huzursuz mutluluk mümkün mü?

  • Konbuyu başlatan glsn_
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde glsn_ tarafından oluşturulan huzursuz mutluluk mümkün mü? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,865 kez görüntülenmiş, 24 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı huzursuz mutluluk mümkün mü?
Konbuyu başlatan glsn_
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan prenses_o6
G

glsn_

Kullanıcı
4 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Neden mutluluğun bu kadar çok tanımı varken, “huzur” sözlüklerden başka yerde tarif bulamaz kendine. Bu, mutluluğun göreceli, huzurun ise herkesin kabul ettiği bir hali anlatmasından mıdır? Yoksa mutlu olmak en büyük idealken, “huzur”un alıcısı daha az olmasından mı?
Çevremiz mutluluk arayışında olan insanlarla doludur:
Mutluluğu parada arayıp, parayı bulduğu halde mutluluğu bulamayanlar…
Lüks bir hayatla mutlu olacağını zannedip, lüks yanılgılar içinde yaşayanlar…
Şöhretin kollarında mesut günler bekleyip, mutsuzluğun güçlü kollarında ezilenler…
Başarıyla mutluluğu paralel görüp, mutluluğu göremeyenler…
Bütün bunları bilip, mutluluğu yine de tecrübelerden istifade etmeden aramaya devam edenler…
Ne çok talibi vardır mutluluğun. O sanki herkesin peşinde koştuğu, ama kimseye yüz vermeyen alımlı bir sevgilidir. Ona doğru atacağınız her adımla, sizden iki adım uzaklaştığını; siz ona yürüdüğünde, onun koştuğunu; yüzüne gülümsediğinizde, başını çevirdiğini düşünürsünüz.
Bu, mutluluğun şımarıklığından mıdır, yoksa bizim onu yanlış yerde aramamızdan mı?
Hâlbuki huzur, mahallenin en silik sakinidir. Öyle herkes fark etmez güzelliğini. Alımlı da değildir. Peşinden koşasınız diye hiçbir şey yapmaz. Sizin ayaklarınızı yerden keseceğini vaat etmez. Kalp atış hızınıza, nefes alış veriş sıklığınıza karışmaz. O sadece deliksiz uykular, güzel başlayan günler, her şeyi güzel görmeler ve ruh dinginliği vaat eder. Bir şey daha vaat eder. Ama onu sadece huzura erenler bilir: Mutluluğu…
Mutluluğa sorsanız gerçekte nerede olduğunu, o da “huzurda” diyecektir. Kâinatın, yaptığı yolculuğun, varacağı yerin farkında olup, her an kendini “huzurda” hisseden insan bulacaktır mutluluğu.
Bunları unutan gerçek mutluluğu hatırlayamayacak, kendini bilmeyen saadeti gördüğü halde tanımayacak, onunla tanışmaya “hazır” olmayan, mutlulukla asla karşılaşmayacaktır.
İnsanlık mutluluğu aramaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecek. Saadet her zaman alımlı ve peşinden koşulan, huzur ise daima gözden ve ilgiden mahrum olacak. Çevremiz mesut olmak için çabalayan ve bir türlü başaramayan insanlardan geçilmeyecek. Ama…
“Huzur”suz mutluluk mümkün olabilir mi?
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
huzur ile mutluluğun arasındaki ince cizgiden bahseden paylaşımın için teşekkür ederim.

mutlu olmak için neyi bekliyoruz.
mezun olmayımı
evlenmeyi mi
çocuğumuzun olmasını mı
yaşlanmayı mı
emekli olmayımı
çocuğumuzun yürümesini mi
okula gittiğini görmeyi mi
vs. vs..

mutlu olmak için neyi bekliyoruz arkadaşlar..

mutlu olmak için bir neden aramamalıyız.
her zaman söylemişimdir. bir tebessümün bile değeri pahabiçilemez..
 
