ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

  • Konbuyu başlatan CaspeR
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde CaspeR tarafından oluşturulan ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,858 kez görüntülenmiş, 13 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Konbuyu başlatan CaspeR
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan münzevi
C

CaspeR

Kullanıcı
27 Ara 2006
En iyi cevaplar
0
0
Sosyal fobiyi körükleyen bir duygu 'Öğrenilmiş çaresizlik' duygusudur. Daha önce yaşadığı kötü tecrübeleri zihnine yazan kişi benzer durumlarda da aynı şeyi yaşayacağına inanarak tedirgin olur ve sorunun üstesinden gelmek için hiç çaba göstermez. Bu durum tekrar tekrar başarısız olma sonucu vazgeçme duygusu ve eylemidir. Bilimsel bir araştırmada bu konuyla ilgili çok güzel bir örnek vardır: Bir köpekbalığı ve başka bir balık aynı akvaryuma konulmuş, ancak araya bir cam bölme yerleştirilerek birbirinden ayrılmış. Köpekbalığı acıkınca karşısındaki balığa saldırmak istemiş fakat arada cam bir bölme olduğu için cama çarpmış. Tekrar tekrar diğer taraftaki balığı yiyebilmek amacıyla saldırıp dursa da her seferinde aradaki cam engele takılmış. Karşındaki balığı yemek için 28 saat boyunca uğraşan köpekbalığı sonunda denemekten vazgeçmiş. Bir süre sonra aradaki cam bölme kaldırılmış, diğer balık yanına gelmiş ama köpekbalığı onu yememiş ve bir süre sonra açlıktan ölmüş. Aradaki engel kalkmış olsa bile köpekbalığının yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmesini, yani başarısızlığa şartlanmasını “öğrenilmiş çaresizlik” olarak adlandırabiliriz. Hepimiz zaman zaman karşımıza çıkan engellerle mücadele etmeyip geri çekiliriz. Geri çekilmek bazen daha temkinli olarak yeniden harekete geçmeyi sağlarken bazen de yeniden denememeye sebep olur. Bazı insanlar bu durumu kimselere hissettirmez, bazıları ortalıkta büyük bir kargaşa yaratır, kimileri ise böyle engellerle karşılaşmamak adına hayatın içinde aktif olarak bulunmaktan kaçınır hale gelir.

 
B

Bülent

Güzel bir yazı CaspeR.
Teşekkür ederim, faydalı olacak.
 
E

esranur

Kullanıcı
19 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
bu yazı Mümin Sekmanın 'Her şey Seninle Başlar' adlı  kitabından bir alıntı galiba? ::)
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
Yazan güzel yazmış.. ßu sözlere katılmayı isterdim fakat bunları aşmak için azmetmek gerek diye düşünüyorum.. Sadece örneğe bağlı kalmayıp sorun ne olursa olsun çözmek için gücümüzü kaybetmemiz gerekir. Olumsuz yaşanmışlıklar ufkumuzu köreltmemeli..
 
B

bıldırcın

Bu güzel paylaşım için teşekkür ederim casper :)
 
C

CaspeR

Kullanıcı
27 Ara 2006
En iyi cevaplar
0
0
Rica ederim hepinize ben teşekkür ederim.  ;)
 
R

re-Member

Kullanıcı
16 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
olumsuz şartlanmalar içine girip , gereksiz yere başarısızlığa neden olacak engeller koyabiliyoruz önümüze....güzel bir örnekle çok güzell işlenmiş konu paylaşım için teşekkürler
:)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
"Öğrenilmiş Çaresizlik"...
Bir çoğumuzun ailesinden başlayan öğretilmeye...
Oysaki kşi belirli bir yaşa kadar birilerinin ( aile,okul,vs...)kontrolü altındaır.Ama belirli bir yaştan sonra kişi kontrol kendi eline almalı ve kararlarını o şekilde vermelidir.
Açılan konuda geçen hikaye güzel bir örnek ve hepimizin bildiği bir hikaye.
Nedense hep kolayı çekeriz..Oysa hayat kolaylara vermiyor başarıyı...Başarıdan kastım bir tek iş hayatına has bir kelime değildir.

Sizin var mı hayatınız da "öğretilmiş çaresizlik"....

Hemen ilk örneği ben vereyim;
Evimize sevmediğim yakın akraba veya komşu geldiğinde,ailemin sırf ayıp olmasın diye öğretilen " maskeli bir yüzle gülümsemem" ama sadece hoşgeldin diyorum.Gene de diyor muyum diyorum sırf ailem mahçup olmasın diye...
Doğru bir davraış mı "hayır" .O anda yapılması gereken bir davranış.
 
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Mümin SEKMAN kitaplarının birinin arka kapakçığında şu yazar :

Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.
Her şey seninle başlar!
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Hayatta ya tozu dumana katarsın,
Ya da tozu dumanı yutarsın.

Seçim senin!
Teşekkürler.
 
