KUSUR DENEN ŞEY

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde korsan tarafından oluşturulan KUSUR DENEN ŞEY başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,524 kez görüntülenmiş, 15 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı KUSUR DENEN ŞEY
Konbuyu başlatan korsan
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan bişileryapmaklazım
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Bugün biraz hüzünler sokağında gibiyim. Bariz bir iz var yürüdüğüm sokaklarda... Takip ediyorum ister istemez o izleri... Yürüdükçe kilometreler kesmiyor beni adeta... Her bir adımda farklı şeyler geliyor aklıma... Rüzgar arada bir esip geçse de kafamdakileri alıp götürse diyorum bazen...

Olmuyor dedikçe içim içimi yiyor. Tıpkı masa başında oturan bir yazarın, lamba ışığı altında; beyaz sayfalara düşüncelerini döküp harmanlaması gibi... Her defasında olmuyor deyip, kağıdı kırıştırdıktan sonra atması gibi... Arada stres atmak için yuvarladığı kağıtları masanın yakınındaki çöp kutusuna basket atması gibi... Gibi de gibi...

Yazılan satırlarda aranan kusurlar can sıkıcı olunca istenen eserler de elde edilemiyor haliyle... Bakıldığında saçma gibi geliyor belki... Bazen o kadar bencil davranıyoruz ki anlatılamaz bir hal alıyor yaptıklarımız.. Yani lafın özü kusur arama konusunda bayağı bir usta olmuşuz...

Örneklendirmem gerekir belki olayı daha sade anlatmam için... Öbür türlü katkı maddesi eklemek gibi birşey oluyor. Atıyorum beyaz bir kağıt alıyoruz elimize... Bakıyoruz ilk başta herşey normal... Sonra tam ortasına kurşun kalemle bir nokta koyuyoruz ve herhangi bir kişiye gösteriyoruz. Bakan kişi dikkatli gözlemlediğinde sayfanın beyaz bölümünü değil de; ortasındaki siyah noktayı gördüğünü söylüyor. İşte tam burada o kişinin kusur arama güdüleri devreye giriyor. Beyaz sayfanın ortasında yer alan siyah noktayı kusur olarak gördüğünü söylemiyor ama gözü ilk olarak onu görüyor.

Peki niye? Beyaz perşümenin hakkını vermek neden bu kadar zor? O zaman şunu sorayım size: kusursuzluk diye birşey var mıdır? Saçma! Bence kusursuz insan da yoktur; varlık da...

Olayı yazarın yaşadıkları ile bağlantı kurmak istediğimizde şunu söylemek daha mantıklıdır diye düşünüyorum: beyaz sayfada bile siyah noktayı görebilen herhangi biri olabiliyorsa; yazılarını özenle yazan bir yazar için kusur aramaması mümkün olabilir mi? Tabi ki yazılan kelime birliklerinden oluşan cümle orduları insanlara değişik duygular yaşatır. Fakat yazarın hissettikleri daha önemli... Çünkü gerçekten yaşanmış olayları yansıtıyor. Siyah noktanın beyaz sayfada itici bir görüntü olması örneği çok daha farklı birşey ama bağlantı kurulamaz diye birşey yok. Kısaca önce tanımak, sonra yargılamak yerinde bir çözüm... Bu ancak yazarken ya da konuşurken iki kere düşünme yetisi ile geçerli olabiliyor. Bu yüzden de akıl süzgecinden her zaman nasibimizi almalıyız. Aksi halde istemeden kırıcı olabiliriz.

Kelimelerin belki kalbi ya da duyguları olmayabilir. Fakat onlara insanları kırmadan ya da dökmeden anlam kazandırmak çok da zor değil... Yaşanılarak ya da heyecanlanılarak yazılan her yazı okuyucuya mutlaka pozitif yönde yansır. Yansımasa bile olumlu ya da olumsuz mutlaka tepki gelir.

Peki "Hayatta en hakiki mürsit ilimdir" diyen ulu önder Atatürk, bu cümleyi dile getirirken ne demek istedi hiç düşündünüz mü? Kimilerine göre önceden söylenmiş basit bir cümle gibidir fakat durum hiç de sanıldığı gibi değildir. Şunu söylemek isterim ki: kesin bilgi olmadan, araştırmadan ya da bilmeden konuşmak doğru bir davranış biçimi de değildir. Dolayısıyla önyargı en büyük düşmandır. Bu yüzden en garanti yol ilim bilmektir. Bilmesek de bir bilene danışmaktır. Bin bilsek bile bir bilenle fikir alışverişinde bulunabiliyorsak ne mutlu bize...

