ın ise kendi sitesinde 11 Ekim 2007 de yazmış gözüküyor :-\
O zaman iki yazar kapışsınlar... :)

 
Üst