Y
Yalın
Kullanıcı
bir Somun, bir Civatayı
bir Civata, bir Dişliyi
bir Dişli, bir Gurubu
bir Gurup, bir Makineyi
bir Makine, bir İşletmeyi
bir İşletme, bir Fabrikayı
bir Fabrika, bir Ekonomiyi
bir Ekonomi, bir Vatanı kurtarır..
tam olarak buydu dayanışma..son çalıştığım işyerimde Planlama ve Üretim Müdürlüğü'ne atandığımda yazdığım bir yazıydı..ilk icraatımdı..üretim alanındaki duvarlara ve bazı ofislerdeki panolara asmıştım..adımı belirtmeden..biraz neşeli, biraz eğlenceli, biraz ilgi çekici gelmişti arkadaşlarıma..benim hedefimse şirket içinde kaybolan Dayanışma Ruhunu yeniden hatırlatmak ve çalışanların arasında gittikçe sönmeye yüz tutmuş doğru iletişimi canlandırmaktı..bir somunun vatanı kurtarmaya giden yoldaki kahramanlık öyküsünden en çok da, ofisler arasında içecek ve temizlik ihtiyaçlarını karşılayan, kendini en baştaki basit ama kıvılcımı çakan bir kibrit çöpü gibi hissettiğini söyleyen Neriman ablamızdı..o kendi deyişiyle bir somundu..ve mutluydu..daha değerli hissediyordu artık kendini..o artık en azından bir çaycı değildi..her şey onunla başlıyordu..kimi çalışan arkadaşlarım ise haftalar sonra bile anlatılmak istenen ana temayı yakalayamamıştı..yazıdaki mekanik aksanlar içinde unutulan mekanik parçalar olduğunu ve isimlerini de büyük bir bilgiçlikle söylüyordu bana..bense gülümsüyordum..buna da razıydım çünkü..o da anlatılmak isteneni elbet düşüne düşüne veya diğerlerinden öğrenecekti ve etki katsayısı da o oranda yükselecekti..öyle ki bazı şoförler bile bu konuya vakit ayırmış ve kamyon arkasına yazılan edebiyatlar gibi, bunun benzerini de araçlarıyla ilgili uyarlamışlardı..en çok hoşuma gidenler de onlardı..
Aynı çatı altında heyecan veren ortak bir amacımız vardı artık; "ekonomiyi kurtarmak". belki ekonomiye büyük katkılarımız olmuştur ama bana göre daha da önemlisi, dayanışma adı altında düzenlediğimiz bir çok aktivitenin, insanları birbirine yaklaştırması, kaynaştırması, bilgi alış verişlerinin önemi, hiyerarşik yapıyı biraz daha sinerjik yapıya dönüştürmesi ve çalışanların birbirine eskisine oranla daha saygılı, daha sevgili yaklaştırmasının başarılması adına, mutluluk vericiydi.
O son veda günü geldiğinde, her bireyin kazandığı dayanışma ruhunu, şirket sınırları dışında da temsil edeceklerine olan inancım da, beni hem teselli eden hem de büyük onur duymama vesile olan bir olaydı..
bir Civata, bir Dişliyi
bir Dişli, bir Gurubu
bir Gurup, bir Makineyi
bir Makine, bir İşletmeyi
bir İşletme, bir Fabrikayı
bir Fabrika, bir Ekonomiyi
bir Ekonomi, bir Vatanı kurtarır..
tam olarak buydu dayanışma..son çalıştığım işyerimde Planlama ve Üretim Müdürlüğü'ne atandığımda yazdığım bir yazıydı..ilk icraatımdı..üretim alanındaki duvarlara ve bazı ofislerdeki panolara asmıştım..adımı belirtmeden..biraz neşeli, biraz eğlenceli, biraz ilgi çekici gelmişti arkadaşlarıma..benim hedefimse şirket içinde kaybolan Dayanışma Ruhunu yeniden hatırlatmak ve çalışanların arasında gittikçe sönmeye yüz tutmuş doğru iletişimi canlandırmaktı..bir somunun vatanı kurtarmaya giden yoldaki kahramanlık öyküsünden en çok da, ofisler arasında içecek ve temizlik ihtiyaçlarını karşılayan, kendini en baştaki basit ama kıvılcımı çakan bir kibrit çöpü gibi hissettiğini söyleyen Neriman ablamızdı..o kendi deyişiyle bir somundu..ve mutluydu..daha değerli hissediyordu artık kendini..o artık en azından bir çaycı değildi..her şey onunla başlıyordu..kimi çalışan arkadaşlarım ise haftalar sonra bile anlatılmak istenen ana temayı yakalayamamıştı..yazıdaki mekanik aksanlar içinde unutulan mekanik parçalar olduğunu ve isimlerini de büyük bir bilgiçlikle söylüyordu bana..bense gülümsüyordum..buna da razıydım çünkü..o da anlatılmak isteneni elbet düşüne düşüne veya diğerlerinden öğrenecekti ve etki katsayısı da o oranda yükselecekti..öyle ki bazı şoförler bile bu konuya vakit ayırmış ve kamyon arkasına yazılan edebiyatlar gibi, bunun benzerini de araçlarıyla ilgili uyarlamışlardı..en çok hoşuma gidenler de onlardı..
Aynı çatı altında heyecan veren ortak bir amacımız vardı artık; "ekonomiyi kurtarmak". belki ekonomiye büyük katkılarımız olmuştur ama bana göre daha da önemlisi, dayanışma adı altında düzenlediğimiz bir çok aktivitenin, insanları birbirine yaklaştırması, kaynaştırması, bilgi alış verişlerinin önemi, hiyerarşik yapıyı biraz daha sinerjik yapıya dönüştürmesi ve çalışanların birbirine eskisine oranla daha saygılı, daha sevgili yaklaştırmasının başarılması adına, mutluluk vericiydi.
O son veda günü geldiğinde, her bireyin kazandığı dayanışma ruhunu, şirket sınırları dışında da temsil edeceklerine olan inancım da, beni hem teselli eden hem de büyük onur duymama vesile olan bir olaydı..