Belki akıl akıldan da üstün olabilir ama garanti çözümler varken şansa bağlı bilgilerden uzak duralım. Aksi halde gülünç durumlara düşmemiz kaçınılmazdır.

Aklımıza mukayyet olmamız dileğiyle...


Alıntıdır
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
"Kelimelerin belki kalbi ya da duyguları olmayabilir. Fakat onlara insanları kırmadan ya da dökmeden anlam kazandırmak çok da zor değil... Yaşanılarak ya da heyecanlanılarak yazılan her yazı okuyucuya mutlaka pozitif yönde yansır. Yansımasa bile olumlu ya da olumsuz mutlaka tepki gelir. "

Çok ilginç bir tesadüf oldu bu.
Yazının ana fikri kusur, ama ben özellikle bu satırlarla çok ilgilendim öncelikle. Çok değil, bir saat kadar önce bir anımı paylaştım ve bir arkadaşımız yazıya tepkisini "Fıkrayı andırmış bu biraz" şeklinde dile getirdi. Feveran-Estomp kendisi, beni onaylayacaktır.
Aynı yazıyı, arkadaşımızın özeline, sözcükleri sıralayarak, ruhsuz bir şekilde yazdım.
Arada ki fark o kadar büyüktü ki.
Olay aynı olay, ama hep iddia ettiğim gibi, sözcüklere ruh kazandırmak o kadar farklı ki.

Özür dilerim Korsan, bu konu benim için son an konusu olduğu için paylaştım. Yazının bütünü ise çok ilginç. Tekrar döneceğim zaten:)
Teşekkürler.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Aslında bir kaç gündür yazı yazan arkadaslarımız vardı hani bu konu içerisinde benim  eleştirisel yaklaşımı ifade eden bazı satırlar vardı.

O anlamda paylaşayım dedim mesela sizin dikkat çektiğiniz satırlar

Yaşanılarak ya da heyecanlanılarak yazılan her yazı okuyucuya mutlaka pozitif yönde yansır. Yansımasa bile olumlu ya da olumsuz mutlaka tepki gelir.
Hani bizim eleştirilerimiz olagandır
Hani dediğiniz gibi yazılana ruh katmak bambaska bir şey.

Ayrıca özüre gerek yok efendim ben tesekkur ederim yorumlarınız için.


 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Korsan' Alıntı:
Aslında bir kaç gündür yazı yazan arkadaslarımız vardı hani bu konu içerisinde benim  eleştirisel yaklaşımı ifade eden bazı satırlar vardı.

O anlamda paylaşayım dedim mesela sizin dikkat çektiğiniz satırlar
İlk düşündüğüm buydu aslına bakarsan Korsan ve zaten o konu altında nerdeyse eşdeğer yorumlar yapmışız.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Bende dünden beri düşünüyordum bu yazıyıda okuyunca tam yeridir dedim yani

Ya dostoyevski nin tolstoy un kafka nın bile eleştirildiği zamanlar olmuştur.Kaldıki özellikle dostoyevski bazı eserlerinin kötü oldugunu kendisede kabul etmiştir.
Ve eserlerine sizin deyiminizle ruh katamadıgını soyleyen günümüz yazarlarıda vardır.

Eş deger yorumlara gelince aklın yolu bir heralde bu lafı pek tutmam ama burada uygun sanki :)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Farklı düşünmüyoruz sonuçta Korsan, söz doğru yerde kullanıldı. Çok akıllı olduğunu sanmak olarak algılanmazsa tabi:)

Zaten şöyle bir şey var, aynı yazarın her kitabından aynı keyfi alamıyoruz.
Aslında okuyanın ruh hali de önemli elbette ama sonuç olarak yazar okuru kavrayabilirse, ruh hali de değişecektir okurun.

Yine mi karışık oldu?:)
Yok Safari, bu kez sonunda kız ölmedi!:)
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Hayır hayır karışık  olmadı yalnız kız ölmedi kısmını anlamadım :)

Genelde çogu insandan farklı düşünürüm ama benim aynı düşündüğüm insanlar parmakla sayılacak kadar azdır.
Çok akıllı değilim biz özeleştiri dikkat çektiğiniz gibi algılanabilirde :)Hatta aklen bir çok insana göre fazlası ile geride oldugum soylenir.

