Montaigne Kimdir

  • Konbuyu başlatan alonepoet
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde alonepoet tarafından oluşturulan Montaigne Kimdir başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 25,718 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı Montaigne Kimdir
Konbuyu başlatan alonepoet
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Flamingo
A

alonepoet

Kullanıcı
3 Mar 2008
En iyi cevaplar
0
0
Duzce
Çoğunuz duymuşunuzdur eminim..Montaigne'i...Kiminiz DENEMELER adlı eserini okumuş kiminiz uzun ve anlamsız bulduğu için ilgilenmemiştir bile...Ancak o kadar basit birşey değil...Kimilerinin hayat felsefelerini değiştiren kimilerin ise düşüncelerini olgunlaştıran kimilerine ise ters gelen kelimelerle ateş yakan motaigne nin bu eserini bölüm bölüm sizlerle paylaşacağım..

MONTAIGNE'İN YAŞAMI

1533-Michel de Montaigne doğuyor ve Papessus köyünde bir
sütnineye gönderiliyor.

1535-Michel, Fransızca bilmeyen Horstanus adlı bir Alman
eğitmenine veriliyor. Bu eğitmen Michet'in babasının İtalyada
gördüğü yeni bir yöntemle çocuğu hep Latince konuşarak yetiştiriyor.

1539-Michel, altı yaşında; Fransa'nın en iyi kolejlerinden birine,
Guyenne Kolejine giriyor. Burada yedi yıl okuyor. Latin şiirinin
tadına varıyor ve biraz da Yunanca öğreniyor.

1546-Bordeaux da; Edebiyat Fakültesinde felsefe okuyor.

1548-Bordeaux da isyan: Michel, Toulouse da hukuk okuluna
gidiyor.

1554-Montaigne in babası Bordeaux Belediye Başkanı oluyor.

1555-Montaigne babasıyla Paris'e gidip geliyor.

1557-Bordeaux Belediye Meclisine giriyor.

1558-Montaigne'le La Boetie arasındaki büyük dostluk başlıyor.

1559-Bordeaux da mezhep kavgaları. Bir tüccar diri diri yakılıyor:
Amyot, Plutarkhos'un Hayatlar'ını Fransızcaya çeviriyor.
Montaigne'in en çok seveceği, okuyacağı kitap bu olacak.

1561-Bordeaux Belediye Medisi Montaigne'i önemli bir görevle
saraya gönderiyor. La Boetie siyasal hayata giriyor:

1562-Protestanlara karşı şiddet hareketleri başlıyor. Montaigne,
Rouen şehrini Protestanlardan almaya giden kral ordusuna katılıyor:

1563-Montaigne, Bordeaux'ya dönüyor: La Boetie ölüyor.

1565-9. Charles, Bordeaux'ya gelip bir süre kalıyor. Montaigne,
Françoise de la Chassagne'la evleniyor.

1568-Babası ölüyor. Miras beş erkek, üç kız kardeş arasında
bölünüyor. Michel, Montaigne çiftliğinin sahibi oluyor.

1569-Montaigne; babasının isteğiyle yaptığı Raimond Sebond'un
thelogia üzerine bir eserinin çevirisini bastırıyor.

1570-Montaigne, Bordeaux Belediye Meclisindeki görevinden istifa
ederek Paris'e gidiyor. La Boetie nin Latince şiirleriyle çevirilerini
bastırıyor. Montaigne'in ilk kızı doğup iki ay sonra ölüyor.

1571-Montaigne, çiftliğine çekiliyor ve kütüphanesine şu Latince
kitabeyi yazıyor:

«1571 yılı: Michel de Montaigne, otuz sekiz yaşında. Doğum
yıldönümünden bir gün önce; meclisteki kulluğundan ve
memuriyetinden bıkmış; fakat sapasağlam olarak kitapları arasına
dönüyor ve geri kalan günlerini orada, sessizlik içinde geçirmeye
karar veriyor.>

1572-Saint-Barthelemy kırımı. Montaigne Denemeleri'ni yazmaya
başlıyor. Plutarkhos'un Ahlaki Eserleri'nin çevirisi çıkıyor ve
Montaigne in elinden düşmüyor:

1573-İç savaş. Montaigne kralın ordusuna katılıyor; görevle
Bordeaux'ya gönderiliyor.

1574-Montaigne'in dördüncü kızı doğup üç ay sonra ölüyor.

1575-Montaigne Paris'e gidiyor.

1576-Montaigne, Pyrrhon felsefesiyle yakından ilgileniyor: Raimond
Sebond üstüne babasına söz verdiği eseri yazmaya başlıyor.

1577-Montaigne'in beşinci kızı doğup bir ay sonra ölüyor. Henri de
Navarre, Montaigne'e yüksek bir rütbe veriyor. Montaigne ilk kez
kum sancılarına tutuluyor. Denemeler'ine devam ediyor.

