Haddini bilmek

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde Harun tarafından oluşturulan Haddini bilmek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 25,940 kez görüntülenmiş, 19 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Haddini bilmek
Konbuyu başlatan Harun
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nurettin
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
‘Had’ kelimesi, durmamız gereken sınırları anlatır.

    Dünyanın tüm bilgelerinin ‘en’ bilgesine sormuşlar: “En iyi bildiğin şey nedir?” diye. En bilge kişi, hiç düşünmeden cevabını vermiş: “Haddimi bilirim...” ‘Had’ kelimesi, durmamız gereken sınırları anlatır. Bu, herhangi bir konuda, kendi bilgimizi, konumumuzu ve sınırlarımızı bilip ona göre tavır koymamızı, görüş bildirmemizi sağlayan bir pusuladır. Kısacası, kendini tanımak ve sınırlarını bilmektir. Günümüzde ise maalesef sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmeyenlerden dolayı sürekli ‘sınır ihlalleri’ne tanık olmaktayız.


Hemen her konuda hepimiz uzmanız (!). Her şeyi doğuştan biliyoruz, öğrenmemize, emek harcamamıza hiç gerek yok (!). Günlük hayatta her alanda, bir an durup düşünmeden, gerçekten bilip bilmeden hemen söze dalıp görüş bildiriyor, fetvalar veriyoruz. Özellikle iyi bir şey yapıldığında veya bir başarı durumunda hemen ortaya atılıp eleştirilere başlıyoruz. Peki, “gel de sen yap bakalım” denilince de, donup kalıyoruz. Haddimizi bilme ‘özürlüyüz’ ama ‘had bildirme’ konusunda çok hevesliyiz.

Herkes, yönetici, asker, futbolcu, doktor, aşçı, sanatçı, öğretmen, avukat ve her konunun uzmanı. Asıl konuşması gerekenler ise ‘hadlerini bildiklerinden’ susuyor. Oysa asıl işinin ustalarının, uzmanlarının konuşmasına ve onların önerilerine ne kadar çok ihtiyacımız var. Çünkü yepyeni boyutları ancak bu sayede görüp öğrenebilir, gelişebiliriz.


Ünlü bir ressam, eserlerinin sergilendiği galeride, kim olduğunu belli etmeden dolaşıyor, ziyaretçilerin yorumlarını ilk elden almaya çalışıyormuş. Bu bilgiler onun için çok değerliymiş. Bu yüzden de sergide, her yaştan ve her sosyal sınıftan davetliler varmış. Bir ara en beğendiği tablolardan birinin önündeki, yaşlı adama takılmış gözleri. Adamın, önünde durup dudak bükerek bir şeyler mırıldandığını görmüş. Söz konusu resim, bir süvariyi canlandırıyormuş. Merakla yaklaşmış ve sormuş:


- Beyim, sanırım resimde beğenmediniz bir durum var! Sorunun ne olduğunu öğrenebilir miyim? Bu resmi ben yaptım da...

Adam kendinden emin, konuşmaya başlamış:

- Ben kırk küsur yıllık çizme ustasıyım. Resimde, hatalar var. Süvarinin çizmeleri gerçeğe uymuyor. Mesela şu gördüğünüz kıvrım, biraz daha aşağıda olmalıydı. Topuk kısmı da ölçeksiz çizilmiş.

Ressam, adamın sözünün bitirmesini bile beklemeden izin isteyip gitmiş ve biraz sonra, fırçaları ve boyalarıyla geri dönüp yaşlı adamın söylediği hataları düzeltmeye başlamış. Çünkü çizmeler gerçekten de hatalıymış. Sanatçı daha işini bitirmeden, çizme ustası konuşmaya başlamış:

- Bu süvarinin kalçaları da biraz uzun çizilmiş...