 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Korsan' Alıntı:
Hayır hayır karışık  olmadı yalnız kız ölmedi kısmını anlamadım :)

Genelde çogu insandan farklı düşünürüm ama benim aynı düşündüğüm insanlar parmakla sayılacak kadar azdır.
Çok akıllı değilim biz özeleştiri dikkat çektiğiniz gibi algılanabilirde :)Hatta aklen bir çok insana göre fazlası ile geride oldugum soylenir.
Bana şu zor olan sözcüğü illa ki yazdıracaksınız:)
Estağfurullah.
Ancak izlediğim kadarıyla sevgili Korsan, pek farklı düşünmüyoruz ki? O zaman yani bende mi aklen geriyim şimdi ;)
Est yazman yeterli:) Yada "olabilir"...
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Yeterli ise Est Efendim sözüm meclisten dısarı idi ama  belirtmediğim için özürdilerim

Ben bunun la yasayabiliyorum :)
 
A

ayben

Önce teşekkür ederim Korsan çok güzel bir alıntıyı bizle paylaşmışsın.
Yorumlarınız da düşündürücü açıkçası ve ben bu yazıyı çok beğendim.
Kelimeler bizlerin silahıdır aslında kullanmak önemli olan .
Kullanmayı bileceksin, öğreneceksin ve kendini geliştireceksin ki ben açıkçası daha yolun çok başındayım ve umarım ki silahlarımı en iyi şekilde kuşanmayı öğrenir ve başarıya giden yolda engellere takılmadan ilerlerim...
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
kim vardır ki yürümeden koşmayı düşmeden yüremeyi öğrenmiş biz insanlar için büyüklerin yapma etme dediği şeyler genelde kulak arkası olur yaşamadan tecrübe etmeden hayata dair olayları anlayamayız kusursuzluk yoktur Allah bile yaratırken kullarının ilkini kusurlu yaratmış HZ.Adem ona itaat etmeyerek cennetten kovulmuş bunu farketmemek körlük olur sinirli bi mizaca sahipsek sakin olmaya çalışmak sabırsızsak sabretmek gibi önemli olan o kusurlarımızı erken görebilmek ve törpülemeye çalışmak bu kadar basit  :)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
.gözde.' Alıntı:
kim vardır ki yürümeden koşmayı düşmeden yüremeyi öğrenmiş biz insanlar için büyüklerin yapma etme dediği şeyler genelde kulak arkası olur yaşamadan tecrübe etmeden hayata dair olayları anlayamayız kusursuzluk yoktur Allah bile yaratırken kullarının ilkini kusurlu yaratmış HZ.Adem ona itaat etmeyerek cennetten kovulmuş bunu farketmemek körlük olur sinirli bi mizaca sahipsek sakin olmaya çalışmak sabırsızsak sabretmek gibi önemli olan o kusurlarımızı erken görebilmek ve törpülemeye çalışmak bu kadar basit  :)
Ve aslında herkes bir gün "büyük" olur değil mi?:)
Sinir ve sabır konusunda yerden göğe katılıyorum, özellikle sabır konusunda.
Olumlu özelliklerin en başı bence de sabır.
 
B

berrak

Kullanıcı
28 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
pembe...
kesin bilgi olmadan, araştırmadan ya da bilmeden konuşmak doğru bir davranış biçimi de değildir. Dolayısıyla önyargı en büyük düşmandır. Bu yüzden en garanti yol ilim bilmektir. Bilmesek de bir bilene danışmaktır. Bin bilsek bile bir bilenle fikir alışverişinde bulunabiliyorsak ne mutlu bize...
  ÇOK DOĞRU TEŞEKKÜRLER PAYLAŞIM İÇİN
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
berrak' Alıntı:
kesin bilgi olmadan, araştırmadan ya da bilmeden konuşmak doğru bir davranış biçimi de değildir. Dolayısıyla önyargı en büyük düşmandır. Bu yüzden en garanti yol ilim bilmektir. Bilmesek de bir bilene danışmaktır. Bin bilsek bile bir bilenle fikir alışverişinde bulunabiliyorsak ne mutlu bize...
 
Bu şekilde düşünen insanlarda kusur işlemek gibi bir kavramda olmaz zaten. Olumlu ve doğru düşünceler. Tebrikler.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Konu nereden girmiş,ana fikir neymiş ne zaman kaybolmuş.
İş varlık felsefesine dayandırılmış.
Mış,miş,muş neyse.
İyi konuydu zamanına göre.
 
B

bişileryapmaklazım

Kullanıcı
14 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
detaylarda boğulmayacağım yazı anlamlı güzel teşekkürler yani :)
 
Üst