Safari
Kullanıcı
“Her şey aynı” veya “ Bir şeylerin değişmesi gerek çünkü mutsuzum” tarzı düşüncelerimiz ve bu düşüncelerle beslenen olumsuz duygularımız vardır. Öfke, suçluluk, kendine güvensizlik, diğerini suçlama, kırgınlık gibi.
Bizi mutsuz eden şeylerin farkında olduğumuz halde bunlarla mücadele ederken genellikle “diğerini “ değiştirme çabasında olduğumuzdan oyunu baştan kaybeden oyunculara benzeriz. Kendimizin değişmesi fikri bir türlü hoş gözükmez bize. Diğerini değiştirme oyununda da herhangi bir skora ulaşamamanın ezikliğini yaşarız hep. Harcadığımız çabadan ötürü de yorgunluk! Çünkü farklı yerlerde ararız değişimi. Çünkü diğeri/diğerleri değişmez.
“Değişmelisin” demek veya bu karara varmak kolay da bunu uygulamak o kadar kolay mı acaba? Tabiî ki hayır!
Halbert Otto “Değişim ve gelişim insan kendisini riske attığında ve kendi hayatıyla içli dışlı olmaya cesaret ettiğinde meydana gelir” der.
Değişme isteği kendimizi keşfetme ve kendimizin farkına varma süreçleriyle paraleldir. Ve doğal olarak bu istek karmaşık duygulara neden olur. Paradoksal bir şekilde, değişiklik fikri başımızı ağrıtıyor, midemizi ekşitiyor, uykularımızı kaçırıyor ise bedenimiz bu riski almaya hazır demektir. Peki ya biz?
“Neden değişim istiyorum?, Neyi değiştirmek istiyorum? , Değişme gücüme inanıyor muyum?, Nasıl olmasını isterdim ve nasıl olmasını ümit ediyorum ?,Öyle olursa mutlu olacak mıyım? Beni engelleyen ne?” ve benzeri iç diyaloglar hem kendimizi keşfetmede hem de değişimin yönünü belirlemede etkili olacaktır.
Doğal olarak, değişme adına deneyeceğimiz yeni davranış modelleri “Acaba başarabilir miyim?” güvensizliğinin yanı sıra “Ya istediğim gibi olmazsa” korkusu da yaratacaktır.
Korkularımızdan ve “korkmaktan” korkarız. Her bir korkumuz da bizi değişimden uzaklaştırır. Değişim istediğimiz halde “ Ama bu değişim sonunda çevremdekileri kaybeder miyim? Ben onlardan uzaklaşır mıyım? Yaşantım alt üst olur mu ” ile başlayan cümleler korkularımızın yansımasıdır. Örneğin; daha önce istemeyi, talep etmeyi hiç denememiş bir kişi, taleplerini artık ifade edebilir duruma gelince ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. Korkularımızın sistemimiz içinde nelere hizmet ettiğini keşfedersek korkularımızla barışırız. Barışık olduğumuz bir şeyi de salıvermek kolaydır.
Yüzleşme kabullenme kapısını , kabullenme de değişimin, yenilenmenin kapısını açacaktır!
VE cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır”
SAYNUR KAYA (UZMAN PSİKOLOG/ÖGRETİM GOREVLİSİ) (www.sanalpsikolog.com)
Bizi mutsuz eden şeylerin farkında olduğumuz halde bunlarla mücadele ederken genellikle “diğerini “ değiştirme çabasında olduğumuzdan oyunu baştan kaybeden oyunculara benzeriz. Kendimizin değişmesi fikri bir türlü hoş gözükmez bize. Diğerini değiştirme oyununda da herhangi bir skora ulaşamamanın ezikliğini yaşarız hep. Harcadığımız çabadan ötürü de yorgunluk! Çünkü farklı yerlerde ararız değişimi. Çünkü diğeri/diğerleri değişmez.
“Değişmelisin” demek veya bu karara varmak kolay da bunu uygulamak o kadar kolay mı acaba? Tabiî ki hayır!
Halbert Otto “Değişim ve gelişim insan kendisini riske attığında ve kendi hayatıyla içli dışlı olmaya cesaret ettiğinde meydana gelir” der.
Değişme isteği kendimizi keşfetme ve kendimizin farkına varma süreçleriyle paraleldir. Ve doğal olarak bu istek karmaşık duygulara neden olur. Paradoksal bir şekilde, değişiklik fikri başımızı ağrıtıyor, midemizi ekşitiyor, uykularımızı kaçırıyor ise bedenimiz bu riski almaya hazır demektir. Peki ya biz?
“Neden değişim istiyorum?, Neyi değiştirmek istiyorum? , Değişme gücüme inanıyor muyum?, Nasıl olmasını isterdim ve nasıl olmasını ümit ediyorum ?,Öyle olursa mutlu olacak mıyım? Beni engelleyen ne?” ve benzeri iç diyaloglar hem kendimizi keşfetmede hem de değişimin yönünü belirlemede etkili olacaktır.
Doğal olarak, değişme adına deneyeceğimiz yeni davranış modelleri “Acaba başarabilir miyim?” güvensizliğinin yanı sıra “Ya istediğim gibi olmazsa” korkusu da yaratacaktır.
Korkularımızdan ve “korkmaktan” korkarız. Her bir korkumuz da bizi değişimden uzaklaştırır. Değişim istediğimiz halde “ Ama bu değişim sonunda çevremdekileri kaybeder miyim? Ben onlardan uzaklaşır mıyım? Yaşantım alt üst olur mu ” ile başlayan cümleler korkularımızın yansımasıdır. Örneğin; daha önce istemeyi, talep etmeyi hiç denememiş bir kişi, taleplerini artık ifade edebilir duruma gelince ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. Korkularımızın sistemimiz içinde nelere hizmet ettiğini keşfedersek korkularımızla barışırız. Barışık olduğumuz bir şeyi de salıvermek kolaydır.
Yüzleşme kabullenme kapısını , kabullenme de değişimin, yenilenmenin kapısını açacaktır!
VE cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır”
SAYNUR KAYA (UZMAN PSİKOLOG/ÖGRETİM GOREVLİSİ) (www.sanalpsikolog.com)