1578-Montaigne küçük bir orman satın alıyor.

1579-Montaigne kendini en çok anlattığı Denemelerini yazıyor.

1580-Denemeler ilk kez, iki cilt halinde basılıyor. Montaigne
İsviçre'ye, İtalya'ya gidiyor. Paris'e dönüp kitabını krala sunuyor.
Kral beğeniyor.

1581-Montaigne evine dönüyor.

1582-Montaigne, Bordeaux Belediye Başkanı oluyor, Denemeler'i
birçok eklemelerle yeniden bastırıyor...

1583-Montaigne in altıncı kızı doğuyor ve birkaç gün yaşıyor.

1584-Navarre Kralı (Sonraki V. Henri) Montaigne'in çiftliğine gelip
iki gün kalıyor.

1585-Montaigne Mareşal Matignon'la mektuplaşıyor. İç savaşta
önemli roller oynuyor. Bordeaux'da veba çıkıyor. Montaigne görevi
başına gelemiyor. Başkanlığı bitinceye kadar yakın bir kasabada
kaldıktan sonra, ailesini alıp veba bölgesi dışına çıkıyor.

1586-Montaigne tarihçileri okuyor.

1587 Henri de Navarre tekrar Montaigne'in çiftliğine geliyor.

1588-Montaigne, Denemeler'in dördüncü baskısı için Paris'e gidiyor:
Yolda Ligciler tarafından soyuluyor. Paris'te, Denemeler'in
hayranlarından Mademoiselle de Gournay'le tanışıyor. İç savaş
şiddetleniyor; Montaigne Kralla birlikte Rouen'e gidiyor. Tekrar
Paris'e dönüşünde bir gün için Bastille'e atılıyor.

1589-Montaigne evine çekilip kitap okuyor. Denemeler'in yeni bir
baskısını hazırlıyor: Birçok eklemeler yapıyor. Kitap en olgun şeklini
buluyor.

1590-Montaigne'in kızı evleniyor: Yeni kral 4. Henri, Montaigne'e
mektup yazıyor, yanına çağırıyor. Montaigne gidemiyor.

1591-Montaigne'in kızının bir kızı doğuyor.

1592-Montaigne ölüyor.


MONTAIGNE ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

- Denemeler'de gördüğüm her şeyi Montaigne'de değil kendimde
buluyorum. (Pascal)

- Bir kitap buldum burada. Montaigne'in kitabı; yanıma almadım
sanıyordum. Aman ne hoş adam. Ne zevk onunla birlikte olmak.
(Mme. de Sevigne)

- Montaigne, o hoşsohbet insan,
Bazen derin, bazen sudan
Kuşku duymasını bilmiş
Burnu bile kanamadan.
Kerli ferli softalarla
Alay etmiş sakınmadan. (Voltaire)

- Eminim, alışacaksınız Montaigne'e. İsanoğlu ne düşündüyse onda
var ve bu kadar güçlü biçem zor bulunur. Bir şey öğretmiyor, çünkü
hiçbir şeyi kestirip atmıyor. Doğmacılığın tam tersi. Mağrur adam,
ama kim mağrur değil ki? Alçakgönüllü görülenler büsbütün mağrur
değiller mi? Her satırında Ben, Kendim diye konuşuyor, ama Ben,
Kendim demeden hangi bilgiye varılabilir? Haydi, bırakın Allah
aşkına hocam, filozofun, ****fizikçinin bundan iyisi görülmemiş.
(Mme. du Deffand)

- Montaigne, o tanrı gibi adam, 16. yüzyılın karanlıktan içinde tek
başına diri ve tertemiz bir ışık saçmış; dehası ancak zamanımızda,
gerçek ve felsefi düşünce boşinançların, geriliklerin yerini alınca
anlaşıldı. (Grimm)

- Montaine'in düşünceleri yanlış, ama güzel. (Malebranche)

- Yazarların çoğunda, yazan adamı görüyorum, Montaigne'de
ise düşünen adamı. (Montesquku)

- Çocukken babamın kitaplığından bana Dememeler çevirisinin
perişan bir cildi kalmıştı. Yıllar sonra, kolejden çıkışımda bir cildi
okudum ve ötekilerini arayıp buldum. Bu kitapla ne büyük haz ve
hayranlık saatleri geçirdiğimi hatırlıyorum. Bu kitabı, yaşadığım
başka bir hayatta yazmışım gibi geliyor o kadar candan bana, benim
düşüncemi, benim hayat deneyimimi söylüyordu. (Emerson)

- Montaigne amma da düşünce çalmış benden! (Beranger)