Ressam derhal sözünü kesmiş adamın:

-Yok, demiş, çizmedeki hatayı gösterdiniz, biz de mesleğe saygı adına anında düzelttik. Ama lütfen çizmeden yukarı çıkmayın!


Başka bir hikayeyle sözü noktalayalım.


Ulu bir çınar ağacının hemen yanında, küçük bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar

ilerledikçe, çınar ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve günesin etkisiyle hızla büyümeye başlamış ve neredeyse çınar ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş çınar ağacına:

- Kaç ayda bu hale geldin ağaç?

- “82 yılda” demiş çınar...

- “82 yılda mı?” diyerek katıla katıla gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.

- Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!

- “Doğru” demiş ulu çınar “doğru”.

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Bu defa endişeyle sormuş çınara:

- Neler oluyor bana ağaç?

- “Ölüyorsun” demiş çınar...

“Niçin?” diye sormuş kabak.

- “Benim seksen iki yılda geldiğim yere, sen iki ayda gelmeye çalıştığın için sevgili kabak” demiş çınar...

Kabaklar, kabak tadı vermeden; çizmeleri aşmadan, bir an önce ‘haddimizi bilmeyi’ öğrenmeliyiz.


(Pembe CANDANER - 16.11.2008)







Tamda böyle bir yazı yazmaya hazırlanırken bunu farkettiğim iyi oldu. Ülkemizde nedense herkes herşeyin uzmanı.

Otobüste telefon çalar. Hemen birisi atlar " kapat arkadaşım ABS bozuluyor ". Sanki ABS nin mucidi arkadaş. Bizde anlıyoruz az çok heralde dimi nasıl bozulur nasıl bozulmaz. Ama arkadaşımız bir otobüs yola çıkmadan önce hangi testlerden geçer, neler yapılır hepsini tek tek gözlemlemiş edasıyla , "Kapa kapa otobüs yolda kalmasın".

Sonra mesela deprem olur. Herkes kendini deprem uzmanı ilan eder. Vay efendim binalar yamuk, zemin sağlam değil, aslında kuzey fay hattına yerleşim yapılmamalıydı. Ehh be birader bugüne kadar nerdeydin madem. Niye keşfedemedik biz seni.

Genel de bir de başarılı insanları beğenmeme gibi bir huyumuz var. En basit örnek bir futbol maçı mesela. Kendim de bu gruba dahilim. Yaa o otopa öylemi vurulur, düzgün vursana. (tabi burda daha sağlam küfürler ediyorum :)  ). Sanki yıllarımı futbola vermişim dimi. Halbuki anlamam zerre kadar. Ama eleştiririm. Neden yapıyorum bilmiyorum. Aslında eleştirmek başka bişey akıl vermek farklı. Adamın düzgün vuramadığını başkasına kıyaslayarak görüyorum ama nasıl düzgün vurulacağını da bilmiyorum.

Çoğunuz Windows işletim sistemi kullanıyordur. Bir kitlenme olsa hemen microsofta laf sayarız. İşin içinde birisi olarak adamlara duyduğum saygı hergün artmaya devam ediyor. Gördüm ki o kadar da basit birşey değilmiş.

Ya da eğitim sistemimizi hiçbirimiz beğenmeyiz di mi. Peki kaçımızın neler yapılması gerektiğine dair bir araştırması ya da fikri var ?

Uzun lafın kısası, "eşek yolda kalınca akıl veren çok olurmuş" diye bir atasözü vardı sanırım. Bilmediğimiz konular hakkında atıp tutmayalım. En azından daha yapıcı eleştiriler yapalım. Eksikleri değil, nasıl düzeltilmesi gerektiğini söyleyelim.
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Hemen her konuda hepimiz uzmanız (!). Her şeyi doğuştan biliyoruz, öğrenmemize, emek harcamamıza hiç gerek yok (!).
Gerçekten de böyleyiz. Bunu nasıl değiştireceğiz? Eğitimle mi, öğrenimle mi.. O zaman hiç şansımız yok:)

Genel de bir de başarılı insanları beğenmeme gibi bir huyumuz var. En basit örnek bir futbol maçı mesela. Kendim de bu gruba dahilim. Yaa o otopa öylemi vurulur, düzgün vursana. (tabi burda daha sağlam küfürler ediyorum :)  ). Sanki yıllarımı futbola vermişim dimi.
Ve bunları söylerken insanların o anki psikolojisini hiç düşünmüyoruz maalesef.