G

glsn_

Kullanıcı
4 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Safari' Alıntı:
huzur ile mutluluğun arasındaki ince cizgiden bahseden paylaşımın için teşekkür ederim.

mutlu olmak için neyi bekliyoruz.
mezun olmayımı
evlenmeyi mi
çocuğumuzun olmasını mı
yaşlanmayı mı
emekli olmayımı
çocuğumuzun yürümesini mi
okula gittiğini görmeyi mi
vs. vs..

mutlu olmak için neyi bekliyoruz arkadaşlar..

mutlu olmak için bir neden aramamalıyız.
her zaman söylemişimdir. bir tebessümün bile değeri pahabiçilemez..
bir insanın bile gülümsemesine sebep olabiliyorsam büyük bir huzur kaplar içimi... :) :)
 
S

SaaNDaaL

Kullanıcı
22 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
0
Rize
işte mutluluk ile huzur u açıkladın
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
beklemeyelim tabiki..
ben hayatımda parmaklarımın sayısını geçmez okuduğum kitaplar hep çalışmakla geçti hayatım.. Can Dündar'a ait bir slaytı izleyene kadar. sonra bu site ile tanıştım. şunu söyleyebilirim ki hayat ne kadar zalim olsada yaşanmaya değer..
 
H

hüzün meleği

Kullanıcı
9 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
DENİZLİ
gülşen çok güzeldi teşekkürler.hayat beklemek değilmi zaten!hep bekliyoruz!!!!!!!!!oysa zaman akıp gidiyor.
 
D

dempol

Kullanıcı
29 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
sanki huzur dinginliği mutluluk madii dünyayı yansıtır olmuş günümüzde ve ve stresle para kazanıp mutlu olmak, hep duvarlarla çevrili arkadaşlıklar, geçinmek için bir işte çalışmak(ki zevk alarak değil), egolarımızı incitmeden öz eleştiriler yapmak vbg. bir çok şey nasıl mutluluğa götürecekse ayrıca huzur farklı bir kapıdan girilecek bir yer gibi sanki. teşekkürler paylaşım için.
 
S

sehla

Kullanıcı
5 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
çok güzel bir yazı öncelikle tşk ediyorum.

İnsanlık mutluluğu aramaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecek. Saadet her zaman alımlı ve peşinden koşulan, huzur ise daima gözden ve ilgiden mahrum olacak. Çevremiz mesut olmak için çabalayan ve bir türlü başaramayan insanlardan geçilmeyecek. Ama…
“Huzur”suz mutluluk mümkün olabilir mi?


mutlu olmak için nedenleri yaratan bizler değilmiyiz. yaşamın ağır koşullarına öyle bi kaptırmışız ki kendimizi bizi mutlu edecek bırakın olayları objeleri bile göremiyoruz. mutlu olduğun zaman huzur dolar insanın içine. çevremizdeki mutlulukları görmek dileği ile
 
C

crnkcclr

Kullanıcı
25 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
huzur ve mutluluk birbiri ile paralel giden duygular bence ...
ama mutlu olmasakta huzurumuz olabilir..
insan gece yastığa başını koyduğunda huzurlu olmalı yapabildiklerinden dolayı
mutlu olmasa bile...
üzgün ama huzurluda olunabilir..
ama hem huzur hem mutluluk olursa tadından yenmez :)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Bence olabilir. Çünkü mutluluk anlık bir olaydır.Devamında huzur gelir.Yada bazen her şey yolundadır,bizi huzursuz eden bir olay olmamıştır fakat heyecen ararız ve mutlulukla bağdaştırırız...
 
Ö

ölüdeniz

huzursuz mutluluk mümkün mü? bu konuyla ilgili hoşuma giden bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim

Ferdi Mutluluk ve Toplum
  Kanımca, sorulması ve yanıtlanması gereken asıl soru şudur: Öncelikli olan ferdin mutluluğu ise bu mutluluk toplumun genel olarak huzurlu ve dengeli oluşundan soyutlanabilir mi? Yani kısaca, değişen dünyada yeni değerlere ayak uydurup milli ve geleneksel değerleri bir kenara mı itelim? Yoksa, toplumu birarada tutan kültürel bağlara önem verip kısıtlamalar mı getirelim? Kültürel küreselleşmenin kaçınılmaz etkilerine ne şekilde ayak uydurmalı veya karşı koymalıyız?