- Montaigne ölüyor: Kitabını tabutunun üstüne koyuyorlar;
cenazesinde yakını olarak din bilgini Charron ve manevi kızı
Mademoiselle de Goumay var Resmen septik olarak Bayle ve Naude
onlara katılıyor. Sonra Montaigne'e az çok bağlananlar, bir an için
ondan zevk almış olanlar, bir an için yalnızlık sıkıntısından kurtardığı,
kuşku duydurmak sayesinde düşündürdüğü kimseler; akraba ve komşu
olarak Madame de Sevigne, La Fontaine; onun yaptığını yapmaya
özenip onu taklit etmeyi onur bilenler: La Bruyere, Montesquieu,
Jean-Jacques Rousseau; ortada tek başına Voltaire; daha az önemli
kimseler, karmakarışık: Saint-Evremond, Chaulieu, Garat... Daha
arkada çağdaşlarımız ve belki hepimiz. Ne büyük bir cenaze alayı. Bir
insanın Ben'i için bundan daha fazla umulabilir mi? Peki ama, ne
yapıyorlar bu cenaze alayında? Tören gereğince hüngür hüngür
ağlayan Mademoiselle de Gournay den başka herkes konuşuyor:
Ölenden, onun sevimli taraflarından, hayata bu kadar karışan
felsefesinden sözediyorlar. Herkes kendi kendinden sözediyor. Onunla
herkesin ortak olduğu taraflar ortaya konuyor. Kimse ona olan
borcunu unutmuyor; her düşünce onun bir yankısı gibi... Korkarım bu
alayda dua eden tek adam Pascaldır. (Sainte-Beuve)

- Montaigne'i sevmek kendini sevmek, kendini her şeye tercih
etmektir. Montaigne'i sevmek yalnız gerçeği değil, doğruluğu ve ödev
duygusunu da yalnız kendinden yana çekmektir. Montaigne'i sevmek,
hayatımızda hazlara, zavallı yaradılışımızın kaldıramayacağı kadar yer
vermektir... (Brunetiere)

- Montaigne Fransız Rönesansını bitirip Klasik çağı haber veriyor.
(Lanson)

- Pilatus'un, devirler boyunca yankısı çınlayan korkunç sorusu
karşısında Montaigne, daha insanca, daha din dışı, başka bir anlamda
İsa'nın tanrıca cevabını vermiş oluyor:

«Gerçek nedir?»

«Gerçek benim!,»

Yani Montaigne gerçek olarak sahiden tanıyabileceği tek şeyin
kendisi olduğuna inanıyor. Onu kendinden sözetmeye götüren budur
çünkü kendini bilmeyi ayrıca her şeyden daha önemli sayıyor.
İnsanların ve her şeyin yüzünden maskeyi kaldırmalı, diyor.
Maskesini atmak için kendini anlatıyor. Maske insanın kendinden çok
ülkesine ve devrine ait olduğu için de insanlar maske yüzünden
birbirinden ayrılıyor. Böylece, maskesini gerçekten atan insanda
hemen kendi benzerimizi buluyoruz. (Andre Gide)



KENDİSİ

... Boyum ortanın biraz altında, bedenim sağlam yapılı ve toplucadır
yüzüm şişman değil, dolgundur; tabiatım, neşe ile hüzün arasında,
oldukça ateşli ve sıcakkanlıdır... Sağlığım, ta genç yaşımdan beri
düzgündür: Hastalığa tutulduğum azdır.

İşte ben böyle idim; kendimi, kırk yaşımı aşıp ihtiyarlığın yolunu
tuttuğum şu andaki halimle anlatmıyorum:

Minutatim vires et robur adultum

Frangit et in partem pejorem liquitur oetas (Lucretius)

Yıllar için için aşındırır

Olgunluk çağına varmış güçleri

Bundan sonraki halim ancak yarım bir varlık olacak; ben artık o ben
olmayacağım. Gün geçtikçe kendimden ayrılıyor, uzaklaşıyorum.

Singula de nobis anni proedandur euntes (Horatius)

Bir şey koparır bizden, yıllar, akıp giderken. (Kitap 2, bölüm 17)