Ya da eğitim sistemimizi hiçbirimiz beğenmeyiz di mi. Peki kaçımızın neler yapılması gerektiğine dair bir araştırması ya da fikri var ?
He bir de böyle bir durum var. Beğenmiyoruz, şikayet ediyoruz ama ne bir fikrimiz var savunacak, ne de adamakıllı çürütecek tezlerimiz.. Gidip bir yerlere başvuruyor muyuz ben bundan şikayetçiyim diye? Hayır! Sadece konuşuyoruz! Aynı yere geliyoruz yani, çok biliyoruzya sadece konuşuyoruz.

Çok keyifle okudum Harun, tek cümlesini atlamadan..
Teşekkürler.
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Haddimizi bilme ‘özürlüyüz’ ama ‘had bildirme’ konusunda çok hevesliyiz.  O0
Didem'e katılıyorum bende çok keyifle okudum ve haddimi bilerek bunun üzerine başkada bişey demiyorum.
 
M

Mustang

Kullanıcı
28 Ara 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
mustang-serpil.blogspot.com
Çok güzel bir yazıydı emeğine sağlık.
Bizler kendimizi tanımanın dışında herşeye burnumuzu soktuğumuz için zaman zaman hadimizi aşıyoruz .
Kendi özümüze dönüp kendimizi geliştiriyor olsak başkaları ile uğraşacak zamanımız olmaz.
Kendi ile barışık olmayan insan başkalarında hatalar ararki kendi hataları görünmesin.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Herkes, yönetici, asker, futbolcu, doktor, aşçı, sanatçı, öğretmen, avukat ve her konunun uzmanı. Asıl konuşması gerekenler ise ‘hadlerini bildiklerinden’ susuyor. Oysa asıl işinin ustalarının, uzmanlarının konuşmasına ve onların önerilerine ne kadar çok ihtiyacımız var. Çünkü yepyeni boyutları ancak bu sayede görüp öğrenebilir, gelişebiliriz.
Her konuda hepimiz neden uzman olduk?
Asıl konuşması gerekenler "hadlerini" o kadar fazla biliyorlar ki, çıt çıkarmıyorlar. Biz yıllardır bekliyoruz konuşmalarını. Meydan böylesine boş olunca, hepimizin uzman olması kaçınılmaz oluyor.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Kıssalardan sonra yazılanları, pek çok konu altında günlerdir dile getiriyorum zaten. Bizde laf çok, ama ne yazık eylem yok.
 
B

berkaymutlu

Kullanıcı
25 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Hemen her konuda hepimiz uzmanız (!). Her şeyi doğuştan biliyoruz, öğrenmemize, emek harcamamıza hiç gerek yok (!). Günlük hayatta her alanda, bir an durup düşünmeden, gerçekten bilip bilmeden hemen söze dalıp görüş bildiriyor, fetvalar veriyoruz. Özellikle iyi bir şey yapıldığında veya bir başarı durumunda hemen ortaya atılıp eleştirilere başlıyoruz. Peki, “gel de sen yap bakalım” denilince de, donup kalıyoruz. Haddimizi bilme ‘özürlüyüz’ ama ‘had bildirme’ konusunda çok hevesliyiz.