   Karmaşada mutlu olmak mümkün mü?
  Öncelikle, yanıtlanması gereken soru, huzursuz ve karmaşa içinde olan bir toplumda ferdin mutlu olması mümkün müdür? Veya, toplumun değişimini doğal kabul edip kendini akıntıya terk etmek mi mutluluk getirir? Kültürel olarak yok olmayı kabul eden insanlar mı daha mutlu olurlar, yoksa, kültürel değişime karşı koyup geleneklere bağlı kalmayı seçenler mi daha mutlu olur?

  Günümüzde, Türk gençliği bu konuda kararsız ve bir arayış içinde olduğu görünümünü veriyor. Özellikle bu durumu kızlarda görmek mümkün. Bir kısmı başörtüsü ve türban takarak geleneklerine bağlı kalmayı seçiyor, diğer bir bölümü tüm batı değerlerine sarılarak tüketim toplumunun güncelliğini tercih ediyor. Fakat her iki gurup da teknik oyuncakları kullanmaktan  büyük zevk duyuyor. Hepsinde cep telefonu var. Hepsi bilgisayarlara meraklı ve parası olanlar derhal en pahalı ve lüks arabaları kullanmaya bayılıyorlar. Yani, kısacası iki farklı dünya görüşünün çelişkisi Türkiye’yi adeta şizofrenik bir yapıya itiyor.

  Küreselleşen dünyada insanlar hak ve özgürlüklerine sahip çıkan bireyler olmak yerine, uluslararası karteller haline dönüşmüş olan birtakım sanal güçlerin tanımak istediği kadar hak ve özgürlüklerle yetinmek durumundalar. Yani, istenen düşünen insan değil, tüketen insandır. Bunu sağlamak için de sürekli yeni gündemler, yeni modalar, sanal ve geçici zevkler, istekler yaratılmaktadır. Mutluluk bu açıdan kısa süreli, geçici, güncel oyalanmalar haline dönüştürülmüştür. Uzun vadeli planlar, amaçlar ve anlamlı girişimler adeta küçümsenir olmuştur. Bir zamanların “Bize plan değil, pilav lazım” sözü günümüzün düstur sözü haline gelmiştir, denilebilir.

  Son 15-20 yıldır Türkiye halkı bir AB hayali ile oyalanmakta, geleceği adeta Avrupa Birliğine ipotek edilmektedir. Medeniyetin ölçüsü AB kriterleri imiş gibi bir gerçek dışı hayal peşinde koşulmaktadır. AB bizim için bir “simülakr” durumuna dönüşmüştür. AB kriterlerine uyum sağlayacağız diye geleneksel değerler küçümsenmekle kalmayıp Anayasadan bile kaldırılmak istenmektedir.

  Bütünün Hayrı
  Bu gidişi gören aydınlar ne yapmaktadırlar? Bir kısmı batı değerlerini kutsal saydıklarından, milli devlet görüşünü Kemalizm olarak tanımlamakta ve ikinci cumhuriyetten söz etmektedirler. Diğer bir kesim ise aşırı tutucu dinci ve katı kurallarla yönetilen bir Türkiye özlemi çekmektedirler. Oysa ki çözüm, güncel bilgiler ile oyalanmaktan değil, bilgelik yolunda ilerlemekten geçer. Bilge kişi şöyle der: “Bütünün hayrına olmayan benim hayrıma da olamaz”. Burada bütün, yakın çevreden başlayarak, dalga dalga halkalar halinde genişleyen insanlık ve doğa çevresidir. İnsan doğadan kopuk bir varlık haline getirilmek istense de yapısı itibariyle doğaya bağlı ve bağımlıdır. Şu halde, doğayı koruması ilk görevidir. Büyük şehirlerde yerleri ve çevreyi temiz tutmak, her şehirli vatandaşın sorumluluğu olmalıdır. Bu ilk adımdır.

