Namussuzluğu Kanıksatmak, Namussuzluktur..!
İşyerinin, okulun, ev işlerinin kısacası günün yorgunluğunu gidermenin tek seçeneği olarak sunulmuştur televizyon bizlere...
Akşam ailece televizyon karşısına geçildiğinde diziler için saatler de beklenmeye başlanır. "Geçen bölümde ne olmuştu?", "bu bölümde ne olacaktı?" ... Kimimiz büyük bir merakla düşünürüz bunları. Hem de yaşadığımız sorunları unuturcasına.
Peki her akşam bize neler izlettiriyorlar? Her akşam merakla neyi bekliyoruz?
O çok övdükleri, "en çok izlenen" istatistikleri yayınladıkları, basında çarşaf çarşaf anlattıkları dizilerin bir kaçına bakalım. Ve görelim bize ailece her akşam neleri izlettirdiklerini!..
"Aşk-ı Memnu"da, evin yeğeni, hem amcasının eşiyle, hem amcasının kızıyla her türlü ahlaksızlığı yapıyor ve bu ahlaksızlıklar, her hafta ekranların dışında basında da çok doğal bir şey gibi yayınlanıyor.
"Yaprak Dökümü"nde hem cinsellik anlamında, hem de diğer konularda, herkes herkesi aldatıyor, yalan söylüyor...
"Aşk ve Ceza" adlı dizide, nişanlısı tarafından aldatılan biri, hiç tanımadığı biri ile nişanlısını aldatıyor...
Ve saire ve saire ve saire...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hemen hepsinin konuları bilinçli olarak seçilmiştir. Öne çıkardıkları konular, aldatma, ihanet, yozluk ve pespaye bir cinselliktir.
Bu dizilerin hiç birinde adam gibi bir sevgi, adam gibi bir evlilik ilişkisi, düzgün yürüyen tek bir insan ilişkisi, yoktur. İhanet, aldatma, ahlaksızlık, sapkınlık, çıkarcılık, entrika vardır bu dizilerde.
İşte her akşam bizlere; eşimize, çocuklarımıza, kardeşlerimize, anne ve babalarımıza, akrabalarımıza, tanıdıklarımıza, komşularımıza her karesi ahlaksızlıkla dolu, ihanet ve aldatmanın normal olduğunu anlatan dizileri izlettiriyorlar.
Bütün senaryolarda olaylar aldatmalar ve aldatma ihtimalleri etrafında dönüyor. Her erkeğin peşinde nedense iki kadın, her kadının peşinde de mutlaka birden fazla erkek var. Ahlaksızlık bu tür "kurgu"lar içinde doğallaştırılıyor. Kimi eşini, kimi nişanlısını aldatıyor. Aldatmalar, dizilerdeki anneler, babalar, eşler ve nişanlılar tarafından da adeta doğal karşılanıyor. Aldatmalar, insanın doğal refleksi gibi sunuluyor.
İçinde sevginin, saygının, vefanın, doğru-düzgün bir insan ilişkisinin olmadığı, pislik dolu bu dizilerle beyinlerimizi dolduruyorlar.
Televizyon dizilerinin bir çoğu bugün halkın değerlerine açık saldırı özelliği taşımaktadır. Bu yozlaşmayı kanıksamayalım. Buna izin vermeyelim. İzlemiyelim, uyaralım çevremizi. Nasıl bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzu anlatalım herkese... Burjuvazinin ahlaksız ilişkilerini bize allayıp pullayarak satmalarına, kanıksatmalarına, halkın değerlerini ayaklar altına almalarına karşı çıkalım.
İnsanı bir "hayvan" haline getiren, namussuzluğu evlerimize taşıyan, namussuzluğu kanıksatan bu dizileri izlemeyelim. Hele çocuklarımızı, gençlerimizi sapıklıklarıyla, pespaye cinsellikleriyle zehirlemelerine izin vermemeliyiz.
