H
hayalhane
NLP FARKINDALIK YOLCULUĞU
Dağdan çıkan bir su düşün. Yokuş aşağı akan berrak, pırıl pırıl bir su. Zamanla aktıkça billurluğunu kaybeden, bulanmaya ve kokmaya başlayan bir su…
Sen de bir su gibi değil misin aslında?
Doğduğunda ne kadar duru, ne kadar temizdin değil mi? Çocukken mutlu, huzurlu, neşeli ve hareketliydin. Korku, endişe nedir bilmezdin, güvensizlik, düşmanlık, kin gibi olumsuzluklarla tanışmamıştın.
Yaşın ilerledikçe huzursuzluğun arttı, mutsuz olmaya başladın. Üzüntü peşini bırakmaz oldu.
Bebekken evini, çevreni cennete çeviriyordun.
Büyüdükçe evin ve çevren, senin içini cehenneme çevirmeye başladı.
Üzüldün, hakarete uğradın. İftira ettiler, aşağıladılar, insan yerine koymadılar seni. Varlığını fark etmediler bile.
Ve sen güvenini kaybettin. “Hayır, hayııırrr!” diyemedin. Başkalarını memnun etmeye çalışırken içinde, ruhunun izbe köşelerine sakladığın çocuğun, çığlıklarını duymadın. Bastırdın onu, susturdun.
Şimdi içine doldurduğun ve başkaları tarafından sırtına yüklenen ağırlıkları taşıyamıyorsun değil mi?
Dünyada bir kere yaşama şansın var. Bunu, üzüntü, kaygı, mutsuzluk, yalnızlık, karamsarlık, başarısızlık ve güvensizlikle mi geçireceksin?
Hayır hayır sen kendine lazımsın. Annene, babana, çocuklarına, öğrencilerine, sevdiklerine lazımsın. Sevgi dolu, mutlu, başarılı, güçlü, başkalarına da örnek olan harika bir hayat yaşamayı hak ediyorsun?
Sana yaşama dair dersler veren pek çıkmadı. Yeni aldığım buzdolabının, çamaşır makinesinin, bilgisayarın çalışması için servisler vardı, ama senin kaliteli yaşamanı sağlayacak servisler yoktu. Karanlıkta el yordamıyla ilerleyen biri gibi sen de hayat yolculuğunda el yordamıyla ilerledin bugüne kadar.
Seni özlediğin kaliteli, mutlu, huzurlu, başarılı, sevgi dolu yaşama götürecek otobana çıkmak istiyor musun?
İçindeki virüsleri, yüreğindeki tortuları, olumsuzlukları temizlemek, ruhundaki yaraları bulup sevgiyle onarmak istiyor musun?
Yıpranmış duygularını, zedelenmiş ruhunu, karışmış zihnini, sendelemiş kendini revizyona sokup gıcır gıcır çıkmak istiyor musun?
Evet istiyorsan da bunun nasıl olacağını bilmiyorsun. Çünkü zihnin karıştı. Beynini sağlıklı çalıştıracak düzgün bilgilere ulaşamadın. Zekanı harekete geçirmek isteyenler her uğraşmada onu biraz daha kilitlediklerini anlamadılar bile. Şimdi düşüncelerin karmakarışık, belki de kilitlenmiş bir durumda.
Böyle bir zihin kaosunda duygularının farkında olabilir misin? Duyguların “beni yaşa” diye ortaya çıktıkça sen başkalarının ne diyeceğini önemsediğin için onları bastırdın. Bastırdıkça gerildin ve yenildikçe kendinden uzaklaştın. Belki de sen, kalbini, sokakta bulunan her çöpün içine atıldığı bir çöp kamyonuna çevirdin. Saha daha çok alsın diye olumsuz duygularını preslediğin oluyor mu?
Sonuçta “ruh gibi” yaşamaya başladın. Şimdi bile bir şey yapmak istiyorsun ve canın yerinden kalkmak istemiyor. Galiba ruhun öldü ve sen bedeninin de ölmesini bekliyorsun, öyle mi? Eee, ne oturuyorsun öyleyse.
Neden geçmişin geleceğini ipotek altına alsın ki.
Biliyorum ki senin, geçmişine kurban edeceğin bir geleceğin yok.
Çünkü sen biriciksin…