  İkinci adımda yakın çevre aile ve dost, arkadaş çevresi gelir. Üçüncü adım ise ülke, toplumun bütünü ve ulus devlet kavramlarına önem verip onları korumaktan geçer. Çünkü, şahsi mutluluk ve karın doyurmaya yönelik davranışlar ve seçenekler kısa vadede bir fayda sağlansa da uzun vadede mutlaka ters tepkiler verecektir. İşte, Avrupa’da yaşamlarını sürdüren vatandaşlarımızın durumu. Onların durumu Türkiye halkındakinden de beter. Ne tam olarak yaşadıkları topluma uyabilmekteler, ne de geleneklerini sürdürebilmekteler. Bu konuda yapılmış olan Duvara Karşı filmi, Türk gelenekleri ile toplumun değerleri arasındaki çatışmayı çok güzel gözler önüne sermiştir.

  Dördüncü ve son adım, tüm dünya halklarına saygılı olmaktan ve elde bulunan gücü milli çıkarlara alet etmemekten geçer. Yani, “Ya benden yanasın veya bana düşmansın” yaklaşımı yerine, “Hepimiz bu dünyanın insanları olarak barış içinde yaşamanın yollarını bulmalıyız” felsefisini uygulayabilmek. Sözlerimi Mevlâna Celalettin Rumi’nin bir dörtlüğü ile bitiriyorum:

      Beri gel, daha beri, daha beri.

       Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?

       Bu hır-gür, bu savaş nereye dek?

       Sen bensin işte, ben senim işte.

        Ne diye bu direnme böyle, ne diye?

         Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?

         Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek.

          Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye

Doç. Dr. Haluk BERKMEN
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
huzursuz mutluluk mümkün mü?
Olunur olunur. İnsanoğlu her şartta mutlu olmayı beceriyor vesselam. Nede olsa bir bolu iyimserimiz var.
Ne bilim yani, sağ kolu koptuğundan dolayı huzursuz olup, en azından sol kolum var diye göbek atmayı öğretebiliyoruz insanlarımıza.

Kısaca cevap veriyorum... Olunur.
Dipnot: Bu yorum beni huzursuz etti ama mutluyum :d
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Korsan' Alıntı:
huzursuz mutluluk mümkün mü?
Olunur olunur. İnsanoğlu her şartta mutlu olmayı beceriyor vesselam. Nede olsa bir bolu iyimserimiz var.
Ne bilim yani, sağ kolu koptuğundan dolayı huzursuz olup, en azından sol kolum var diye göbek atmayı öğretebiliyoruz insanlarımıza.

Kısaca cevap veriyorum... Olunur.
Dipnot: Bu yorum beni huzursuz etti ama mutluyum :d
bak sendede optimist bi yan varmış abi  ;D

 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Ebru' Alıntı:
bak sendede optimist bi yan varmış abi  ;D
Bende bir sürü yan var :d her yandan bi parmak almışım işte :d sonnada sentez olmuşlar bende :d

Esas, bir tepki var o yorumda.Beceremediklerimi becerebilenlere gıcığım. Yada beceremiolarda, becerebiliyormuş gibi davranıyorlar, o beni gıcık edio :d
 
G

gökteki yıldız

Kullanıcı
13 May 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
Korsan' Alıntı:
huzursuz mutluluk mümkün mü?
Olunur olunur. İnsanoğlu her şartta mutlu olmayı beceriyor vesselam. Nede olsa bir bolu iyimserimiz var.
Ne bilim yani, sağ kolu koptuğundan dolayı huzursuz olup, en azından sol kolum var diye göbek atmayı öğretebiliyoruz insanlarımıza.

Kısaca cevap veriyorum... Olunur.
Dipnot: Bu yorum beni huzursuz etti ama mutluyum :d
Sana katılmıyorum...Nasıl huzursuz olupta mutlu olabilirsinki?...Kolu kopmuş adam diyelim elbette üzülecek ama daha sonra kendinden daha kötü bi durumda olan biryle karşılaşınca sahip olduklarını anlicak huzur kaplicak içini daha sonra mutlu olabilir...Kendi adıma şunu söylim bana kötü bişi olsa huzursuzken asla mutlu olamam...
Yazıda da anlatıldığı gibi gerçek mutluluk huzurunda içinde varolduğu mutluluk şeklidir...
 
Üst