Ç
çakır
Kullanıcı
Günümüzde düğüne,evlenen çift tarafından bir pastanın kesilmesi ile başlanılması vazgeçilmez bir adet haline gelmiştir.pastanın kat kat yüksekliği birazda sosyal statü olarak görüldüğünden gelin ile damat,boylarını aşan bu pastaları,kılıç gibi uzun bir bıçak kullanarak ancak kesebılıyorlar.
Buğday,tarih boyunca bereket,doğurganlık ve mutluluğun sembolü olduğundanbaşlangıçta,düğün törenlerinde,iyi temenniler gelinin başına dökülerek sunuluyordu.Evlenmemiş veya evlenmeyi bekleyen genç kızlar,kısmetleri açılsın diyebu buğday dusunun kendilerine de başlarına isabet etmesi için uğraşırlardı.Tıpkı günümüzde,gelinin elindeki buketten fırlattığı çiçekleri aynı inanışla yakalamaya çalışan genç kızlar gibi.
Romalılar devrinin başlangıçta aşçılar çok saygın bir meslek oluşturuyorlardı ve bu aşçılar milattan yaklaşık 100 yıl önce adeti biraz değiştirdiler.Bu buğdaylarla küçük,tatlı kekler yaptılar.Kekler şüphesiz gelinin başına atmak için değil,yemek içindi,ama bir şey atmayı alışkanlık haline getirenler bu kekleri de gelinin başına atmaya devam ettiler.
Daha sonraları bu adetin devamı olarak,düğüne getirilen keklerin bereket getirmesi için gelinin gelinin başı üstünde ufalanması,ardından da evlenen çiftin bu kek kırıntılarını yemesi gibi bir adet başladı.Zaman geçtikçe midafirler de evlerinden getirdikleri fındık,fıstık,kurutulmuş meyveler ve bala bulanmış bademlerle düğün törenine katkıda bulunmaya başladılar.
Adet hızla Avrupa'nın batısına,oradanda ingiltereye geçti.İngiliz aşçılar kekleri bir çeşit biraya batırıp kendilerine has düğün pastaları yarattılar.Orta çağın başlarında ise bu adet bir süre unutuldu.Gelinin başına başına bugday ve pirinç dökülmesi tekrar moda oldu.
Ne zaman ki,dekoratif ve süslü bisküviler,yağlı çörekler ortaya çıktı,adet yine değişti.
Misafirler bunları evleride yapıp düğüne getirmeye başladılar.İngilterede ise bu getirilenler üst üste yıgılmaya başlandı,
Buğday,tarih boyunca bereket,doğurganlık ve mutluluğun sembolü olduğundanbaşlangıçta,düğün törenlerinde,iyi temenniler gelinin başına dökülerek sunuluyordu.Evlenmemiş veya evlenmeyi bekleyen genç kızlar,kısmetleri açılsın diyebu buğday dusunun kendilerine de başlarına isabet etmesi için uğraşırlardı.Tıpkı günümüzde,gelinin elindeki buketten fırlattığı çiçekleri aynı inanışla yakalamaya çalışan genç kızlar gibi.
Romalılar devrinin başlangıçta aşçılar çok saygın bir meslek oluşturuyorlardı ve bu aşçılar milattan yaklaşık 100 yıl önce adeti biraz değiştirdiler.Bu buğdaylarla küçük,tatlı kekler yaptılar.Kekler şüphesiz gelinin başına atmak için değil,yemek içindi,ama bir şey atmayı alışkanlık haline getirenler bu kekleri de gelinin başına atmaya devam ettiler.
Daha sonraları bu adetin devamı olarak,düğüne getirilen keklerin bereket getirmesi için gelinin gelinin başı üstünde ufalanması,ardından da evlenen çiftin bu kek kırıntılarını yemesi gibi bir adet başladı.Zaman geçtikçe midafirler de evlerinden getirdikleri fındık,fıstık,kurutulmuş meyveler ve bala bulanmış bademlerle düğün törenine katkıda bulunmaya başladılar.
Adet hızla Avrupa'nın batısına,oradanda ingiltereye geçti.İngiliz aşçılar kekleri bir çeşit biraya batırıp kendilerine has düğün pastaları yarattılar.Orta çağın başlarında ise bu adet bir süre unutuldu.Gelinin başına başına bugday ve pirinç dökülmesi tekrar moda oldu.
Ne zaman ki,dekoratif ve süslü bisküviler,yağlı çörekler ortaya çıktı,adet yine değişti.
Misafirler bunları evleride yapıp düğüne getirmeye başladılar.İngilterede ise bu getirilenler üst üste yıgılmaya başlandı,