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
1965’in başlarında, Martin E. P. Seligman meslektaşları ile birlikte, öğrenme ile korku arasındaki ilişkiyi incelemek üzere, köpekler üzerinde Pavlov’un (klasik koşullanma) şartlı refleks deneyini yaparken tesadüfen beklenmedik bir fenomen keşfetti. Kendinizi veya bir köpeği gözlemlediğinizde göreceğiniz gibi, size bir yiyecek gösterildiğinde tükürük salgılama eğilimindeydiniz. Pavlov, yiyeceğin gösterilmesiyle zil (veya bir sesin) çalınması işleminin defalarca tekrarlanarak eşlenmesi sonucunda köpeklerin salya akıttıklarını keşfetti. Bundan sonrası zili çalıp köpeğin salya akıtmasını izlemekten ibaretti.

Seligman deneyinde, herhangi bir deneye tabi tutulmamış 24 tane köpek aldı ve onları  üç gruba ayırdı. Birinci gruptaki köpeklere “kaçış grubu” adını verdi, beyaz bir kabinin içerisine yerleştirilmiş bir  hamağa sarmalanmış bir halde yatarlarken, arka ayaklarından 500 voltluk zararsız bir elektrik şoku uyguladı. Bu gruptaki köpekler kabinde kafalarının bir yanındaki paneldeki  bir düğmeye basarak şoku kesme imkanına sahiptiler. Eğer 30 saniye içinde düğmeye basılamazsa şok kendiliğinden kesiliyordu. Bu köpekler düğmeye basmayı hızla öğrendiler ve gittikçe daha az sürede düğmeye basmayı başardılar.

İkinci  gruba  “boyunduruk grubu” adını verdi  ve bunlar  “kaçış grubu ile  aynı şartlar altında şoka maruz bırakılıyorlardı. Ancak bu köpekler düğmeye bassalar bile şok kesilmiyordu. Bu köpeklere uygulanan şok süresi kaçış grubundaki bir köpeğe uygulanan kadardı. Böylece kaçış ve boyunduruk grubu aynı sürelerde şoka maruz kalıyorlardı.  Ancak boyunduruk grubu  panele bassa bile şok kesilmediği için  30 denemeden sonra paneldeki düğmeye basmaktan vazgeçiyordu.

Üçüncü gruptaki köpekler ise kontrol grubuydu ve  herhangi bir şoka maruz kalmıyorlardı.

24 saat sonra tüm köpekleri kısa bir çitle iki bölmeye ayrılmış kapalı bir alana götürdüler. Köpeklere 10 kez şok veriliyor ve köpeklerin bu 10 denemenin birinde duvarın üstünden karşı tarafa atlayarak şoktan kurtulacakları umuluyordu. Kaçış grubu  ve kontrol  grubu kurtulmada hemen hemen aynı başarıyı gösterirken,  “boyunduruk grubu”  diğer gruplardan önemli ölçüde farklılık gösterdi. Bu  gruptaki 8 köpeğin 6 sı  10 denemeden sonra bile duvarın üzerinden atlayıp şoktan kurtulamadı. Bir hafta sonra ise bu 8 köpeğin 5 i  hala 10 denemenin herhangi birinde karşıya atlamayı beceremiyordu. Bu gruptaki köpeklerin %75’i neredeyse karşıya hiç atlayamıyor, %62.5’i ise yedi gün geçmesine rağmen hala başarısızlıklarını sürdürüyorlardı. 


Çaresizliğin teorisi daha sonra depresyonu açıklayan bir model için, insan davranışlarını da içine alacak şekilde genişletiliyor. Deniliyor ki, bunalan insanlar çaresizliği öğrendikleri için o hale geliyorlar. Bunalımdaki insanlar ne yaparlarsa yapsınlar boşuna olacağını öğrenmişlerdir. ne yaparlarsa yapsınlar boşuna olacağı konusunda koşullanmışlardır.

Bir olayda çare arayamayan, harekete geçemeyen insanlar da sonuç alamayacaklarını düşünen, olayı çözemeyeceği duygusuna kapılan kişiler. Nasılsa sonuç aynı olacak, ne yaparsam yapayım, bu böyle devam edecek, ben buna katlanmak zorundayım gibi.
--------

En basit örneği de, Burası türkiye ile başlayan cümlelerin tamamı. Türk toplumunun çoğu çaresizliği öğrenmiştir bir şekilde, ya da öğretilmeye devam ediyor. :)
 
P

prenses35

Kullanıcı
23 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
36
İzmir
karsımıza dıs etkenler çıkınca iç etkenler engel oluyor.iç engeller oluncada dıs etkenler engel oluyor.sonra iç etkenleri yani beynimizdeki düşünceler hep aynı olduğundan sonuc olarak caresizliği öğreniyoruz.ne olursa olsun denemeliyiz.isteğimiz simdi olmayabilir ama bu daha sonra da (engeller ortadan kaltıktan sonra) olmayacağını göstermez. bunun için öğrenilmiş caresizliği beynimizden silmeliyiz bence.
 
M

muraturkom

İnsanın ürkmüşü hayvanın ürkmüşüne benzemez.Daha tehlikelidir.
 
M

münzevi

Kullanıcı
24 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
çok güzel bir yazı

emeğinize sağlık
 
Üst