(alıntı)

İşyerinin, okulun, ev işlerinin kısacası günün yorgunluğunu gidermenin tek seçeneği olarak sunulmuştur televizyon bizlere...
Akşam ailece televizyon karşısına geçildiğinde diziler için saatler de beklenmeye başlanır. "Geçen bölümde ne olmuştu?", "bu bölümde ne olacaktı?" ... Kimimiz büyük bir merakla düşünürüz bunları. Hem de yaşadığımız sorunları unuturcasına.
Peki her akşam bize neler izlettiriyorlar? Her akşam merakla neyi bekliyoruz?
O çok övdükleri, "en çok izlenen" istatistikleri yayınladıkları, basında çarşaf çarşaf anlattıkları dizilerin bir kaçına bakalım. Ve görelim bize ailece her akşam neleri izlettirdiklerini!..
"Aşk-ı Memnu"da, evin yeğeni, hem amcasının eşiyle, hem amcasının kızıyla her türlü ahlaksızlığı yapıyor ve bu ahlaksızlıklar, her hafta ekranların dışında basında da çok doğal bir şey gibi yayınlanıyor.
"Yaprak Dökümü"nde hem cinsellik anlamında, hem de diğer konularda, herkes herkesi aldatıyor, yalan söylüyor...
"Aşk ve Ceza" adlı dizide, nişanlısı tarafından aldatılan biri, hiç tanımadığı biri ile nişanlısını aldatıyor...
Ve saire ve saire ve saire...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hemen hepsinin konuları bilinçli olarak seçilmiştir. Öne çıkardıkları konular, aldatma, ihanet, yozluk ve pespaye bir cinselliktir.
Bu dizilerin hiç birinde adam gibi bir sevgi, adam gibi bir evlilik ilişkisi, düzgün yürüyen tek bir insan ilişkisi, yoktur. İhanet, aldatma, ahlaksızlık, sapkınlık, çıkarcılık, entrika vardır bu dizilerde.
İşte her akşam bizlere; eşimize, çocuklarımıza, kardeşlerimize, anne ve babalarımıza, akrabalarımıza, tanıdıklarımıza, komşularımıza her karesi ahlaksızlıkla dolu, ihanet ve aldatmanın normal olduğunu anlatan dizileri izlettiriyorlar.
Bütün senaryolarda olaylar aldatmalar ve aldatma ihtimalleri etrafında dönüyor. Her erkeğin peşinde nedense iki kadın, her kadının peşinde de mutlaka birden fazla erkek var. Ahlaksızlık bu tür "kurgu"lar içinde doğallaştırılıyor. Kimi eşini, kimi nişanlısını aldatıyor. Aldatmalar, dizilerdeki anneler, babalar, eşler ve nişanlılar tarafından da adeta doğal karşılanıyor. Aldatmalar, insanın doğal refleksi gibi sunuluyor.
İçinde sevginin, saygının, vefanın, doğru-düzgün bir insan ilişkisinin olmadığı, pislik dolu bu dizilerle beyinlerimizi dolduruyorlar.
Televizyon dizilerinin bir çoğu bugün halkın değerlerine açık saldırı özelliği taşımaktadır. Bu yozlaşmayı kanıksamayalım. Buna izin vermeyelim. İzlemiyelim, uyaralım çevremizi. Nasıl bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzu anlatalım herkese... Burjuvazinin ahlaksız ilişkilerini bize allayıp pullayarak satmalarına, kanıksatmalarına, halkın değerlerini ayaklar altına almalarına karşı çıkalım.
İnsanı bir "hayvan" haline getiren, namussuzluğu evlerimize taşıyan, namussuzluğu kanıksatan bu dizileri izlemeyelim. Hele çocuklarımızı, gençlerimizi sapıklıklarıyla, pespaye cinsellikleriyle zehirlemelerine izin vermemeliyiz.
(alıntı)