önemli bir konuya temas etmişsin, tebrik:)
bilen bilmeyen ayırımına dair bir çeşitleme vardır:
bildiğini bilen
bildiğini bilmeyen
bilmediğini bilen
bilmediğini bilmeyen


en zararlı olanı ise sonuncusudur ve toplumuzda yaygın olanda budur. kişinin gelişiminin önündeki en büyük engellerdendir.

aslında haddini bilmemek önemli sorun olsa da kapasitenin farkında olmayarak gereksiz bir had bilme kültürü de toplumda var olan ciddi bir sorundur. dilerseniz onu ayrı bir başlıkta konuşalım.
 
B

bir dost

Kullanıcı
19 Eki 2008
En iyi cevaplar
0
0
Konya
''herşeyi bilmene gerek yok haddini bil yeter''bu söz çok hoşuma gider bilmem nedense ;)
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Daha bir kaç dakika evvel okumuştum.
Kabak mevzunu. Diğer konuda sabırdan dem vurulmuş. Burada haddini bilmekten.

İlginç..
Bizim buralarda bir söz var. "Temcit piavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuluyor" diye.

Şu aralar anlıyorumki yenilikten uzağız.. eskiyi fikir yada söylemleri restore edip edip yeniymiş gibi davranıyoruz.

Bir yerde adına sabır bir başka yerde had diyoruz.
Neyse.. Diğer konuya tavrımdan bu konuyada yansıdı.
Hem özrü dileyip hem teşekkür edeyim bari..
 
F

Flamingo

Kullanıcı
31 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
Uzun lafın kısası, "eşek yolda kalınca akıl veren çok olurmuş" diye bir atasözü vardı sanırım. Bilmediğimiz konular hakkında atıp tutmayalım. En azından daha yapıcı eleştiriler yapalım. Eksikleri değil, nasıl düzeltilmesi gerektiğini söyleyelim.
Bunları, bu sitede kendini geliştirmek üzerine yaptırımlar yapan üyelerimiz okuyor.

Ancak keşke bir yolu olsa da bunları asıl okuması gereken ''kazmalar'' (affedersiniz..) da okusa...
Hatta okumakla yetinmeyip; hayata geçirmeye çalışsa. En azından ''uğraşsa''...

Ne güzel olur.
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Müsadenizle bu paylaşımı,mail olarak hazırlayıp haddini bilmeyenlere göndermek istiyorum.Son bikaç zamandır samimiyetimi suistimal edip,hadlerini aşanların okumasını istiyorum.Öyle insanlar var ki eleştirinin dozunu kaçırıp,küstahlaşıyorlar.Teşekkürler Harun,gözümden kaçmış ama gereken zamanda karşıma çıkmış bir yazı
 
G

Gül46

Kullanıcı
17 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
Türkiye
Güzel bir yazıydı  Okumaktan zevk aldım emeklerinize sağlık Herkes Artık Haddini bilir inşallah
 
Y

Yağmur1

Kullanıcı
24 Haz 2009
En iyi cevaplar
0
0
Malatya
bu insan evladının yapısında var.. aşabilene ne mutlu...
 
A

adildoy

tek bildiğim varsa o da hiç bir şey bilmediğimdir.haddimizi bilmek için güzel bir söz  yukarıdaki açıklamalar için teşekkürler
 
M

mestik

Kullanıcı
12 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
hatay
herkes haddini bilse sanırım bir çok sorunu aşabiliriz.paylaşım için teşekkürler...
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Haddini bilmek..! Aslına bakılırsa pek çoğumuzun  beceremediği birşeydir.  Toplum içerisinde ,özel ilişkilerinde nerede duracağını, nasıl konuşacağını çoğu kez kestiremeyenimiz pek çotur..
  Ne güzel söylemiş Sunay Akın..
"Bir çok şey bilirim ama en iyi bildiğim şey haddimdir.."
Çok beğendim güzel konuydu..
 
N

Nurettin

Kullanıcı
23 Ocak 2011
En iyi cevaplar
0
0
yazı çok güzeldi çok teşekkürler  :)
 
Üst