DENEMELERİN KONUSU

Başkaları insanoğlunu yetiştiredursun ben onu anlatıyorum ve
kendimde, pek kötü yetişmiş bir örneğine gösteriyorum. Bu örneği
yeniden biçim vermek elimde olsaydı onu elbet olduğundan çok başka
türlü yapardım. Bir kez yapılmış artık. Şunu söyleyeyim ki, kendimi
anlatırken söylediklerim değişik ve değişken olmakla beraber hiç
gerçeğe aykırı değildir. Dünya durmayan bir salıncaktır: Orada her şey
toprak, Kafkas'ın kayalıkları, Mısır'ın piramitleri, hem çevresiyle
birlikte, hem de kendi kendine sallanır. Durmanın kendisi bile daha
ağır bir sallantıdan başka bir şey değildir. Konumu (kendimi) hep aynı
halde bulundurmak elimde değil. Doğal bir sarhoşlukla, salına serpile
yürüyüp gidiyor. Onu belli bir noktada, canımın istediği bir andaki
haliyle alıyorum. Duruşu değil, geçişi anlatıyorum: Fakat yaştan yaşa,
yahut halkın dediği gibi «yedi yıldan yedi yıla» geçişi değil, günden
güne, dakikadan dakikaya geçişi. Hikayemi saati saatine yazmam
gerekiyor. Az sonra değişebilirim. Yalnız halim değil, amacım da
değişebilir. Benim yaptığım, değişen ve birbirine benzemeyen olaylar,
kararsız ve bazen çelişmeli düşünceleri yazıya dökmektir. Acaba
benliğim mi değişiyor, yoksa aynı konulan ayrı koşullara ve ayrı
bakımlara göre mi ele alıyorum? Her ne hal ise, kendi kendimden
ayrıldığım oluyor. Fakat Demades'in dediği gibi, doğrudan hiç
ayrılmıyorum. Ruhum bir yerde durabilseydi, kendimi denemekle
kalmaz, bir karara varırdım: Ruhum sürekli bir arayış ve oluş içinde.
Anlattığım hayat basit ve gösterişsiz; zararı yok. Bütün ahlak felsefesi
sıradan ve kendi halinde bir hayata da girebilir, daha zengin, gösterişli
bir hayata da: Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır.
(Kitap 3, bölüm 2)

Olgun bir okuyucu çok kez başkasının yazdıklarında yazarın
düşünmediği güzellikler bulur, okuduklarına daha zengin anlamlar ve
renkler kazandırır. (Kitap 1, bölüm 26)

Başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla
akıllı olabiliriz. (Kitap 1, bölüm 24)

 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
dünya en önemli deneme yazarlarından birinin hayatını paylaştığınız için teşekkürler  ;)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Gözde' Alıntı:
dünya en önemli deneme yazarlarından birinin hayatını paylaştığınız için teşekkürler  ;)
Denemelerin babası hatta.
Çok teşekkürler.
 
K

kabeka

Kullanıcı
17 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
16
İstanbul
bu arada nasıl bir kitap yazacağıma karar verdim "deneme" yazacağım
çok ünlü olacağım
çok param oalcak
mutlu olacağım
her şey harika olacak
falandı filandı fıstık..
teşekkürer alonepoet :)
 
R

re-Member

Kullanıcı
16 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
::)  ;D

________________________________________________________

montaigne nin kitaplarından alıntı paragraflar sorulur-du öss de.
:D
paylaşım için teşekkürler ..
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
- Montaine'in düşünceleri yanlış, ama güzel. (Malebranche)

Montaigne, o tanrı gibi adam, 16. yüzyılın karanlıktan içinde tek
başına diri ve tertemiz bir ışık saçmış; dehası ancak zamanımızda,
gerçek ve felsefi düşünce boşinançların, geriliklerin yerini alınca
anlaşıldı. (Grimm)
İşte birbirine zıt iki yorum. Düşünceleri, yorumları ne kadar farklı..

Montaigne kitapları bence de kesinlikle okunması gereken kitaplar. Okumayanınız varsa mutlaka ve mutlaka okusun derim.

Teşekkürler paylaşım için. :)
 
M

MENEKŞE1

Kullanıcı
22 Mar 2008
En iyi cevaplar
0
0
GİRESUN
sebahattin eyüpoğlu çevirmişti ve denemelerini ilk okuduğumda 12 yaşındaydım sonra ilerliyen yıllarda 3 kez daha okudum bana ne mi yaptı işte o kitap sayesinde yazma yeteneğimi keşfettim denemler yazmaya başladım
 
S

snm.brs

Kullanıcı
27 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
daha geçen gün bir filmde konu alınmıştı Montaige..Annem bana bu kimdi?diye sormuştu :)Verdiğim cevap belkide yeterli değildi ama bu bilgileri de kendisine aktardım,yeterli olduğunu düşünüyorum..paylaşımın için teşekkürler.. :)
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Hayat hikayesini okuyunca ölümle nasıl barıştığını kabullendiğini daha iyi anladım.
Mesneviden sonra okudum denemeleri ama çok zevksiz tatsız gelmişti, mesneviye kıyasla.
Belki ne alaka diyebilirsiniz ama Mevlana nın eseri ve tarzı farklı ama o eserden sonra basit geldi ama güzeldi, ölümle ilgili bölümü etkilemişti beni.
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Mesnevi'yi okumuş bri olarak bende ekleyebilirim Manas'a; gerçekten Mesnevi güzeldi.
Ama Denemeler kitabiıda bir bambaşkaydı. :)
 
F

Flamingo

Kullanıcı
31 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
Şu an Denemeler'i okuyorum. Elbette ki çok güzel. Hayran olmamak elde değil...
 
Üst